Kazı kazanı atmak uzere aldigimda ikinci buyuk ikramiyenin bana cikacagini aklimdan bile gecirmemistim.Bir elimle kaziyor diger elimle ise cope atmaya hazirlaniyordum.Ikinci buyuk ikramiyenin ciktigini gorunce sasirdim ve biletci amcaya gosterdim.O da dikkatlice bakti bakti bakti...Bu bakma isi uzun surunce adamdan geri istedim kazi kazani.Yeterince bakmisti artik geri versindi.
Aslinda o gun dukkandan ciktigimda babama sormustum.Bos tencere varsa eve gotureyim diye.Genelde bos tencere olurdu.Babama yemek getirirdi annem dukkana.Bos tencereler birikirdi.Bende dukkandan eve giderken bos tencereleri de posete koyup giderdim.
Dukkandan eve dogru yola ciktigimda cebimde 20 binliram vardi.Aslinda babam "sormana bile gerek yok kasadan harclik alabilirsin "derdi.Ancak ben pek almazdim.Zaten pek ihtiyacimda olmazdi.
Cebimde ki 20 binlira ile Seyidoglu borekcisinden su boregi alayim diye dusundum.Su boregini oldum olasi severim zaten.Ancak 20 bin liraya borek olurmuydu.Caddeden karsiya gectim borekciye girdim ve sordum.
-20 bin liraya borek olur mu????
Adam "olmaz" dedi
Gercekten de boregin bir porsiyonu 20 binliradan fazlaydi.
Neyse diye dusundum.Ancak yinede bu 20 binliradan kurtulmam gerekiyordu.Borekciye girmek icin karsiya erken gecmistim.Tekrar caddenin karsisina gecip kazi kazancidan bir kazi kazan alayim dedim.Bir kazi kazan tam 20 binlira idi..Bende 20 binlirayi uzatip bir kazi kazan aldim.Yavasca yurumeye basladim.Bir elimle kaziyor diger elimle ise cope atmaya hazirlaniyordum.Ikinci buyuk ikramiyenin ciktigini gorunce sasirdim ve biletci amcaya gosterdim.O da dikkatlice bakti bakti bakti...Bu bakma isi uzun surunce adamdan geri istedim kazi kazani.Yeterince bakmisti artik geri versindi.Tam 50 milyon lira cikmisti kazi kazanima.İkinci buyuk ikramiye idi bu para....Aldim kazi kazanimi ve geri donup tekrar dukkana gittim.
Babam sinir bozacak sekilde soguk kanlidir.
-Tamam oglum heyecanlanma demesi yok mu???
Yahu ne heyecanlanmasi dedim cok da heyecanli degilim dedim.
Tam da o gun ust katta ki komsu borc verdigi parasini istiyordu.Aslinda bu para isine babam daha cok sevinmisti de belli etmiyordu.Ustelik o sene dersaneye gidecektim universite sinavlari icin.Bu para ile dersane parasi karsilandigi gibi artan para ile borclarimizi odeyebiliyorduk.
Ertesi gun milli piyango idaresine gittik.Yanimzda ki gisede iki genc en buyuk ikramiye olan 250 milyon tl nin tahislatini yapiyorlardi.Onlar benden daha sansliydi.Olsundu.
Bu iki genc 250 milyon lirayi aldiktan sonra gisedeki kizlara da bahsis biraktilar.Bu sirada gozume guvenlikci ilisti.Zavalli guvenlikci maasa talim ederken bu kizlar her ikramiye kazandan bahsis alsalar koseyi donerler diye dusundum.
Abim 50 milyonlirayi alip saydiktan sonra hizla disari ciktik.Bahsis vermemisti kimseye.Olsundu.Zaten bize az ikramiye cikmisti degil mi ya...Ben pek taraftar olmasamda babam ille de kazi kazani aldigin adama da para ver diye tutturdu.Neyse verdik biraz para adama sevinsin diye..
Dersaneye gidip kayit oldum saat aldim kendime hedayeler aldim parayi bitirdim..
Dersane bitti...Bizim sınıfın en yuksek notunu almistim sinavda..Deneme sinavlarinda bir kez bile birinci olamamisken gercek sinavda iyi bir puan almistim.
Ancak sozel netim sayisal netimden fazla olsada sayisal bir bolume girmistim..Artik universiteliydim Boğaziçi Üniversitesinde öğrenciydim.
Sevmiyordum bazi dersleri...
Bir gun yine tencereleri koydum posetle ayni yoldan dukkandan eve dogru yuruyordum.Birazdan tam kazi kazancinin onunden gececektim.Yanimdan hizla bir araba ve onun arkasindan bir polis arabasi gecti.Bir silah sesi duyuldu.Biraz yurdugumde yerde kan izleri gordum.Bir sene once kazi kazan aldığım yerin bir metere otesiydi.
Kapkaccilari kovalayan polislerin ates acmasi sonucu genc bir delikanli kafasindan vurulmustu.Ertesi gun gazetede okudum genc cocuk universitede muhendislik okuyordu.Nisanlisi ile evlenmeyi dusunuyordu.Ancak kapkaccilari kovalayan polisin silahindan seken kursun kafasina isabet etmisti.Birbucuk dakika sonra olay yerinden bende gececektim.Belki e o kursun beni vuracakti Allah korumustu...
Ertesi gun ayni yoldan yururken biraz ileride kamera ile cekim yapildigini gordum.Kameranin etrafini cevirenler televizyona cikacagiz diye seviniyorlardi.
Ben ise oldukca uzaktim kameraya.Hizli adimlar ile gectim.
Megerse kamera beni zoomlamis.
Aksam Anahaber bulteninde spiker haberleri okurken beni gosteriyordu..
Elimde posetler yuruyordum iste..
Ancak pek begenmedim kendimi cok mutsuz cikmistim...
Normalde yolda yururken ne kadar da mutsuz yuruyormusum diye dusundum..
En iyisi top sakal birakiyim da yuzume bir ifade gelisn diye dusundum..
Ertesi gun okula gittigimde..
Abi ne is sekil yapmissin dedi arkadaslar....
Bende toplum ne kadar dejenere olmus insanlar ne kadar bilincsiz diye dusundum durdum.Bana 250 binde bir ihtimal rast gelmis para cikmisti.Ayni yolda yuruyen bir gence ise bir kac sene sonra kursun isabet etmisti..Ben mutsuzlugumu gizlemek icin top sakal birakmistim.Bunlarin ise akli fikri sekilcilikteydi.
Atakan Sonmez
2000
Konu ileilgili haberler
Amerikan filmlerinde böyle olmaz!
New York ya da Los Angeles polisi, avını kovalarken arabalar havada uçar, yağmur gibi kurşun yağar, rehine alınan çoluk çocuk yürekleri hoplatır ama ünlü polis şefi "Kirli Herry"nin hedefi asla şaşmaz. Sadece "kötü adam"lar cezasını çeker.
Kuşkusuz, hayatın sürprizlerinin film karelerine sığmadığı nice örnek vardır.
19 yaşındaki Nail'in ölümü Türkiye'ye özgü gerçeklerin Hollywood prodüksiyonlarına benzemediğinin kanıtıdır.
Çelişkilerle dolu bir ülkede yaşıyoruz. Beklentiler öylesine farklı ki... Akşam üzeri serseri kurşunla hayatı son bulan Nail'in ölüm haberi, televziyon ekranlarına yansıdığında Afyon'daki ailesinin evinde kopan çığılığı duyabildiniz mi?
Ekrana bir başka çığlık yansıdı.
Sevinç çığlığı!
Çarkıfelek'ten ev, araba kazanan ailenin çığlığı.
İşte size bir "zaping" kazası!
Milliyet
Bir garip beraat!
Kapkaççı kovalarken havaya ateş açıp üniversiteli genci öldüren polis tek gün hapis yatmadan beraat etti
Bu, Konya`nın Akşehir ilçesinde doğup, büyüyen anne-babasının gözbebeği Nail Çaylıkoca`nın acı öyküsü... Nail, 1996 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazandı. Sırtına umutlarını yükleyip, İstanbul`un yollarına düştü. İstanbul`da polis memuru dayısının yanına yerleşti. Kısa sürede hem okula, hem de İstanbul`a alıştı. Ve `aşkı`nı üniversitede buldu. 9 Şubat 1999`daki o acı güne kadar... Nail, dayısı Mete Günay`la birlikte alışveriş yapmak için Merter`e gitti. Tozkoparan`da yürüdüğü sırada, Tempra marka bir otomobil ile onu takip eden polis otosunu gördü. Tempra`daki kap-kaç yapan iki kişiyi polis takibe almıştı. Kapkaççılar, polisleri görünce paniğe kapıldı ve direksiyon hakimiyetini polis otosuna çarptı. `Dur` ihtarına uymayan kapkaççıların durması için polis, araca doğru ateş açtı. Oto hırsızları kaçarak kayıplara karıştı. Ancak... Seken kurşunlardan biri, Nail`in kafasına isabet etti. Ağır yaralanan Nail, tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, Nail Çaylıkoca`nın ölümüne sebep olduğu iddiasıyla polis memuru Yakup Kayhan`a dava açtı. Soruşturma kapsamında hiç tutuklanmayan Kayhan hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Tutuksuz yargılanan Kayhan, 5 yıl boyunca yargılandığı davada hakkındaki suçlamaları reddetti.
Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen davanın son duruşmasında, Kayhan`ın beraati istendi. Mahkeme Kayhan`ın Polis ve Selahiyetleri Kanunu`nun çerçevesinde hareket ettiği ve `hedefte hata sonucu, meşru müdafaa şartları içinde` suçu işlediğine kanaat getirdi. Polis memuru 2`ye karşı 1 oy beraat oldu.
Kazayla vatandaşı vurmak polisin görev yetkisini aşar’
Yargıtay, dur ihtarına uymayan oto hırsızına ateş açarken üniversiteli genci vuran polis memuruna verilen “beraat” kararını bozdu
01.09.2006
İstanbul Merter’de, 7 yıl önce “dur” ihtarına uymayan oto hırsızına ateş açan polis Yakup Kayhan, yoldan geçen üniversite öğrencisi Nail Çaylıkoca’nın ölümüne neden oldu. Halen görevde olan Kayhan hakkında “kasten adam öldürmek”ten 24 yıl hapis istemiyle dava açıldı.
Hiç tutuklanmadan 5 yıl Bakırköy 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanık, suçu “meşru müdafa” sınırlarında işlediği gerekçesiyle, 2 yıl önce beraat etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, Kayhan’ın yere değil, karşı istikamete doğru ateş ettiğinin, polise karşı aktif bir direnme ve saldırının olmadığı bir ortamda ateş edilmesinin bir gerekçesi olmadığının altını çizerek verilen beraat kararını esastan bozdu. Ceza Dairesi, bu şartlar altında gerçekleşen ölüm olayında, sanık polisin “kastı aşan adam öldürme” suçunu işlediğini belirterek, ceza verilmesini talep etti. Yargılamanın yeniden yapılacağı yerel mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına uyarsa, sanık polise 8 yıl hapis cezası verilebilir.
Vatan