'Amerika'da Robert Fulton'un Clament adındaki ilk buhar gemisi, Hudson Nehri'nde ilk seferine hazırlanıyordu. Nehrin iki yakasında, bu tarihi hadiseyi görmek için, on binlerce insan toplanmıştı. Seyircilerden biri karamsar, yaşlı bir çiftçiydi. 'Gemiyi yürütmeyi asla başaramayacaklar' diyordu.
Fakat gemi çalışmıştı, sürati gittikçe arttı. Hızı arttıkça, geminin bacasından çıkan duman koyulaştı. Kalabalık halk bu büyük başarıyı çılgınca alkışladı. Karamsar, yaşlı çiftçi ise gördüklerine inanmazcasına başını iki yana sallayarak, “Ama gemiyi asla durduramazlar” diyordu.
Gün içerisinde bu ihtiyar çiftçi ile benzer kişilik yapısına sahip insanla karşılaşabilirsiniz. Bu tip insanlar trafik kazalarının en kuvvetli yorumcularındandır. Kaza yapan araçların durumları hakkında yaptıkları değerlendirmelerle kazazedelerin gerilmiş olan sinirlerinin daha da gerilmesine katkıda bulunurlar.
Hasta ziyaretlerinde ev halkının ve hastanın moralini bozma da çok marifetlidirler.
Çalışma ortamlarındaki tüm olumsuzları keşfedip bunu en kısa zamanda çevreye yayma konusunda kendilerini sorumlu hisseden bu insanların diğer insanlarla iletişimlerini yine olumsuz eleştiriler oluşturmaktadır.
Özel yaşantısında da eşleri ya da çocuklarından sürekli negatif elektrik alan insanların da yaşantısı gittikçe çekilmez bir hal alır.
Bütün bu olumsuzlukları bize yaşatarak ruhumuzu bunaltan insanların kişilik yapılarının büyük bir kısmı aile ortamlarında şekillenmektedir. Anne-babaların konuşmalarında geçen en ufak bir olumsuz cümle onların hafızalarına hemen yer eder. Örneğin, kullanılan ‘nefret ediyorum’ ifadesi bile ileride çocuğun ailesine yaşatacağı kötü bir sürpriz ile kendini hatırlatacaktır.
**Sözleriniz ve Dinledikleriniz Kişiliğinizi Belirliyor**
Araştırmalar ebeveynlerin çocuklarına söyledikleri her olumlu şeye karşılık, ortalama on olumsuz şey söylediklerini ifade ediyor. Bu durum on iki yaşındaki bir çocuğun daha şimdiden yüz bin olumsuz şey duymuş olduğunu ve günde yirmi azar işitmiş olacağını ortaya koyuyor. Kişiliği bu doğrultuda şekillenen bir çocuğun da gelecekte olgun davranışlar göstermesi mümkün olmuyor.
Hayata olumsuz bir çerçeveden bakan insanlar sadece çevrelerindekini bunaltıp sıkmakla kalmayıp aslında en büyük kötülüğü kendilerine yapıyorlar. Bir kişi, olumlu bir düşünceyi 4-7 saniye aklında tutarken, henüz gerçekleşmemiş bir olay için saatlerce, günlerce, hatta bir ömür boyu kaygı duyabiliyor.
Bazılarının Pollyannacılık diye adlandırdığı bu yaşam felsefesinin temelini pozitif düşünmek ve negatiflikten kaçmak oluşturuyor. Olumlu düşünmeyi alışkanlık haline getirerek huzurlu bir nefes almanın birkaç yolu var:
•Olumsuz görüşlere sahip olan insanlarla aynı bakış açısını kullanmayın.
•Olaylara karşı tutum ve davranışlarınızı denetlemeye çalışın.
•Cesaretinizi artıracak, size güç verecek insanlarla beraber olun.
•Hataları değil çözümleri görebilen insanlarla diyalog kurun.
•Motivasyonunuzu artıracak sözler bularak kendinize amigoluk yapın.
•Düzenli nefes alma tekniklerini kullanın.
•Gözünüzde başarısızlık değil başarı görüntüleri oluşturun.
•Hayatın çok kısa olduğunu, üzüldüklerinizin aslında çok da önemli olmadığını unutmayın.
Negatif düşüncelerin havanızdaki oksijeni yiyip bitirmesine izin vermediğiniz, sağlıklı nefes almanın tadına vardığınız bir yaşam dileğiyle….
9078