29-12-2008, 05:25 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Prey
Son zamanlarda oynadığım en iyi bilimkurgu-fps oyunlarından biri Prey. 2006 yapımı bu fps oyununu farklı kılan bir çok yenilik var.
Senaryo
Tommy isimli bir Cherokee yerlisi olarak oyuna başlıyoruz. Tommy eski bir Amerikan Ordusu askeri ve şu an tamirci olarak Oklohamada çalışıyor. Bir kasabanın barındayız. Barda bir kavga çıkıyor ve ardından bizi garip ışınlar alıp götürüyor. Uyandığımız bambaşka bir yerdeyiz.
İnsanlar, makineler tarafından tutsak edilmiş ve adeta bir üretim bandından geçiyorlar. Bazıları hemen yolun başında öldürülüveriyor. Oyunun ileryen aşamalarında anlıyoruz ki, dünyamızı istila eden bu uzaylı ırk, evrenin çeşitli yerlerinden yaşam formları alıp onların üzeridne çeşitli deneyler yapıyor. Bu deneyler de genelde vahşice oluyor ve ölümle sonuçlanıyor. Daha oyunun başında büyükbabanızı bu şekilde kaybediyorsunuz.
Ama sizin JenI kurtarmak gibi bir amaç var. Oyun boyunca bunun için uğraşıyorsunuz. Oyunun uzunluğu da tatmin edici düzeyde. Özellikle oyunun yarısına kadar oldukça tempolu ve hızlı bir şekilde ilerliyorsunuz ama daha sonra zorluk derecesi arttığı için oyun biraz daha uzuyor.
Oyunun sonunda Jen ile ilgili bir süpriz var. Bunun bir benzerini de Quake 4te yaşamıştık. Oyun bittikten ve yazılar geçtikten sonra bir video daha çıkıyor ve Preyin devam edeceğini söylüyor, yani devam oyunu gelecek.
Atmosfer
Oyunu özel yapan öğelerin yanı sıra, sizi o ortamın içinde hissettiren gerçekçi bir atmosferi var. Mekânlar son derece özgün tasarlanmış.Gerçekten de bilinmedik bir yerlerde dolaştığınızı hissediyorsunuz.
Oyunun müzikleri de atmosfere ve Cherokee yerlilerine uygun. Bu açıdan da oldukça özgün olduğu söylenebilir. Tommynin diyalogları oldukça net, anlaşılır ve komik. Bolca küfür ediyor. Onun bu doğal tavırları, sanki oyunun içinde sz varmışsınız hissi yaratıyor.
Oynanış zor değil. Ortam tamamen farklı olmasına rağmen kolayca adapte olabiliyorsunuz. Kafanızı çok fazla karıştıran labirentvari bir tasarımı yok. Oyunun zorluk derecesi ve düşman sayısı, oyunun yarısından itibaren artıyor ve oyunun sonlarına doğru zirveye çıkıyor. Özellikle çok sayıda düşman ile çarpıştığınız arenavari ortamlarda ölmeden o bölümü geçmeniz çok zor oluyor. Ama öldüğümüzde kolayca geri geliyor olmamızdan dolayı bunu çok dert etmeyebilirsiniz.
Oyunun bir de sinematik bir yapısı var. Aralarda devreye giren görüntüler ile hikayenin akışı destekleniyor.
Organik ortam
Bulunduğumuz yer hakkında baştan bilgi sahibi değiliz. Oyun içerisinfe ilerledikçe bilgi ediniyoruz, hatta gözlerimizle tanık oluyoruz olup bitenlere. İçinde bulunduğumuz ortam bir uzay gemisini andırıyor. Fakat anormal olan şey, metalik kullanımın yanında organik bir yapının da olması. Yani organik kapılar, organik borular ve organik duvarlar var. Adeta yaşayan bir şeyler, metallerle iç içe geçmiş gibi.
Bu organik kapılardan ve deliklerden bazılarını açabilmek için, organik bir yumurtayı o kapıya doğru iterek patlatmamız gerekebilir oyun içinde. Bu aklınızda bulunsun.
Yapay yerçekimi ve tavanda yürüme
İşte oyunu ilginç yapan özelliklerden en önemlisi bence bu. Bazı odalarda yerçekimini yapay olarak değiştiren cihazlar var. Bunun yanı sıra yerçekimini daha kısıtlı bir alanda, bir yol üzerinde etkili kılan bir mekanizma da mevcut. Bu şekilde, duvarda ve tavanda yürüyebiliyorsunuz. Siz yürürken size baş aşağı bakan bir düşman tarafından ateş altında tutulmak gerçekten ilginç oluyor.
Işınlanma kapıları
Oyunun neredeyse bir çok yerinde ışınlanma kapıları mevcut. Bunlar ile bir ortamdan diğerine geçiş yapabiliyorsunuz. Bu kapılar gereksiz yere kullanılmamışlar. Oldukça mantıklı yerlere götürüyor sizi. Arada bir aniden beliriveren kapılar da oluyor ve birden önünüze düşmanlar çıkıyor.
Düşmanlar, canavarlar
Düşmanlarınız arasında neler yok ki! Sizi o mekâna ışınlamış olan uzaylıladan garip yaratıklara, zombilerden hayaletlere kadar. Genellikle düşmanların sayısı mantıklı, onları öldürmek için de bir kamyon dolsusu ceohane boşaltmanız gerekmiyor.
Önemli bölümlerin sonunda da bölüm sonu canavarı diyebileceğimiz zorlu bir yaratık karşımıza çıkıyor. Bunlar da ölümsüz değiller, etkili taktiklerle kolayca ölebiliyorlar.
Silahlar
Silahlarımız yarı organik. Canlı yaratıkları bile bomba niyetine kullanabiliyoruz. Silahların hepsi, her düşmanı alt etmeyebiliyor. Ama en temel silahınız olan ışın tüfeği diyebileceğimiz lazer destekli tüfek, en zorlu düşmana bile hasar verebiliyor.
Cephane sistemi diğer oyunlardaki gibi rakamla gösterilmiyor. Grafik ile takip ediyorsunuz ne kadar cephanenizin kaldığını. Oyun içerisinde pek cephane sıkıntısı çekmiyorsunuz.
En temel silahınız olan lazer tüfeğinizin cephanesi bitmiyor denebilir. En son noktasına geldiğinde kendini şarj ediyor ve size bir kaç atımlık hak veriyor.
Ruh modu
Cherokee yerlisi olmanın avantajını kullanıyoruz. Bazı yerlerde bedenimizi terkedip ruhumuzla dolaşabiliyoruz. Bedenimizin geçemediği manyetik kapıalrdan geçmek için faydalı bir özellik. Bu moda girdiğinizde oyunun rengi değişiyor, müziği değişiyor. Dönüpte kendinize baktığınızda, vücudunuzun havada süzüldüğünü görüyorsunuz.
Ruh modunda ölümsüz değilsiniz ama avantajlısınız. Orada da ok silahı kullanıyorsunuz. Bu da belli bir enerji gerektiriyor. Normal canınız gibi ruh modu için de enerji topluyorsunuz ölülerden.
Ölünce ne oluyor peki? Kendimizi garip bir yerde buluyoruz, havada uçuşan kırmızı ve mavi yaratıkvari ruhlara ok atıyoruz. Bunlardan mavi olanlar ruh gücü, kırmızı olanlar ise normal canımıza ait eneji veriyor. Bunlardan bir kaçını vurup kuyudan aşağı düşüyoruz ve oyuna o noktadan geri dönüyoruz. Bu açıdan baktığımızda teorik olarak ölümsüz olduğumuz söylenebilir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |