Edie - Trajik Bir 60lar Manzarası
Edie - Trajik Bir 60lar ManzarasıEdie, Andy Warholun meşhur ‘Fabrikasına, 1960ların seks, uyuşturucu ve rockn roll düşkünü sanat sosyetesinin yeni prensesi olarak transfer edilen Edie Sedgwickin biyografisi. George Hickenlooperın filmi, dönemin sanat anlayışını, sosyete hayatını ve popüler ve zengin olma uğruna yalnızlaşan ruhlarını tek bir hayat çerçevesinde sergiliyor. Ne diyaloglar, ne görüntüler, ne de olay örgüsünün türün diğer örneklerine göre ayrıksı bir dikkat çekiciliği var. Sienna Miller (Edie) ve Guy Pearceın (Warhol) oynadıkları ikonik figürlere benzerlikleri ve performanslarının gerçekçi sadeliği yapımı ayakta tutuyor.
Zengin bir ailenin kızı olan Edie Sedgwick sanat okuluna gitmek üzere New Yorka taşınır. O sıralarda sanat ve sosyete hayatında en şaşalı dönemini yaşayan Andy Warhol, Edienin ışıltılı güzelliği ve gizemli çekciliğine bir anda kapılır. Edie zamanla bir underground yıldızı ve moda ikonu olarak yükselir. Filmde Edienin, gerçek hayatta Bob Dylanla olan beraberliğini simgeleyen kurmaca karakter Billy Quinnle (Hayden Christensen) olan ilişkisi, aynı zamanda onun Warhol ailesinden kopuşu ve düşüşünün de başlangıcı olarak gösterilmiş. Bu olayla beraber bir zamanlar kendisini idolleştiren sanat ve sosyete çevresinin kapıları yavaş yavaş Edieye kapanır ve ‘zavallı küçük zengin kız (Poor Little Rich Girl) yapayalnız bir uyuşturucu bağımlısı olarak 28 yaşında overdose yaparak yaşamını yitirir.
Edie başlangıçta Warholun magnetik alanına giren genç ve hevesli insanlardan sadece biri. Ancak her nasılsa, Warholun ilgisini bir fırsat olarak değerlendirip sonunda kendi yollarını tutturan diğer sanatçı ve oyunculardan farklı bir şekilde Fabrikanın girdabından kurtulamıyor. Hickenlooper filminde, hayatta tutunacak tek şeyi sanatsal deneyler, partiler, uyuşturucu ve Warholla olan çıkmaz ilişkisi olan bir kadının kaçınılmaz yalnızlığını, 1960lı yıllarda hızla canlanan şöhret dünyasının acımasızlığı ve çürüyüşü için sembolik bir işaret olarak kullanıyor. Edie karakterinin yeni kuşaklara hala ilham kaynağı olan ikonik varlığı ve unutulmazlığı da çevresinden bu denli dışlanmasının trajedisinden kaynaklanıyor.
Filmin bu karanlık yüzü daha çok Warholun Edieyle beraber çektiği videolarda çarpıcı olarak yansıyor. Bu sahnelerde Warholun Edienin zengin kız imajını sömürerek onunla adeta dalga geçtiğini, onun zaten kırılgan olan sınırlarını zorladığını, yıldız olmak için safça çırpınışını nasıl suistimal ettiğini görmek mümkün. Böylelikle cazibesi bugün hala dinmeyen Andy Warhol enigmasının karanlık dünyasına sızma fırsatı buluyoruz. Edienin saf, özgür, enerjik, karizmatik ve özgün varlığı belki de Warholun imrendiği, kişiliğinin komplekslerinden hiçbir zaman sıyrılıp erişemeyeceğini bildiği bir olgu olarak ortaya çıkıyor. Warhol ona sahip olup imparatorluğunu bu ikonun üzerine inşa edemeyeceğini anladığı noktada onu yok etmenin umarsızlığını yaşıyor.
Hickenlooper filminde Edienin Warholla, Quinnle, hatta sanat ya da uyuşturucuyla olan ilişkisi konusunda ufak dokundurmalarla yetiniyor. Senaryoda ne Fabrikanın işleyiş şekline ve üretilen çalışmalara, ne 60lar sosyetesinin ve yeni gelişen özgürlük furyasının temellerine, ne de Edienin star karizmasının diğerlerinden nasıl ayrıldığına dair keskin yorumlar yapılıyor, henüz keşfedilmemiş açılımlar yaratılıyor. Estetik olarak da film Hollywood sinemacılığı kokuyor. Siyah beyaz ve grenli film stoğu ve Pop art estetiğini andıran bölünmüş ekran kullanımıyla biraz olsun dönemin ruhuna ayak uydurulmaya çalışılmış. Ancak film çarpıcı görüntülerden, Warhol ve çevresinin sanatsal deneyselliğinden yoksun.
Edienin öyküsünün çerçevelediği dönem ve sanatsal yaklaşıma bakıldığında suya sabuna dokunmayan, orta karar bir Hollywood filmi yapmak elbette isabetli bir davranış olmamış. Senaryoda karakterler arasında daha derin gerilimler yaratmak, sakin ve yoğun anlara yer vererek daha özgür bir film dili yakalamak bu filmin lehine olurdu. Üstelik madem yapımcılar tarafsız ve iddiasız bir biyografi peşindelerdi, en azından izleyicinin merakını doyuracak belgesel niteliklerle filmi daha ilginç hale getirebilirlerdi. En azından filmde prodüksüyon tasarımı ve kostümler dönemin atmosferini yakalamakta etkili.
Edienin taşıyıcı faktörü şüphesiz Sienna Miller. Miller Edienin tipini, sesini, vücut dilini; değişken ruh hallerini; çocuksu saflığını; uyuşturucu, çarpık ilişkiler, düşüş ve trajediyle gelen çaresizliğini çok tutarlı ve sağlam bir portrede birleştirmiş. Millerın bedeninde Edienin hem hayranlık verici karizması, hem de acınacak zavallılığı elle tutulur bir şekilde canlanıyor. Warhol rolünde Guy Pearce da postmodern efsanenin fiziksel görünümünü ve karakteristik davranış biçimlerini başarıyla harmanlamış. Warholun soğuk, donuk ve yapay ifadesi ve konuşma şekli, saplantılı ve kompleksli üstünlük bilincinin hem nedeni hem de sonucu gibi. Billy Quinn rolünde Hayden Christensen ise efsanevi bir müzisyen ve şair olarak gerekli karizmaya sahip değil.
Edie gerçek bir yükseliş ve düşüş öyküsü oluşunun halihazır trajedisinden ve matematiksel yapısından yararlanıyor elbette. Merak edilen bir konu ve her zaman hayranlıkla bakılan gizem ve trajedi yüklü bir dönem dikkat çekici oyunculuklarla filme alınmış. Zaten temanın yabancısı olmayanlar için Edienin yeni kapılar açabileceğinden veya sarsıcı duygular uyandırabileceğinden şüpheliyim. Film trajik bir 60lar manzarası ve Sienna Millerın gelecek vaat eden oyuncu kimliğinin ilk gerçek meyvelerini görmek için hoş bir fırsat.
Selin Sevinç
selinlesinema@gmail.com
Selin Sevinç'in tüm sinema yazılarına filmbutik.net'ten ulaşabilirsiniz!... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |