PADAM (Yaşlanan Erkeklerde Kısmi Androjen Eksikliği)

[Bluesky24]

PADAM (Yaşlanan Erkeklerde Kısmi Androjen Eksikliği)Erkeklerde ilerleyen yaşla birlikte androjen düzeyinde bir azalma olduğu bilinen bir gerçek. Bugüne dek hekimler bu azalmayı kadın menopozuna karşılık "andropoz", "erkek menopozu" ya da "erkek klimakteriumu" olarak adlandırdılar. Oysa bu isimlendirme erkeğin yaşadıklarını, fiziksel yapısında meydana gelen değişimi yeterince kapsamıyor. Çünkü erkekte, kadının menopozundaki gibi kesin bir bitiş meydana gelmiyor. Kadında menstrüasyonun (adet kanamasının) kesilmesi, doğurganlığın sona ermesi, östrojen hormonu üretiminin hızla azalması, yani menopozun başlaması çok kısa bir sürede gerçekleşiyor. Buna karşılık erkekte androjen seviyesinin düşüşü 40lı yaşlarla birlikte yavaş bir çizgi izliyor. Dolayısıyla erkekte, kadın menopozundan farklı bir süreç yaşanıyor.

İşte bu bakış açısından yola çıkan bilim adamları, yeni bir kavramı tıp literatürüne kazandırdılar. 1994ün Şubat ayında, Avusturyada Üroloji Derneğinin bir çalışmasında ilk kez kullanılan Partial Androgen Deficiency in Aging Men (Yaşlanan Erkeklerde Kısmi Androjen Eksikliği) ya da kısaltılmış haliyle PADAM, erkeğin fiziksel yapısında ve buna bağlı olarak ruhsal dünyasında yaşananları tümüyle kapsayan bir sözcük. Peki ama nİçin "andropoz" değil de PADAM? "Andropoz"dan farkı ne?

PADAMla Andropozun Farkı

Partial (Yaşlanan Erkeklerde Kısmi Andorjen Eksikliği) ya da kısaltılmış şekliyle PADAM, 40 yaşından başlayarak erkeğin cinsel fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan serbest testosteron üretiminin düşüşünü ve buna bağlı semptomları içeriyor.

Her erkekte proteine bağlı bir testosteron, bir de işlevsel olan serbest testosteron mevcut. Normal bir erkekte bağlı testosteron miktarı yüzde 98 iken serbest testosteron yüzde 2 oranında bulunuyor. Ancak ilerleyen yaşla birlikte erkekte serbest testosteron seviyesi azalırken, karaciğer de yaşlandığı için bağlayıcı protein oranı artıyor. Böylece işlevsel testosteron yani belirli periyodlarla ereksiyonu sağlayan hormonun üretimi de giderek düşüyor.

Daha bilimsel bir açıklamayla, yaşlanmayla birlikte dolaşımdaki testosteronun %60ını bağlayan Seks Hormon Bağlayıcı Globulin düzeylerinde bir artış oluyor. Testosteronu yüzde 38 oranında, ancak daha az güçlü bağlayan albumin seviyelerinde de azalma meydana geliyor. Sonuçta daha az biyoyararlar anlrojen seviyeleri gözleniyor. Bu arada androjen doku konsantrasyolarında ve reseptör sayısında da yaşla birlikte azalma gerçekleşiyor. Bu değişimler ise bir çok diğer bulgu ile birlikte erkekte ereksiyon sıklığını da düşürüyor.

Aslında ereksiyonun eskisine oranla seyrek aralıklarla gerçekleşmesi, hiç de büyütülecek oranlarda değil. Çünkü normal bir erkekte ereksiyonun seyrekleşmesi, 40 yaşında yüzde 2, 50li yaşlarda yüzde 7, 60ında yüzde 18, 75 yaşındaysa yüzde 50ye varıyor. Ama ereksiyon erkeklerin dünyasında çok önem taşıdığından yaşlılıkla ortaya çıkan bu doğal azalma bir anda erkeğin ruhunda fırtınalar kopartabiliyor.

Tüm bu yaşananları, bir dönem psikiatristlerin iddia ettiği gibi ne sadece beyin, ne de sadece hormonlar belirliyor. Fizyolojik ve piskolojik yapı sürekli etkileşim halinde ve bu etkileşimler insanın bir bütün olarak değerlendirilmesini zorunlu kılıyor. Dolayısıyla kısmi androjen eksikliği başlamış olan bir erkeğin ruhsal ve fiziksel açıdan bütünlüklü bir biçimde ele alınması gerekiyor. PADAM bu bütünlüğü içeren bir kavram.

PADAMla Yaşamda Yeni Bir Sayfa

Hormonlar üzerine uzun araştırmalar yapan Belçikalı Profesör Alex Vermeulene göre PADAMla erkeklerin çocuk yapabilme yetisi birdenbire durmuyor. Ancak, PADAMa giren bir erkekte cinsel istek, cinsel güç ve cinsel faaliyetin azalması sonucu, kadınlarda menopoz sırasında görülen depresyon, duygusal istikrarsızlık, ateş basması ve yorgunluk belirtileri ortaya çıkıyor. Bu psikolojik problemlerin önemli bir bölümü aslında erkeğin, erkek egemen kültürün kendisine öğrettiği "iktidar"ını simgeleyen ereksiyonunun azalmasından kaynaklanıyor. Baskı ve endişeler, yatakta karşılaşılacak olası başarısızlıkların korkuları erkeği dört bir yandan kuşatıyor. Başka bir deyişle "erkekliğim elden gidiyor mu" sorusunu kendi kendine sormaya başlayan erkek, giderek kısır bir döngünün içine sürükleniyor. Bir insanın ruh hali beyninden, beyni de hormonlarından kesin sınırlamalarla ayrılamayacağı için de erkeğin bu kısır döngüyü kendi başına aşması mümkün olmuyor.

Oysa Profesör Vermeulene göre "bir erkeğin cinsel performansı testosteron üretimi ile bağlantılıdır" şeklinde kesin bir sonuca varabilmek mümkün değil. Kaldı ki, orgazm ve cinsel haz mutlaka sık ereksiyonla yaşanacaktır. Diye bir kural da yok. Bazen ereksiyon gerçekleştiği halde orgazm yaşanmayabiliyor. Araştırmalar 15-40 yaş arasındaki sağlıklı erkeklerde haftada ortalama üç orgazm yaşandığını ve bunun zamanla azalarak 75 yaşına gelindiğinde haftada sıfıra düştüğünü gösteriyor. Ama 75 yaşındaki bir erkek çok seyrek de olsa ereksiyon olabiliyor. PADAM sürecinde, doğal olarak normal yaşlanmanın parçaları olan diğer değişiklikler; sinir dokusunun dejenerasyonu, arteriyel oklüzyon ve doku turgorunun kaybı da ortaya çıkıyor. Ayrıca daha ileri yaşlarda erkeğin kapısını, mafsal hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi sorunlar çalıyor.

Sosyal Değişiklikler

Testosterondaki azalmanın metabolizmada yarattığı bu değişikliklere ek olarak sosyal değişiklikler de ortaya çıkıyor. Ailede meydana gelen parçalanma, çocukların evlenmesi ya da evden ayrılmış olması, mesleki yaşamın birdüzlüğe varması, yani gerilemesi ya da emeklilikle birdenbire kesilmesi PADAMla aynı döneme denk geliyor. Tüm bu değişimler ise erkeği bir paniğe sürükleyebiliyor. Bu noktada başvurulan hekimin PADAMI teşhisi ise uzmanlara göre birkaç aşamada gerçekleşiyor. PADAM semptomları dört ana grupta toplanıyor:

· Fiziksel problemler: Uykusuzluk, iştahsızlık, kemik-eklem ağrıları, cilt atrofisi, fiziksel enerjide azalma;

· Vazomotor problemler: Sıcak basması, terleme, çarpıntı;

· Ruhsal problemler: Unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, anksiyete, depresif duygulanım, kendine güven kaybı, üretkenlikte azalma;

· Cinsel problemler: Cinsel ilgi ve istekte azalma, libido kaybı, çeşitli derecelerde empotans.

PADAMda tüm bu şikayetler birbiriyle örtüşüyor. Çok farklı gruplardan semptomlar sözkonusu olduğu için hekimin doğru tanıya ulaşması çok güçleşiyor. Bu sebeple hekim bu 4 grup semptomdan herhangi birine rastladığında, hasta yaşlanma sürecinde bir erkekse diğer grup semptomları da sorgulamalı ve olayın kökeninde androjen eksikliği olup olmadığını ortaya koymalıdır.



Organorama