Bir iş görüşmesi öncesi...
Gerginsiniz. Adresi bulamama korkusuyla evden saatler önce çıkmanıza rağmen acele ettiniz ve lacivert pantolonunuzun üstüne siyah ceketinizi almışsınız. İş görüşmesinin başlamasına 15 dakika var ve geri dönmenize imkan yok.
Sizi beklemeye alıyorlar. Diğer adaylarla gayet sessiz bir ortamda oturuyorsunuz. O sırada içeri biri daha giriyor. Daha kaç kişi gelecek? Her gelen kişi şansınızı düşürüyor.
Sorular… Sorular…
Gerginsiniz. Adresi bulamama korkusuyla evden saatler önce çıkmanıza rağmen acele ettiniz ve lacivert pantolonunuzun üstüne siyah ceketinizi almışsınız. İş görüşmesinin başlamasına 15 dakika var ve geri dönmenize imkan yok.
Sizi beklemeye alıyorlar. Diğer adaylarla gayet sessiz bir ortamda oturuyorsunuz. O sırada içeri biri daha giriyor. Daha kaç kişi gelecek? Her gelen kişi şansınızı düşürüyor.
Görüşmeye son 15 dakika ve toplantı odasına birkaç metre mesafedesiniz. Birazdan oturacağınız koltuğu görebiliyorsunuz. Ama orada beş tane koltuk var. Olamaz! Yoksa görüşmeye dört kişi katılacak ve soru yağmuruna mı tutulacaksınız? Daha da kötüsü, o koltuklarda sizinle birlikte rakipleriniz mi olacak?
Dün gece, bugün ne olacağını düşünmekten gözünüze uyku girmemiş. Yay gibi gergin olmasanız oracıkta uyuyup kalacaksınız. Saat kaç? Daha 12 dakika var. Sadece 3 dakika mı geçti? Acaba kimler olacak? İnsan kaynakları yöneticisinden başkaları da girecek mi? Ya genel müdür de gelirse? Kesin kendimi yetersiz hissederim. Saat kaç? Daha 10 dakika var…
İlk aşama tamam. Sıra bende.
Görüşmenize birkaç saat var. Adresi telefonda almıştınız. Yerini tam olarak bilmeseniz de, nerede olabileceğini aşağı yukarı tahmin ediyorsunuz. Risk almamak için evden biraz erken çıktınız. Yolda ne olacağı belli olmaz!
Adresi bulduğunuzda görüşmeye daha 15 dakika var. Biraz erken gelmeniz gayet yerinde ve takdire layık bir davranış. Sizi beklemeye alıyorlar. Etrafınızda birkaç kişi daha oturuyor. Biri lacivert pantolon üzerine siyah ceket giymiş. Bunun farkında olmayabileceğini düşünüyorsunuz çünkü çok uykulu ve düşünceli görünüyor.
Sizden sonra gelen olmuyor. Onların da aynı görüşme için mi geldiğini bilmiyorsunuz. Ama sorun değil. Rakiplerinizin olacağını zaten biliyordunuz. Ayrıca grup mülakatı olmadığını telefonda öğrenmiştiniz. Bulunduğunuz yerden, birazdan yapacağınız görüşmede oturacağınız koltuk gözüküyor. Oraya oturmak için can atıyorsunuz. Çünkü buraya çağrıldığınızda biliyorsunuz ki, özgeçmişiniz uygun bulunmuş ve telefondaki görüşme iyi geçmiş. Yani ilk aşamaları geçmişsiniz, sizi dinlemek ve görmek için çağırmışlar. Hem sizinle ilgilenmeseler çağırmazlardı.
Saat kaç? Saatinize bakmanıza gerek yok, çünkü sık sık görüşme odasına bakan ve ayaklarını sürekli yere vuran yanınızdaki kişinin kocaman saati, bir masa saati gibi gözünüzün önünde. İçeri çağırıyorlar. Şimdi tek yapmanız gereken onlara istediklerini vermek: Kendinizi ve yaptıklarınızı anlatmak.
* * *
Sizce kimin şansı daha yüksek?