Yazar: David Chamberlain
Türkçesi: Rüya Koray
Sayfa sayısı: 256
Kocaman gözlerini size dikmiş bakan yeni doğmuş bebeğinizde ne görüyorsunuz? Sizce onun gerçek bir kişiliği var mı? Sizce, düşünebiliyor mu, hissedebiliyor mu? O yaygaraları koparırken aslında gerçekten de bir şey söylüyor olabilir mi?
Çok uzun yıllar boyunca yeni doğan bebekler hakkında bildiklerimiz, boyutları, ağırlıkları ve kas güçleriyle sınırlıydı. Ağlamalarının “gelişigüzel” sesler olduğunu; gülümsemelerinin sadece “gaz çıkarmak” olduğunu ve acı çektiklerine dair ifadelerininse “refleksten” ibaret olduğunu sanıyorduk. Bu yanıltıcı bilgiler ebeveynliği zorlaştırdı, bebek olmayı da sefalete çevirdi. Ama artık bebeklerin, tecrübelerinden en az bizler kadar faydalandıklarını biliyoruz.
Doğumdan sonra birkaç dakika gördükleri annelerinin yüzünü, fotoğraf albümünden seçebiliyorlar. Diğer bebeklerin cinsiyetini, üzerlerinde giysi olsa dahi biliyorlar. Annelerinin sesini, kokusunu diğer yetişkinlerden ayırt ediyorlar. Yetişkinlere has birçok yeteneğin daha doğuştan var olduğu gerçeği araştırmacıları şaşırttı, teorileri çürüttü. Bilim, yeni doğan bebeklerin, ilişki kuran, kendilerini etkili bir biçimde ifade edebilen, tercihler yapan ve ilk karşılaştıkları günden itibaren insanlarla etkileşimde olan sosyal varlıklar olduklarını doğruluyor.
Dahası, nörologlarla biyokimyacıların açtığı pencere, bebeğinizin doğumdan çok önce zekâ pırıltıları gösterdiğini kanıtlıyor. Bebeğinizle ilişki kurmak için doğumu beklemeyin. Bebeğiniz sizin sandığınızdan çok daha zeki; onunla iletişim kurmanın sırrı, içeride olanlar hakkında bilgi edinmenizde saklı.