Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana.
Sade bir kurdeleyle süslenmiş,
Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını...
Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya.
Bir cennet resmi yapıp içine gir diye...
Düşler serpiştirdim gizlice,
Düş kurmayı unutma diye...
Bir tanede elma şekeri yerlestirdim.
İçinde ki çocuğu tadabilesin diye...
Güneşin batışını, billur suyun sesini, kırmızı gelinciklerin saflığını,
Taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin de sıcaklığını sığdırdım.
Ruhlarımız aç kalmasın diye...
Kutuya biraz da sevecenlik koydum.
Güçlü ol diye...
Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu bu kutuya,
Barış ve özgürlüğü sunmak için...
Bir buket sevgi, bir yudum Aşk ve yarım bir elma daha koymadan edemedim.
Paylaşmayı hatırlayalım diye...
Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim,
Hemen şimdi yapalım bunu diye...
İçtenliği, umudu, nesneyi, bağışlayıcılığı, özgüveni
Açık yürekliliği unutmadım,
BEN'İN dışına çıkıp BİZ'E ulaşabilelim diye...
Son olarak da bir kart iliştirdim kutuya.
Bak bu kartta neler yazıyor:
"BU KUTUNUN HER KAPAĞINI KALDIRIŞINDA, YAŞAMLA İLGİLİ YEPYENİ ŞEYLER KEŞFEDECEKSİN.
YAŞAMAK İÇİN YARINI BEKLEME, AL YAŞAMI KOLLARININ ARASINA VE SIMSIKI SARIL...
YAŞAMDAN YALNIZCA ALMAK YERİNE ONA BİR ŞEYLER VER.
KISACASI BÜTÜNÜYLE İNSAN OL.
UNUTMA, YAŞAM DOKUMASI HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ, OLAĞANÜSTÜ GÜZELLİKTE BİR DUVAR HALISIDIR.
VE SANA AİT OLAN KÜÇÜCÜK BOŞLUĞU YALNIZCA SEN
DOLDURABİLİRSİN...
Alıntıdır.