Galatasaray Kongresi sonrası Beyoğlu Galatasaray Kongresi sonrası Beyoğlu[/b]
Cumartesi keyfi için klasik Beyoğlu günü olarak bu cumartesiyi hedefledik ve sabah erkenden yola çıktık. Kahvaltı konusu evde halledildiğinden, sabah kahvesi için hemen sokağın girişindeki Gloria'ya girdik. Dışarı doğru bakan en öndeki koltuğa
kurulduk ve gelen geçene önce boş boş bakmaya sonra da hafiften incelemeye başladık. Neden mi ? Bizim Bağdat caddesinde insanlar sürekli bu pozisyonda oturup, tozu dumanı yutarak ve de o toz dumanla yemek yiyerek saatlerce ne zevk
alıyorlar diye merak ettiğimizden. Bir de epeydir gelmiyorduk buralarda neler oluyor diye [img]/images/smilies/smile.gif[/img] Hava henüz biraz soğuk olduğu için kapının kapatılma konusu bize ve yanda oturan bir adamcağıza sorun oldu. Nedense Gloria cafelerde ortak bir sorun
var. Bizim Şaşkınbakkal'da da hala kapıyı yapacaklar. Burada da servis yapan çocuk kapımız tam kapanmıyor deyince, insanlara kızmaktan vazgeçtik. Gelene geçene bakmaya devam. Oldukça hoş bir görüntü vardı. İnsanlar yazlık ve kışlık olmak
üzere çeşitlere ayrıldıkları gibi, kendi içlerinde de aynı çeşitliliği yaşıyorlardı. Adam kışlık, kadın çizmeli, tişortlü yazlık ve kışlık olabiliyordu. O kadar tanıdığım bir duygu ki bu; çocuklarım her zaman yaparlar. Kış ortasında yazdan
kalma bir elbiseye takılınır ve illaki gıymek için bahane aranır. Palto ile sandalet arası çeşitli insan manzaraları vardı. Turistler erkenden gelmişler ve etrafı gezme telaşı içinde aceleyle kahvelerini içip yola devam ediyorlardı. Bütün
bunların arasında farkettiğimiz şey, insanların abartısız halleriydi. Gençler de aynı şekildeydi. Yani ortalıkta tuhaf boyalı ve akseuarlı varlıklar yoktu. Cumartesi sabahı gördüğümüz bu doğal ortam hoşumuza gitti. Nereden bilirdik sonrasında
uygarlık dışı bir kalabalığa düşeceğimizi.. Yürüdük. Alışveriş yaptık. Sohbet ettik ...Simitçinin derdine çare olamadık, sadece küçük bir sohbetle ne kadar üzüldüklerini öğrendik. "Simit sarayları açıldı. Bizim ekmeğimize engel oldu halbuki
en güzel simit bizim taş fırın simitlerimiz" dedi [img]/images/smilies/smile.gif[/img] Kimsenin bir suçu yoktu. Büyük şehir yutmaya, öğütmeye devam ediyordu. Fransız sokağında bir tur attık. Yazın gelir serinleriz ne güzel olur. Geçen sene kahvaltıları harikaydı diyerek
merdivenleri nefes nefese geri çıktık. Kondisyon sıfırın altında eksi sonsuz. Ortalıkta tuhaf bir kalabalık vardı. Kocaman cipler, göşterişli arabalar ve kilit bir trafik. Aynı tipte insanlar ortalık yerde şöförlerinin kapılarını açtıkları
arabalarınabiniyorlardı.. Cumartesi günü zaten daracık olan o yolda trafiğin bu şekilde felç olmasını anlayamadık. Kaldırımdan yürürken birden yine aynı kalıpta bir adam geçti "Pardon" diyerek. Ortada pardon diyecek bir durum yok. Yol var.
Adamın üzerinde aynı tonda ceket pantolon bir kılık ve elde puro. Bir el de cepte. İnanılmaz bir havayla yürüyor. Allah Allah demeye kalmadı. Başka bir tane gördük. Elde puro, öbür el cepte, aynı kütlükte ve ortalıkta kendi arabasına binen, çevre
özürlü. Gerçekten inanılmaz bir görüntü vardı. Sanki bir sürü zengin ailenin filmlerdeki küt, kilolu ve şımarık, kendinden başkasını düşünmeyen çocukları ortaya salınmıştı. Ve burası büyük ihtimalle New York'tu. Kendimizi çiçek pasajına
atalım da kurtulalım dedik. Veee inanamadık. Bütün pasaj bunlarla doluydu. Çocukluğumdan beri gittiğim Entellektüel Cavit'in restoranında oturacak yer yoktu. Garsonlar bizi görünce yer bulmak istediler. Arkada küçük bir masa vardı. Bizi oraya
götürdüler. Yolun tam ortasında oturan aynı model bir varlık telaştan ölecek gibi oldu. Oraya bizim arkadaşlar gelecekler diye. Kadın mı gelmiş ya da insan mı var? Kusura bakmayın cümlesi mi?? Hayır hiçbiri yok. Ayyy bir inadım tuttu.
Oturacağım. Nitekim yandaki masada oturanlar "Biz kalkıyoruz" dediler. Zaten o bağırışta orada bir şeyler yemenin keyfi yoktu. Hep birlikte bağırıyorlar, sürekli tıkınıyorlar ve arada göbeklerini gevşetip cep telefonuyla konuşuyorlardı. Bardaklar
inanılmaz bir gürültüyle tokuşturuluyor, olmadı şişeyle şerefe hareketi yapılmaya çabalanıyordu. Kendilerini ne ve nerede sandıklarını bilmediğim bu insanlar ezici bir çoğunlukla, en ilkel davranışları sergiliyorlardı. Bu arada bizden
korunan o meşhur masa sahibi 2 arkadaşı da görmüş bulunduk. Gençten biri klasik tipte kilolu ve küt ve blazerle diğeri daha normal görüntülü iki varlık daha ortama katıldı. Oturdular ve camı sonuna kadar açtılar. Sormak gibi bir duyguları yok. İçeri
ciddi bir rüzgar da giriyor. Neyse biri "esiyor, hanımları da rahatsız eder" diyince kapattılar.Ama bu arada dönüp, kusura bakmayın gibi bir cümle de yok. Konuşmaya ve yemeğe daldılar. Garsonlar servis yapacak ama adam ortada oturuyor ve yiyor,
içiyor. Sandalye kenara çekmek hak getire. Gelen yemeklerin yenme ve bitme hızı da bir tuhaf. Bu insanları tıpatıp görüntüyle bu şekilde bir araya getiren neydi bilmiyorum. Ama bu derece başka insanları yok sayarak davranmanın ötesine
geçemediklerine göre, toplum içinde bulunmalarının yarattığı rahatsız edici manzarayı kaldırmak adına, özel bir yerde toplanmaları gerekir. O koca arabalarını şöfor olduğu halde cumartesi trafiğinde Galatasaray Lisesi'nin önüne getirecek
kadar normal olmayan bir davranışı engellemek için bile bu gerekli diye düşünüyorum. Bir elde puro, öbür el cepte caddede sadece ben yürüyorum modelleri için de sanırım uygun olur. Rakı şişelerini tokuşturmak, avazı ciyak konuşmak ve lise kantininde
dahi olmayacak bir görüntü yaratmak için özel bir yerde toplanmaları gerekir. Yedik ve kalktık. Gözünü sevdiğimin Kaktüs'üne gittik. Yerde uyuyan köpeğin huzuru, orada oturup gazete okuyanların sessizliğine karıştı. Kahvemizi içtik. O
sırada Ayşe (Ayşe Özyılmazel) çağırdı. City's e gelin. Yukarıdayım diye [img]/images/smilies/smile.gif[/img]))) Anneeee gökyüzünde nasıl bir açı varsa bugün kalabalık bir ortama yeniden düştük. Yemekler güzel, tatlılar harika görünüyordu. Sadece çay içtik ve inanılmaz güzel
bir tatlı yedik. Ruhumuz dinlendi. Sohbet ettik. Orada da ciddi bir kalabalık ve bir sürü değişik insan vardı. Sabah Beyoğlu'nda gördüklerimizden farklı. Olsun [img]/images/smilies/smile.gif[/img] Normaldiler. Ve birarada olmaları başkalarını rahatsız etmek gibi bir biçim ve
enerji taşımıyordu.
Dünyayı düşünün, ülkeyi kurtarın, her şey için savaşın demiyorum. Hepimiz o gün o anı bile kurtarabilsek genele yayılır. Bir yere giderken yanınızda oturanları, sizinle birlikte olanları, sizden sonra gelecekleri
düşünün, onların da sizinle aynı haklara sahip insanlar olduklarını. Bu, Tanrı'nın iyi veya kötü ayırım yapmadan her kuluna verdiği bir hak. Bizlerin bu hakkı vermemek konusunda gösterdiğimiz çabada, kendimizi koyduğumuz yer neresi
????
Sevgiyle, ayla Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |