Washington- A.B.D’de ve dünyada yapılan çalışmalar göstermektedir ki, insanlar, fiziksel ve zihinsel engelleri olsa da veya çok fazla paraları olmasa da, genelde hayatlarından memnunlar. Araştırmacılar, otobiyografik hafıza ve mutluluk ile ilgili birçok çalışmayı incelediler ve insan hafızasının mutluluğa meyilli olduğunu ve hafif depresyonun, iyinin kötüden üstün olduğu bu eğilime engel olduğunu buldular. Bu çalışmayla ilgili bulgular, American Psychological Association (APA)’a ait olan dergilerden Review of General Psychology’nin Haziran sayısında yayınlandı.
Bu makalede, Winston-Salem State Üniversitesi’nden W. Richard Walker, Ph.D., ve meslektaşları, insanların geçmişle ilgili anılarının daha çok olumlu yönde olmasıyla ilgili olarak iki sebep buldular. Birinci sebep; memnuniyet veren olayların, memnuniyetsizlik yaratanlardan daha fazla olması. Çünkü insanlar pozitif deneyimleri arayıp bulurken, negatif olanlardan kaçınıyorlar. Beş farklı araştırma grubu tarafından yürütülen 12 çalışmada, farklı ırk ve etnik kökenlerden gelen, yaşları 18-50 arasında değişen insanlar, hayatlarında olumsuzdan çok olumlu olaylar yaşadıklarını bildirdiler.
Bu durumu sağlayan diğer bir sebep ise, hafıza sistemlerimizin olumlu duyguları, olumsuz duygulardan daha farklı işlemden geçirmesiyle ilgili. Araştırmacılar tarafından incelenen yedi çalışmada, negatif duyguların etkisinin zamanla azaldığı görülmüştür. Memnuniyet yaratan duyguların, negatif duygulardan daha yavaş bir şekilde hafızamızdan silindiği bulunmuştur. Olumlu ve olumsuz duyguların etkisinin zayıflaması konusundaki bu eşitsizliğin sebeplerinden biri önemsiz gösterme (minimization) denilen işlem olabilir. Normal seviyelerdeki mutluluğumuza dönebilmek için, yaşam olaylarının etkisini azaltmaya çalışırız. Biyolojik, bilişsel ve sosyal olarak meydana gelen bu önemsiz gösterme işlemi, pozitif olaylara oranla negatif olaylar için daha kuvvetlidir.
Dr. Walker’a göre; “Bu göstermektedir ki pozitif olaylardan ziyade negatif olayların duygusal etkisini hafifletmeye yönelik bir eğilim var. Böyle bir hafifletme direkt olarak meydana gelmektedir çünkü insanlar, hayatlarını daha çok pozitif bir ışık altında görmeye güdülenmektedirler.”
Araştırma göstermektedir ki, bu etkiyi hafifletme konusundaki eğilim, hafızada meydana gelen geriye dönük bir sorundan ziyade, içten gelen bir duygusal hafiflemeyi temsil etmektedir. Yazarlara göre bu eğilim, hafızada meydana gelen sağlıklı baş etme işlemleri olarak görülmelidir. Fakat bunun, Sigmund Freud’un teorisindeki bastırma işlemiyle karıştırılmaması gerektiğini de eklemektedirler. Bu araştırmada ileri sürülen fikre göre insanlar negatif olayları hatırlarlar; sadece onları daha az negatif olarak hatırlarlar.
Tabiki hayat herkes için memnun edici değil. İncelenen sekiz çalışmada yer alan 229 kişiden 17’si, pozitif olaydan çok negatif olay bildirdiler ve bu da göstermektedir ki hafifletme etkisi herkes için aynı çalışmıyor. Hafif depresyonu olanlar arasında ise, olumlu ve olumsuz duygular eşit oranda hafifleme eğilimindedir. İnceleme yapan araştırmacılar tarafından yayınlanacak yeni bir çalışmada, 330 katılımcı yaşamlarında meydana gelen, duygusal olarak yoğun bir şekilde yaşadıkları altı olayı hatırladılar ve her bir olayı ölçtüler. Ayrıca, katılımcıların depresyon seviyeleri de değerlendirildi. Araştırmacılar, yükselmiş depresyon seviyeleri ile duyguların hafifletilmesi eğiliminin daha fazla zarar görmesi arasında bir ilişki bulmuşlardır.
Fakat depresyonu olmayanlar için yazarlar şunu söylemektedir: “Bu eğilim göstermektedir ki otobiyografik hafıza, kötünün iyiden daha güçlü olduğunu belirten teorik iddiaya bir istisnadır ve bu sayede insanlar trajedilerle baş edebilir, zevkli anları kutlar ve yarına ümitle bakar.”
Kaynak :
http://www.dbe.com.tr