Kadının hası güle benzer.
Rengiyle, kokusuyla, dikeniyle...
Kadının hası yumuşak başlı olmaz,
Ama ağırbaşlı ve sıcak olur
Ağırbaşlılıktan kastım,sıkıcılık değil elbet.
Şımarıklığın da hakkını verir.
Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de.
Kadının hası, nerede nasıl davranacağını bilir,
İnsanların yanında kapris yapmaz, hır çıkarmaz;
Ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi,
Adabıyla istediğini alır.
Dırdır etmez;
Çok konuşup,baskı yapıp erkeğini bezdirmez.
Yüzgöz olmaz kadının hası.
kadının hası, ezik durmaz.
Kambur yürümez, dimdik durur.
Kendine saygısı, güveni vardır.
Erkeğine can yoldaşı olur,
Destek olur,onu dinlemeyi bilir.
Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu...
Arada pencereye yaslar başını,
Sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler,
Olgunluğuyla şaşırtır erkeği.
Bazen de öyle çocuk olur,öyle sağlam saçmalar ki,
Yine, yine şaşırtır onu.
Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın,
Kibirli olmaz.
Sıkmaz kadının hası, bunaltmaz,
Yaşa yaşa bitmez.
Huzur verir varlığıyla.
Kadının hası, kültürsüz olmaz,
Bomboş olmaz kafası.
Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar,
Söyleyecek sözü vardır.
Kişiliklidir,beceriklidir.
Tırnağı kırılınca üzülür,üzülür işte...
Profesör de olsa,sultan da olsa,boksör de olsa üzülür.
Kadının hası,korunmayı sever,
Ama korunmaya muhtaç olmaz.
Erkekler korumayı sever,
Yine de güçsüz ve zavallı kadınlardan hoşlanmazlar.
Güçlü kadından ise çekinirler,ona yanaşamazlar.
Kadının hası, bu dengeyi kurmayı bilir;
Gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz.
Kadının hasına naz da yakışır kapris de;
Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki,
Onun nazını erkek zevkle çeker.
Gerçek bir kadın şiir gibi olur,
Mey gibi olur, ömür gibi olur...
Benimsayfam.com 'dan