Çanakkale TarihiAsya ve Avrupa'nın, Ege Denizi ile birbirinden ayrıldığı benzersiz coğrafyada Çanakkale, binlerce yıllık tarihi zenginliği, kültürlerinde barındırarak efsanelere ve mitolojik hikayelere ev sahipliği yapmış Türkiye'nin nadide illerinden bir tanesidir.
Çanakkale Boğazı, Avrupa yakasındaki Gelibolu Yarımadası ile Asya yakasındaki daha geniş Biga Yarımadasını yeşil koylarla ve billur sarısı kumsallarla birleştirir. Doğal güzellikleri ve tesisleri ile ideal bir tatil merkezidir. Turistler boğazın lezzetli balığını, yörenin kaliteli şaraplarını, otantik yada modern restoranların servisleri eşliğinde tadabilir, kentin sahip olduğu güzelliklerin keyfini çıkarabilirler. Ayrıca güzelliğe düşkün olanlar, Çanakkale'nin mitolojiye göre Dünya'nın ilk güzellik yarışmasının anavatanı olduğunu öğrenmekten mutluluk duyacaklardır.
Çanakkale'nin tarihi yaklaşık M.Ö. 3000 yıllarına kadar inmektedir ve pek çok medeniyet bu topraklarda barınarak, izler bırakmıştır. Mitolojiye göre Kral Athamas'ın çocukları Phryxus ve Helle üvey anneleri tarafından evlerinden uzaklaştırılınca, gerçek anneleri Bulut Tanrıçası Nephele tarafından gönderilen, uçabilen altın postlu bir koç üzerine bindirilirler. Prens ve prenses gökyüzünde koçun üzerinde uçarken, Prenses Helle suya düşer ve o günden sonra Boğaz, "Hellespont" adını alır.
Asya kıyısındaki Abydos ve Avrupa kıyısındaki Sestus, mitolojinin en hüzünlü aşkına sahne olmuştur. Leandros, Afrodit'in rahibelerinden Hero'ya aşık Abydos'lu yakışıklı bir gençtir. Her gece Hero'yu görmek için Abydos'tan Sestus'a yüzerek geçer. Bir gece kötü bir fırtına başlar ve Leandros asla Sestus'a ulaşamaz. Hero, onun boğulduğunu düşünerek büyük bir acı ile kendisini denize atar.
Dünya arkeoloji literatürünün önemli mekanlarından olan Truva, Neandria, Alexandria-Troas, Assos, Chryse, Dardanos ve Lampsakos, Çanakkale ili sınırları içindedir. Çanakkale'nin coğrafik konumundan dolayı taşıdığı stratejik önem, bu bölgede konumlanan devletler tarafından oldukça dikkate alınmıştır. M.Ö. 5. yüzyılda Çanakkale Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında bulunmaktaydı. Pers Kralı Xerxes Avrupa'yı fethetmeyi planlıyordu ve 100.000 kişilik askeri birliğini Boğazın en dar noktasından Trakya'ya geçirebilmek için gemilerden köprü yaptırdı. O zamandan beri, Çanakkale, Marmara Denizine ve oradan da Karadeniz'e girişte olduğu gibi Avrupa ve Asya arasındaki geçişi de kontrol edecek çok önemli coğrafik bir dar geçit olarak kalmıştır. Makedonya Kralı Büyük İskender, M.Ö. 384 yılında Anadolu'nun Ege ve Akdeniz'de hakimiyetinin gerçekleştiği seferine, Boğazı geçerek başlamıştır.
Daha sonraki dönemlerde Roma'lılar, M.Ö.2. yüzyıldan M.S.395 yılına kadar ilin yönetimini ellerinde bulundurmuş, Roma egemenliğini takiben Bizans İmparatorluğu'nun hakimiyeti yaşanmıştır.
Bizans İmparatorluğu'ndan sonraki yüzyıllarda bölgede Arap ve Haçlı istilaları olmuştur.
14. yüzyılda bir Türk Oymağı olan Karasioğulları yöreye gelmiş ve Balıkesir'i başkent yapmışlardır.
15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Padişahı Fatih Sultan Mehmet Boğazın her iki kenarına da kale inşa ederek "Çanakkale" şehrini kurmuştur.
1915 yılında Türk Ordusunun Komutanı Mustafa Kemal, İttifak Devletlerinin yöreden çıkmasına öncülük etmiştir.
ÇANAKKALE
Çanakkale şehri ismini, Marmara Denizini Ege Denizine bağlayan ve kıyıları hem Asya'ya hem de Avrupa'ya uzanan Boğazdan alır.
Asya tarafındaki Çanakkale ve Avrupa tarafındaki Eceabat ve Kilitbahir arasında hergün yolcu ve araba feribotları çalışır. Marmara ve Ege Denizi arasında gidip gelen renkli yatlar, Çanakkale Marina'da mola vererek turistlerin bu yörede daha fazla zaman geçirmelerini sağlar. Restoranlar, çevre sulardan yeni tutulmuş deniz ürünlerini sunmakta yüzyılların birikimiyle uzmandırlar.
Küçük sokak kafeleri ise, limanın telaşlı hareketinin, yolcu vapurlarının, balıkçı teknelerinin ve küçük sandalların hiç bitmeyen gösterilerinin tadını çıkarırken bir bardak çay içmeniz için ideal yerlerdir.
Otelleri, restoranları ve kafeleriyle birlikte bu mesire yeri, aynı zamanda geceleri aydınlatılan Kilitbahir Kalesi'nin etkileyici manzarasını da izleme imkanı sunar.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinden (1453) önce 1451 yılında Avrupa tarafındaki Kilitbahir ve Asya tarafındaki Çimenlik bölgelerine 1200 m. Uzunluğundaki dar Boğaz'dan geçişleri kontrol etmek için birer tane kale inşa ettirmişti.
Bugün Çimenlik Kalesi, askeri bir müzedir. Müzede, I. Dünya Savaşı Çanakkale Muharebesi anısına Boğaza savaş sırasında mayın döşeyen Nusret Gemisi'nin bir benzeri yer almaktadır. Geminin içinde o zamandan kalan gazete haberleri bulunmaktadır. Kalenin içi, Atatürk resimlerini ve silahları sergileyen 5m. yükseklikte ve 8m. genişlikte duvarlarla çevrilmiştir. Kalenin bir köşesinde, Gelibolu'da doğan Osmanlı İmparatorluğu'nun kahraman Türk denizcisi Piri Reis'e (1465-1554) ithaf edilen bir müze vardır. Birçok denizci bayrağının bulunduğu müzede Piri Reis'in yaptığı haritaları ve yazdığı kitapları görebilirsiniz. I. Dünya Savaşından kalma gülleler kule duvarları arasına serpiştirilmiştir.
Çanakkale'deki Arkeoloji Müzesinde bölgenin meşhur seramiklerini görebilirsiniz. Bu eski gelenek hala yaşatılmakta ve seramikten güzel hatıralık eşyalar yapılmaktadır.
Çanakkale'den çıktığınızda İzmir otobanı boyunca mükemmel kumsallar bulunmaktadır.
Dardanos'ta (Çanakkale'ye 10 km) kamp tesislerinden faydalanabilirsiniz.Tarihi mekanın 5-7 km uzağında, Güzelyalı ve İntepe yer almaktadır. Burada altın rengi kumsallar, kamp alanları, moteller, pansiyonlar ve restoranlar bulabilirsiniz. Bu tesislerin tümü çamlarla kaplı tepelerin karşısında, eşsiz manzaraya sahip mekanlardadır.
Çanakkale'nin yanı sıra Karabiga, Gelibolu, Bozcaada ve Küçükkuyu'da da marinalar vardır.
GELİBOLU YARIMADASI TARİHİ MİLLİ PARKI
I.Dünya Savaşında, Gelibolu Yarımadasında hayatını kaybeden 500.000 askerin anısına, bu yarımada günümüzde Milli Park haline getirilerek, şehitlikler, anıtlar, Arıburnu'nun doğal güzelliği korunmak istenmiştir. Park etrafında arabayla dolaştığında bozulmamış kıyı ormanlarının, yeşil tepelerin, altın rengi kumsalların ve masmavi denizin huzur verdiği atmosferin, vatanlarını korumak için cesurca savaşıp şehit düşen Türk Askerleri için mükemmel bir dinlenme yeri sağladığı açıkça görülür.
18 Mart 1915'de İttifak Devletleri'nin Çanakkale sularına girişi engellenmiş ve gemilerinden bir çoğu, Nusret Gemisinin sulara döşediği mayınlardan dolayı batmıştır. İttifak Devletleri bu gerçeği gördüklerinde karadan harekatta bulunmayı denediler. Morto Koyu'nda Fransız ve İngilizler, Anzak Koyu'nda Avustralya, Yeni Zelanda ile Hint Birlikleri, Kemikli Burnu'ndan Kanada Birlikleri harekatta bulunmuşlardır. Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Ordusu tüm cephelerde savaşı kazanmış ve 9 Ocak 1916 tarihinde İttifak Devletleri Gelibolu Yarımadası'ndan tamamen çıkartılmıştır.
Ziyaretçiler, buranın özel ruhunu, Türk Ulusunun kalbini ve bu toprak parçasından gelen uyarıyı hissederler. Ağaç tepelerindeki rüzgar ve sonsuz denizin dalgaları bu savaşın kahramanlarına adeta şarkılar söylemektedir.
Parkta yapacağınız herhangi bir tura Eceabat'tan başlamalısınız.Güneye giderseniz sırasıyla Kilitbahir, Alçıtepe, Morto Koyu'na ve buranın batısındaki bir tepenin üzerinde 42 m yüksekliğindeki Çanakkale Şehitler Abidesine ve burada şehit düşen Türk Askerleri onuruna yapılmış bir müzeye varabilirsiniz.
Çanakkale Şehitleri Abidesi, Boğaza girilince hemen görülebilir. Türk Şehitlikleri, Fransız ve İngiliz şehitlikleri ve Seddülbahir Kalesi ile birlikte burada yer almaktadır. Kuzeye, Alçıtepe'ye geri döndüğünüzde Kabatepe'ye doğru yarımadanın kuzeybatı turunu yapmış olursunuz. Kabatepe'nin merkezinde Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar muharebeleriyle ilgili bilgi alabilirsiniz. Kanlısırt, Conkbayırı ve Kemalyeri tepelerine doğru devam ederseniz Türk, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin şehitliklerini görebilirsiniz.
Küçükkemikli Sahilinin, Anafartalar Ovasının ve Tuz Gölünün panoramik manzaralarını Conkbayırı'ndan izleyebilirsiniz. Conkbayırı Tepesinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün çok büyük bir heykeli vardır. Atatürk, heykelin bulunduğu yerde göğüs cebinde taşıdığı bir cep saati sayesinde ölümden dönmüştür. Bigalı'da bugün müze olan Atatürk'ün karargah olarak kullandığı evi ziyaret edilebilir. Kıyıda Arıburnu ve Anafartalar Anıtları yer alır.
Anzak Koyu'nda bölgenin en dokunaklı şehitliklerinden bir tanesi bulunmaktadır. Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusunun birleşimi ile oluşan birliklere "ANZAK" adı verilmektedir. "Anzak Şehitliği ve bölgenin kalbini çalan Atatürk'ün sözlerinin yazıldığı Arıburnu Anıtı, hüzünlü ziyaretlere sahne olmakta ve her yıl 25 Nisan'da Türk'lerin ve Dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin katılımıyla ANZAK GÜNÜ kutlanmaktadır.
........Uzak diyarlardan evlatlarını
harbe gönderen analar!
Göz yaşlarınızı dindiriniz.
Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.
Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır.
Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık
Bizim evlatlarımız olmuşlardır.
Mustafa Kemal ATATÜRK 1934
GEZİLER
GELİBOLU
Çanakkale'nin ilçelerinden Gelibolu, Boğazın Avrupa yakasındaki en geniş ilçesidir ve Asya tarafındaki Lapseki'ye (Lampsakos) düzenli feribot seferleri vardır. Turistlerin rağbet ettiği restoranlara taze balık temin eden balıkçı tekneleriyle tipik bir limandır. Altın renkli kumsallar, çok uzakta değildir.
15 km. kuzeyde, Bolayır'da Türk halkı için önemli 2 mezar bulunmaktadır. Bir tanesi Gelibolu Yarımadası'nın fatihi Gazi Süleyman Paşa'ya, diğeri ise ünlü Türk Şairi Namık Kemal'e aittir.
BİGA YARIMADASI- BATI SAHİLİ
Bu bölgede bulunan 2 antik şehir arkeoloji ve tarih severlerin ilgisini çekmektedir. M.Ö. 6. yüzyılda Neandria, bugün Çığrı Dağı olarak bilinen tepenin üzerine inşa edilmiştir.
Alexandria-Troas Limanı ise denizden 13 km uzaklıkta M.Ö.3. yüzyılda yapılmıştır. Halk, Neandria'yı bu yeni liman kenti için terketmiştir. Aziz Paul, burayı 2 kez ziyaret etmiş, 3. misyoner gezisinde ise buraya uğrayarak Assos'a geçmiştir.
Kestanbol Kaplıcaları Çanakkale'ye 55 km. uzaklıkta Alexandria-Toas yakınındadır. Kaplıca suyu romatizma, cilt hastalıkları, kalp ve sinir hastalıkları, metabolizma dengesizlikleri ve kemik rahatsızlıklarının tedavisine iyi gelmesiyle ünlüdür. Keşfedilmemiş altın rengi kumsallar, Çanakkale'ye 60 km. uzaklıktaki Odunluk İskelesi'nin kuzey ve güneyinde uzanırlar. Yük Yeri İskelesi'nden Bozcaada'ya feribot seferleri yapılmaktadır.
BOZCAADA
Adaya yaklaşırken ilk dikkati çeken bir Venedik kalesidir. Hemen sonra, mesire yerinde sıralanan restoranlar, kafeler ve güneşte parlayan temiz beyaz evler dikkati çekmektedir. Ada etrafında gezinti yaparken, çok sayıda bağ ve şarap mahzenleri görür, adada lezzetli ve çeşitli şarapları tatma imkanları bulabilirsiniz.
Ayazma, Poyraz ve İğdelik'te güneşin ve denizin tadını çıkarabileceğiniz birbirinden güzel kumsallar bulunmaktadır.
GÖKÇEADA
Bu ada, en geniş Türk adasıdır. Kıyısı, koylarıyla girintili çıkıntılı, tepeleri ise beyaza boyalı evlerle çam yeşiline ve zeytin ağaçlarına kontrast yaratmaktadır. Kabatepe ve Çanakkale arasında düzenli feribot seferleri vardır. Ağustos ayında renkli yerel etkinlikler düzenlenir. Ada etrafında kutsal çeşmeler ve manastırlar bulunmaktadır.
BİGA VE KARABİGA (PRİAPOS)
Biga, adını tüm yarımadadan ve Perslilerin Granikos Savaşında Büyük İskender tarafından M.Ö. 334 yılında bozguna uğratıldığı aynı isimli nehirden alır. Biga, bu nedenle tarihi bir bölgenin ortasındadır. Birçok parkın olduğu ve geleneksel tarzdaki evlerin görülebileceği bir ilçedir. Karabiga, Kemer, Şahmelek'de en yakın ve en güzel kumsallar, uygun fiyatlı konaklama yerleri bulunmaktadır. Karabiga, Antik Çağda Priapos olarak bilinirdi. Günümüzde ise Karabiga sevimli ve huzur vaad eden bir balıkçı limanıdır.
TRUVA
Homeros, İlyada Destanı ile günümüz Çanakkale'sinden 32 km uzaklıkta olan Truva'yı ölümsüzleştirmiştir. Truva Kralı Priamos'un oğlu Paris, Afrodit'in kendisine vaad ettiği Helena'yı almak ister. Afrodit'in tavsiyesi üzerine gemiye binip, Amyklai'ye gelir. Burada Menelaos'un Sarayına kabul edilir. Fakat Menelaos'un sarayda olmaması üzerine, Helena kocasının yerine konukları karşılar. Bu ilk görüşmede Helena Paris'e aşık olur ve kendi rızası ile Paris'in yanında yer alarak Truva'ya kaçar. Karısının zorla kaçırıldığını düşünen Menelaos ve ordusu, Helena'yı tekrar geri alma uğruna 10 yıl boyunca Truvalılar'la savaşırlar. Sonuç elde edilememesi üzerine Truva Kalesini ancak bir savaş hilesi ile alabileceklerini düşünür ve savaşı artık bırakıp, evlerine dönecekleri izlenimi yaratırlar. Bunun üzerine Spartalılar, büyük bir "Tahta At" yaparak, Truvalılara hediye olarak sunarlar. Zafer sarhoşu Truvalılar hediyeyi kabul ederek kutlamalara başlarlar. Gece herkes uyuduğunda, tahta ata gizlenen Spartalı askerler atın içinden çıkarak, kaleyi ele geçirirler.
Truva tarihi alanında kazılar 9 şehri, çeşitli şehir duvarı kalıntılarını, tipik ev temellerini, bir tapınak ve tiyatroyu ortaya çıkarmıştır. Sembolik ahşap Truva Atı bu efsanevi savaşı hatırlatır.
BİGA YARIMADASI-GÜNEY SAHİLİ
BEHRAMKALE (ASSOS)
Behramkale, Çanakkale'nin 87 km güneyindeki Ayvacık ilçesinde bulunan ünlü bir antik öğreti merkezidir.
Plato'nun en meşhur öğrencilerinden bir olan Aristotales, Behramkale'ye davet edilmiş, 3 yıl orada yaşamış ve öğretmenlik yapmıştır. Hermeia'nın yeğeni ile evlenmiş, bir felsefe okulu kurmuş, zooloji, biyoloji ve botanik konularında yapmış olduğu ilk çalışmalarıyla yol göstermiştir.
Assos Akropolü, deniz seviyesinden 238 m. yüksekliktedir ve Athena Tapınağı M.Ö. 6. yüzyılda burada inşa edilmiştir. Dor tarzıyla yapılmış bu tapınak daha sonra Biga Yarımadası'nın ve Edremit Körfezi'nin muhafızlığını yapma rolüyle yeniden restore edilmiştir. Tapınak kalıntıları arasından sızan ay ışığını görmek için orada bulunmalı yada erken kalkıp Akropol üzerinden şafağın doğuşunu, tepeden Edremit Körfezinin muhteşem manzarasını görmelisiniz. Böylece neden bu cennet gibi bölgenin seçildiğini takdir edeceksiniz. Denize doğru inildikçe, agoralar, gymnasium ve tiyatro binası bulunmaktadır.
Akropolün kuzey köşesinden, Osmanlı Sultanı I. Murat'ın 14. yüzyılda yaptırdığı cami, köprü ve kaleyi görebilirsiniz. Aşağıda ufak ve sevimli bir liman vardır. Assos, Türk sanat cemiyetinin merkezi olma ününü bu yaşam dolu, samimi ve bohem tarzı atmosferiyle kazanmıştır.
Behramkale'nin 25 km batısındaki Gülpınar köyünde, M.Ö. 2. yüzyıla ait Apollon Smintheus Tapınağının ortaya çıkarıldığı antik şehir Chryse bulunmaktadır. Gülpınar'ın 15 km batısında, bir sahil yolu üzerinde Babakale yer alır.
Behramkale'nin 22 km doğusunda Kadırga ve Eden Kumsalını Küçükkuyu'ya doğru geçersek, zeytin ağacı korularını, kumsalları ve güzel manzaraları geride bırakırsınız. "Türkiye'nin ilk
rotası Truva Küçükkuyu arasındaki az kullanılan arka yollardır". Hoş yazların, yumuşak kışların yaşandığı huzur dolu bu sayfiye yeri, herhangi bir zamanı sizin için şahane bir "
tatili" haline getirebilir.
Küçükkuyu'dan Kaz Dağının (İda Dağı, 1774 m) gölgesindeki Zeus'un Altlarını görmek için anayoldan çıkmak gerekir.
Burada, aynı zamanda muhteşem manzaraları, dinlendirici yeşil alanları ve birçok kaplıcasıyla Kaz Dağı Milli Parkı da bulunmaktadır.
Mitolojiye dönece olursak, Afrodit, Hera ve Athena arasındaki Dünyanın ilk güzellik yarışmasının burada yapıldığını görürüz. Hikayeye göre Tanrılar, Thetis ile Peleus'un düğünü için toplandıklarında, düğüne davet edilmeyen Eris (Nifak), Athena, Hera ve Afrodit'in bulunduğu yere altın bir elma atar. Elmanın üzerinde " en güzeline" yazılıdır. Üç tanrıça arasında " en güzel benim" tartışması başlar. Zeus, en güzelin seçilmesinde hakem olarak İda Dağı'nda bulunan Paris'in görevlendirilmesini buyurur. Tanrıçalar, Paris'in önünde güzellikleriyle övünüp, ona armağanlar vaad ederler. Hera, Paris'e kendisini seçmesi durumunda evrenin krallığını; Athena savaşta yenilmezliği; Afrodit ise kadınların en güzeli Helena'nın aşkını vaad etmektedir. Bunun üzerine Paris, üç tanrıçadan en güzelinin Afrodit olduğuna karar verir ve altın elmayı ona verir.
Kaz Dağı Milli Parkına doğru kuzey girişindeki Bayramiç ve Evciler günlük kamp yapılabilecek alanlardır.
Çanakkale'ye 60 km uzaklıktaki Bayramiç'te Etnografik Müzesi olan 18. yüzyıldan kalma mimarisi oldukça etkileyici Hadımoğulları Konağı (Osmanlı evi) bulunmaktadır.
ÇAN
Çan seramikleriyle meşhurdur. Buradaki kükürt kaplıcalarının, çeşitli karaciğer, bağırsak ve idrar yolları rahatsızlıklarının tedavisine faydalı olduğu söylenmektedir. Külcüler ve Kirazlıda 2 farklı sıcak su kaplıcası daha bulunmaktadır.
NASIL GİDİLİR
İstanbul Atatürk Uluslar arası Havaalanına uçakla, oradan otobüsle Çanakkale'ye gidilebilir. Çanakkale'de özel uçakların inebileceği pist bulunmaktadır.
Çeşitli illerden şehirlerarası otobüslerle karayolundan gidilebilir.
Özel ve kiralanmış yatlarla Çanakkale Marinasına gelinebilir.
İKLİM
Kışlar yumuşak, rüzgarlı ve yağmurlu, yazlar ise sıcak rüzgarlı geçer.
Afrodit Kaplıcası Şifalı sularında derman aramaya gelenlerle dolup taşan Afrodit Kaplıcası, söylentiye göre Güzellik ve Aşk Tanrıçası Afrodit tarafından bulunmuştur. Güzellik Tanrıçası Afrodit, cüzzam hastalığına yakalanak güzelliği bozulunca, Tanrı Zeus tarafından yanından uzaklaştırılır. İda Dağın'da bir çoban tarafından kaynağın çıktığı mağaraya getirilir. Her gün 42" suda yıkanan Afrodit eski güzelliğine kavuşur. Tanrı Zeus, Afrodit'in eski güzelliğine kavuştuğunu görünce yanına çağırır. Ancak Afrodit, Zeus'un çağrısını kabul etmez ve dağda çobanlık yapan Paris ile evlenir.
Alexandreia-Troas
Büyük İskender'in komutanlarından Antigonos tarafından Antigoneia adı ile M.Ö. 310 yılında kurulmuştur.Kent M.Ö. 4. yüzyıl sonlarına doğru Lysimakhos tarfından çevre şehir halklarının bu kente getirilmesi sonucu genişletildi ve bu tarihten sonra Alexandreai - Troas olarak anılmaya başlandı. Antik kentte bulunan büyük yapı kalıntılarından tiyatro, saray, mabed, agora, hamam ve nekropol alanları ile şehrin batısındaki liman ve şehri çevreleyen surlar bugün gezilebilmektedir. Bir zelzele sonucu yıkılan Alexandreia - Troas antik kentinde henüz arkeolojik kazı yapılmamıştır. Antik Venedik şehrinin sütunlarının yapıldığı önemli bir merkezin kazılar sonucu aydınlığa çıkası dileğimizdir. Bugün bile Antik Venedik kenti için yapılan sütunları taş ocağında görmek mümkün... Sizde görmek istemez misiniz?...
Assos
Çanakkale İli'nde bulunan yüzlerce antik yerleşme merkezlerinden birisi ama şu anda en önemlilerindendir.
Babakale
Adını sapip olduğu kaleden alan Asya'nın ucundaki fener Babakale, her geçen gün artan turist potansi- yeli ile layık olduğu yeri almaktadır. Çanakkale'ye 115 km. mesafede bulunan kalenin kapısındaki kitabesinden anlaşıldığına göre, Rumi 1155 yılında yapılmıştır. Padişah III. Ahmet döneminde korsan- lardan korunmak üzere Vezir Kaptan Mustafa Paşa tarafından yaptırılan kale önceleri Hirz-ül Bahir (Tılsımlı Kale)olarak anılmış, daha sonraları ise içerisinde bulunan Piri Reis'in tayfalarından Latif Babanın Türbesine izafeten "Baba Kale" ismini almıştır. Yolunuz, Babakale'ye düşerse bir gün, sakın yöreye has avcı bıçağını almadan gitmeyiniz.
Bigalı ve Nara Kaleleri
Boğazın Anadolu yakasında, Çanakkale'ye 5 km. uzaklıktaki Nara Kalesi ile Avrupa yakasındaki, Eceabat'a 5 km. uzaklıktaki Bigalı Kalesi, 1807 yılında İngiliz Donanmasının Boğazdan geçerek, İstanbul'u tehdit etmesi üzerine III. Selim zamanında yapılmaya başlanmış, ancak II. Mehmet devrinde tamamlanabilmişlerdir. Nara Kalesi eski Abydos şehrinin eteğinde, Bigalı Kalesi de Sestos şehri yakınında kurulmuştur. Nara Kalesi, cephane deposu, dış duvar ve gözetleme kulesi gibi kısımlardan oluşmaktadır. İç kale 9 m. yarıçapında dairesel bir bina olup, duvar kalınlığı 2 m. yüksekliği 9.5 m. dir. 26 merdivenle çıkılan terastaki 20 mazgal, genellikle denize hakimdir. Kalenin için 5 m. yarıçapındaki yarım kubbelerin meydana getirdiği bir alandır.
Çanakkale Arkeoloji Müzesi
Arkeoloji müzesinin girişinde yer alan birinci salonda; etnografik eserler, özgün Çanakkale seramikleri ile Helenistik ve Roma çağlarına ait taş eserler sergilenmektedir.
İkinci Salonda; Paleolitik ve Neolitik devirlerden taş eserler, Troas Bölgesi Eski Tunç Çağı seramikleri, Truva I-VI dönemi eserleri ile Çan ve Yenice tümülüslerinde bulunan Hellenistik devre ait eserler yer almaktadır.
Üçüncü Salonda; M.Ö. 6.-5. yüzyıllara ait Assos eserleri ve seçkin sikke örnekleri bulunmaktadır.
Dördüncü Salonda; M.Ö. 6.-2. yüzyıllar arasına tarihlenen ve Dardanos tümülüsünde bulunan bronz, ahşap, seramik eserler ile altın takılar ziyaretçilere sunulmaktadır.
Dördüncü Salonda; M.Ö. 6.-2. yüzyıllar arasına tarihlenen ve Dardanos tümülüsünde bulunan bronz, ahşap, seramik eserler ile altın takılar ziyaretçilere sunulmaktadır.
Beşinci Salonda; M.Ö. 6.-2. yüzyıllara ait Bozcaada nekropol buluntuları ile su altı buluntuları olan amphoralar sergilenmektedir.
Altıncı Salonda; keramikten yapılmış eserler, bronz aletler ve çeşitli mermer eserler teşhir edilmektedir.
Çimenlik Kalesi
1452 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Boğazın en dar yerinde olup, karşısında bulunan Kilitbahir Kalesi ile Boğazı hakimiyet altında tutmasından dolayı büyük bir stratejik öneme haiz olan kalenin burçlarının 1551 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamir ettirildiğini Evliya Çalebi'nin Seyahatnamesinden öğreniyoruz. (Seyahatname İstanbul 1315 ve 303) Çimenlik Kalesi, dış surlar ve iç kale olmak üzere iki kısımdan oluşur. Dış surlar, 5 m, kalınlığıda, 100x15x m.ebadında olup, dikdörtgen şeklindedir. Kapıdan girişte, 15.5 metre yüksekliğinde, yumak biçiminde bir kulesi, bunun yanında 5x12 m. boyutlarında bir camisi vardır. Avluda aynı tarihlerde bir hamam yapılmıştır. İç kalesi 29x44 m. boyutlarıyla ve 22 m. yüksekliğiyle kitlevi görünümdedir. İç kalenin duvarlarının kalınlığı 7 m. civarındadır. Taş bir merdivenle kaleye girilir. Kale dört katlıdır. İkinci katta, 5 m. çapında kubbeli 10 oda vardır. Kale dışında 25 cm. çaplı uzun menzilli iki adet sahra topu vardır. Tarihin- de daima büyük denizciler yetiştirmiş Türk Milleti'nin müm- taz denizcilerinden birisi olan Piri Reis'in ünlü kitabı Kitabı-ı Bahriye'sini yazdığı bu kale bir zamanlar Kale-i Sultaniye olarak anılmıştır.
Bugün halka açık müze olarak kullanılmaktadır.
Dardanos Tümülüsü
Tarihçesi Troya'dan daha eskilere dayanan Tümülüs, Çanakkale'ye 11 km. uzaklıktadır. Koridor ön oda, mezar olmak üzere üç bölümden meydana gelen Tümülüs'te bulunan altı diadem, küpe, bilezik, gözyaşı şişesi, kandiller ve müzik aletleri bugün Çanakkale Arkeoloji Müzesinde teşhir edilmektedir.
Deniz Müzesi
Çanakkale Savaşları ile ilgili tabloları ile tanınan meşhur ressamımız M.Ali LAGA'nın eserleri sergilenmektedir.
Gelibolu Kalesi
Evliya Çelebi kayıtlarına göre; Gelibolu Kalesi, Avrupa kıyısında altı köşeli bir kale olup, traş edilmiş gibi dik ve kesik kayalar üzerinde kurulmuştur. 70 kulesi, güneybatısındaki demir bir kapısı vardır. Kale içinde, 300 kadar tek katlı ve iki katlı asker evleri ayrıca Kethüda, Topçubaşı ve Cebecibaşının konakları vardır. Cephanelikleri, ambarları, su sarnaçları, Hünkar Camii, İmam ve Müezzin evleri bulunmaktadır. Bizans devrinde onarılan kaleden bugün yalnız bir Burç görülmektedir.
Gülpınar
Ayvacık çevresinde kalıntıları bulunan antik eserlerden İlyada Destanı'nın birinci bölümünün geçtiği Apollon Smintheus Tapınağı, Gülpınar Beldemizde bulunmaktadır.
Hadimoğlu Konağı
17. yüzyılda Konya'nın Hadim Kasabasında gelerek, Bayramiç'e yerleşen Mustafa ve Ahmet isimli iki kardeş; burada tabaklık yapmaya başlamışlardır. Kısa bir sürede zengin olan kardeşler, zamanın Hükümetinden Bayramiç Sancaktarlığını almışlardır. Hadimoğlu Konağı, bu sancakta kardeşlerden kalan ve günümüze kadar fazla tahrip olmadan gelebilen en güzel sivil mimarlık örneklerinden biridir.
Binanın bazı yerlerinde Bayramiç ilçesine 14 km. uzaklıkta yeralan Kurşunlu tepe üzerinde Skepsiz Antik kentinden gelen mimari parçalar dekarasyon unsuru olarak kullanılmıştır. İç ve dış cepheler tamamen resim, fresk, alçı süsleme ve ahşap oymalarla tezyin edilmiştir.1973 yılında, bina; varislerden hazinece satın alınmış; bilahere Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir.1996 yılında Bayramiç Kaymakamlığına tahsis edilen Konak, "Türk Evi Etnografya Müzesi" olarak Çanakkale Valiliği'nce gösterime arzedilip, Bayramiç Halkına armağan edilmiştir.
12