Sovyetler birliğinin dağılacağını prenses diana’nın öleceğini, 11 eylülde ikiz kulelere saldırı olacağını bilen kahin kadın felaketten 20 yıl önce yüzyılın sonlarına doğru ağustos sıcağında kursk sular altında kalacak ve bütün dünya bunu göz yaşları içerisinde izleyecek dediginde herkese çok anlamsız bir kehanet olarak görülmüştü ancak…
Rus donanmasının en yeni en teknolojik denizaltısı olan kursk, bir barents denizindeki bir tatbikat sırasında hala saklanan bir sebepten dolayı batmış, 150 metre uzunluğundaki denizaltı 100 metre dipte olmasına rağmen kazadan kurtulanlar olmadı ve yaşlı kadın bunuda tahmin ederek tüm dünya gözyaşlarını tutamayacak diyerek olaydan bu şekilde haber vermiş…
ve o günden sonra kör ve yaşlı olan bu kadına herkes kahin olarak baktı
Bulgaristanın kozhuh dağlık bölgesinde rupite köyünde yaşayan vangelina gusterova (vanga) ‘nın kehanetleri bu olaylardan sonra ülkesinin sınırlarını aşmış durumda 1911′de doğan ve daha 12 yaındayken sel felaketinde mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarmış ancak felaketten sonra her iki gözüde kör olmuş
vanga 1996 yılında hayatını kaybetti ancak ölmeden önce kehanette bulunduğu birkaç şey vardı işte onlar..
11 eylül saldırısını yıllar önce amerikalı ikiz kardeşlere ikiz kardeşler saldıracak diye kehanette bulunmuş
prenses diana’nın beklenmedik ani ölümünü sovyetler birliginin bölünecegini ( çöküşünü ) haber veren vanga’nın kehanetlerine bir yenisi daha eklenerek
2010′da dünyayı çok büyük bir savaş bekliyor asyada 4 devlet başkanına yapılacak olan saldırıdan sonra çıkacak olan savaş üçüncü dünya savaşı olabilir dedikten sonra başka kehanette de bulunmayacağını söylemiş
Rusya’da yayınlanan Pravda gazetesinde yer alan haberde, Vanga’nın ayrıca kendi ölüm tarihini bildiği, kendisinden sonra Fransa’da bir kız çocuğunun doğacağını ve 10 yaşına geldiğinde “kehanet” yeteneğinin yavaş yavaş ortaya çıkacağını ve 2009′da tüm dünyanın onun adını duyacağını da söylediği belirtiliyor.
Vanga pomak şivesi ile ve bulgarca konuşan gözleri görmemesine ragmen kapısının önünden ayrılmayan gazetecilerle de pek görüşmezmiş …
Fakat bir keresinde bir insanla karşı karşıya geldigimde dogumundan ölümüne bütün hayatı gözümün önünden film şeridi gibi geçiyor demiş
İnsanlar şifa için de bana geliyorlar. Ama şifayı doktorlarda aramalılar. Asıl ilaçlar ise, yaşadıkları topraklarda yetişen bitkilerde” demiş…
Bu Yazıyı Paylaşın