[gunesim]

Omaraam Mıchael Aıvanhov,henüz genç bir çırak iken üstadı Peter Deunov’a sormuş:’’meditasyon yaparken Tanrı’yla buluşabilmenin en iyi yolu nedir?’’Deunov cevap vermiş:’’en iyi yol ışıkla çalışmaktır,zira ışık ilahi ihtişamın ifadesidir.ışığa odaklanarak onunla çalışmalısın.kendini onunla demleyip,onunla mutlu olmalısın.ancak ışık sayesinde Tanrı ile iletişim kurabiliriz.’’

Aradan yıllar geçtikten sonra,’’işte şimdi ben de sizlere şunu söylüyorum ,’’diyor Aivanhov:’’hiçbir çalışma,ışıkla yapılan çalışmaya eşit değildir.ışık,canlı;yürek gibi çarpan,nabız gibi atan
yaşam okyanusudur.ona dalarak,içinde yüzebilir,kendinizi onunla arındırabilirsiniz.gerçek tatmini ışıkta bulabileceksiniz…
ona,dünyadaki tüm hazinelerden daha fazla önem vermelisiniz.’’

ışıkla özlemini duyduğumuz boyutlara tırmanmak,onunla beraber yaradılışa bir an bile olsa dokunmak,insanın bedeninde ve ruhunda müthiş bir ahenk hissetmesine;yer çekiminden kurtulup özgürleşmesine neden olur.ışığın adını zikretmek;sıkça onu düşünmek ve imgelemek,bizleri sadece arındırıp güçlendirmekle kalmaz,ilahi sırların kapısını açıp evrensel bilgilere ulaşmamıza yardım eder.

İlham duymak,şifa bulmak,karanlığı uzak tutmak için ışığı çağırın.onunla bir dost gibi konuşun.onun bedende gezinişi;hücreleri yenileyen,negatif düşünce formlarını temizleyen,dünyevi kaygılarla ağırlaşan ruha,aradığı huzuru
geri veren titreşimini alabildiğince hissedin.ve tüm dikkatinizle onu dinleyin…renkler,geometrik semboller ve anlamını henüz çözemediğimiz şekillerle konuşan ışık,ışıksal varlıklar olduğumuzu bize ancak böyle hatırlatacak;acıları,ağrıları dindirerek özümüzdeki o ilahi gücü,sevgiyi ve dinginliği tekrar tekrar tattıracaktır.

‘’Ruhunuz üzüntü,güçlük veya kaygıyla gölgelendiğinde,gidip bunu ışığa anlatın .deyin ki ‘’ışık,sen varlıkların en zeki olanısın.benim içime gir,kalbime ve zihnime parlaklık getir.böylece ışık size gelecek ,her şeyi parlatacak ve berraklaştıracaktır.’’Aivanhov’un bu tavsiyesine uymak isteyenler yalnızca meditasyon esnasında değil,sokakta dolaşırken,yemek yaparken ,yıkanırken,giyinirken veya tren beklerken bile ışıkla hasbıhal edebilirler.

Tüm renklerin kalitesini ihtiva ettiği için beyaz ışıkla çalışmanın
tercih edildiğini vurgulayan üstat,sözlerini şöyle sürdürüyor:
‘’beyaz ışık,morun herşeye yeten gücünü;mavinin barış ve hakikatını;yeşilin zenginliğini ve ebedi gençliğini;sarının bilgisini ve bilgeliğini;turuncunun sağlığını,canlılığını ve kuvvetini;kırmızının dinamik enerjisini ve aktivitesini içinde barındırır…ışıkla çalışmaktan daha kıymetli,daha şerefli ve daha kudretli başka bir uğraşı mevcut değildir.eğer kendinizi gerçekten çok yüce ve asil bir şeye adamak istiyorsanız,işte budur;bir başkası da yoktur.’’

Eski yazılarımda,bilinçli ve düzenli bir ışık çalışmasıyla,karmaları dengeleyebileceğinizi;fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkları giderebileceğinizi söylemiştim. Niyetinizi belirttikten sonra ışığı bedene kanalize etmek,faaliyetini düşüncenizle hasta olan organa yöneltmek yeterli.ayrıca,herhangi bir tehlikeyle karşılaştığınızda derhal onu çağırarak,onu bir zırh gibi kuşanın.melek ve rehberlerden yardım talep ederek,hem kendinizi hem de mütecavizi ışıkla sarıp sarmalayın.ıssız yerlerde gezinirken,size eşlik etmesini isteyin.ve onu hiçbir zaman ihmal etmeyin…
Alıntıdır.