Orta ve İleri Yaşın Sinsi Hırsızı Osteoporoz
Orta ve İleri Yaşın Sinsi Hırsızı OsteoporozSinsi bir hastalık olarak tanımlanan, osteoporoz (gözenekli kemik), ileri yaşlarda özellikle kadınlarda boy kısalması, kamburluk, ağrı ve aniden meydana gelen kırıklarla kendini belli eden, toplumun büyük çoğunluğunu ekileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Gelişen modern tanı yöntemlerinin yardımıyla, günümüzde osteoporozu çok erken safhada teşhis etmek mümkün olabilmektedir. Tanının konmasını takiben, uygun tedavi kombinasyonunun seçilmesiyle, kemik yıkımı durdurulabilmektedir.
Kemik döngüsü (yapım ve yıkım) yaşam boyu devam etmektedir. Vücudumuzda kemik dokusu bir yandan da yeniden yapılarak, yapımın yıkıma eşit olduğu bir denge oluşturulmuştur. 40 yaşından sonra ise bu denge genellikle yapım aleyhine bozulmakta ve kemik yıkımı hızlanmaktadır.
Yıllarca hiçbir belirti vermeden ilerleyen kemik erimesi yüzünden kemiğin süngerimsi yapısı yıpranır, içindeki gözenekleri büyük ve şekilsiz bir hal alır. Bütün bu sürecin sonucunda kemik o kadar zayıflar ki, en küçük bir travma bile kemik kırıklıklarına yol açabilir.
Osteoporoz, bir çok ülkede büyük oranda iş ve güç kaybına neden olduğundan, toplum sağlığını tehdit eden ciddi bir sorundur. Osteoporoz toplumumuzun %10unu etkilemektedir. Bununla birlikte ülkemizde her yıl yaklaşık 360 bin kırık vakası meydana gelirken, kırıkların tedavisi için ödenen rakamlar büyük boyutlara ulaşmaktadır.
Hastalığın varlığı genellikle ani bir çarpma veya ufak bir düşme neticesinde kırıklar meydana gelmesiyle tesadüfen anlaşılabildiği için osteoporoz sinsi hastalıklar sınıfında yeralmaktadır.
Büyük bir halk sağlığı sorunu haline gelmiş olan osteoporoz kadınlarda erkeklere kıyasla 4 kat daha fazla gözükmektedir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, 45 yaşın üzerindeki her iki kadından birinde, 50 yaş üzerindeki her 8 erkekten birinde osteoporoz ve buna bağlı kırıklar meydana gelmektedir.
Bazı kişilerde osteoporoz daha sık olarak görülmektedir. Buna sebep olan risk faktörleri sırasıyla verilmiştir.
·Kadın olmak
·Kısa boylu ve ince yapılı olmak
·İleri yaş
·Ailede osteoporoz hikayesi bulunması
·Erken yaşta menopoza girmek veya cerrahi sonucu meydana gelen menopoz
·Adet düzensizlikleri
·Kalsiyumdan fakir diyetle beslenmek
·Bazı ilaçlar (kartikasteroidler ve antikonvülsanlar
·Erkeklerde düşük testosteron
·Hareketsiz bir hayat
·Sigara içmek
·Aşırı alkol ve kahve tüketimi
Tanı Kemik Mineral Dansitometre (BMD)
Özel bir cihazın yardımıyla bel ve bacak kemiklerinden çeşitli ölçümler yapılarak, kemiklerdeki kalsiyum miktarı hesaplanır. 40 yaşından sonra her yıl yapılacak olan kemik yoğunluğu ölçümleriyle kemikten kalsiyum kaybı henüz başlangıç safhasındayken saptanabilir. Ayrıca bu yöntem kullanılarak kalsiyum tedavisi gören hastaların tedaviye verdikleri cevabın takibi de mümkün olmaktadır.
Biyokimyasal bazı testlerin yardımıyla kemik yapımı ve yıkımını saptamak mümkündür.
Kemik yapımının klinik takibinde rutin olarak kullanılan testler:
ALP: Kemik dahil birçok dokuda bulunan bu enzim, kemik yapımının bir göstergesi olarak kullanılmaktadır.
b-Alp: Özellikle kemikte bulunan bu enzimin aktivitesi kemik yapımının arttığı durumlarda artmaktadır.
Osteokalsin: Protein yapısında olan bu marker, kemik yapımını sağlayan hücreler tarafından sentez edilmektedir. Kemik yapımının ve metabolizmasının hızlandığı durumlarda serumdaki osteokalsin miktarında artışlar gözlenmektedir. Özellikle hiperparatiroidi, Paget hastalığı ve osteoporoz tedavisi sonucu kemik metabolizmasında bir artış meydana geldiğinde, serumda osteokalsin miktarı artmaktadır.
İdrarda Kalsiyum ve Hidroksiprolin
İdrarda atılan kalsiyum miktarı osteoporozda artar.
Hidroksiprolin ise kemiğin yapısında bulunan kollajenin yüzde 13ünü oluşturan bir amino-asittir. Kemik yıkımı neticesinde ortaya çıkan hidroksiprolin tekrar kemik yapımında kullanılamadığından, kemik yıkımının iyi bir göstergesidir.
Pyrilinks-D, Crosslinks (Pyridinoline ve Deoksipridinolin)
Kemiğin matürasyonunu gösteren bu parametreler, idrarla atılma aşamasına gelmeden önce metabolize olmazlar, bu yüzden idrardaki miktarları oldukça stabildir. Hem tanıda hem de tedavinin seyrinde güvenle kullanılabilecek bir testtir.
B-Crosslaps (B-CTx, C-Telopeptid)
Serumda bakılan bu test, kemiğin organik yapısının yüzde 90ını oluşturan Tip 1 kollajene özgüdür. B – Ctx kemik yıkımından oldukça fazla etkilenir ve bu yüzden hem tanının hem de tedavinin etkinliğinin takibinde iyi bir göstergedir.
Tedavi
Kemik yıkımını durdurmak ve kemik yoğunluğunu arttırmak için çeşitli tedaviler uygulanmaktadır.
Hormon Tedavisi: Menopozda vücutta östrojen azalmasına bağlı osteoporoz hızlanmaktadır. Bu nedenle östrojen tedavisi ile kemik yıkımını engellemek mümkün olmaktadır. Progesteronla birlikte kullanılması daha iyi sonuç verir.
Kalsiyum: Osteoporozda kemikteki kalsiyum miktarı azalmıştır. Bu kaybı karşılamak için günlük diyetle alınması gereken kalsiyum miktarı 800-1500 mgdır.
D Vitamini ve Deriveleri: Kalsiyumun barsaktan emiliminde rol oynarlar. Uygun tedavi dozu doktorunuz tarafından saptanacaktır.
Bifosfonatlar (Alendar, etidronat vb): Kemik erimesini önledikleri gibi, kemik mineral yoğunluğunda artış da sağlarlar.
Kalsitonin: Kemik yıkımını azaltan bu preparat, uzun zaman içinde kemik yoğunluğunu da arttırır. Burun yoluyla ve enjeksiyon yoluyla kullanımı mümkündür.
Diğer İlaçlar: Tıbolone, Anti-östrojenler, tiazid grubu diüretikler, anabolizanlar ve flor gibi daha çok ilaç osteoporoz tedavisinde kullanılmaktadır.
Egzersiz: Egzersizin kemik yoğunluğunun korunmasında önemli bir rolü vardır. Günde 30 dklık bir yürüyüş ideal egzersiz olarak kabul edilir.
Bu sayılan yöntemlerin yanında, osteoporoz tedavisinde sigara kesilmeli, aşırı kahve alkol kullanılmamalı, diyette fazla miktarda protein ve tuz bulunmamalı ve hareketsiz bir yaşamdan kaçınmalıdır.
İntermed Tıp Merkezi Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |