Beyinler çeşitli frekanslara açık alıcı-vericilerdir, tıpkı çeşitli frekanslara açık radyo alıcıları gibi... Dolayısıyla o beynin alıcı frekanslarına uygun dalga yayan, hiç tanımadığı kişilerden gelen dalgaları da alırlar farkında bile olmadan... Sonra da "Aklıma geliverdi" derler! Nereden?!!
Burada, konuyu bilen kişilere, "mirror neurons"-"ayna nöronlar" işlevini hatırlatalım...
Asırlar öncesinde, "ayna nöronlar" işlevinin insanlardaki açığa çıkışına şöyle işaret edilmiştir toplumlar tarafından:
"Üzüm üzüme baka baka kararır"!
Evet, beraber olduğunuz kişilerin veya içinde bulunduğunuz toplumu oluşturan beyinlerin yaydıkları "dalga"lar sizin beyninizde akis bulur ve o yönde programlanmaya tâbi tutulursunuz. İyi veya kötü... Toplumsal cinnet veya toplumsal huzur nasıl oluşuyor sanıyorsunuz?
Bu olayda olduğu gibi beyin ayrıca, yöneldiği kişiyle de iletişime girebilir. "Telepati" de derler bunun bir türüne...
Evet, bir diğer deyişle, yöneldiğiniz yapı tarafından beyniniz yönlendirilir; siz hiç farkında olmadan.
İşte beyindeki bu özellik dolayısıyla...
Rasûlullâh, kendisine inananlara çokça "salâvat" getirmelerini tavsiye etmiştir.
"Muhakkak ki Allâh ve melekleri, Nebi'ye salât eder... Ey iman edenler, siz de O'na salât (yönelin) edin ve teslimiyet ile selâm verin!" (33.Ahzâb: 56) uyarısı işte buna işaret eder.
İşte bu yüzdendir ki, kişi, Rasûlullâh (aleyhisselâm)'a ne kadar çok yönelir ve O'nu ne kadar çok anarsa, O'na salâvat getirirse, o nispette O'nun ruhuyla, bilinciyle bağlantı kurup, o yayın kanalından kendisine bilgi akmaya başlar; kapasitesi kadarıyla da bu gelen bilgiyi değerlendirir.
Hz. Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)'dan gelen "bilgi" ile "Sünnetullâh"ı daha iyi fark ederek sistemin gerçeklerini idrak etmeye başlar ve yaşamına bu gerçeklere göre yön verir. Bu da geleceğinin selâmet olmasını sağlar.
Esasen bu olay, sadece O'na mahsus bir olay değildir; bu bir sistemdir! Bir tür mekanizmadır! Beynin sayısız işlevlerinden biridir.
Kişiler, yaşayan veya boyut değiştirmiş kapsamlı ve kuvvetli bilinçlere (ruhaniyet sahiplerine) yöneldikleri zaman, o kişiden gelen dalgayı hiç fark etmeden alırlar ve "ayna nöronlar" ile bir şekilde değerlendirirler... Bu hayli geniş bir konudur. Maneviyat ehlinin, kendilerine yönelenlere bilgi aktarışı da bu yoldandır. "Râbıta"nın aslı da buna dayanır. "Murakabe" ise kişinin kapasitesine göre kendi derûnuna, "nokta"sına açılımıdır.
Kaynak:
AHMED HULUSİ WEB SİTESİ - SALÂVAT VE AYNA NÖRONLAR
Follow us: @AhmedHulusi on Twitter
birlikte olduğumuz kişilere dikkat etmeliyiz. negatif bir şey düşünen bir kişiyle berabersek, biz de negatifleşebiliyoruz.