Klinik psikologlar, affetmenin insan sağlığı üzerindeki etkisi üzerine yılda 1200 araştırma makalesi yayımlayarak bir yayın rekoru kırdı.. Makalelerden çıkan sonuçlar, öfkeyi içinde taşımamak ve bağışlayıcı olmak, sağlığı olumlu etkiliyor.
Diyelim ki biri sizi öldürmeye çalıştı, onu affetmek zordur. Ayrıca bağışlamamakta direnmek de hepimizin doğal bir yönü.. Ancak çoğu insan ihanet eden eşini, ayağınızı kaydırmaya çalışan iş arkadaşını veya mesela kuyrukta yerini almaya çalışan bir açıkgözü bağışlamaya hazırdır..
Bağışlamak anlık bir olay değil, bir süreç; emek gerektiren bir uğraş; çünkü insanlar doğal olarak intikam alma eğiliminde. Bunu beceremeyenler arkadaşlardan, psikiyatristden yardım istemeli.
Newsweek'te yayımlanan bir haberde, affedici insanlarla bağışlamayan ve öfkeyi içinde taşıyan insanlar karşılaştırıldı ve affetmenin insanı huzurlu kılıdığı sağlığını olumlu yönde etkilediği ortaya çıktı. Tersine hareket, yani affetmemek yalnızca ruhsal sağlığımıza değil, fiziksel yapımıza da zarar verdiği belirlendi.
Bugün klinik psikolojinin üzerinde en fazla durulan konularından birinin affetmenin insan sağlığı üzerindeki etkisi olduğu ve bu konuyu ele alan yılda 1.200 araştırma makalesinin yayımlandığı belirtilmiyor.
Üstelik yeni kurulan Bağışlama Araştırmaları Vakfı araştırmalara ve konferanslara destek sağlıyor. Son toplantıda "Bağışlama konusunda kadın-erkek farkı" ele alındı. Bu toplantıda sunulan çalışmaların çoğu evlilik ve romantik ilişkilerde bağışlama konusunu ele alındı.
ABD'de bu işin bir de gurusu var: Dr .Dean Ornish ! Ornish bağışlamayı ruhun gıdası olarak tanımlıyor, sağlıklı bir yaşamda öfke ve intikamın yeri olmadığı kanaatinde: "Bir bakıma, kendiniz için yapabileceğiniz en bencilce şey başkalarını bağışlamaktır," diyor..
BEDENİ NASIL ETKİLİYOR?
Bağışlamak, öncelikle stresi azaltır. Bağışlamayan insanda, acı, öfke, düşmanlık, nefret ve korku, yeniden aşağılanma veya acı çekme korkusu benzeri duyguların bir karışımı ile yaşayıp gider. Fakat bütün bunların bedene fizyolojik olumsuz etkileri vardır... Mesela tansiyon yükselir, hormonal değişikler yaşanır. Ve bütün bunların sonucunda kalp hastalıkları, bağışıklık sisteminin çökmesi ve bir olasılıkla da bellek kaybı ve nörolojik bozukluklar gündeme gelebilir.
Newsweek'de yayımlanan haberde şöyle deniyor: Bir araştırmada ele alınan 20 kişi, mutsuz beraberlikleri olan 20 kişi ile karşılaştırıldı. İkinci gruptakilerin kortizol düzgün çalışmayan bağışıklık sistemi ile ilgili hormon- düzeylerinin yüksek olduğu saptandı. Bağışlama Araştırmaları Vakfı'ndan Everett Worthington , "Birini bağışlamamaya karar verdiğiniz zaman ortaya büyük bir olasılıkla sağlık sorunları çıkar" diyor.
Ayrıca, sosyal ilişkilerin de sağlıklı yaşam üzerinde olumlu etkileri saptandı. Sağlam sosyal ilişkiler kurabilen insanlar, yalnız yaşayan insanlara göre daha sağlıklı. İçinde öfkeyi besleyenler ve insanların her yaptığından olumsuz anlamlar çıkartanlar yaşam süreleri boyunca çok sayıda dost yitirdikleri ve mutsuz oldukları belirtilmekte..
Michigan'daki Hope College'dan Oyen Witvliet , bağışlamanın, spesifik bir olaya gösterilen özel bir tepki olmaktan çok, yaşam şekli haline gelmesi, hâttâ kişiliğinin bir parçası olması gerektiğini savunuyor.
BAĞIŞLAMAK: KARMAŞIK SÜREÇ
Çok sayıda bilimsel araştırmaya göre aslında bağışlamak şaşırtıcı derecede karmaşık bir süreç içerir. Worthington, bu süreci "kararlı bağışlama" ile "duygusal bağışlama" gibi iki gruba ayırıyor. Kararlı bağışlamada öfke uyandıran kişiyi affetme yükümlülüğü söz konusudur. Duygusal bağışlama bir anlamda içsel olarak kabullenmektir. Affetmek adaletten vazgeçmek anlamına gelmez.
Öfke bir insanın tüm duygularını esir alabilir, ancak bunun bir yaşam şekli haline gelmemesi gerekir. Ornish bu konuda şunları söylüyor: "Ben bağışlamayı, 'bırakmak/gitmesini sağlamak' anlamında kullanıyorum.
Kaldı ki size kötülük yapan bir kişiyi haklı görmek veya barış yapmak zorunda değilsiniz Hele hele özür dilemek gibi bir şey söz konusu bile değildir. Sizin yapmanız gereken çektiğiniz sıkıntılardan ve acılardan kurtulmaktır."
Newsweek'te yayımlanan demecinde, "Bağışlamak bir süreçtir, anlık bir olay değildir" diye konuşan Harvard Üniversitesi'nden psikiyatrist Dr. Edward M. Hallowell, "Bağışlamak, emek gerektiren bir uğraştır. Bağışlamak insan doğasına terstir."
Çünkü insanlar doğal olarak intikam alma eğilimindedir. Bu nedenle bağışlamayı kendi başınıza beceremiyorsanız arkadaşlarınızdan, psikiyatristinizden yardım isteyebilirsiniz. Eğer yaşamınız boyunca intikam peşinde koşarsanız, iki mezar kazmanız gerekir."