09-04-2010, 09:17 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Güzelim ST.TROPEZ
Güzelim ST.TROPEZHayalimdi St.Tropez... Şu jet sosyetenin sürekli gittiği ve denize girdiği meşhur St.Tropez...
St.Tropez tabelasını takip ederek muhteşem sahilleri bulmak çabasındaydık. Niceden St.Tropezye bu kadar ısrarla neden gittiğimizi düşünmedim değil. Zaten bütün sahiller öyle muhteşemdi ki... Niceden yola çıktığınızda St.Tropezye ulaşmak için sahil yolunu kullanabiliyorsunuz. Plajların hemen yanından yeşilliklerin ve Akdeniz mimarisinin canlı görüntüsü sizi kucağında götürüyor gideceğiniz yere.
St.Maximi geçtikten sonra trafik tıkandı. "İşte burada trafik tıkanıyor" dedim ve kıs kıs güldüm. Sanki Salı günü gelmişti de ben de Kadıköye Salı Pazarına gidiyordum. Bu tıkanıklık St.Tropezye olan yoğun ilginin sonucuydu. Aslında St.Tropezye ulaşmanın kolay bir yolu vardı ancak biz bu kolaylığı trafiği yenip St.Tropezye vardıktan sonra öğrendik. St.Maxim ve St.Tropez bir körfezde karşı karşıya yaşıyorlar. St.Maximden St.Tropeze yarım saatte bir küçük motorlar kalkıyor. Arabanızı St.Maximde bırakıp St.Tropezye deniz yoluyla gitmek daha akıllıca.
St.Tropez bir küçük şehir. Merkezinde –merkez tüm St.Tropez zaten-beş altı turu yarım saatte attık- Güzel bir sayfiye yeri. Şık, sevimli ve tarz sahibi. Lüks ama aynı zamanda mütevazi.
Bahçe içinde muhteşem villaları var. Geniş bahçeler yüksek duvarlarla çevrelenmiş. Duvarlar da yeşilliklerle saklanmış. İlk baktığınızda evlerin etrafına ağaçlar ya da çiçeklerle duvar ördüklerini zannediyorsunuz. St.Tropezye giderken bu tarz hep dikkatimi çekti. Onlar yeşili laf olsun diye kullanmıyorlar,yeşili, çiçeği ve ağacı seviyorlar, onlarla yaşamak istiyorlar.
Dar sokaklarda dolaştık... muhteşem mağazaların arasında. Seramikle iç içeler. Çok güzel bir mağaza gördüm. Mutfak eşyaları, süs eşyaları, aksesuarlar. Hepsi üstüme üstüme geldi. "Türkiyede de seramik var. Taşıyamam... uçakta hepsi kırılır" bahaneleriyle almamak için direndim. Başardım da. Aslında sebep Fransız Frangına karşı ortaya çıkmış olan müthiş cimriliğimdi.
Mağazalardaki turlar bitince limana doğru yürümeye başladık. Liman da İstanbulda ender gördüğüm muhteşem yatlar biraradaydı. Kaldırımda halk tekneleri seyrediyordu. Ancak sonradan anladım ki seyrettikleri tekneler değil, teknelerdeki sosyetikler ve meşhurlardı. Ben de tanıdım bir iki tanesini ama isimlerini hatırlayamadım... O sırada orada Anthony Hopkins olsa dönüp bakmazdım zaten. (son cümleme fazla inanamayın... Ben ona hayranım)
Liman da tüm kafeler ve restoranlar sırayla. İçlerinde en heyecan vericisi "Meşhur Türk Dönerci"siydi. Tabelasında kocaman bir Türk bayrağı vardı. Herkes meşhurlara bakarken biz de dönüp heyecanla dönerci dükkanını seyrettik ama döner yemedik. Ressamlar yine oradaydı. Resimler hep yaşadıkları o güzel limanı anlatıyordu ama bana inanın limanın biraz açığından St.Tropezye baktığınızda kağıtların üzerindeki renklerden daha güzellerini görüyorsunuz.
Foçayı görenler arkadan St.Tropezyi gördüğünde ikisini birbirine çok benzetecekler... Liman kesinlikle Foçayı andırıyor. Mimari tarz değişik ama hava aynı.
Limanın sonunda minik surlar ve bir kule var. Fazla bir şey kalmamış. Surlar zaten daha sonradan orjinale uygun yapılmış. Kulenin etrafında 20 F atınca çalışan dürbünler var. Karşı kıyıdaki St.Maximin güzelliğini seyredebiliyorsunuz. Surların altındaki kayalara indik kuzenimle. Denize dokunduk... Akdenizin bu kesimiyle ilk tanışmamızdı. Su buz gibi... Yeşil, mavi ve lacivert. Gözle fark ettiğiniz çizgilerle birbirinden ayrılıyor.
St.Tropez bu işte... Göreceğiniz için heyecanlanıyorsunuz. Gördüğünüz zaman seviyorsunuz. .Onunla yaşadığınız zaman genç kalacağınızı düşünüyorsunuz. Ayrılırken çıkışındaki trafik sizi çıldırtıyor. Ayrılırken St.Maxim , St.Raphael, St.Aygulf ve Antibs size onu unutturuveriyor. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |