10-04-2010, 12:08 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kraliçe
KraliçeUneasy lies a head that wears a crown.
Taç taşıyan başta huzur olmaz.
William Shakespearein bu çok anlamlı sözüyle açılıyor yılın en çok konuşulan filmlerinden Kraliçe. Stephen Frearsın Oscar adayı filmi, İngiltere kraliçesi Kraliçe II. Elizabethi canlandıran Helen Mirrena En İyi Kadın Oyuncu Oscarının yanı sıra bir BAFTA ve Venedikten de bir Volpi Cup getirdi. Ben de bu filme herkes gibi, gururlu, kibirli ve soğuk bir kadını canlandırmanın ne kadar zor olabileceğini düşünerek gittim. Çoğunluğun kraliyet ailesiyle ilgili bir film daha yapılmasına dair paylaştığı önyargıya dahi neredeyse katılacaktım. Ama yukarıdaki Shakespeare alıntısının ardından gelen, bir kraliçeyle bile empati kurulmasını mümkün kılan mütevazi ve gerçekçi film beni yanılttı.
Öncelikle Kraliçeyi anlatmak için hayatından bu kesitin seçilmesi son derece anlamlı. İngiliz Kraliyet ailesinin en ciddi kırılma noktasında Kraliçenin takındığı tavır hem onun geçmişini, benimsediği geleneksel değerleri hem de ülkesine ve halkına beslediği içten sevgisini ve görev inancını tek bir mercek altında gösteriyor. Kraliyet tarihinin yüce gördüğü tüm idealleri ve davranış biçimlerini skandallarla dolu hayatıyla tersyüz eden eski Galler Prensesi Lady Diananın ölümü, yaşamından daha sinir bozucu sonuçlarla Kraliyet hayatının üzerinde kara bulutlar oluşturur. O sırada Fransada tatil yapmakta olan ailenin her bir bireyinin olaya gösterdiği tepki –daha doğrusu ısrarcı tepkisizlik– İngiliz halkı ve Kraliyet ailesi arasında o güne dek oluşan en büyük uçuruma neden olur. Kendisine sorulmaksızın üzerine yüklenen yıpratıcı görevi ağırbaşlılıkla üstlenen Elizabethin duyguları ve kişiliği ilk kez bu denli sınanacaktır.
Lady Diananın ölümüyle gölgelenen Tony Blairin başkan seçilme tantanası Kraliçenin bu hassas dönemine dışarıdan –ve bizlerin daha yakınlık kurabileceği– nesnel bir bakışa zemin hazırlar. Filmde son derece mütevazi ve halktan bir portre çizen Tony Blair, İngilterede Kraliçenin devletle olan ilişkisinin altını çizmekle birlikte monarşi karşıtı görüşün Kraliçeyle yakın ilişkiler içinde olunduğunda nasıl çözüldüğünü de anlatmakta etmen. Filmin ortalarına kadar Kraliçenin katılığı ve hoşgörüsüzlüğü ön planda iken Blairin Kraliçe hakkındaki değişen fikirleri Kraliçeyle izleyicinin empati kurmasını sağlıyor. Blairin halkın ve hatta çalışanlarının Kraliçeye olan tepkilerine verdiği karşılık hem dokunaklı hem de izleyiciye bambaşka bir perspektif kazandırmakta etkili.
Filmde bu noktadan sonra birçok sahnede artık Kraliçenin davranışlarına ve seçimlerine ılımlı bakabilir hatta hak verebilir hale geliyoruz. Kraliçeyi bize bir kadın, bir anne, dahası bir insan olarak tanıtan en önemli sahne aynı zamanda Kraliçeyi tüm film boyunca tek yalnız gördüğümüz sahne. Tek başına dolaşmaktan, jipini kendisi kullanmaktan çekinmeyen, bağımsız ve güçlü tavırlarına rağmen kendisini gölün ortasında saplanmış bulan Elizabeth doğa ve yalnızlığıyla baş başa kalır. Frears bu sahneyi yoğun bir sessizlik içinde ve Elizabethe yine de özel alanını vererek çekmiş. Elizabethin sırtı hafifçe titrer, Kraliçe filmde ilk ve son kez duygularını gösterir.
Aynı sahnede tüm güzelliği ve ihtişamıyla bir geyik Kraliçenin bu anının tek şahidi olur. Geyikle göz göze gelen Kraliçe aynı zamanda ilk kez şefkatli tarafını da gösterir. Ava çıkmış olan eşi ve torunlarının silah sesleriyle Kraliçe irkilir ve geyiğe kaçmasını işaret eder. Kraliçe etrafı kolaçan edip geri dönene kadar geyik gitmiştir. Geyik burada Kraliçenin görevi nedeniyle hiçbir zaman sahip olamayacağı özgürlüğü simgeliyor. Kraliçenin o dönemde tam da ihtiyaç duyduğu şeyi, ortadan kayboluvermeyi geyik gerçekleştirebiliyor. Birkaç sahne sonra geyiğin ölüsüyle karşılaşan Kraliçe ortadan kaybolabilse bile hiçbir yere kaçamayacağını anlıyor gibidir. İngiltereye dönüp halkın beklentilerini karşılamak artık tek çaredir.
Kraliçe İngilterenin önemli figürlerinin dünyalarına açtığı pencere nedeniyle de ilgi toplayacağa benziyor. Senarist Peter Morgan senaryoyu Başkana ve Kraliyet ailesine yakın olan isimsiz kaynakların verdiği birbiriyle uyumlu geniş görüşmelerden yararlanarak yazmış. Filmdeki olaylar ve tutumlar gerçekte olanlara oldukça uygun olsa gerek. Bu durumda Tony Blairi gayet evcil, sempatik ve akılcı; Prens Charlesı korkak, pasif ve paranoyak; Prens Philipi negatif, gururlu ve sinirli; Kraliçe Elizabethi ise cesur, şefkatli ve bağımsız olarak izlemek meraklıları için son derece cezbedici.
Helen Mirrenın oyunculuğuna gelince çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. İngiliz kraliçesini canlandırması zaten Oscarı garantileyecek gibi görünürken, Mirrenın beklentileri aşan performansı hayranlık vericiydi. Kraliçeye hem fiziksel hem tavır bakımından çok benzemenin ötesinde çok katmanlı, tarih ve karmaşa yüklü, ulaşılması, anlaşılması ve gözlenmesi bu kadar imkansız olan bir portreyi incelik ve dikkatle dokumuş Mirren.
Stephen Frears İngiltere için çok hassas ve tartışmalara bu kadar gebe bir öyküyü dengeli bir senaryo ve hızlı bir ritimle izleyenlerin herbirine ulaşmayı başararak kotarmış. Değişen halk ve değerler karşısında bir Kraliçeyi konu alarak İngiliz halkına da sempatik bir bakış yöneltmiş. Güç ve iktidarın getirdikleri ve götürdükleri hepimizin şahit olduğu medyatik bir olay ekseninde dönerken bizler için sır dolu kapılar aralanıyor. Kraliçe, sırtlandığımız yüklerin büyüklüklerine bakmaksızın taşımanın zorluğunu hatırlatıyor, yaşatıyor.
Selin Sevinç selinlesinema@gmail.com Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |