Değerli Kadınlarımız; Meme kanseri, kadınlarda en sık karşılaşılan tümördür. Bu sıklığına rağmen, tarama mamografisi ve etkili bir tedavi ile tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Meme kanseri tanısı konulduğu zaman, moralinizin aşırı bir şekilde bozulması ve neden ben diye sormanız normaldir. Ancak, unutmayınız ki bu hastalık tedavi edilebilir ve yaşamınıza kaldığınız yerden sağlıklı bir şekilde devam edebilirsiniz.
Meme kanseri tanısı konulduğunda ilk yapacağınız şey, bu hastalıkla ilgili araştırmaların, ameliyatların ve diğer tedavilerin en fazla yapıldığı, yeniliklerin uygulandığı meme merkezlerine ve bu konuyla ilgili uzmanlara ulaşmaktır.
Meme kanserinin tanı ve tedavisinde deneyimli uzmanlar her yıl yüzlerce meme kanserli hastayı muayene, tedavi ve takip etmektedirler.
Meme kanseri tedavisi, cerrahi ve plastik cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi ile zaman alan bir süreçtir. Bu süre bazen aylar alabilir. Tedavi sırasında psikolojik sorunlarla ve tedavilerin yan etkileri ile karşılaşabilirsiniz. Ancak bu süreyi, iradenizle, sabırla ve size destek olan eşiniz, doktorunuz, akrabalarınız ve arkadaşlarınız ile çok rahat bir şekilde geçirebileceksiniz. Ülkemizde, insanlar arasındaki dayanışma ve yardımlaşma arzusu ve gayreti batı toplumlarından çok daha fazladır. Ancak, çevrenizdeki bazı bilinçsiz insanlar istemeden de olsa moralinizi bozabilirler. Bu nedenle hastalığınızı ve problemlerinizi sadece sizin en yakınınızdaki insanlar ve doktorunuzla paylaşın.
Tedavi süresinde ve sonrasında, yaşama yeniden başlayacağınızı düşünün. Stresle mücadele etmesini öğrenin, karşılaştığınız problemleri çok fazla önemsemeyiniz. Sevmediğiniz konulardan, olaylardan uzak kalmaya çalışınız. Günlük yaşamınız içerisine en az 1 saatlik egzersizi ilave ediniz. Bu yürüyüş, yüzme, aerobik vs. olabilir. Kendinize müzik, resim, seyahatler, yoga gibi hobiler edinin. Var olan hobilerinizi ve yeteneklerinizi geliştirin. Her şeye rağmen kendiniz ve çevreniz için sağlıklı olmaya, mutlu olmaya çalışın. Doktorunuz her zaman, her probleminizde yanınızda olacaktır.
Meme kanserinin tedavisi
Meme kanseri, erken tanı ve etkin bir tedavi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır. Ancak, erken tanı için kadınların düzenli olarak kendi kendilerini muayene etmeleri, meme cerrahına muayenelerini yaptırmaları, meme cerrahının önereceği röntgen merkezlerinde tetkiklerinin ve meme kanseri konusunda uzman olan hekimler tarafından tedavi ve takiplerinin yapılması gerekir.
Meme kanseri konusunda her ay çok sayıda dergi ve kitap yayımlanmakta, kurslar ve kongreler düzenlenmektedir. Tanı ve tedavi sürekli olarak değişmekte ve uzmanlar bilgilerini yenilemek zorunda kalmaktadırlar. Bir uzmanın farklı organlardaki farklı kanserlerin tüm özelliklerini bilmesi mümkün değildir. Ancak, meme konusunda uzman olan bir hekim, sağlıklı ve etkili bir tedavi ugulayabilir. Meme kanseri tedavisi, meme konusunda deneyimli uzmanlık alanlarının birlikte çalışmaları ile başarıya ulaşabilir. İstanbul Tıp Fakültesi 20 yılı aşan meme kanseri tanı, tedavi ve takip deneyimi ve bu konuda son derece başarılı uzmanları ile sizi en başarılı bir şekilde tedavi edebilecektir.
Meme kanserinin tanı ve tedavisinden sorumlu uzmanlar hangileridir?
Meme radyolojisi uzmanı
Memenin filmi (mamografi), ultrasonografisi, EMAR'ı gibi konularda özel bir eğitim almış ve kendini yetiştirmiş olmalıdır. Meme kanseri konusunda yılda binlerce mamografi, ultrasonografi ve meme EMAR'ı çeken ve değerlendiren radyoloji uzmanıdır. Çekilen filmin kalitesini düzelterek, içeriğini en doğru bir şekilde yorumlamaya çalışır. Gerektiğinde filmdeki şüpheli bölgeleri büyütür, mamografiye ultrasonografi veya EMAR'ı ekler. Meme cerrahını yapılacak olan ameliyat konusunda aydınlatır. Hastaların tedavi sonrası gerekli olan tetkiklerini yaparak, meme cerrahına yönlendirir.
Meme cerrahisi uzmanı (meme cerrahi onkoloğu)
Genel cerrahi uzmanı olduktan sonra, özellikle meme kanseri konusunda eğitim almış, kendini geliştirmiş, her yıl yüzlerce meme kanserli hastayı değerlendiren, ameliyat ve takip eden uzmandır. Bu konuda çok sayıda araştırma yapmış, makale ve kitap yazmış, konferanslar vermiş olması gerekir. Meme kanserinin tanı ve diğer tedavileri konusunda mutlaka temel bir bilgiye sahip olmalıdır. Meme kanserli hastayı ilk muayene eden, genellikle ilk tedavisini yapan ve tedaviler tamamlandıktan sonra kontrollerini yapan, hastanın esas doktorudur.
Meme patolojisi uzmanı (meme patoloğu)
Meme kanserinde çok sayıda farklı hücre ve dokular bulunmaktadır. Teşhis koymak için bazen iğne ile alınan az sayıdaki hücreyi (sitoloji) değerlendirmek gerekebilir. Ameliyat sırasında çıkarılan dokuların ve işaretlenmiş sınırlarının, lenf bezlerinin değerlendirilmesi (Frozen tanısı), ameliyat sonrası yeni kesitlerle incelemeler, meme kanseri konusunda deneyimli ve bu işlemleri binlerce defa yapmış olan meme patolojisi uzmanlarının görevi olmalıdır. Bu uzmanlar, yapılacak tüm tedavileri yönlendirecek bazı özel testleri (reseptörlerin tayini vs.) de gerçekleştirirler.
Meme medikal onkoloğu (meme kemoterapisi uzmanı)
Meme kanserli hastaların çoğunda kemoterapi verilmektedir. Bu tedavi sırasında genellikle birden fazla ilaç daha çok damar yoluyla hastaya uygulanır. Tedavideki sürekli gelişmeler, meme kanseri üzerinde uzmanlaşmış meme onkoloji uzmanlarını gerektirmektedir. Tedavi öncesi hastaların bilgilendirilmesi ve ilaçların belirlenmesi, tedaviye bağlı komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi bu uzmanların görevidir.
Meme radyasyon onkoloğu (meme radyoterapisi uzmanı)
Meme kanseri tanısı konulan bazı hastalarda radyasyon (ışın) tedavisi de gerekli olmaktadır. Memesi ameliyat sırasında alınmayan kadınların tümüne radyoterapi gereklidir. Memesi alınan kadınların bazıları da radyoterapi alabilir. Radyasyon tedavisinin, meme kanseri konusunda tecrübeli, tedavi sırasındaki yan etkileri bilen ve tedavi edebilen bir uzmanca (meme radyasyon onkoloğu) yapılması gerekir.
Bu esas uzmanlıkların dışında; plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı, psikolog, psikiyatri uzmanı, fizyoterapist, moleküler biyoloji uzmanı, nükleer tıp uzmanı gibi uzmanlar tanıda, tedavide ve komplikasyonların önlenmesinde çok önemli katkılar sağlamaktadır.
Meme kanserinin cerrahi tedavisi
Erken evre meme kanserinde, tanı konulduktan sonra ilk uygulanan tedavi cerrahi tedavidir. Meme cerrahı, hastayı muayene ettikten sonra gerekli olan tetkikleri ister. Bazen hasta tetkikleri yapıldıktan sonra gelmektedir. Bu tetkikler kalitesiz veya yetersiz bulunabilir. Yeni bir mamografi, ultrasonografi, bazen EMAR istenebilir. Zorunlu olan durumlarda kısa sürede iki defa mamografi çekilebilir, çekilen film büyütülebilir. Verilen radyasyonun dozu az olup, çekilecek filmin yararı daha fazladır. Tümör ele geliyor ise, cerrah ince bir iğne ile veya otomatik bir alet ile (tru-cut) bir miktar doku alarak patoloji uzmanına gönderir ve kesin teşhisin mikroskopla konulmasını sağlar. Bazen tümör muayene sırasında ele gelmeyecek kadar küçük olabilir. Bu tümörler mamografi, ultrason veya EMAR'da fark ediliyor olabilir. Bu takdirde meme radyolojisi uzmanı, röntgen merkezinde bu yöntemleri kullanarak tümörden iğne ile bir parça alarak patoloji uzmanına gönderir. Eğer sonuç meme kanseri olarak alınır ise; bu takdirde bu ele gelmeyen kitle yine radyoloji uzmanı tarafından işaretlenir, meme cerrahı tarafından ameliyathanede çıkarılarak filmi çekilir ve patolojiye gönderilir.
Meme kanserli hastaların ameliyat öncesi hazırlığı
Meme kanserli hastaların, meme kanseri konusunda deneyimli meme radyolojisi, cerrahisi ve patolojisi uzmanının bulunduğu merkezlerde ameliyat olmaları gerekir. Hastalar genel anestezi açısından dahiliye, kardiyoloji ve anestezi uzmanları tarafından değerlendirilirler. Erken evre meme kanseri tanısı konulan hastalara ameliyattan önce, kan sayımı, karaciğer enzimleri, tümör belirteçleri (CA 15-3, CEA) gibi biyokimyasal tetkikler yapılır. Akciğer grafisi çekilir. Daha ileri kanseri olduğu düşünülen hastalarda; karaciğer ultrasonografisi, bilgisayarlı karın ve göğüs tomografisi, kemik sintigrafisi, tümör belirteçleri (CA 15-3, CEA) ve bazen PET (pozitron emisyon tomografisi) gibi ileri tetkiklere ihtiyaç vardır.
Memenin korunduğu ameliyatlar (meme koruyucu cerrahi)
Meme koruyucu ameliyatların yapılabilmesi, meme konusunda yılda yüzlerce meme kanseri ameliyatı yapan meme cerrahı, meme radyolojisi uzmanı ve meme patolojisi uzmanının birlikte organize çalışmalarıyla mümkün olabilmektedir.
Meme kanseri tanısı konulan hastalarda, meme cerrahı muayene ve tetkikleri değerlendirdikten sonra, memenin alınıp alınmaması konusunda kararını verir. Bu kararını hasta ile paylaşır. Ameliyat öncesi alınan karar, ameliyat sırasında çıkarılan tümör patologla beraber değerlendirilerek kesinleştirilir. Çok az sayıdaki hastada, karar vermek için ameliyat sonrası patolojik değerlendirmelerin sonucunu beklemek gerekebilir.
Memenin korunabilmesi için gerekli olan şartlar
1. Hastanın memesinin korunmasını istemesi.
2. Aynı memenin diğer kadranlarında başka bir kanser odağı olmaması.
3. Hastanın radyoterapi (ışın tedavisi) almasına bir engel olmaması.
4. Kanserin memeden tamamen temizlenmiş olması.
5. Kanserli doku çıkarıldıktan sonra kalan meme dokusunun estetik görüntüsünün kabul edilebilecek görünümde olması.
Memeyi koruyucu ameliyat nasıl yapılır?
Memedeki tümörün üzerinden yarım ay tarzında kesi yapılarak kitleye ulaşılır. Etrafındaki sağlıklı dokulardan da bir miktar alınarak tümör çıkarılır. Çıkarılan dokular, ameliyathanede bulunan meme patolojisi uzmanı ile birlikte kesilerek tümörün tam çıkarılıp çıkarılmadığına karar verilir. Patolog, mikroskopta bakarak kararını kesinleştirir. Eğer kanser etrafındaki sağlıklı dokularla tam olarak çıkarılmış ise, kanama kontrolü yapılır ve tümörün çıkarıldığı boşluğa metal klipsler (titanyum) konulur. Bu metal klipsler daha sonra bu alana ışın tedavisi verilmesini kolaylaştırır. Bunlar vücudunuzda kalacağı için, daha sonra çekilen meme ve akciğer filminde de görülebilir. Bu nedenle telaşa kapılmamak gerekir. Deri altı dokusu ve deri dikilir ve üzeri ince bantlarla (strip) kapatılır. Deri, sonradan eriyen dikişlerle içeriden kapatıldığı için, sonradan dikiş alınmasına gerek yoktur. Hasta ertesi günü ameliyat yerindeki pansumanını kaldırır ve striple yapıştırılmış yara yeri açıkta bırakılır. Hemen banyo yapabilir. Tümörün çıkarıldığı boşlukta öncelikle kan ve serum birikecektir. Daha sonra vücut bu boşluğu tamir etmeye başlayacaktır. Bazen hastalar hareket sırasında bu alanda bir çalkantı sesi duyabilirler. Bu nedenle, hastalarımıza ameliyattan hemen sonra destekli sıkı sütyen giymelerini önermekteyiz. Hastalar ameliyat oldukları günün akşamı veya ertesi günü taburcu edilebilirler. Daha sonra kontrole gelirler. Ameliyat sonrası ağrı azdır ve parasetamol grubu ağrı kesiciler yeterli olmaktadır. Hastalar ameliyat alanındaki aşırı şişkinlik, akıntı ve kızarıklık durumunda, ameliyatı yapan doktorlarını aramalıdırlar.
