Teğmen
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 115
Tesekkür: 2
59 Mesajinıza toplam 379 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| düşünce ile kilo verme
Bu yöntem sadece bu tanımlamasıyla ifade edilebilecek basitlikte değildir.Düşünerek zayıflama darken biz düşünce gücünü ve dolayısıyla zihnimizi ve daha da önemlisi bilincimizi ve bilinçaltımızı kastediyoruz.
Zihinsel yoğunlaşmayla elde edilebilecek yararlanımlar sadece zayıflama ile sınırlı değildir.
Bu konuda bir çok dış ülkede çalışmalar yapılmış ve bilinçaltı ile elde edilen bir takım gelişmeler bilimsel bir platforma oturtulmaya çalışılmıştır.Metropolitan Üniversitesi uzmanlarından Dave SMİTH'in çalışmasını buna bir örnek olarak gösterebiliriz. Smith'in bu çalışması kilo veremeyenler ( aslında inatla kilo vermek istemeyenler demek daha doğrudur.Çünkü bir kişi kilo vermek isterse verir. Ve mutlaka ideal kilosuna ulaşır.) için bir umut kaynağı olmuştur.Özellikle egzersiz yapamayanlar bunun için zaman ve mekan problemi olduğun u iddia edenler için uygulanabilecek bir yöntem gibi gözükmektedir. Smith bu çalışmasında denekleri iki ayrı gruba ayırmış, bunlardan ilkine 3 ay boyunca hergün 1 saat egzersiz programı uygulatmış, İkinci gruba ise yine aynı süreyi kullanmak kaydıyla, kişileri bir koltuğa oturtarak, rahatlamalarını, gevşemelerini ve sadece hayal gücüyle zihinden fiziksel egzersiz yaptıklarını düşünmelerini istemiştir.
Elbette SMİTH'in burada kullandığı yöntem iradenin dışında bilinçaltyını ön plana çıkartan, bilinçaltının dolayısıyla düşünme gücünün, olumlu imajinasyonun etkisini kullanmaktan başka bir şey değildir.
Deney sonucu oldukça ilginçtir: her gün bir saat egzersiz yapanlardan daha çok, 1 saat aynı egzersizi yaptığını düşünen, bunu imajine eden, zihninde canlandıran grup başarılı olmuş,hatta yarım kilo daha fazla kilo vermişlerdir.
Elbette buradaki uygulama; "koltuğa geçin, outrun ve egzersizi düşünün" demek kadar basit ve kolay değildir.
Bizlerin de Hipnoz'da kullandığı İMAJİNASYON yöntemi kişinin belli bir beyinsel dalga boyuna getirilmesiyle sağlanabilir. Bunun en iyi sağlandığı zaman dilimi beynin alfa dalgalarının hakimiyetinde olduğu dönemlerdir. Uykuya dalmaya hazır olduğumuz anlar ve hipnozun bazı aşamalarında bud alga boyunun hakimiyeti sözkonusudur.
Uykulu veya hipnotik trans durumunda vücuttaki bilinçli bütün zorlamalar en aza inmektedir.Dolayısıyla bu dönemde bilinç tarafında ortaya atılacak bilinçli çatışmalar önlenmekte, bilinçaltı bütün haşmetiyle size yardım etmek üzere gönderilecek olumlu telkinleri almaya müsait hale gelmektedir. Telkinlere açık olunan bu dönemde, bilinç geri plandadır. Bilinçaltını size faydasız bazı alışkanlıklardan temizleyip, yepyeni bir anlayışa yönlendirmek işte bu dönemde mümkündür.
Yine kendi vakalarımdan bir örnekle bunu açıklamak isterim. Uygun olan hastalarıma "gece hipnozu" olarak adlandırdığımız bir yöntem uyguluyorum.tamamen düşünce yoğunlaştırması ve bilinçaltı aktivitesine erişmekten ibaret olan bu yöntem, hipnoz seanasları sırasında oluşturduğumuz imajinasyonun devamı niteliğindedir. Bu uygulamada suje ( hipnoz yapılan kişi) uykusu geldiğinde yatağına uzanmakta (sessiz ve mümkünse karanlık oda) hipnoz seansında kendisine anlatılan; once 3 kez derin ve yavaş nefes alıp, sağ elini bir yumruk haline getirir.Bütün kaslarının gevşediği tıpkı o gün uygulanan hipnoz seansındaymışcasına kendisini rahat, gevşek, sağlıklı, ve huzurlu hissetmesi istenir.Bu gevşeme bilinçaltı kapılarını açmakta, o muhteşem gücü kullanma fırsatını bizlere tanımaktadır.Gevşeme aşamasından sonar suje yine kendisine hipnoz seansı sırasında yaptırılan ya da kendi oluşturduğu imajinasyonunu hatırlamaya çalışır.
Bunda hiç bir zorlama yoktur.Bu imajinasyonun yanısıra; kendini gelecekte nasıl görmek istiyorsa, yani mutlu, sağlıklı, estetik, ideal kilosuna ulaşmış, stresden uzak, huzurlu v. b. özellikleri kendi üzerinde görmeye çalışır.Ve bilinçaltına şu uyarıyı gönderir: "İşte ben bu olmak istiyorum. İnanıyor ve biliyorum ki bu isteğim mutlaka yerine getirilecektir…"
Suje bu imajinasyonunu üç boyutlu bir şekilde ve eksiksiz canlandırmaktadır.Bütün herşeyiyle; üzerindeki elbiseler, yüzündeki tebessüm, ruhundaki hislerle bir bütün olarak kendini imajine etmesi gerekir.İmajinasyon sadece bir fotoğraf karesinden ibaret değildir. Çevresindeki insanların bu noktada gösterdiği inanç nedeniyle kendisini tebrik ettiklerini gören ve bu yüzden seans sonuna doğru mutluluk gözyaşları döken hastalarım olmuştur. Yaşanması gereken harika bir duygudur.
Yıllardır çikolatalı besin tüketmekten kendini alıkoyamayan bir hastam (A.G.) oluşturduğumuz etkin imajinasyon (Düşünsel yoğunlaşma) etkisiyle ilk seansımızda yediği o çikolatalı dondurmaların gres yağından üretildiği sanısıyla, seans sonunda kısa bir sure öğürme ve kusma şeklinde tepki göstermişti. Bu imajinasyonun bir gücüydü. Şimdi o hastam toplamda 12 kilo ile en iyi zayıflayan hastalarım arasındadır. Aradan 2 yılı aşan bir sure geçmiş olmasına rağmen verdiği kilolarını geri almamıştır. Bu arada çikolatalı dondurma ve diğer ürünleride çok büyük bir rahatlıkla tüketebilmektedir.Ama sadece ihtiyacı kadar, aşırıya kaçmadan, bilinçli olarak…
Özetlersek şunu söyleyebiliriz; SMİTH'in yaptığı da ve diğerleri de hep bilinçaltı gücünün etkin kullanımını sağlamaktan ibarettir.
Bilinçaltının sadece zayıflamayı sağlama ile sınırlı etkisinin olmadığını bilmem söylememe gerek var mı? Panik ataktan depresyona, kötü alışkanlıkları bırakmaktan huzurlu, mutlu ve başarılı bir yaşantının sağlanmasına kadar yaşantımızın bir çok evresinde bundan yararlanabiliriz.yeterki isteyelim!
2) Düşünce yoluyla tedavi ( Zihinsel Yoğunlaşma) eski çağlardan beri devam edegelen bir terapi şeklidir. Çağın gereklerine uygun bir şekilde o dönemlerde de uygulanmış, artık günümüzde multidisipliner yaklaşımla pozitif bilimlerin ışığında daha anlamlı hale getirilmiştir. Özellikle tıbbi hipnozun gerçek uygulayıcıların (Hekim, Diş hekimi, psikolog) eline geçmesiyle daha güzel ve bilimsel sonuçlara ulaşılacağı inancındayım. Benim de içinde bulunduğum Tıbbi Hipnoz Derneği ve kurucuları arasında yer aldığım "Uygulamalı Tıbbi Hipnoz Derneği" nin bu konudaki çalışmaları dikkate değerdir.Çünki gerek zihinsel yoğunlaşma ve gerekse Hipnoz (ki birbirlerinden ayrı değerlendirmek yanlış olur) bir çeşit terapi yöntemi olup, bilinçsiz kişilerin eline bırakılmayacak kadar büyük öneme sahiptirler. Bu noktada her köşe başında N.L.P. yaptığını iddia eden bir çok yetkisiz kişileri çok yakından izlemek gerekir diye düşünüyorum.Çünki yapılacak bir hata telafisi zor sonuçlar doğurabilir…
4) Seanslarımız mümkün olduğunca sessiz, loş ışıklı bir ortamda yapılıyor. Ancak çok zor ve olmayan ortamlarda da yapılabilir. Biz öncelikle hastayı muayene ederek organic bir bozukluk olup olmadığını teşhis etmeye çalışıyoruz.
Hipnoz ( ve seans içindeki zihinsel yoğunlaştırma) dan yarar göreceğine dair bir kanaatimiz oluşursa kişiyi ortalama 5 seans sürecek olan hipnoterapi uygulamalarına alıyoruz. Bu arada mutlaka kişiye yapacak olduğumuz uygulama hakkında bilgi veriyor, sujenin aklında herhangi bir soru kalmamasına çalışıyoruz.
Seans süresince ve ondan once suje ile aramızda belli bir diyalog ve inancın oluşması gerekir. Bu sağlandıktan sonar uygulamaya geçilir.
Suje rahat bir koltuğa (tercihan terapi koltuğu) oturtulur. Hipnoza girmesini yani beyin dalgalarının alfa dalgasına dönüşmesini sağlayıncaya kadar, çeşitli yöntemlerle hasta gevşetilir.Hekim tarafından hastanın bilinç durumu değerlendirildikten sonra, içinde imajinasyonların, zihinsel yoğunlaşmanın yer aldığı telkinlere başlanır.
Sujenin verdiği yanıta bağlı olarak yaklaşık 30 - 45 dakika seansa devam edilir.
5) İmajinasyon (Zihinsel Yoğunlaşma) öylesine etkindir ki örneğin çiçeğe allerjisi olan bir kişiye telkinler arasında koluna o çiçekten sürdüğümüzü ve o bölgede kızarıklık, kaşıntı meydana geleceğini söylediğimizde, bir kağıt parçasıyla da yapsak gerçekten o bölgede kızarıklık, yanma ve kaşıntı oluşturabilmektedir.
Yoğun hamurişi tüketen bir hastamda; - "günde 5 ince dilim ekmekten başkası sana rahatsızlık verecek…" şeklindeki telkinlerim onu gerçekten fazla ekmek tükettiği öğünlerde mide krampları geçirmesine yol açmıştır
Yine premens ve mens dönemlerinde aşırı çikolata tüketen bir hastam o çikolataların "gres yağında yoğrulmuş metalik parçacıklardan oluştuğu şeklindeki imajinasyonumuz sayesinde, ancak normal tüketime geçebilmiştir.
Yeterli hipnoz farkındalığına ulaşıldığında , hastalara; vücutlarının bir yarısının kutuplardaki soğuğa diğer yarısının da ekvatordaki sıcaklığa maruz kaldığı telkini verildiğinde gerçekten de kutup tarafındaki deride kıllar dikleşmekte, üşüme benzeri titremeler olmakta, diğer tarafta ise terleme görülmektedir.
Düşünce yoğunluğu ve dolayısıyla bilinçaltı etkinliği muhteşem sonuçlar doğurabilecek güçtedir.
Kişi düşünce yoğunluğu sürecinde beyin fonksiyonları olarak alfa dalgasının etkisindedir.bu durum bilinçaltını aktif ve dinamik halde tutar böylece suje telkinlere açık imajinasyonun rahat canlandırılabildiği bir bilinçaltı düzeyine ulaşmış olur.
6-7) Bu yöntemler diğer zayıflama yöntemlerine gore daha kalıcı bir etkiye sahiptir.
Yapılan araştırmalar, şişmanlığın temel nedenleriden birinin "yanlış beslenme alışkalıkları olduğunu göstermiştir.
Hipnoz ve İçinde yer alan zihinsel yoğunlaşma aracılığıyla elde edilen terapötik yaklaşım, tamamen bu alışkanlığın olumlu ve doğru bir şekle getirilmesidir.Bu uygulamalar sayesinde kişilere yeni, sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı benimsetilmektedir.Kazanılan bu yeni alışkanlık gerçek bir alışkanlık halini aldığında diğer yöntemlerden farklı olarak kalıcılık kazanmaktadır.
Bizim yöntemimizin şifa yüzdesi yaklaşık %80'ler civarındadır.Bu yöntemde geriye dönüş diğerlerine gore çok daha zordur. Üstelik özellikle diyetle zayıflamada karşılaşılan olası yan etkilerden hemen hemen hiç biri ile karşılaşılmamakta, kişi gayet sağlıklşı bir şekilde zayıflamaktadır.
Diyeti bırakanlar bundan bir sure sonra verdiklerinden daha fazla kilolarını geri almaktadırlar. Oysa bu yöntemde kişiye kazandırılan yeni yemek yeme alışkanlığı kalıcılığını sürdürmektedir.1-2 kilogramlık oynamalar görülse de bilinçaltının o eşsiz gücü sayesinde " ideal kiloya" mutlaka ulaşılmaktadır.
Diyet yöntemiyle zayıflama çoğu zaman sağlıklı sonuçlar doğurmaz. Özellikle son yıllarda bir çok isim altında türetilen diyet programları aşırı bir tüketime uğramış adeta bu alanda bir erozyon yaşanmasına yol açmıştır.
Bir hekim gözetiminde olmadıktan sonra kişiye uygun olup olmadığı tam tesbit edilmemiş diyet programı zarar verebilir. Üstelik bunca güzel ve leziz besinlerin karşısında yapılan diyetler pek uzun soluklu olmamakta kişilerin psikolojilerini bozmaktadır.Buna karşın 'Sadece vucudun ihtiyacı kadar" tüketilen gıda esprisine dayanan "yeni yemek yeme alışkanlığı" kişiyi psikolojik bir baskının altına da almamaktadır.Her şeyden, ama sadece vücunuzun ihtiyacı kadar tüketerek ideal kiloya ulaşabilirsiniz.
8) Tüm bu anlatılanlardan sonra evet! Diğer yöntemlere kıyasla zihinsel yoğunlaşma ve hipnoz yöntemiyle yapılan zayıflama kalıcı olmaktadır.Ve en başarılı yöntemlerin başında yer almaktadır.Kolay değil yıllarca sizlerin kilolu dolaşmasına yol açan bir yanlışlıktan kurtuluyorsunuz.Ve size bunu bilinçaltı sağlıyor… Nasıl kalıcı olmasın ki?
9) Bu yöntemden şizofrenler ve bazı yoğun psikiyatrik problemi olan hastalar ve demans gelişmiş yaşlılar hariç hemen herkes faydalanabilir.Özellikle zeki insanlar…
Ancak bu hiç bir zaman "ben yaptım oldu" mantığı ile elde edilebilecek bir başarı öyküsü değildir.Bu işi bilen bir hekimin gözetiminde yapılması en uygunudur.
Bu arada şunu da söylemek isterim; Zayıflamada hedef kısa sürede fazla kilo vermek olmamalıdır. Ayda 4 kilo civarındaki zayıflama idealdir. Fazla kilo verme, sonradan onları geri almanın bir habercisi olabilir.
Bize müracaat eden hastalarımızda biz herhengi bir özellik aramıyoruz.Sadece yönteme inanması ve istemesi yeterlidir.Bu yöntemde hekimi ile iyi bir diyalog halinde olan bir kişi mutlaka başarılı olmaktadır.
10) Biz uygulamayı genelde 5 seans üzerinden yapıyoruz.Sonra 15 günde, ayda, 2 ayda, 4 ayda, 8 ayda ve 12 ayda olmak üzere 6 kez hatırlatma seansları uyguluyoruz. Ancak hasta bu dönemler içinde ilk 21 gün geceleri tam yatmadan önce gece hipnozu (zihinsel Yoğunlaşma) seansları yapmaktadır.21 gün sonunda elde edeceği başarı ve kazanacağı alışkanlık onun ruhunda " istediğini elde eden insanın" huzurunu yaşatacaktır.
Yaklaşık hastalarımızdan ayda 4-5 kilo civarında kilo vermelerini istiyoruz.
Hipnoz ve zihinsel yoğunlaşma - otohipnoz ve gece yatmadan önceki hipnoz uygulamalarıyla ideal kiloya mutlak surette ulaşılıyor.
12) Yöntemimizin en önemli ayrıcalığı bu zaten…Gerekirse yapılan hatırlatma seanslarıyla bu alışkanlık zaten kazanılıyor. Dolayısıyla bizim yöntemimizde verilen kiloların muhafazası için ekstra bir uygulamaya gerek yok. Amiyane tabirle; "olay beyinde bitmiştir!" bu işin ötesi var mı?
13) Bu yönteme daha çok bilinçli kişiler başvuruyor. Yöntemi kavrayabilmek için bilinçaltı gücüne ve telkinlere inanmak gerekir.
Ilk bir kaç seansdaki şaşkınlık etkilerin görülmesiyle meraka ve sonra da sevince dönüşüyor…
Tedirgin olanlar çıksa da bunu biz hekimler, hastayı rahatlatarak üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |