evet günlük denedigim bir teknikle ne kadar gelişmeler kattetigimi bilmek ve bu teknigi istediklerim için nasuıl degiştirdimi ve sonuçları nasıl aldımı biliyor ve sevinç duyuyorum ama hala bir bir oluşumlardaki zamanda bekleme beni sabırsızlaştırmasını aşamadım
arkadaşlar denedigim teknikleri zaman zaman günlügüme yazmam iyi olur diye düşündüm umarım sizde dener sonuçları beraber alırız
centin denedigi bir teknik
Meditasyon Nasıl Yapılır?
Rahatsız edilmeyeceğini bildiğin rahat bir yere uzan. Gözlerini kapa. Hızla nefesini içine çek, ta ki daha fazla nefes alamayıncaya kadar. Daha fazla nefes alamadığın noktada nefesini hızla dışarı ver. Kumsalda oturup dolunay zamanı gökyüzünü seyrettiğin bir geceyi hatırla. Dalgalar kumsala gelir ve geri çekilir. Bunun bir ritmi vardır. Dalgalar gelir ve kum taneleri arasında içi hava dolu binlerce kabarcık oluşur. O kabarcıklar insanda güzel bir his bırakan hışırtı sesini yaratarak patlarken deniz geri çekilir. Nefes alıp verirken o ritmi yakalamaya çalış. Dalgaların kumsalı okşaması gibi nefesini al ve geri çekilmesi gibi nefesini bırak. Nefesini hızla al ve hızla ver. Bunu yapmak için dikkatini nefesinde topla. Aksi halde çok geçmeden uykuya dalarsın Onbeş yirmi kez nefes alıp verdikten sonra bedenin gevşeyecek ve oksijene doyacak. Daha fazla havaya ihtiyacın olmadığını fark ettiğin bir anda, nefesini son bir kez dışarı ver ve bekle. Nefes alma. Nefes verme. Sadece bekle. İlk zamanlar, nefessiz kalacağın endişesiyle ufak bir rahatsızlık hissedebilirsin. Bu normaldir. Nefessiz kalacağın endişesini yaşadığın anda tekrar, hızla, olabildiğince çok nefes al ve takiben hızla ciğerlerini boşalt. Havasız kalmana imkan yok, rahat ol, tüm kontrol senin elinde. Tekrar nefes al, nefes ver ve bekle. Nefes almaksızın beklediğin o noktada kendini güvende hissettiğinde, kendini seyretmeye başla. Nefes alma ihtiyacı tekrar oluşana dek öylece bekle.
--------------------------------------------------------------------------------
Kendini seyretmek nasıl olur?
Bir süre hızla ve derin nefes alıp verdin. Bedenin havaya doydu. Bir noktada nefes almayı bıraktın. O noktaya dikkat et. O noktada kendini görebilirsin. İlk tecrübelerinde farkedemeyebilirsin, bu çok normal. Sen bir gün farkına varana dek, günlük hayatın içinde düşünceler ve duygular kendiliğinden oluşur ve sen bunların içinde sağa sola, içeri ve dışa savrulursun. Nefes almayı bıraktığın o zaman diliminde düşüncelerin ve duyguların nasıl oluştuğunu görebilirsin. Çok geçmeden farkedersin ki sen dev bir okyanus üzerinde seyahat eden bir balıkçı kayığı gibi narinsin. O kayık hep orada olmuş, fırtınalarda savrulmuş, güneşli ve açık günlerde güneş ışığıyla kavrulmuş, üzerine yağmurlar yağmış ama tüm bunlar olurken kendini hiç farketmemiş. Aynı bu kayık gibi okyanus yüzeyinde gezindiğini görüverirsin. Yeterince sessiz kalır ve beklersen, bir anda, okyanus yüzeyine bir şişe çıkıverir. Sanki diplerden bırakılmış ve içinde hava olduğundan yüzeye fırlamış gibidir. Şişe yüzeye vardığında, içinde bir not olduğunu görürsün. Şişeyi açar, içindeki kağıda bakarsın. Kağıtta şöyle yazıyor olabilir: “Karnım Aç, Yemek Bul” ya da “Seks Yap!” ya da “Tuvalete Git!” Düşünceler böyle oluşur. Duygular böyle oluşur. Nefes almayı bıraktığın o noktada kendini görebilirsin. Aynı okyanus yüzeyine çıkan şişe gibi. O şişenin içinde ne yazdığına bakmak gibi.
Günlük hayat içinde, okyanus yüzeyine sayısız şişe çıkar. Öyle ki her bir şişeyi açmak, içinde hangi mesaj yazıyor okumak zorlaşır, hatta imkansızlaşır. Endişe içinde o şişeleri yakalamaya ve içinde yazan mesajı bulmaya uğraşırsın. Bulduğun mesajları okur, ne yapman gerektiğine karar verirsin. Bazı durumlarda ne yapman gerektiğini bilemezsin ve endişelenir ya da bir yerde sıkışmışsın gibi kapalı yer korkusu sarar içini. Ne yapmakta olduğunu fark ettiğinde şişelerin sayısı hızla azalır. Huzuru hissetmeye başlarsın. Bir süre sonra okyanusa dalar, derinlere doğru süzülürsün. Önce korkarsın. Sonra o dalışları sever ve ararsın.
Nefes almayı bıraktığın o noktada düşünce ve duyguların sana ulaştığı anı yakala. Başlarda düşünce ve duyguları yaşayıp bitirdiğinde farkedeceksin. Sonra düşünce ve duygularını yaşarken farkına varacaksın. Devam ettikçe, giderek düşünce ve duyguların başladığı anı yakalayacaksın. O anı yakaladığında düşünce ve duygunun kendiliğinden kaybolduğunu deneyimleyeceksin. Farkına vardığın anda düşünce ve duygular kaybolur. Onların orada var olma sebebi seni haberdar etmektir. Sen farkına vardığında görev tamamlanır. Daha fazla zihnini meşgul etmelerine gerek yoktur.
Bunların hepsi tek bir meditasyon sırasında gerçekleşmez.
Önce dalgaların bir kumsalı okşaması gibi, aynı o ritmde nefes alıp ver. Nefesini hızla al, hızla ver. Ciğerlerini alabildiği kadar havayla doldur ve arkasından boşalt. Havaya doyduğunu anladığın bir anda, son kez nefes al, ver ve o noktada nefes almayı kes. Bunu hergün fırsat buldukça tekrarla. On dakika, beş dakika, yarım saat, içinden geldiği gibi. Düşünce ve duygularını farketmekte ustalaştığında okyanusa dalabilir ve bedenini keşfetmeye başlayabilirsin. Bu çok eğlencelidir. Çok keyifli bir deneyimdir. Kendi bedeninde seyahate çıkmak gibidir. Her birimiz kendi evrenlerimizde yaşıyoruz. O evreni keşfe çıkmak, keşfedilmemiş yerlere ulaşmak, insanın kendinde var olduğunu bilmediği pek çok şeyi keşfetmesini sağlar.
bu deneyimi görseleştirmek için bakın neler ekledim