Tuz ve Sağlığınız
Tuz ve SağlığınızBitkiler mineralleri topraktan alır. İnsanlar bitkileri (tahıl, sebze, meyva) yiyerek mineralleri alırlar. Son 50 yılda, insanoğlu doğal sistemi/dengeyi suni gübrelerle (azot, fosfor ve potasyum içeren) bozarak daha fazla ürün aldı, daha fazla alanı ekti-biçti, verimini ve gelirini artırdı. Ancak toprağın mineral içeriğini bilinçsizce tüketti. Bilimsel çalışmalar bugünkü sebze ve meyvelerin 50 yıl öncekilerine nazaran ancak %10 kadar besin içerdiğini göstermektedir.
Neden Çok Tuz İsteriz?
Tuz insanların ilk bulduğu ve kullandığı maden/minerallerden (doğal kaynak) biridir. Eski çağlardan beri besinleri saklamakta ve tatlandırmakta yaygın olarak kullanılmaktadır. İnsanlar vücutları için besinlerden yeteri kadar mineralleri alamayınca, günlük beslenmemizde çoğumuz daha fazla tuz kullanırız. Onu şiddetle arzularız. Bunun nedeni vücudumuzun 82 eksik elemente/minerale olan isteğidir. Bu 82 elementin çoğu iz elementleri olup, vücudumuz tarafından çok az miktar gerekir, ancak eksikliği bugün bir çok hastalıklara yol açabilmektedir. İnsanlar mineral ihtiyaçlarını iki kaynaktan temin edebilirler: bitkiler ve tuz.
Doğal Rafine Edilmemiş Deniz Tuzu mu? Rafine Sofra Tuzu mu?
Doğal rafine edilmemiş deniz tuzu insan vücudu için gerekli minerallerin çoğunu gerekli oranlarda içermektedir. Doğal tuz vücut sıvılarının hücrelerden serbest geçişine yardımcı olurken, rafine tuz sıvıların geçişini engelleyerek kronik böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Rafine edilmemiş ve işlem görmemiş doğal deniz tuzu sağlık için önemlidir. Doğal deniz tuzu daha iyi bir tada sahip olduğu gibi vücuda gerekli mineral ve iz minerallerini de sağlayabilmektedir.
Tuz ve İnsan Sağlığına Etkileri
Kanımızın ve tuzlu sıvıların kimyasal ve mineral bileşimleri ile deniz suyu arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Annesinin karnındaki embriyo tuzlu su ile dolu bir kese içinde bulunur. Deniz suyu 84 mineral elementi içerir ve bu elementler insan vücudunda bulunur. Modern bilime göre bu elementlerin 24ü yaşam için zorunlu olmasına rağmen 84 elementin uygun dengesi iyi sağlıklı vücut için gereklidir. İyon kaybı dengesizliklere, hücre yaratma ve büyümede bozulmalara sebep olur. Hücre kayıpları sinir bozuklukları, beyin kusurları, kas hasarları ve hastalıklara neden olur. Bu yüzden kandaki tuz ve iyonların uygun mineral dengesi sağlık için hayati öneme haizdir. Bu kompozisyon çok kesin sınırlar arasında olmak zorundadır.
Bir çok hastalıklar ve kötü sağlık şartları mineral eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu minerallerin çoğu deniz suyunda bulunmaktadır. Bugün kullanılan tuzların çoğu büyük endüstriyel firmalarca üretilmektedir. Üretilen tuzun %93ü sanayi proseslerinde ve %7si besin olarak kullanılmaktadır. Tuz ya geniş yer altı yataklarından ya da deniz/göl sularından rafine edilerek elde edilmektedir. Tuz içindeki safsızlıkları uzaklaştırmak ve mineralleri çıkararak tuzu daha çekici ve homojen yapmak için rafine edilir. Rafinasyon ile tuzun görünümü güzel ve akışı kolay olur, ancak içerdiği 84 minerallin 82si uzaklaştırılmış olur.
Endüstriyel prosesler sadece sodyum ve klor içeren tuz gerektirir. Uzaklaştırılan 84 elementin 82si yan ürün olarak ilave gelir getirdiğinden ayrı satılır. Örneğin bor motorlarda vurmayı azaltmak için petrol katkısı, kimyasal gübre vs. olarak kullanılır. Tuzdan uzaklaştırılan kimyasallar ve mineraller plastik yapımında kullanılır. Sonuç olarak, rafine sofra tuzları sadece sodyum klorürdür, diğer tüm yararlı element mineralleri uzaklaştırılmıştır.
Kimyasal katkı maddeleri alüminyum hidroksit ve alüminyum silikat (%1) tuzu beyazlatmada ve paketlemede su emmesini önlemek için ilave edilir. Böylece tuz kolay akar, iyot ve iyotlu (potasyum iyodür) dengeleyiciler (50 mg/kg) de ayrıca ilave edilir. Rafine tuzun su emmemesi, tuzun vücudumuz tarafından uygun şekilde absorplanmasını da engeller. Bu yüzden rafine sofra tuzu zararlıdır. Rafine tuz içindeki kimyasal katkılar, vücudumuzun tuzu emmesi ve işlemesini zorlaştırır. Sonuç olarak rafine tuz vücudumuzda birikir. Tuzun bir kısmı damar duvarları, arterler, beyin, idrar yolları, cinsel organlar, bez sistemleri veya kemiklerin eklemlerinde birikerek problemlere yol açabilmektedir. Sonuçta bu bölgelerin kırılgan olmasına ve hayati vücut fonksiyonlarının zayıflamasına neden olabilmektedir.
İyi Tuz – Kötü Tuz
Modern tıbba göre tuz alkol ve sigara gibi dietten uzaklaştırılması gereken bir madde olarak görülür ve yüksek tansiyonun en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Yüksek tansiyon ve kalp hastaları için düşük tuz diyeti rafine tuzlar için geçerlidir. Doğal deniz tuzu bir çok mineral içeren sodyum klorürün birikimini engelleyen ve kan basıncını düşüren bir madde olmaktadır. Deniz tuzu fazla sodyumu uzaklaştırmaktadır. Tuz diyeti/azlığı aynı zamanda insanlarda hücre dejenerasyonu ve yaşlanmasını hızlandırmakta ve biyokimyasal açlığa neden olmaktadır. Tuz azlığı böbrek zayıflığı, karaciğer stresi ve adrenal tükenmesine yol açabilmektedir. Ayrıca kalp kasları kapakçıklarının yorulması olabilmektedir. İyi doğal deniz tuzunun iyileştirme gücü C ve E vitaminleri ve diğer besinlere eşit olduğu savunulmaktadır.
İyi tuz %100 el ile hasat edilmiş, beyazlatılmamış, kekleşme reaktifleri ilave edilmemiş, yıkanmamış, düşük sodyum klorür seviyeli, katkı maddesiz, 84 mineral içeren, rafine edilmemiş doğal deniz tuzudur.
Tuz ve Türkiye
Türkiye, tuz potansiyeli açısından oldukça zengindir. Tekel 1 adet deniz, 3 adet göl, 4 adet kaya ve 38 adet kaynak olmak üzere 48 tuzlaya sahiptir. Toplam kaya tuzu rezervi 343 milyon ton ve deniz tuzu rezervi ise sonsuzdur. Tekelin yıllık üretim ve satışı yaklaşık 2 milyon ton civarındadır. Türkiyede üretilen tuzların çoğu rafine tuz olup %40 sodyum ve %60ı klor içermektedir.
Prof.Dr. Muammer KAYA
OGÜ, TEKAM Müdürü
Eskişehir, Osmangazi Üniversitesi
Teknoloji Araştırma Merkezi (TEKAM) Müdürü, email: mkayaqogu.edu.tr
Kaynaklar
1.www.saltoftheearth.com
2.Endüstriyel Hammadde Yatakları ve Madenciliği, 1992. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |