10-04-2010, 12:08 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kirli Sırlar
Kirli Sırlarİkinci Dünya Savaşı sırasında CIAin (Central Intelligence Agency) doğuş yıllarını bir CIA istihbaratçısının gözünden anlatan ve aynı zamanda Robert De Nironun ikinci yönetmenlik deneyimi olan Kirli Sırlar, Hollywoodun duayenleriyle dolu kalabalık oyuncu kadrosu için 57. Berlin film Festivalinde Sanatsal Katkı<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> [/b]ödülüyle taçlandırıldı. Bu kadro Matt Damon ve Angelina Jolie gibi popüler oyuncuların yanı sıra Alec Baldwin, Michael Gambon, Robert De Niro, William Hurt, John Turturro ve Joe Pesci gibi unutulmaz yetenekleri de içeriyor.
Amerikan tarihinin gizli sırlarına ayna tutma hedefiyle yola çıkan film aslında CIAin doğuşunu anlatıyor sayılmaz. Kirli Sırlar, CIAin kurucusu James Jesus Angletonın hayatından esinlenerek, Edward Wilson (Matt Damon) adlı az konuşan, mizah anlayışı olmayan ve hedef-odaklı bir CIA ajanının hakkında yazılmış, CIA tarihinin bölük pörçük bir taslağı.
Kirli Sırlarda Yale Üniversitesinin gizli kardeşlik grubu olan Skull & Bonesun geleceğin liderlerini yetiştirdiğini ve CIA çalışanlarının da bu derneğin üyelerinden seçildiğini görüyoruz. Yale öğrencisi ve derneğin sadık üyesi kahramanımız Wilson İngilizce profesörünün Nazi bağlantılarını ortaya çıkararak bir FBI ajanının dikkatini çeker ve bu da, uzun ve verimli bir kariyerin başlangıcı olur. Bu onurlu görev için olmazsa olmaz karakter özellikleri vardır elbette ve bunlar fazlasıyla Wilsonda mevcuttur. Wilsonın milliyet ve görev bilinci o kadar içine işlemiştir ki, hayatta tek sahibi olduğu şeyin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu ve farklı kökenlere sahip diğer vatandaşların sadece ülkeyi ziyarete geldiğini –bir anlamda uzun vadeli turist olduklarını– bile dile getirir.
İnanç devletin kendisi, meslek de devlet menfaatlerinin korunması olunca, kardeşlik çatısı altında toplanan insanların bile ironik bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Vatan için yapılan her hareket kişisel ve sosyal bir ihanet anlamına geliyor. Wilson ve meslektaşları herhangi biriyle herhangi bir bilgiyi paylaşmalarının bedelini ağır ödüyorlar. Dünyevi ilişkilere güvenmenin işleyebileceğin en büyük günah olduğu istihbarat dünyasının gerçeküstü temelleri, mantığın almayacağı mutlak bir teslimiyete dayanıyor. Sadakat ve adanmışlığın can damarı inanç, başı sonu olmayan, nedeni yanlışı olmayan bir kavram: yeterince derinlere yeterli bir kuvvetle uygulandığında aşılması imkansız bir duvar. Nitekim filmde bu anlayış Wilsonın tüm bu gizliliğe alaycı yaklaşan karısı Cloverın (Angelina Jolie) sözlerinde dile geliyor: Önce CIA, sonra Tanrı.
Bol karakterli ve karmaşık olayların döndüğü filmde 40 yıllık bir mazinin detayları bir zaman tüneline sokulmuş. Geçmiş ve filmin reel zaman dilimi arasında sıçrayıp duran olay dizisi, -özellikle de Damonın fiziği, tavrı ve hatta kıyafetleri hiç değişmediği için- tarih bilgisi paslanmış izleyiciyi zorlayabilir. Neredeyse hiç derinlemesine işlenmemiş ve böylesine gizemli bir konu son derece sürükleyici olabilecekken olay kurgusunun karmaşası ve zaman dilimleri arasındaki görsel ayrımın zayıflığı filmi takip etmesi ve keyif alması zor bir hale getirmiş. Tek tek sahnelere bakıldığında strateji düellolarının boy gösterdiği diyaloglar ve kısa bir süre görünüp kaybolan güçlü karakterler ilgiyi ayakta tutsa da, olaylar arasında bağlantılar sık sık kopuyor; kişiler birbirine karışıyor; akıcılık zarar görüyor; gerilim düşüyor.
De Niro anlatımında oyunculuk yönetiminde de benimsediği soğuk ve karanlık dili uyguluyor. Film resmi bir dille, kalın bir ansiklopedinin sayfalarını ağır ağır çevirir gibi ilerliyor. Filmin aksiyon dozu düşük olduğu gibi dramatik yapısı da zayıf. CIA ajanlarının doğası gereği karakterler neredeyse hiçbir koşulda renk vermiyor; hisleri yüzeye çıkmıyor. Ültimatomlar veriliyor; tehditler havada uçuşuyor; kişisel sırlar hiç ele verilmiyor. Örneğin filmin yüzde doksanında izlediğimiz Wilson karakterinin babasının rına tanık oluşunu gösteren flashbackler zaman zaman araya girse de Wilsonın kendi oğluyla olan ilişkisine bu çocukluk travmasının nasıl yansıdığını izleme keyfinden yoksun bırakılıyoruz. Film böylesi bir öyküyü insancıl kılacak öğelerden -167 dakikalık bir sürede bile- inatla kaçınıyor. De Niro böylece gerçekçi bir sinemacılık sergilemiş olabilir ama bu maalesef, filmi ilginç kılmaya yetmiyor.
Filmin dillere destan oyuncu kadrosu ise aslına bakılırsa bir fiyasko. Matt Damon filme Edward Wilson başlığını yakıştırabilecek kadar çok sahnede. Hiç değişmeyen yüz ifadesi, metodik oyunculuğu filmin kuru dramasını kurtarmaya yeterli olmamış. Robert De Niro yalnızca birkaç sahnede görünüyor; Joe Pescinin toplam üç dakikalık bir perde süresi var. Alec Baldwin ve William Hurt filmin sonlarına doğru karakter fazlalığından zihinlerde eriyip gitmeye mahkum bırakılmış. Angelina Jolie ise kendisine söyleyecek tek bir sözü olmayan, yüzüne bile nadiren bakan bir adamı yıllar yılı bekleyecek bir kadın imajına sahip olmadığı için düpedüz yanlış bir cast örneği.
Kirli Sırlar dinamizm, hız, gerilim ve aksiyon fakiri bir film ne yazık ki. Böylesine zengin bir konu ahlaki yozlaşmanın, bireylerin yalnızlaşmasının, inançların çözülmesinin öyküsü olarak uygun bir ritimle şekillenebilirdi. İnsanların empati kurabileceği boyutlara taşınıp hem sinema tarihine bir yapıtaşı olarak geçebilir hem de heyecan dolu bir yapıt olabilirdi. Belki De Nironun oyunculuktaki etraflı üslubunu yönetmen koltuğunda da oturtması için biraz daha zamana ihtiyacı var.
Selin Sevinç
selinlesinema@gmail.com Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |