Ben 35 yaşında bir bayanım. Oğlum 6
yaşındayken boşandık. Şuan 12 yaşında. Babası başka bir hanımı tercih
edip onunla evlendi. O hanımın 2 çocuğu var. Eski eşim çouğumuza karşı
çok ilgisiz maddi manevi destegi yok, oğlum bu duruma çok üzülüyor, evde
sürekli sıkılıyor, derslerine ilgisiz ve çevresine karşı genelde
hırçın. Defalarca babasıyla konuşmama rağmen, çocuğa ilgi göstermiyor. Bu
duruma çok üzülüyorum. ileride asi bir çocuk olurmu? Ne yapmam
gerekiyor ve çocuğuma nasıl davranmalıyım?
Gökkuşağı
Sayın Gökkuşağı
Boşanmanın sizin ve çocuğunuz açısından kolay bir süreç olmadığını tahmin ediyorum. Yapılan araştırmalar çocuk gelişiminde babanın yokluğu ile doğabilecek negatif etkilerin değişik yollarla azaltılabileceğini ve çocukların sağlıklı bir gelişim yaşayabileceğini gösteriyor. Eski eşinizin sebeplerini bilmiyorum ama anlattığınız kadarı ile oğlunuza ve size fazla yakınlaşmaktan kaçınıyor. Bu durumda size önemli roller düşüyor.
Öncelikle eski eşiniz ile mantıklı bir şekilde konuşarak oğlunuzun yaşamında bir rol oynayıp oynamayacağına ve bu rolün ne olacağına kesin olarak karar vermeniz gerekiyor. Bütün araştırmalar babaların çocukları ile bir saat bile görüşmesinin yeterli olabileceğini ama bu sürecin kaliteli olması gerektiğini vurguluyor. Dolayısıyla açık açık eski eşinizden haftada kaç gün, kaç saat zaman ayırabileceğini sorun ve bu söze sadık kalmasını isteyin. Çocukların öncelikle güven duymaya ihtiyacı vardır. Her hafta aynı günde ve aynı saatlerde babası ile olacağını bilen çocuk bu duruma kolaylıkla alışacaktır. Fakat belirsizlik içinde, babasının ne zaman geleceğini bilmeyen çocuk huzursuzluk yaşayacaktır.
‘Çocuğa hiç zaman ayırmıyorsun!, umursamıyorsun! Çocuk senin yüzünden bu hale geldi!’ gibi duygu sömürüsüne yönelik genel konuşmalardan kaçının. Bu eski eşinizin sizden ve oğlunuzdan daha fazla uzaklaşmasına yol açar. Haftada bir saat bile yeterli olabilir. Sadece kendisinden bu süreçte oğlunuza tüm enerjisini vermesini ve kaliteli zaman geçirmek için çaba sarfetmesini rica edin. Yavaş yavaş oğlunuz ergenlik çağına yaklaşıyor, özellikle bu süreçte bir erkek modeli önemli olacaktır.
Eğer eski eşiniz hiç bir şekilde zaman ayırmak istemiyor ise bu durumu kabullenin ve oğlunuz ile açık açık konuşup durumu anlatın. Bunun büyük bir felaket olmadığını ve birlikte sorunları aşabileceğinizi ifade ederek oğlunuza güven verin. Unutmayın şu anda oğlunuz istenmediğini, sevilmediğini yada değersiz olduğunu düşünüyor olabilir. Bunun doğru olmadığını öğretmeniz gerekebilir. Çocuklar genelde konuşmalardan ve sözlerden daha çok davranışlara bakarak öğrenir, dolayısıyla sizin pozitif, neşeli, olumlu, umutlu, esprili ve enerjik yaklaşımınız çocuğun endişelenecek bir şey olmadığını anlamasını sağlayacaktır. Sorunlara gülerek çözüm bulmaya çalışın, bu da oğlunuzun aynı şekilde yaklaşmaya başlamasını sağlayacaktır.
Çocuğunuza babasını şikayet etmeyin, kötülemeyin, hakkında yargılamalar yapmayın. Sadece açık ve net olarak durumu dürüstçe açıklayın. Bırakın oğlunuz daha sonra babası ile olan ilişkisini nasıl geliştireceğine kendi karar versin. Eğer görüşmek isterse izin verin, istemez ise saygı gösterin.
Çevrenizde güvendiğiniz, oğlunuzun saygı duyduğu, sevdiği yada değer verdiği başka bir erkek modeli var ise o kişisen çocuk ile zaman geçirmesini rica edebilirsiniz. Bu kişi amca, dayı, öğretmen yada bir arkadaş olabilir. Önemli olan çocuğu dinleyecek ve anlayacak birinin olmasıdır. Eğer bu konuda hiç kimseyi düşünemiyor iseniz belki bir psikoloğa gitmesi faydalı olabilir. En azından duygu ve düşüncelerini paylaşarak rahatlama imkanı bulmuş olur.
