Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuİlk tanımlanmasından yaklaşık yüzyıla aşkın bir süre geçmesine karşın Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ancak son 25-30 yılda Psikiyatri gündemindeki yerini alabilmiştir. Tarihsel süreç içinde Minimal Beyin Zedelenmesi, Minimal Beyin Disfonksiyonu,Hiperkinezi, Hiperkinetik Sendrom ve Hiperaktiviteli Dikkat eksikliği Sendromu gibi farklı isimler ele alınmış, son sınıflama sisteminde ise Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olarak tanımlanmıştır.
DEHB çocukluk çağının en önemli psikiyatrik sorunlardan biridir. Çocuk psikiyatrisi polikinliklerine başvurularda ilk sıraları DEHB almaktadır. Başta bireyin kendisi olmak üzere aileyi, okulu ve toplumu ilgilendiren yönleriyle ve geniş anlamıyla bir eğitim ve öğretim sorunudur. Sorun erken teşhis edildiğinde tedaviden elde edilen sonuçların yüz güldürücü olması, DEHB nin başta sağlık ve eğitim alanında çalışanlar olmak üzere çocuk ile ilgili tüm bireyler tarafından mutlak bilinmesi gerekli konular arasında yer alması gerektiği gerçeğini göstermektedir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüsellik olarak sınıflandırılabilen üç temel belirti kümesinden oluşur. Bu ana belirti kümelerine göre, DHEB alt tipleri tarif edilerek tanısal yaklaşım sınırları genişletilmiştir. Önceleri bu sorunun daha çok davranışlara yansıyan aşırı hareketlilik ve dürtüsellik boyutu üzerinde durulmuş ve dikkat eksikliği tablosu gözardı edilmişti. Oysa dikkat eksikliği çevresini rahatsız ettiği unutulmamalıdır. Günümüzde hiç kimse öğrenmenin önemini yadsıyamaz. Dikkat sorunu nedeniyle öğrenemeyen bir çocuğun iyi eğitim alması beklenemez.
Aşırı harekelilik( Hiperaktivite)
Hiperaktivite denince genellikle düz duvara tırmanan çocuk akla gelir. Oysa her hiperaktif çocuk düz duvara tırmanacak kadar hareketli ve kontrolsüz olmak zorunda değildir. Hiperaktivite bir anlamda kıpırtılı olma, oturamama olarak tanımlanabilir. Aslında her çocuğun harekeli ve enerjik olması beklenir. Çocuk koşar, düşer ve gürültü çıkararak oynar. Bunların hepsi doğal karşılanabilir. Ancak DEHBde çocuğun hareketliliği ve kıpırtılı hali aşırıdır ve yaşıtlarıyla kıyaslandığında farklılık hemen gözlenir. Genellikle bu çocuklar okul öncesi dönemlerinde (3-6 yaş arası) bir motor tarafından sürülüyormuş gibi sürekli hareket halindedirler. Bitmik tükenmek bilmeyen bir enerjileri vardır. Oturmayı sevmezler ve adeta otururken yorulurlar. Yükseklere tırmanır, koltuk tepelerinde gezer, evin içinde koşuşturur ve dur sözünden anlamazlar. Sakin bir şekilde oynamayı beceremez, bir süre sakin bir şekilde oturamazlar. Oturmaları gereken durumda ise elleri ayakları kıpır kıpırdır. Çok konuşur, iki kişi konuşurken sık sık lafa girerler. Masanın başında oturmaz, dolayısıyla derslerini uygun mekanlarda çalışmazlar. Yere uzanarak, yatak üzerinde, koltuk tepesinde ya da ayakta dolaşarak ders çalışmak isterler.
Dikkat eksikliği
Dikkat eksikliği çocuğun dikkat süresinin yaşına göre az olması ve özellikle okuma, yazma ve matematik gibi akedemik alanlarda dikkatin kolay ve çabuk dağılması anlamına gelir. Çocukta dikkat kusuru özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelkir. Okul öncesi dönemde de herşeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, anne, baba ya da öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın başına oturamaz, otursalar dahi tuvalete gitme, su içme gibi çeşitli bahanelerle sık sık masa başından kalkarlar. Ders çalışırken sürekli yanlarında birini isterler. Üzerine aldıkları bir işi bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden başka bir işe geçerler. Kendisiyle konuşulduğunda sanki dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu bir kaç defa söyledikten sonra yerine getirirler. Bu nedenle komutlarınızı sık sık tekrarlamak zorunda kalırsınız. Sınıfta dersi iyi takip etmedikleri gözlenir. Dışarıdan gelen uyraılarla hemen dikkatleri dağılır. Ders dışı işlerle fazla ilgilenir, elindeki kalem, defter ve oyuncak gibi malzemeyle uğraşır, dersi takip etmezler. Derste sıkılmaları nedeniyle sınıfın dikkatini ve huzurunu bozacak konuşma, arkadaşlarına laf atma ve garip sesler çıkarma gibi davranışlar sergileyebilirler. Ya da bedenleri sınıfta olmasına karşın zihinleri başka yerdedir. Ders anlatırken dalıp gider ve akıllarından başka şeyler geçirir, gün içi olanları ya da olacakları düşünür hayaller kurarlar. Gündüz düşleri olarak ifade edilen bu hal en çok öğtermenler tarafından fark edilir ve aileye çocuğun dalıp gittiği, sanki bir sorunu varmış gibi düşüncel, oladuğu ifade edilir. Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yapabilirler. Genellikle kelime uydurmalarına, hece atlama ya da eklemelerine sık rastlanır. Unutkan olabilirler. Öğrettikleriniz ve iyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk unutabilirler. Söylenilen sözü tam dinlemedikleri için gün içinde basit unutmalarıda olabilir. Özellikle birinci ve ikinci sınıfta sık eşya kaybetme ve okulda eşya unutmaları gözlenebilir. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Ders kitabı okumanın yanında hikaye ve roman türü kitapları okumaya karşı da genellikle isteksizdirler. Yaşanan tüm bu öğrenme zorluklarına sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar da eklenir. Sabırsızlıkları ve çabuk sıkılmaları, soruları yanlış okuma ve dolayısıyla da yanlış anlamalarına neden olur. Çok iyi bildikleri bir soruyu dahi basit hatalarla yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolayca kanarlar. Özellikle ilk okula başladığı yıllarda sınav kağıdını öncelikle vermeyi marifet sayarlar. Sonunda bilgileri ve bildiklerinden daha azı oranında not alırlar. Daha sonraki yıllarda ise sınavlarda oyanlanmaları nedeniyle süre sorunu yaşarlar ve sınavı vaktrinde yetiştiremezler. Dikkat eksikliği okul öncesi dönemlerde pek farkedilemeyebilir. Bu çocukların ancak bir kısmı ders dışı etkinliklerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar beşinci altıncı sınıfa kadar derslerde sorun yaşamayabilirler. Bu çocukların ancak bir kısmı ders dışı etkinliklerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. Evde iyi çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde ders notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla birlikte başarıda ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır. Dikkat eksikliği olan çocuklar ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağnıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar. El yıkama, diş fırçalama ve giyinme, elbisesini dolaba asma gibi işlerde dahi ya çok ağır davranır, oyalanır ve işin süresini uzatırlar ya da hızlı ancak kalitesiz iş üretirler. Kısacası bu çocuklar başta dersler olmak üzere günlük işlerin çoğunda iyi organize olamazlar.
Dürtüsellik
Sonunu düşünmeden eyleme geçme olarak tarif edilebilecek olan dürtüsellik, bu çocukların sosyal uyumlarını bozan en ciddi belirti kümesidir. Sabırsızlıkları, sırasını beklemede güçlük çekmeleri ve yönergeleri dinlememeleri tipik özellikleridir. Sonuçta kendileri ve çevresindekiler için zararlı olabilecek fevri hareketleri ve sınır tanımadaki zorlukları davranış sorunlarının ilk habercileri gibidir. Yaşıtlarıyla birlikte olduklarında olaylara aşırı tepki vermeleri ve fiil ve sözle arkadaşlarını rahatsız etmeleri nedeniyle toplum içinde istenmeyen adam ilan edilirler. Bu çocuklar disipline olmadıkları zorlukları nedeniyle kuralları kuralları sevmezler ve kurallara ve otoriteye karşı gelirler. Kendi düşüncelerine göre hareket etmeyi sever ve yeğlerler. Kendilerini frenleyecek her türlü etkiye karşı da direnç gösterirler. Oysa dürtüleri için içsel frenleme güçleri yeterince gelişmediği için sık sık başkalarından uyarı almak zorunda kalırlar. Bu uyarıları da genellikle kulak arkası ederler. Eylem öncesinde, eylemin sonunda ne olacağını düşünemezler, ancak kötü bir sonuç oluştuğunda da genellikle üzülür ve bir daha yapmayacaklarına söz verirler. Bu sözü tutmaları ise hayli zordur. Bir anlamda"ne yaptıklarını düşündükleri an zaten o işi yapmış olurlar".
Alt tipleri
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu dendiğinde yanlışlıkla sorunun sadece davranışlar ile ilgili dışa yansıyan yönü akla gelir. Hiperaktif çocuk kavramı yanlız başına kullanıldığında bu yanılgıya düşebilir. Oysa sorunun tıbbi adı tam olarak Dikkat Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğudur. Aşırı hareketlilik kadar sorunun dikkat eksikliği boyutu da düşünmeli ve incelenmelidir. Bu nedenle DEHB üç ana başlıkta sınıflandırılmıştır.
1.Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu:Bileşik Tıp
Klasik anlamda DEHB dendiğinde anlaşılan birleşik tiptir. Dikkat eksikliği belirtilerinin yanında hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri de bulunmaktadır. Küçük yaşlarda daha çok hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri ön planda iken yaş büyüdükçe dikkat eksikliği belirtileri daha ön planda gözlenmeye başlanır.
2.Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu: Hiperaktivite ve İmpulsivitenin önde geldiği tip
Hiperaktivite ve İmpulsivite belirtileri belirgin iken dikkat eksikliği belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarıları kötü değildir, ancak bulundukları ortamda hiperaktivite ve impulsiviteleri nedeniyle uyum sorunu yaşarlar.
3.Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu: Dikkat Eksikliğinin önde geldiği tip
Dikkat eksikliği belirtileri belirgin iken hiperaktivite ve impulsivite belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarıları iyi değildir, ancak hipetaktivite ve Impulsivite belirgin olmadığından uyum sorunu yaşamazlar. Bu gruptaki çocuklar sosyal uyum sorunu yaşamadıkları için genellikle tedaviye getirilmez ve ailesi tarafından tembel ya da okumak istemiyor diye nitelendirilirler.
Görülme Yaşı, Cinsler Arası Fark ve Görülme Sıklığı
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri genellikle 4-5 yaşlarında gözlenmeye başlar. Ancak çoğu çocukta okul dönemi ile belirgin hale gelir. Ancak belirtilerin mutlaka 7 yaşından önce başlaması gerekir. Bir kısım çocuklar ise daha bebekliklerinden huysuzlukları az uyumaları ve az yemeleri ile dikkat çekerler. Okul öncesi dönemde yaşıtları ile ilişkilerde zorlanma, kurallara karşı gelme ve etkinliklerden çabuk sıkılma gözlenebilir. Okul döneminin başlamasıyla dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunlarının güdeme gelmesi ve arkadaşlarla olan sorunları aileyi tedirgin etmeye başlar. Ergenlik döneminde ise okul başarısızlığı yanında davranış sorunları ve aileye karşı gelişen tutumlar ön plandadır. Ergenlikte kıpırtılık devam etse de aşırı hareketlilik azalır ve yerine çabuk sıkılma ve dikkat dağnıklığı belirgin olmaya başlar. DHEBna erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık rastlanır. Erkek çocuklarda genellikle hiperaktivite ve impulsivite belirtileri ön planda iken, kız çocuklarında daha çok dikkat eksikliği belirgindir. DEHB her türlü kültür ve toplumda görülen bir bozukluktur. Toplumda görülme sıklığı farklı araştırmalarda farklı sonuçlar elde edilmesine karşın yaklaşık % 5-6 gibidir. DEHB çocuklarda karşı gelme bozukluğu ile birlikte görülebilir. Ayrıca, özel öğrenme güçlüğü ile birlikte görüldüğünde ders başarısızlığı çok daha belirgin hale gelir.
Nedenleri
Bilimsel araştırmalar DEHBnin yapısal bir sorun olduğunu ortaya koymuştur. Son yıllardaki araştırmalar beyin kan akımı ve glikoz metobolizmasındaki bozukluklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Beyindeki bu fonksiyonel bozulmaya hamilelikte kullanılan ilaç veya toksik maddeler, annenin gebelikte geçirdiği infeksiyonlar, zor doğum, düşük doğum ağırlığı ve bebeğin geçirdiği merkezi sinir sistemi infeksiyonları neden olabilmektedir. Günümüzde ise bozukluğun genetik geçişi üzerinde durulmuş ve bu çocukların 1. dereceden akrabalarında DEHB oranı daha yüksek bulunmuştur. Aşırı huzursuz aile yapısında yetişen ve ağır ihtimal ve tacize maruz kalan çocuklarda da DEHB belirtileri daha abartılı olarak gözlenebilmektedir.
Ülkemizde Hiperaktivite
Batı toplumlarında ve özellikle A.B.D ‘de DEHB tanısının fazlaca konduğu tartışmaları sürerken, malesef ülkemizde Çocuk Ruh Sağlığı uzmanı sayısındaki yetersizlik bu çocuklardan önemli bir kısmının zamanında tanınma ve gerekli tedavi programına alınmasını engellemektedir. Toplumumuzdaki hiperaktivite konusunda yanlış ve eksik bilgilerin tedaviyi engelleyici veya geciktirici bir yanı vardır. Halk arasında DEHB belirtileri yanlış bir şekilde üstün zekalı olma, şımarıklık, terbiyesizlik, tembellik ve huysuzluk gibi terimlerle izah edilmeye çalışılır. Dolayısıyla belirtileri görmezlikten gelmeden, şiddet uygulamaya kadar geniş bir yelpazede çözüm aranır. Belirtileri bu sorunun yansımaları olarak görmek yerine suçlu aramak ve sonunda çocuğu cezalandırmak aslında en büyük çözümsüzlüğü üretmek demektir. Anne babaların sürekli birbirlerini suçlayarak "adeta sorunun nedeni ben değilim" mesajını vermeye çalışmaları, ev içindeki huzuru bozarak çocuğa ulaşmamızı daha da güçleştirir. Başta eğitimciler olmak üzere çocukla ilgili her kesimin DEHB hekkında temel bilgilere sahip olması gerekir. Toplumda yaygınlığı hiç de azımsanmayacak oranda olan bu sağlık ve eğitim sorununun erken teşhisi ve tedavisi, anne-baba-çocuk üçgeninde oluşacak yanlış tutumların en aza indirilmesini sağlar.
Tedavi
DEHB kişinin tüm yaşamını etkileyen bir sorundur. Bu nedenle böyle bir çocuğa sahip olan anne ve babaların ve çocukla ilgilenen eğitimcilerin öncelikle sorunun yaşam alanındaki etkilerini bilmelerini ve buna göre yaklaşımlar sergilemeleri gerekir. Tedavinin ilk şartı, aile okul ve hekim arasında sıkı işbirliğidir. Çünkü DEHB evde olduğu kadar okulda da soruunn yaşanmasına neden olur. Öğrenmeyle ilgili sorunlar yanında arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlar ve kurallara uyma güçlüğü aile ve okulun ortak ve sağlıklı yaklaşımlarıyla aşılabilir. Öncelikle ailenin ve eğitimcilerin DEHB hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Çünkü çocukta var olan sorunların nedenlerini başka yerde aramak, çözüm üretmeyi engellediği gibi, telafisi mümkün olmayan yanlış yaklaşımlar sergilemesine neden olacaktır. Çocukla ilgili sorunlarımızı düzeltebilmek için DEHB belirtilerini yanlış yorumlamamak gerkir. Çocuğun davranışlarını ya da derslerle ilgili zorluğunu yaramazlık ya da tembellik olarak yorumlayan anne babalar çocukla ilişkilerinin bozacak derecede sürekli ceza verme eğilimindedirler. Oysa bu çocukların cezalardan pek anlamadıkları kısa süre içinde görülecektir. Tedavide çocukla yeniden sağlıklı ilişki kurabilmenin yolları aranır. Ailenin çocuğa yönelik tutumları gözden geçirilerek yanlışlar ayıklanmaya çalışılır. Aile ve öğretmen günlük yaşam içinde çocuğun hangi alanlarda zorlandığını ve neleri yapamadığını bilmeli ve bu konularda ona yardımcı olmalıdırlar. Bu yardımın nereye kadar olacağı ve çocuktan neler beklememiz gerektiği tedavi içinde mutlaka gündeme gelmelidir.
DEHBnun tedavisinde ilaçlar önemli yer tutarlar dikkat arttırmaya ve davranışların kontrol edilmesine yönelik ilaç tedavisi uzun yıllardır kullanılmaktadır. Stimülanların bulunmasıyla ilaç tedavisinde ciddi gelişmeler olmuştur. Günümüzde DEHBnun tedavisinde Metylfenidat, dextroamfetamin ve pemolin gibi stimülanların yanında bazı antidepresan ve karbamezapiden yarar görüldüğü bilinmektedir. Medikal tedaviden elde edilen sonuçlar çocuğun yaşı, zeka düzeyi, ailenin tedaviye uyumu ve sebatı gibi faktörlerden etkilenmektedir. Stimülanların devreye girmesiyle tedaviden elde edilen başarı oranı oldukça artmıştır. Stimülanlar; tedavideki başarıları yanında, güvenilir ilaç olmaları, çocuklarda bağımlılık yapmamaları ve yan etkilerinin az olması nedeniyle tercih edilirler. DEHB çocuğun yaşam kaitesini etkiliyor, uyumunu bozuyor ve işlevselliğinde azalmaya veya kayba neden oluyorsa ilaç tedavisine baş vrulur. Yoksa tek başına aşırı hareketli olmak ilaç kullanmayı gerektiren bir belirti değildir. Eğer hareketlilik çocuğun sosyal uyumunu ve ilişkilerini bozuyorsa ve ek olarak dürtüselliği de varsa ialç tedavisi gündeme gelir. Ayrıca dikkat bozukluğu nedeniyle zihinsel kapasitesini kullanmayan ve zekası oranınca öğrenmeyen ve öğrenmekte zorlanan çocuklara dikkat bozukluğuna yönelik ilaç tedavisi uygulanır. Ülkemizde psikiyatrik ilaç kullanımı konusundaki yanlış bilgilenmeler DEHB olan çocukların gerektiğinde ilaç kullanmalarını da engellemektedir. Ailenin yan etkilerden korkarak ilacı reddetmesi, tedaviyi geciktirmekte ve sonradan geri dönüşümü olmayan sonuçlar doğurabilmektedir. Öğrenme güçlüğü çeken çocuklarda özel eğitim programlarının uygulanması gerekebilir. Kalabalık sınıflarda dikkatlerinin çabuk dağılması nedeniyle öğrenemeyen çocuklara bireysel eğitim desteği verilmelidir. Olumsuz davranışların düzeltilmesi ve yerine olumlu davranışların konulması için çeşitli destekleyici ve davranışçı tedavi teknikleri uygulanabilir. DEHB tanısı klinik görüşme ile konur. Tanıyı destekleyici olarak çocuğun dikkat bozukluğu derecesini ve öğrenme gücünü ölçen testlerden yardım alınabilir. Ancak uygulanan hiçbir test klinik görüşmeden daha değerli değildir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri
·Ayrıntılara dikkat edemez ya da dikkatsizce hatalar yapar
·Yaptığı işlere ya da oynadığı oyunlara dikkatini vermekte zorlanır
·Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünür
·Yönergeleri takip etmekte zorlanır ve başladığı işi bitirmez
·Görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorlanır
·Yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır(ev ödevi, okul aktiviteleri gibi)
·Etkinlikler için gereken eşyaları kaybeder
·Çevredeki olaylar dikkatini kolayca dağıtır
·Günlük etkinliklerde unutkandır
·Eli ayağı kıpır kıpırdır, orturduğu yerde duramaz
·Oturması istenildiğinde yerinde kalmakta zorlanır
·Gereksiz yere sağa sola koşuşur, eşyalara tırmanır
·Sakince oynamaktan sıkılır
·Sürekli hareket eder ya da sanki motor takılmış gibidir
·Çok konuşur
·Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verir
·Grup etkinliklerinde sırasını beklemekte zorlanır
·Diğer çocukların aktivitelerinde araya girer, insanların sözünü keser.
·Aniden öfkelenir
·Erişkinlerle gereksiz yere tartışır
·Yapması istenilen şeylere karşı çıkar ya da reddeder
·Kasten başkasını rahatsız edecek şeyler yapar
·Kendi hata ve yanlış davranışları için başkasını suçlar
·Alıngandır ya da başkalarının davranışlarından kolayca rahatsız olur
·Kızgın ve öfkelidir
ALT KONULAR Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu / Makale Okulda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sorunu Çocukta Davranış Sorunlarında Anne Baba Eğitimi Çocukta Öğrenme Sorunları Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |