Yataktaki Düşman Depresyon

[Bluesky24]

Yataktaki Düşman DepresyonGünümüzde çok yaygın olarak görülen depresyonun en belirgin özelliklerinden biri de cinsel isteksizlik yaratması. Tipik depresyonlarda uykusuzluk ve iştahsızlığın yanı sıra cinsel istek azalması, hatta ortadan kalkması ortaya çıkabiliyor.

Depresyonun belirtileri çoğunlukla günlük yaşamda görülen sıkıntı ve karamsarlıklara benzediğinden birçok hasta tedavi bile görmüyor. Bu anlamda depresyonu buzdağına benzetebiliriz. Görünmeyen kısmı ne yazık ki görünenin çok üzerinde. Yapılan araştırmalar toplumun %5inin depresyonda olduğunu gösteriyor. Bu oran içinde kadınların yeri ise erkeklere göre oldukça fazla. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınların oranı erkeklere gore 2-3 kat daha yüksek. Bunun nedeni net olarak belirtilemiyorsa da hormonal farklılıklardan kaynaklandığı düşünülüyor. Halk arasında depresyon konusundaki yanlış düşüncelerden biri de cinsellik konusunda ortaya çıkıyor. Depresyon; en ufak bir üzüntüden başlayıp, ağır çöküntüye gidene kadar geniş bir spektrum içinde değerlendirildiği için bunlardan bir tanesini de cinsel yaşam değişiklikleri oluşturuyor. Özellikle yaşama karşı ilgi azaldığı için eskiden zevk veren faaliyetler artık zevk vermiyor. Hastanın arzu ve istek taşıması nedeniyle cinsel istekte de, cinsel hazda da çok ciddi bir düşüş oluyor ve kişiler cinsellik yaşamak istemiyor. Bu nedenle cinsel yaşam ciddi bir şekilde bozuluyor. Bu istek azalmasının yanında erkeklerde erken boşalma, sertleşme ve dikleşme kaybı, kadınlarda da tahrik olmada azalma ve çok kısa sürede şevkinin kaçması gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu konuları halk arasında yeterince bilinmemesinden ve cinsellik konusunun hala bir tabu şeklinde algılanmasından dolayı zamanında tedavi yoluna gidilmiyor.

Depresyon tanısı konulan hastalarda cinsel işlev bozukluklarının çeşitli nedenleri var. Daha öncede belirttiğimiz gibi depresyonun kendisi zaten bir neden. Gerçi bu bozukluğun önceden var olan başka bir etkenden mi, depresyonun kendisinden mi, tedavide kullanılan antidepresan ilaçlardan mı yoksa bunların tümünden mi kaynaklandığı, henüz tam olarak kestirilemiyor. Daha doğrusu bunu anlamak çok kolay olmuyor. Çeşitli araştırmalar depresyon tedavisinde kullanılan antidepresanların çoğunun da cinsel işlev bozukluğuna yol açtığını gösteriyor. Burada sorun cinsel işlev bozukluğunun depresyonla mı, yoksa tedavi ile mi bağlantılı olduğudur. Depresif hastaların üçte birinde cinsel istekte azalma, boşalma ve orgazm sorunları görülüyor. Çoğu kez antidepresanların yan etkisi olarak ortaya çıkan cinsel işlev bozukluklarında hem hasta hem de hekim tarafından yeterince üzerinde durulmuyor. Genellikle hastalar depresyondan çıktıkça cinsel sorunlardan yakınmaya başlıyor. Ancak hastalığın yeniden nüksetmesini önlemek için ilaç kullanımına uzun süreli olarak devam etmek gerekiyor. Cinsel sorunların ilaçtan kaynaklandığını öğrenen hastalarda ilacı kısa sürede kesme eğilimi artıyor. Bu da depresyonun tam tedavi edilememe riskini ortaya çıkarıyor. Bu noktada hekimlere, hastalara ve bilinçli hasta yakınlarına önemli görevler düşüyor. Depresyon tedavisinde devrim yaratan ve cinsel işlev bozukluğuna yol açmayan, cinsellik konusunda hiç bir yan etkisi bulunmayan antidepresan ilaçlar kullanıma sunulmuş bulunuyor. Böylece bir hastalığı tedavi ederken yeni bir sorun yaratmamış oluyoruz.

Organon Kadın