Koltuk altının değerlendirilmesi
Meme kanserinde tümör hücrelerinin genellikle ilk ulaştıkları yer, aynı taraftaki koltuk altı lenf bezleridir. Ameliyattan önce yapılan değerlendirmelerde bu bölgede büyümüş lenf bezi var ise, memedeki tümör çıkarıldıktan sonra bu lenf bezleri de buraya yapılan ayrı bir kesi ile çıkarılır ve değerlendirilmesi için patoloji uzmanına verilir. Ameliyatta ortalama 10 tane lenf bezinin çıkarılması yeterlidir. Bu lenf bezlerine mikroskopik olarak yayılım var ise, bu hastalığın tedavi şeklini belirlememize yardımcı olur. Lenf bezlerinin çıkarıldığı boşluğa, burada birikecek lenf sıvısı, serum ve kanı dışarıya akıtacak bir silikon tüp (diren) konularak ucu dışarıya alınır ve toplanacığı negatif basınç (vakum) uygulanabilecek bir torbaya bağlanır. Hastalar bu direnle taburcu edilirler. Hastayı evinde takip edebilecek yakınına biriken sıvıyı 24 saatte bir ölçerek dökmesi öğretilir. Bu miktar, 24 saat içerisinde 30ml.'nin altına düştüğünde hasta doktoruna gelir ve diren çıkarılır. Diren pansumanı üzerine yapıştırılacak bir koruyucu sayesinde hastalar ameliyatlarının ertesi günü duş alabilirler.
Koltuk altı lenf bezleri alındıktan sonra ne gibi komplikasyonlar görülebilir?
Koltuk altı lenf bezleri çıkarıldıktan sonra, kol iç kısmında uyuşukluk ve duyu kaybı, omuzda hareket kısıtlılığı ortaya çıkabilir. Bu yakınmalar zamanla azalır ve kaybolabilir. Ameliyattan hemen sonra o taraftaki kolunuzu günlük ihtiyaçlarınız için (yemek yeme, saç tarama gibi) kullanabilirsiniz. Kol ve omuz hareketlerinizi, koltuk altına konulan diren alındıktan sonra istediğiniz gibi yapabilirsiniz. Kolunuzu bir duvar üzerinde en yüksek bir noktaya ulaşıncaya kadar yukarıya kaldırınız, buraya bir işaret koyunuz ve bu hareketi günde 4-5 defa tekrarlayınız. Kolunuzu her gün bu işaretli yerin biraz daha yukarısına çıkarmaya çalışınız. Omuzunuzu öne ve arkaya doğru çevirerek hareket ettiriniz. Kol ve omuz hareketlerinizin eski düzeyine kavuşması için düzenli olarak hareketlerinizi yapınız. Yüzme bu amaçla yapılabilecek en iyi spordur.
Koltuk altındaki tüm lenf bezleri alınmayabilir mi?
Meme kanseri tanısı konulan hastaların muayenesi ve tetkiklerinde koltuk altı lenf bezlerinde büyüme saptanmamış ise, bu hastalara son 10 yıldır uyguladığımız ve deneyim gerektiren bir yöntem uygulanmaktadır. Bekçi lenf bezi biyopsisi (sentinel lenf nodülü biyopsisi) adı verilen bu yöntemde amaç, memedeki tümörden giden lenf kanallarının koltuk altında ilk ulaştığı lenf bezi veya bezlerini bularak çıkarmak ve bunları ameliyat sırasında patolojik olarak değerlendirmektir. Eğer lenf bezinde kanser hücresi yok ise, hastalığın koltuk altına ulaşmadığına karar verilerek diğer lenf bezleri çıkarılmaz. Aksi söz konusu ise, yani çıkarılmış lenf bezinde kanser hücresi var ise, koltuk altındaki diğer lenf bezleri de aynı anda çıkarılır. Bazen ameliyat sırasında buna karara verilemeyebilir. Bu takdirde hastaya kısa bir süre sonra yapılacak küçük bir cerrahi girişimle diğer lenf bezleri çıkarılır.
Bekçi lenf bezi biyopsisi (sentinel lenf nodülü biyopsisi), iki şekilde yapılabilmektedir. En sık kullandığımız mavi boya yönteminde, mavi boya meme derisi altına verilerek bunun koltuk altına ulaşması için 4-5 dakika beklenir. Daha sonra koltuk altı kesisi ile mavi boyanın gittiği mavi kanal ve maviye boyanmış lenf bezi bulunarak çıkarılır. Diğer yöntemde ise, ameliyat öncesi tümörlü memeye radyoaktif madde (radyoizotop) verilerek, ameliyat sırasında özel bir aletle bu maddenin en yoğun olarak toplandığı lenf bezi bulunarak çıkarılır. Bazen bu iki yöntem birlikte uygulanabilir. Mavi boya, ameliyattan sonra idrar ve dışkı ile atılacağından bunların rengi maviye boyanabilir. Hastalar korkmamalıdırlar. Mavi boyanın verildiği yerlerde mavi renkli bir sertlik olabilir, bu uzun sürebilir. Doktorunuz gerekli önlemleri ve tedavisini size söyleyecektir.
Memenin yerinde bırakılması hastalığın tekrarını kolaylaştırır mı?
Son 30 yılda yapılan çalışmalar ve bizim tecrübelerimiz, deneyimli meme merkezlerinde meme uzmanları tarafından yapılan meme koruyucu tedavilerin memenin alındığı ameliyatlardan farklı sonuçlar vermediğini göstermektedir. Hastaların uzun süreli takiplerinde yaşam süreleri bakımından iki hasta grubu arasında hiç fark yoktur. Burada önemli olan uygun hastaların seçilmesi ve tedavilerinin bu konuda deneyimli uzmanlarca yapılmasıdır.
Memenin alınmasının zorunlu olduğu ameliyatlar (mastektomi)
Hastalığın memede birden fazla yerde olması, tümörün büyük olması, hastanın arzusu, radyasyon verilememesi durumlarında meme cerrahınız memenizin alınmasına karar verebilir. Öncelikle önemli olan şeyin sizin sağlıklı ve uzun yaşamanız olduğunu unutmayınız. Biraz sonra sözünü edeceğimiz gibi, size aynı seansta yeni bir meme de yapılabilir. Bu ameliyat sırasında, meme dokusu arkasındaki örtü (pektoral fasya) ve eğer yayılım (metastaz) var ise, koltuk altı lenf bezleri birlikte çıkarılırlar. Memenin çıkarıldığı alandaki deri altına ve koltuk altına iki ayrı diren konularak uçları dışarı alınır ve negatif basınçlı pompalara bağlanır. Hastalar ameliyatın ertesi günü taburcu edilirler. Direnlerin ayrı ayrı 24 saatte bir defa hasta yakını tarafından boşaltılması ve toplanan miktarların kaydedilmesi gerekir. Bu miktar 24 saatte 30ml'nin altına düştüğünde doktorunuz tarafından alınacaktır. Bu süre genellikle 5-7 gün kadar olmaktadır.
Memenin alınmasının gerekli olduğu durumlarda, aynı seansta yeni bir meme yapılabilir mi?
Bazen meme başı ve meme derisi korunarak, bazen de sadece meme derisi korunarak meme dokusu çıkarılabilmektedir. Bu durumlarda, meme konusunda deneyimli bir plastik cerrahi uzmanı tarafından ya silikon protez ya da hastanın sırtı veya karnındaki kaslar kullanılarak yeni bir meme yapılabilmektedir.
Bu ameliyatın yapılabileceği hastalar, meme cerrahı ve plastik cerrahi uzmanı tarafından ameliyattan önce titizlikle seçilmeli ve yapılabilecek ameliyat hastaya detaylı olarak anlatılmalıdır. Meme başı alınan hastalara daha sonra yeni bir girişim ile meme başı ve çevresi yapılır. Memenin yeniden yapılması ve istenen estetik görünümü alması bazen birkaç işlem gerektirebilir. Hastaların bu konuda sabırlı olmaları gerekir. Ameliyat sırasında gerekiyor ise, diğer meme üzerinde de estetik bir düzeltme (küçültme veya büyütme) yapılabilir.
Memenin alınmasının gerekli olduğu durumlarda, daha sonra yeni bir meme yapılabilir mi?