Türk ailesinin bağlılığı uluslararası düzeyde takdir görüyor
1987 yılında İsviçre’nin Morges kasabasında 200 senelik bir ıhlamur ağacı ile başladı bu hikâye. Çürümeye yüz tutmuş bu ağacın kuruyan dev cüsseli dalları, caddeye düşmeye başladığı an, ağacın kesilmesine karar vermiş ihtiyarlar meclisi. Ağaç kesilmişti kesilmesine de 200 senelik bir maziye sahip olan bu ağacın altında kim bilir kaç nesil piknik yapmıştı bir zamanlar. Birbirleri için atan kalpler serinlemişti bu ağacın gölgesinde. Kesilmesine rağmen bir anıt gibi duran dev gövdesinin ölümsüzleşmesi gerektiğine inanmıştı insanlar. Amerika’dan İsviçre’ye öğrencilere pedagojik eğitim ile katkıda bulunmak amacıyla gelmiştim. Bu ulu ağacın iki tondan fazla ağırlığı olan gövdeyi, atölyeme getirmişti bölge halkı. Bu gövdeye şekil vermem için bana emanet etmişlerdi.
Vatan hasretiyle yanıp tutuştuğum için, o anda içinde aile kavramının gücünü hissetmiştim. Anne, baba ve çocuklar birbirinden ayrılmayan parçalar… Yapacağım heykelin temasını bulmuştum. Hemen keski ve çekici elime aldım, başladım çalışmaya. Ta ki kafamda oluşturduğum sevginin, şefkatin, Türk aile bağlarının gücünü ıhlamur ağacının gövdesinde buluncaya kadar. Hasretiyle yanıp tutuştuğum Türkiye’ye geri dönecektim elbette bir gün. Mutlaka götürmeliydi bu eseri gittiği zaman memleketine. Öyle de yaptım bir zaman sonra. İsviçre’nin birçok şehrinde sergiledikten sonra bu eşsiz abideyi, getirip İstanbul’a Tarabya’ya, diktim. Hiçbir karşılık beklemeden yaptığım bu çalışmanın ne yazık ki kafasını kopardılar balta ile. Put dediler aile sevgisine. Soyut olan şekildeki o sıcacık sevgiyi göremedi o kör kalpler. O zamanın Sarıyer Belediyesi, kaldırdı attı heykeli bir köşeye. Nerede olduğu bile bilinmez artık. Kim bilir kimlerin sobasında birkaç saatlik ısınma karşılığında yok olmuştu o güzelim anı. İsviçre’den Türkiye’ye gelen bu gelin, defnedilmişti artık bilinmeyen bir köşeye.
1990’dan bu güne, yani 2008’e geldik. Bu anıyı tekrar canlandırmak için, 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında yenisini yapmak hayalim. Bu sefer yıkılmamak üzere tabi ki… Elbette yine sanatı desteklemeye hazır sponsor kuruluşların yardımı ile…Saygılarımla.Kuantum Düşünce Grubu Kurucusu, Başkanı: Ahmet Nuray
www.ahmetnuray.com