Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cannesda Kim Ki-duk Rüzgarı
Cannesda Kim Ki-duk Rüzgarı60. Cannes Film Festivali Amerika, Rusya, Fransa, Güney Kore ve İsrailli yarışma filmleriyle devam ediyor.
Geçtiğimiz cuma ülkemizde vizyona giren <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Zodiac[/b]ın Avrupa açılışı perşembe günü Büyük Lumiére Tiyatrosunda yapıldı. <B style="mso-bidi-font-weight: normal">David Fincher[/b]ın önceki filmlerinden estetik olarak ayrılan filmi, Amerikadaki Bay Area seri cinayetlerinin yirmi yılı aşkın soruşturma sürecini anlatıyor. <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Jake Gyllenhaal[/b], <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Mark Ruffalo[/b] ve <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Robert Downey Jr.[/b]ın canlandırdıkları, farklı sebeplerden cinayetlerle saplantılı bir ilişki kuran ve hayatlarını bu keşfe adayan karakterler, oyuncuların performanslarının da yardımıyla her daim canlı. Fincherın alışılagelmiş fiyakalı estetik araçları bu filmde yerini metodik bir dil, sade bir kamera yönetimi ve uzun bir eğride ilerleyen olay örgüsüne bırakıyor. Aksiyon ve görsel efektlerden çok sapkınlığa odaklanmış iki buçuk saatlik yapıt, çağımızın hip yönetmenlerinden olan Fincherın hayranlarını hayal kırıklığına uğratabilir. Süresinin uzunluğu bir yana, öykünün gerçekliği ve senaryonun nefes aldığı mizah dolu anlar filme ülkemizde de yeterli ilgiyi getirecektir.
Festival başka bir iki buçuk saatlik filmle devam etti. Rus yönetmen Andrei Zviaguintsevın The Banishmentında Zodiacın baygınlık verici anlarından çok daha fazlası mevcuttu. Birbirine yabancılaşan bir çift ve çökmekte olan bir aileyi anlatan film, Tarkovsky-vari resimleriyle estetik olarak büyüleyici. Ama öyküye sinmiş yalnızlık duygusu ve kurgunun yavaşlığı izleyenlerin ilgisini sık sık kaybettiriyor. Festival izleyicisinin dışında filmin vizyon şansını düşük buluyorum.
Fransadan Christophe Honorénin Love Songs adlı filmi Bernardo Bertoluccinin Düşler, Tutkular ve Suçlarından (The Dreamers, 2003) hatırladığımız yakışıklı oyuncu Louis Garrelin varlığına rağmen –hatta belki de tam da bu yüzden– pek çekilebilir bir film değil. Garrelin ona eşlik eden iki bayan oyuncuyla yaşadığı garip aşk üçgeni, karakterlerin bohem havaları ve ilişkinin bulanık seyri nedeniyle sıkıcı ve bayağı. Üçlünün yanı sıra filme giren hemen her karakterin düz diyalogları birdenbire şarkıya dökmeleri ise aksi takdirde hiçbir müzikal gücü olamayacak filme yapay bir duygusallık getiriyor.
Ülkemizde de çok beğenilerek takip edilen Güney Koreli yönetmen Kim Ki-dukun Türkiyedeki vizyon tarihi 7 Aralık olarak belirlenen Nefes adlı filmi izleyenleri bir kez daha büyüledi. Evliliği çözülmekte olan bir kadın ve onun idam mahkumu eski sevgilisi arasında, kadının hapishane ziyaretleriyle yeniden doğan aşk öyküsü şimdiye kadar görülmemiş aşk sahneleriyle dolu. İşlediği öykülerin sadeliğiyle tanınan Kim Ki-duk bu filmde, güçlü bir mizah; iç gıcıklayan dramatik sahneler ve sancılı bir romansı akıcı bir kurguda birleştiriyor. Film göz açıp kapayıncaya kadar akıp gidiyor; basit ve ‘sanatsal bir sinemanın ne kadar mainstream duyguları uyandırabildiğini, aynı merkezden izleyiciyle iletişim kurabildiğini kanıtlıyor. Romanyalı yönetmen Cristian Mungiunun 4 Months, 3 Weeks and 2 Daysiyle birlikte Nefes, festival favorilerim arasına girdi.
Fransa-İsrail-ABD ortak yapımı Tehilim Fransız yönetmen Raphael Nadjarinin son filmi. Film, Museviliğin inanış ve ibadetleriyle büyüyen iki erkek kardeşin, babalarının bir trafik kazası sonunda aniden ortadan kaybolmasıyla baş edişlerini anlatıyor. Çocukların dini ritüeller aracılığıyla babalarını geri getirmeye çalışmalarına ağırlık veren film daha çok Musevi din ve kültürünü anlatan bir tanıtım filmi gibi. Öyle ki herhangi bir trajik öykü bu hedef doğrultusunda bahane edilebilirdi diye düşünmeden edemedim. Nadjari zaten hiçbir zaman dokunaklı olamayan zorlama trajedisini gereksiz, upuzun ve sevimsiz sahnelerle bezemiş. Un Certain Regarddan Esintiler...
Festivalin Un Certain Regard bölümünde de özel bir seçki sinema profesyonelleri tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Juliette Binocheun sevimli performansı Hou Hsiao Hsienin Flight of the Red Baloonunda parlıyor. Albert Lamorissenin Altın Palmiyeli 1956 tarihli yapımı The Red Baloona bir saygı duruşu olarak yazılan film sönük öyküsüne rağmen ilgiyle izlenebilir.
70ler Fransasında terör mahkumlarını savunmakla ünlenmiş avukat Jacques Vergesin karizmatik kişiliğini ve gizemli hayatını anlatan Barbet Schroeder imzalı belgesel, Terrors Advocate, Un Certain Regard bölümünün en ilginç filmlerinden biri oldu benim için. Hayatı boyunca enigmatik kişiliklerin arkasında durmuş; sırlarla dolu 8 yıl süren bir inzivaya çekilmiş; radikal bir aşk hayatının romantik kahramanı olmuş Verges, hem eğlenceli hem inanması güç olayların karizmatik başrolü olarak çok güçlü bir sinema için de yaşam kaynağı olmuş. 60. Yıldönümü İçin Usta Yönetmenlerden Kısa Filmler...
Son olarak, Cannes Film Festivalinin 60. yıldönümü için 33 yönetmenin bir araya geldiği To Each His Own Cinema adlı toplu filmler sinemaseverlere çok dokunaklı anlar yaşattı. Yönetmenlerin çoğunlukla sinema salonlarında ya da salon kapılarında geçen 3 dakikalık kısa filmleri kendi sinema anlayışlarını ve sinema seyircisi olarak sinemaya bakışlarını anlatıyor. Bu mini öyküler ya da enstantaneler aynı zamanda Cannes Film Festivaline yaptıkları göndermelerle Festival tutkunlarını zaman zaman duygulandırdı zaman zaman da kahkahalara boğdu. Cannes geçmişleri başarılarla dolu olan bu yönetmenler Theo Angelopoulos, Olivier Assayas, Bille August, Jane Campion, Youssef Chahine, Chen Kaige, Michael Cimino, Joel & Ethan Coen, Davig Cronenberg, Jean-Pierre & Luc Dardenne, Manoel De Oliveira, Raymond Depardon, Atom Egoyan, Amos Gitai, Hou Hsiao Hsien, Alejandro Gonzalez Inarritu, Aki Kaurismaki, Abbas Kiarostami, Takeshi Kitano, Andrei Konchalovski, Claude Lelouch, Ken Loach, Nanni Moretti, Roman Polanski, Raul Ruiz, Walter Salles, Elia Suleiman, Tsai Ming Liang, Gus Van Sant, Lars Von Trier, Wim Wenders, Wong Kar Wai ve Zhang Yimou idi.
Bunların arasından benim kişisel favorilerim Kitano, Moretti, Coenler, Salles, Loach, Chahine, Trier, Lelouch, Polanski, Suleiman, Kontachovski ve Campion oldu. Özellikle Coen kardeşlerin Dünya Sineması adını verdikleri kısa filmi, Jean Renoirın La Régle Du Jeu ve Nuri Bilge Ceylanın İklimlerini yan yana getirerek hem komik hem de bizim için gurur verici bir sinema portresi çiziyordu.
Selin Sevinç
selinlesinema@gmail.com
Selin Sevinç'in tüm sinema yazılarına filmbutik.net'ten ulaşabilirsiniz!... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |