22-08-2010, 08:13 PM
|
#1 (permalink)
|
Binbaşı
Üyelik tarihi: Jun 2010 Bulunduğu yer: Venüs
Mesajlar: 1,403
Tesekkür: 6,102
1,460 Mesajinıza toplam 6,406 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Meçhul Bir Kadından Mektup... Zweig... Bir kadının görmeden sevdiği bir adamı ‘tanrılaştırıp’ onun hayalinde erirken kendisini hayatın dışına savurmasını çok özel bir hikâyeyle anlatmıştı Zweig. Geçenlerde yeniden derlenen Kitapçı Mendel’i karıştırırken ona rastladım. Meçhul Bir Kadından Mektup, bir kadının çocuk yaşta tanıdığı bencil, uçarı, sevmeyi bilmeyen, kibirli bir yazarın peşinden sürüklenmesinin insafsız hikâyesidir. Yirmi dört sayfalık imzasız bir mektup alan yazar, “çocuğum dün öldü, benim için bir tek sen kaldın. Beni hiçbir zaman tanımamış olan ve ömrüm boyunca sevdiğim sen” cümlesiyle karşılaşınca şaşırır ama okumaya devam eder. Hikâye, bir kadının hayatı boyunca sadece birkaç kez birlikte olduğu bir erkeği, yerine hiç kimseyi koyamayacak kadar sevmesinin ayrıntılarını anlatan uzun bir mektuptan ibaret. Kadın, eğer mektup sahibine ulaşırsa ölmüş olacağının anlaşılmasını ister.
Zweig, daha hikâyenin başında on üç yaşındaki bir kızın bir erkeğin güçlü, değişken kişiliğinden nasıl etkilenebildiğini anlatır: “İkili bir hayat yaşadığını, dünyaya açık aydınlık bir yanın ve sadece senin bildiğin karanlık bir başka yanın olduğunu bilinç dışı bir sezgiyle fark ettim.” O tehlikeli sezgi kızın hayatını değiştirir. Onun yüzünden sabahlara kadar kitap okumaya başlar. Görmediği yıllarda onu hayal eder. Yazarın göstermediği diğer yanını görebilmek için kadınlığı uyanmaya başladığında kendisini ona bir hediye gibi sunmak ister. Yaşadığı şehre taşınır, evinin önünde akşamlar boyu bekler. Ona kendini ilk teslim ettiğinde adam ne onu ne de çocukluğunu hatırlar. Kadın mektupta yazarın o güne kadar kimsenin kendisine dokunmadığını hiç fark etmediğini yazar. Ona olan sevgisinin sırrını anlamasın diye sevişirken hiç direnmediğini söyler. ‘Orospu olmadan kendimi sattım’
Sonra kendini sattığını da anlatır fakat korkmamasını öğütler yazara: “Bir orospu olmadım ama yine de kendimi sattım. Zengin dostlarım, varlıklı sevgililerim oldu. Önce ben onların peşinden gittim, sonra onlar benim peşimden koştular. Çünkü –bilmem fark ettin mi- oldukça güzeldim. Kendimi sunduğum herkes benden hoşlandı. Hepsi de kendini bana borçlu hissetti, beni sevdi. Sadece sen bunu yapmadın sevgilim.” O artık önemsemediği bedenini yeryüzünden bıçakla kazır. İhtiraslı okşamalarda, karşılıksız bıraktığı sevgilerde, kendi kaderini gördüğü erkeklere acır sadece.
Yazar onu hiç fark etmez, ne o buluşmadan sonra, ne de onu bir gece kulübünden alıp fahişe diye evine getirdiği son buluşmalarında... Bütün o yıllar boyunca, kadın her doğum gününde ilk seviştikleri gecenin sabahında hediye ettiği beyaz güllerden göndermekten vazgeçmez. Yazar, o güllerin kimden geldiğini de hiç merak etmez. Kristal bir vazonun içinde duran beyaz güllerin önünde seviştiği kadının vücudunu tanımaz. Kadın giderken manşonuna birkaç banknot sıkıştırıldığını görür. Adam hiç görmeyeceği çocuğunun annesine gecenin parasını ödemek istemiştir. Ona beyaz güllerden birisini uzatıp, dalgın dalgın yüzüne bakar. Kadın çıkarken yazarın yaşlı uşağıyla çarpışır, yaşlı adam o çocuk kalmış yüzü hemen hatırlar. Kadın mektupta hissettiklerini “O an senin bütün bir ömründe sezemediğinden daha çoğunu anlamıştı. Sadece sen unuttun beni” diye tarif eder ve şöyle yazar: “Beni hiçbir gün tanımayacaksın. Hayatta alın yazım böyle idi. Ölümümde de böyle olsun. Son saatimde seni çağırmayacağım. Ölümüm kolay oluyor. Çünkü sen bunu uzaklarda hissetmeyeceksin. Ölümüm sana acı verseydi bunu göze alamazdım.”
Kadın mektubun sonunda yazardan her doğum gününde sevdikleri ölüye yaptıkları dinsel bir tören gibi vazoya kendisi için beyaz güller koymasını özellikle ister. Ölüm ve ölümsüz sevgi...
Zweig, hikâyenin sonunu anlatıcısının cümleleriyle bitiriyor: “Roman yazarı, mektubu titreyen ellerle bıraktı. Sonra uzun uzun düşündü. Anısında rastgele bir komşu çocuğu, bir genç kız, gece lokalinde bir kadın fakat belli belirsiz ve bulanık bir şekilde canlandı... Akan suyun dibindeki bir taşın titrek biçimi, belirtisiz parıltısı gibi. Gölgeler yığılıp uzaklaştılar ama bir resim olamadılar... Birden bakışları, masada, karşısında duran vazoya ilişti. Boştu. Yıllardan beri vazo ilk kez doğum gününde boştu. Ürktü... Görünmez bir kapı açılıvermiş de, soğuk bir hava akımı, öteki dünyadan gelirmiş gibi odayı doldurmuştu... Ölümü ve ölümsüz sevgiyi hissetti. Ruhunun derinliklerinde bir çözülme oldu. Gözle görünmeyen bir kadını, uzaklardan duyulan bir müzik gibi düşündü.” Ben bu hikâyeyi çok severim. Bir gazete köşesinde böyle anlatılınca basit bir melodram gibi mi tınlıyor bilmiyorum ama ne zaman okusam içindeki ‘Tanrının’ ölümünü bir ‘faninin’ ölümüyle fark eden o zavallı yazara üzülürüm. Hegel’in söylediği gibi dünya olmaksızın Tanrı Tanrı değildir çünkü. (alıntıdır) Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ "... I'm just a dreamer I dream my life away I'm just a dreamer who dreams of better days." |
Offline
| |