AHMET
Araştırmacı sanat danışmanı, eğitimci ve heykeltıraş 1950 İzmir doğumlu olan sanatçı, ilk, orta ve lise eğitimini Türkiye’de aldıktan sonra eğitimini devam ettirmek amacıyla Amerika’ya göç etti.
Gençlik yıllarında sporla iç içe yaşamanın etkisinde kalan sanatçı, Türkiye’deki eğitim yıllarında atletizmde birçok birincilikler kazandı. 100 metre, 200 metre, 400 metre uzun atlama, yüksek atlama, disk atma, üç adım ve 1500 metrede birçok defa birincilik, ikincilik ve üçüncülük madalyaları ile okuduğu okulların spor vitrinlerini doldurdu. Türkiye ortaokullar arası atletizm turnuvasında okulunun birinci olmasında sanatçının çok büyük bir payı oldu. Türkiye liseler arası atletizm turnuvasında yine okulunun Türkiye birincisi olmasında sanatçının payı büyüktür. Özellikle ferdi atletizm yarışmalarında aldığı birincilik madalyaları, sanatçının öğrenim yaşamında gurur kaynağı oldu. Liselerarası Türkiye birincilerinin yurtdışına gönderileceği milli atlet adayı oldu. O günün teknik sorumlularının hatası yüzünden, onun yerine, 200 metre Türkiye ikincisi yurt dışına yarışmaya gönderildi. Yurt dışında geleceğini arayanlar listesine kendisini eklemişti. Ahmet Nuray’ın yurtdışı eğitiminin başlangıç öyküsü böyle oldu.
Yurtdışında spor eğitimi almak için plan yaparken, babasının ağaç oymacılığından aldığı eğitim ağır bastı ve eğitiminde sanata ağırlık verdi. Geleceğini şekillendirmek için kendine sanatla yön çizdi. New York’ta başlayan sanat eğitiminin Los Angeles ve Santa Barbara uzantısında sanatın birçok dalında kendi öz benliğinin ihtiyacı olan eksiklikleri gidermek, heykel, resim, özgün baskı, seramik sanatının tüm inceliklerini öğrenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Fedakârlık, özveri ve zaman isteyen eğitiminin hakkını verdi. Eğitimini okul dışında da geliştirmenin farkına varan sanatçı, çevresinde gördüğü tanıştığı her uzman eğitimci ile çalıştı. Kendi üslubunu uzun bir tecrübeden sonra geliştirirken, birçok sanat sergisine kişisel imzasını attı. Hollywood çevresinde ünlü sinema sanatçılarının ilgisini çeken sanatçının eserleri, gelecek vadeden sanatçı statüsüne layık görüldüğünün bir kanıtı olmuştu. Eğitmeyi ana gaye edinmiş sanatçı, sanat eğitimi aldığı eğitim kurumunda ders vermeye devam etti. Santa Barbara’da açtığı atölyede birçok sanatçı yetiştirdi. Eğitim konusunda sanatsal düşünce yapısına sahip olan sanatçı, eğitimin sanat aracılığı ile verilmesinin gerekliliğine inandı ve buna yönelik çalışmalar yaptı.
1980’li yılların başında Transandantal Meditasyon adı verilen bir teknikle karşılaştı;. Pozitif yaşam felsefesine sahip olan sanatçı, sanat eğitmenliğini yaptığı öğrencilerinden bazıları bu tekniğin uzmanlarındandı aynı zamanda bu tekniği öğrenmeye başladı. Tekniğin o günlerdeki uygulayıcılarından olan insanlarla tanıştı. Bu insanlar arasında Hollywood yıldızları da vardı. Kısacası beyin hücrelerinin maksimum seviyede kullanmaya yardımcı olan bu tekniğin eğitimini almak vazgeçilmez olmuş sanatçı için. Ahmet Nuray uzun seneler süren bir eğitimin ardından, Transandantal Meditasyon tekniğinin uygulayıcısı olmuş, sanat eğitimi verdiği öğrencilerine, öğreteceği yeni bir konu daha eklemişti.
1985 yılında İsviçre’ye gidip Parapsikoloji ve Pedagoji eğitimi hakkında araştırmalar yaptı ve eğitim programlarına katıldı. Devamında aldığı bir teklifle Lozan Müzesi’nde on binlerce çocuğun eğitilmesi için bir eğitim programı uyguladı. Bu eğitim programı çok eski bir felsefenin yeni bir versiyonu niteliğindeydi. Lozan Müzesi’nde başlayan bu eğitim programının adı “Pedagojik Eğitimle Sanat Eğitiminin Bütünleştirilmesi”, kişisel bazda eğitilen her öğrencinin kendi yeteneğini geliştirmesine yardımcı olan bir teknikti. Her düşünen beynin sanat eğitimi sayesinde beyin hücrelerini geliştirilmesini hızlandırmayı temel alan bir teknik.
İsviçre’de bulunduğu dört yıl içinde kendini çeşitli alanlarda geliştirmenin yanı sıra, bildiklerini öğretmekle pozitif yaşamanın zevkini çıkaran Ahmet Nuray, birçok kişisel sergi açmayı da ihmal etmemişti.
1970’li yıllarda ayrıldığı ana vatanına geri dönmenin zamanı geldiğini düşünen araştırmacı eğitimci heykeltıraş Ahmet Nuray, 1990’lı yıllarda Türkiye’ye döndü. Hem Türk hem de Amerikan vatandaşı olan sanatçı, İsviçre’de yerleşmesi için yapılan tüm ısrarlara rağmen kafasındaki bütün projelerle beraber sanat eserlerini yanına alarak vatanına geri döndü. Yine sergiler açmak, projeler geliştirip uygulamak istiyordu. Bazılarını yaptı ancak engellerle karşılaştı, pozitif yaşam felsefesini uygulayarak on beş sene zamanını uykuda harcadı. Birçok fikrinin henüz gerçekleşmeyeceğini, zamanı gelince olması gerekenlerin olacağını bilen bir tavır ile on beş sene sonra 2008 Türkiye’sinde tekrar atağa geçmesi gerektiğine inanarak. Son kez olsa bile projelerinin hayata geçirilebileceği ortamların oluşmasını arzu ediyor, Amerikan vatandaşı olmanın avantajını kullanmadan. Amerika’ya geri dönmeden kişisel gelişiminde en çok payı olan ana vatanında sanatıyla eğitimciliği, projeleriyle birlikte faydalı bir dünya insanı olmak istiyor. Evrensel sanatçı kişiliği ile ana vatanına karınca kararınca yardımcı olmak istiyor.
YURTDIŞI SERGİLER
Patrick’s Gallery, San Francisco, USA
Atelier Gallery, Carmel, USA
Falkner Gallery, Santa Barbara, USA
Gallery 113, Santa Barbara, USA
Graphic Brokers Gallery, Santa Barbara, USA
Arlington Gallery, Santa Barbara, USA
Cpoenhagen Gallery, Solvang
Santa Barbara Public Library, S.B., USA
Santa Barbara Art Association Show, S.B., USA
The Santa Barbara New Comers Club, S.B., USA
Santa Barbara City College, S.B., USA
Port Hueneme Community Center, S.B., USA
Robertson’s Red Door Gallery, Moro Bay, USA
Mission Federal Savings, Santa Barbara, USA
Carnegy Cultural Museum, Oxnard, USA
La Casa de la Raza Community Center, S.B., USA
Cabrillo Art Center, S.B., USA
Eagle Gallery, San Diego, USA
Montecito Inn, Cafe Rouge, S.B., USA
Les Olivos Gallery, Los Olivos, USA
Gallerie “Au Temps qu Passe”, Genolier sur Nyon, Suisse
Galerie Saphistic, Geneve, Suisse
Art Form Gallery, Genéve, Suisse
Hôtel Beau-Rivage, Lausanne, Suisse
Exposition en plein air, Grancy, Suisse
Châteu de Morges, Exposition d’art, Morges, Suisse
Morges (700 ann) Art Exposition, Suisse
Musée Vivarium de Lausanne, Lausanne, Suisse
Musée cantonal de zoologie, Palais de Rumine, Lausanne, Suisse
Centre GATT, Organisation des Nations Unies, Genéve, Suisse
Banque Pariente, Genéve, Suisse
Exposition l’esle, Vaduis, Suisse
Galerie L’Escapade, Cartigny sur de Genéve, Suisse
Galerie Les Hirondelles, Coppet,Suisse
Galerie L’Escapade, Cartigny sur de Genéve, Suisse
Banque Pariente, Genéve 1988 ane, Genéve, Suisse
HYATT CONTINENTAL MOTREUX, Montreux, suisse
HYATT Hôtel, Les Accessoires expostion, Montreux, Suisse
BERGUES Hôtel, Suisse-Turqie assoiation club exposition, Genéve, Suisse
YURTİÇİ SERGİLER
Ramko Sanat Galerisi, İstanbul
Selçuk Efes Müzesi, Aydın
Kuşadası Açıkhava Sergisi, Aydın
Haliç Açıkhava Sergisi (Ticaret Odası Binası Yanı), İstanbul
Çanakkale Seramik Galerisi
Karayolları (Zincirlikuyu) Açıkhava Sergisi, İstanbul
Maslak Kasırları Açıkhava Sergisi, İstanbul
Tarabya Parkı Daimi Sergi, İstanbul
2010 – İSTANBUL AVRUPA KÜLTÜR KENTİ
Binlerce yıl, birçok medeniyetin beşiği olan Anadolu’nun incisi İstanbul, gecikmiş bir onura, “2010 Avrupa Kültür Başkentliği”ne ev sahipliği yapıyor.
Çeşitli medeniyetlerin kalbinin attığı, kültürel dokusu ile dünyanın nadir kültür merkezlerinden canım İstanbul, bizlerin elinde tarihin mirası olarak değerlenmeyi bekliyor. Gelecek nesillere bırakacağımız güzide şehir, kendisini şekillendirmesi için, bu topraklarda yaşayan insanların ilgisini istiyor.
Bugüne kadar her birey, elinden geldiği kadar, kendince değerlendirmeye çalışmış bu güzelim şehri: Kimi zaman surlarıyla bezemiş dört bir yanını… Kimi zaman camileriyle süslemiş her bir yanını… Kimileri saraylarla ebedileştirmiş kültürlerini, kimileri kana kana su içilsin diye çeşmelerle, şadırvanlarla süslemiş şehrin yedi tepesini… İnci gibi uzanan köprüler yapmış, Anadolu’dan Avrupa’ya her bir köşede sanat merkezleri kurmuşlar. Yollar inşa etmişler şehrin her bir köşesine… Dünden kaybedilen ağaçları geri getirmişler, oksijeni tekrar yaysın diye… Kısacası, yapmışlar yapacaklarını olumlu veya olumsuz geçmiş zamanda.
Şimdi yıl 2008. Hayat devam ediyor… İnsanlık için de, İstanbul için de hayatta kalma arzusu tüm ihtişamıyla devam ediyor. Gelecek günlere imzasını atacak yeni projeleri bekliyor inci gerdanlıklı İstanbul’um.
Her bir sanatkâr, her bir bilim adamı, her bir devlet görevlisi seferber olmuş üretiyor, düşlüyor. Pozitif katkılarla İstanbul için daha neler yapılabilir diye…
Bu toprağın bağrından çıkmış her vatandaş gibi biz de kolları sıvadık. Neler yaptık, neler yapabiliriz düşüncesiyle… Dilimiz döndüğünce, kalemin gücüyle düşüncelerimizi kâğıda nakşetmekle başladık ümit dolu projelerimize. Kuantum Düşünce Grubu Kurucusu, Başkanı :Ahmet Nuray
www.ahmetnuray.com