Bir anne olarak size düşen en önemli görev anlayışlı ve sakin olmaktır. Her şeyin güzel olacağına dair inancınızı yitirmeyin ve yaşamı ikiniz içinde keyifli bir hale getirmeye çalışın. Derslerinin değil mutluluğunun önemli olduğunu hissettirin. Suçlamadan, yargılamadan ve sorgulamadan konuşmaya çalışın. Bu konuda daha fazla bilgi için Hatunca sitesindeki Çocuklar bölümünde bulunan çaşitli yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.
Öneride bulunmaktan, yorum yapmaktan, şikayet etmekten, suçluluk duygusu yüklemekten, çocuğunuza emir vermekten ve sürekli ne sorunu olduğunu sorgulamaktan kaçının. Bütün bu davranışlar çocuğun kendini baskı altında hissetmesine yol açar ve daha çok içine kapanmasına sebep olur. Rahat olun... Çocuğunuz konuşmak istediğinde onun için zaman yaratın ve sadece dinleyin. Kendi çözümlerini bulabilmesi için ona destek olun.
Haftada bir kere birlikte onun keyif alacağı bir aktivite planlayın. Başlangıçta zor olabilir. Hatta hiç bir şey yapmak istemediğini söyleyebilir. Vazgeçmeyin... Eğer hiç bir şey yapmak istemiyor ise o zaman kendisine ayırdığınız süre boyunca onunla oturup sizde hiç bir şey yapmayın ve boş boş oturun. Zaman dolduğunda gülerek bu birliktelikten çok keyif aldığınızı gelecek hafta gene tekrarlamak istediğinizi espri ile söyleyin. Bu kendisi ile ne olursa olsun (ne kadar sıkıcı olursa olsun) birlikte olmak istediğiniz mesajını gönderecektir.
Eğer
e binmek istiyorsa beraber
e binin. Eğer sinemaya gitmek istiyorsa sinemaya gidin. Kitapçılarda dolaşın. Birlikte fotoğraf çekin. Deniz kenarında yürüyüş yapın. Kısaca haftada belli saatlerinizin sadece ona ait olduğunu ve nasıl isterse o şekilde yaşayabileceğinizi söyleyin ve bu zamana sadık kalın, değiştirmeyin, uzatmayın, kısaltmayın yada bu sürede başka bir şey ile uğraşmayın. Oğlunuz ne isterse onu yapın... zor gelse bile.... Bu şekilde çocuğunuza birey olarak saygı duyduğunuzu göstermiş ve kendisine değer verdiğinizi hissettirmiş olursunuz. Böylece çocuğunuz da kendisine saygı duyması ve değer vermesi gerektiğini öğrenenebilir.
Bu dönemde arkadaş desteği oldukça önemlidir. Kendi yaşıtları ile birlikte olmasına, yaz kampı, gençlik kampı gibi aktivitelere katılmasına önayak olun. Spor yapması için destek verin. Çoğu kez spor yapmak çocukların sıkıntılarından uzaklaşmaları ve kendilerine olan güvenlerini kazanmaları için güzel bir yoldur. Eğer oğlunuz müzik, resim yada başka bir alana ilgi duyuyor ise, bu alanda yeteneğini geliştirmesi için yardım edin. Böylece O’nun kişiliğine verdiğiniz önemi göstermiş olacaksınız.
Unutmayın ders çalışmak her zaman sıkıcıdır. Belki ders çalışmayı eğlenceli hale getirmek ilgisini çekmesini sağlayabilir. Bazı çocuklar okuyarak öğrenirken bazıları görerek, dinleyerek yada tecrübe ederek öğrenir. Çocuğunuzun nasıl öğrendiğini bulmaya çalışın. Eğer resimlere bakmak hoşuna gidiyor ise o zaman resimli kitaplar, yada belgeseller ile ders çalışmasını sağlayın. Eğer deneyerek öğreniyor ise o zaman pratik yapabileceği alanlar bulmaya çalışın. Örneğin kimya dersi için deney yapabileceği bir ortam gibi...
Son olarak unutmayın insanlar tıpkı bir sünger gibidir. Duygularını gözeneklerinden dışarı yansıtırlar ve çocuklar sizi gözlemleyerek, davranışlarınızı, duygularınızı okuyarak yaşamı öğrenirler. Siz neşeli, umutlu, olumlu ve sevgi dolu biri olursanız, oğlunuzunda bu özellikleri öğrenip benzeri bir karaktere sahip olması çok yüksek bir ihtimaldir.
Mutluluk dolu günlerin sizin olması dileğiyle
Çiğdem Alper
Kaynak: HamileBilgi