08-12-2007, 09:35 AM
|
#1 (permalink)
|
Administrators Atakan Sönmez
Üyelik tarihi: May 2006 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Performans mi Değerli İlişkiler mi? Bu yazımın konusu bir arkadaşımın başından geçen bir olayla ilgili. Kendisi, önemli bir şirkette önemli bir pozisyona hazırlanıyordu ve şirketinin de kendisini bu pozisyon için hazırladığını düşünüyordu. Yaşadığı şok bir olayla tüm beklenti ve umutları yerle bir oldu. Kendisinin çalıştığı şirketin de yer aldığı gruptaki bir başka şirketten yeni bir yönetici bahsi geçen pozisyona atandı. Arkadaşım bu atama karşısında ciddi bir hayal kırıklığı yaşarken, mantığı devreye girdi ve yeni atanan yöneticinin bu pozisyon için daha üstün yetkinlikleri olabileceğini kendine telkin etmeğe başladı.
Şans eseri, yeni atanan yöneticinin şirketinde bir arkadaşı çalışıyordu. Onu aradı ve yeni atanan yöneticinin performansını sordu. Arkadaşı atamadan habersizdi ve o da şaşırdı bu duruma. Çünkü atanan yönetici son iki senedir C (idare eder) performans puanı ile değerlendirilmişti.
Bu konuşma sonrasında arkadaşımın yaşadığı hayalkırıklığı duygusu, bir anda aldatılmışlık duygusuna dönüştü ve artık şirketine güvenemez oldu. Terfilerde performansa göre değil ilişkilere dayalı bir değerlendirme yaklaşımı kullanıldığını düşünmeye başladı. Kendisi iddialı ve yetkin bir kişi olduğu için, yakında yeni bir iş aramaya başlayacaktır ve altı ay geçmeden bir başka şirkette görev alacaktır.
Şirketteki diğer orta kademe yöneticilerinin durumunun da arkadaşımınkinden pek farklı olduğunu sanmıyorum. Şirket dışından atanan bir yöneticinin hazmedilmesi bir yana bu yöneticinin C performans düzeyinde olduğunun duyulması, onların performans değerlendirme sistemine dolayısıyla şirketlerine olan inançlarını ciddi olarak zedeleyecektir.
Benzer duygular yeni atanan yöneticinin eski şirketinde de yaşanacaktır. Bu şirketteki orta kademe yöneticiler de C performans notuna sahip arkadaşlarının bir başka şirkete terfi ederek geçmesini hiç de güzel bir mesaj olarak algılamayacaklardır. Performanstan öte ilişkilerin her şeyden önemli olduğuna dair yargıları perçinleşecek, işi gücü bırakıp, “ilişkilere oynamanın’’ en iyi “kariyer yolu’’ olduğu gerçeğine yatırım yapmaya başlayacaklardır.
Gördüğünüz gibi bir atama kararı bir anda bu kadar insanın hayatında nasıl bir etki yarattı. Aslında bir an evvel sözü performans sistemine getirmek istiyorum. Birçok kuruluş, bu sistemi kurmak ve yaşama geçirmek için inanılmaz uğraş gösteriyor. Başta yöneticiler olmak üzere firmadaki tüm çalışanlar, bu konuda ciddi bir mesai harcıyorlar. Bu kadar uğraş verilmesinin nedeni, kurumsal bir yapı çerçevesinde “başarılı ile başarısızı’’ ayırabilmek ve herkese “layık olduğu’’ uygulamaları sunabilmek. Ancak gelin görün ki bu kadar emekle kurulan sistemler, arkadaşımın başından geçen olay tarzı uygulamalarla bir anda yerle bir oluyor.
O zaman kendimize şu temel soruyu soralım. Neden bu kadar emek harcadığımız performans değerlendirme sisteminin sonuçlarını prim ve terfi gibi uygulamalarda kullanmıyoruz?
Bu soruya verilebilecek ilk yanıt, performans değerlendirme sonuçlarına güvenmemektir. Detaylandırmak gerekirse, hedef tanımları, göstergeleri ve değerleri performansı doğru bir biçimde değerlendiremeyecek niteliktedir. Bu sorun teknik bir sorundur ve her teknik sorun gibi eninde sonunda çözülür.
Yıllardır bu işin içinde olan biri olarak; orta kademe yöneticiler bir araya gelip grup halinde hedeflerini paylaşırlarsa, paylaşılan hedefler ölçülebilir göstergelerle ve nesnel ölçme sistemleri ile hesap verilebilir hale getirilse ve hedef değerler de kıyaslanabilir verilere dayalı olarak tanımlanırsa bu sorun ortadan kalkar diye düşünüyorum.
Asıl zorluk, neden bu sistemi kullanmıyoruz sorusuna ‘’yöneticilik erkini sisteme devretmek istemiyoruz’’ yanıtını verdiğimizde başlar.
Bu yanıt birçok alanda karşı karşıya kaldığımız bir zaafiyettir. Yeni sistem ve yaklaşımları kuruluşlarımıza getirirken göstermiş olduğumuz istekliliği maalesef uygulamada bir türlü gösteremiyoruz. Karar alma ve takdir etme gücümüzü sistem ile paylaşma noktasına geldiğimizde elimizdeki gücü yitirme endişesi ile sistemi “by-pass’’ ederek, tekrar gücün elimizde olduğunu cümle aleme duyuruyoruz.
Elimizdeki yönetim erki ile önde ve gündemde kaldığımızı düşünüyoruz. Sistemleri devreye aldığımızda geri plana itileceğimizi, kontrolü elden kaçıracağımızı düşünüyoruz.
Keşke, elimizdeki yönetim erki ile değilde yaptıklarımızla gündemde kalabilsek orta kademe yöneticilerimizi ikna edebilsek. Keşke yaptıklarımızla kendimizi saydırabilsek.
Sistemlerini kurup, bu sistemlerin işlerliğini garanti altına almamış şirketlerin rekabette başarılı olma şansları bulunmuyor.
İçte barışını, karşılıklı güvenini ve performansa dayalı yönetim yaklaşımlarını oluşturmamış firmaların sadık ve istekli bir orta kademe yönetim kadrosuna sahip olması mümkün değildir.
Orta kademe yöneticilerinin, bir vücudun iskeleti olduğunu varsayarsak bu iskeleti oluşturan kemikler dağıldığında o vücüdun ayakta durması imkansız hale gelir.
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”sözünü hatırlatarak satırlarımıza noktayı koyalım.
Yazı : Hüseyin Adanalı Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |