Gençlik Döneminde MastürbasyonMastürbasyonun varlığı gerek küçük çocuk ve bebeklerin gözlenmesi ile, gerek kişilerin kendi anı ve analizleri ile hep ortaya konmuştur. Anatomik olarak da bilinir ki, bebeğin genital bölgesi uyarılara duyarlıdır, bacakları arasına konan bez kadar o bölgenin büyükler tarafından temizlenmesi hatta bebeğin çişinin toplanması da bebeği uyarabilir; bebeklikten itibaren çocukkendi genital doyumlarının farkına varabilir, örneğin
e veya ata binerken, ağaca tırmanırken, birbirleriyle boğuşurken genitallerine gelen baskıdan hoşlanabilir, haz duyabilir. Bu nedenle Freud "çocuk kendi kendini sever, yani otoerotiktir" demiştir.
Ancak kuşkusuz "devamlı" yapılan mastürbasyonun sağlıklı olmadığı da söylenmelidir. Canı sıkılan çocukların veya sevgi eksikliği hisseden bebeklerin devamlı mastürbasyon yaptıkları, kendilerine haz ve doyum sağlayan tek kaynak bu olduğu için ona sığındıkları gözlenmiştir.
Anna Freud, öksüzler yurduna bırakılmış ve anne yerine geçecek kimseden mahrum büyütülmüş 4 yaşındaki bir çocuğun vakasını aktarmıştır. Bu çocuk ya devamlı mastürbasyon yapıyor, böyle doyum sağlıyordu veya üstünü örten battaniye, havlu gibi örtüleri hatta askıya asılı hırkaları emiyordu.
Anna Freuda göre her çocuğun uyanıklıktan uykuya geçmesini kolaylaştırıcı kendine has yöntemleri vardır, parmak emme, yumuşak oyuncaklara sarılma ve mastürbasyon gibi. Bunlara alışan çocukta oyuncağın elinden alınması veya mastürbasyonuna engel olunması, çocukta uyku bozukluklarına neden olabilir.
Analitik görüşlü yazarlar, odipal dönemle ilgili korku ve çatışmaların ergenlikte yeniden canlandığı görüşündedir. Bu görüşe göre adolesant cinselliği, bebeklik cinselliğinin bir devamıdır. Ancak adolesans döneminde mastürbasyon, gencin yaşamında yeni bir boyuttur. Çünkü genç artık o eski cinsel hayal ve fantezilerini, olgun genitallere sahip olarak tecrübe etmektedir.
Buna göre mastürbasyon normal ve sağlıklı gencin ayrılmaz bir parçasıdır. Eissler kendi klinik deneyimlerine dayanarak, henüz cinsel ilişkiye başlamamış olan gençlerin hiç mastürbasyon yapmamasını ve mastürbasyonda gecikmeyi kötü bir işaret olarak nitelendirmiştir. Ancak Eissler bu konuyu erkek ve kız adolesantlarda ayrı ayrı ele almanın gerektiği düşüncesinderir.
S. Freuda göre mastürbasyon yapmayı kesinlikle reddeden kişilerin analizi, bu reddin kaynağında bir korku ve suçluluk duygusu ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde adolesans çağında mastürbasyon yapmayan genç hastaların analizide, cinsel dürtülerinin korku ve suçluluk duygularıyla dolu olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Fenichele göre çocukta ilk mastürbasyonlar genital organların basit bir uyarılmasıdır. Daha sonraki yıllarda bu faaliyet, kişilere ilişkin hayal ve fantazilerle bağıntı hale gelir. Hatta yetişken kişilerin analizi sırasında anlaşılmıştır ki, bu kişilerin korku ve suçluluk duyguları mastürbasyon yapmalarından değil, fakat mastürbasyona eşlik eden hayallerinden ileri gelmiştir.
Kural olarak bu fantezi ve hayaller az veya çok dolaylı şekilde odipus kompleksini belirtiler. Bu nedenle pek çok adolesant ve hatta yetişkin, normal sınırlar içindeki mastürbasyonun zararsız olduğu konusundaki aydınlatmalara rağmen belli bir direnç göstermektedirler. Bunların analizi bilinçli mastürbasyon hayallerinin, gerçekte bilinçdışı odipal fantezilerinin şekil değiştirmiş türevi olduğunu ortaya koyar. Bu kişiler mastürbasyonun zararsız olduğu konusundaki aydınlatmalara rağmen belli bir direnç göstermektedirler. Bunların analizi bilinçli mastürbasyon hayallerinin, gerçekte bilinçdışı odipal fantezilerinin şekil değiştirmiş türevi olduğunu ortaya koyar. Bu kişiler mastürbasyonun zararsız olduğuna inandırılsalar da, suçluluk duygusundan kurtulamazlar.
Prof. Dr. Aysel Ekşi
İ. Ü. Çocuk Sağlığı Enstitüsü, Adolesan Bilim Dalı Öğretim Üyesi
ALT KONULAR Fenichel (1974), göre mastürbasyon şu iki durumda normal değildir