Selma'nin YASAM ÖYKÜSÜ
YIL 1956....TEMMUZ AYININ 15 INCI GÜNÜ ISTANBUL’DA DÜNYAYA GELDIM. AILEM, IKI ERKEK ÇOCUKTAN SONRA GELEN KIZ DIYE ÇOK SEVINMISLER.
Nedense çocukluguma dair anilar yok denecek kadar az, aslinda su siralarda bunun da nedenini arastirmaktayim... Çünkü esimi tanidigim günden sonra varolmusum gibi bir hisle, ondan önce ki yasamimdan bölük pörçük anilar gelir aklima... Evimizin önünde, kapi bosluklarinda oynanan evcilikler, komsularimiz ve bu gün özlemini çokca duydugumuz o unutulmaz komsuluklarimiz ....
En çok da babamin beni hep omuzlarinda tasidigini hatirlarim.... ama 8 yasindan sonrasi olmayan anilar... hayatimdan çok erken çikan babamla ilgili pek fazla bir sey yok aklimda kalan... ciddi bir baba özlemi ile büyüdüm, öyle ki anne oldugum zaman bile babasi olan arkadaslarima imrenmis ve içim sizlayarak bakmisimdir, bazen de sessiz hiçkiriklar bogazimda dügümlenmistir...
Sahi baba ile büyümek nasil bir duygu ?......ben bunu hiç tarif edemeyecegim ne yazik ki...:-((
Büyümeye devam.... ortaokul ve lise yillari....simdi “bir su gibi akip geçti iste” diyebiliyorum, gerçekten öyle sanirim, çok önemli, derin anlami olmayan anilar..... ilk asklar, kaçamak bakislar ve bulusmalar, ders çalis diyen büyükler, sinavlar, sinifta kalma korkulari, “okul kirma” larJ kisacasi uçuk kaçik ama seker tadinda gençlik anilari... arkadaslarim arasinda sevilen, aranan biri oldugumu da keyifle hatirlarim.
Canli, neseli, hayat dolu bir gençlik dönemi, ve bu arada yasamimin yarisindan çogunu birlikte geçirecegim hayatimin erkegi, büyük askim sevgili esimle tanistim...
Yil 1976 baslari... her zaman “türk filmlerinde ki asklar gibiydi” diye tarif ettigim, harika bir flört dönemi, sayfalar dolusu mektuplar, elele geçen bulusmalar....ve 1978 yili kasim ayinda 25 yil sürecek ortak yasama atilan ilk adim.....ve pek çok genç kizin rüyasini süsleyen bir evlilik...
Iki tane Tanrinin mucizesi evlat bu evliligin en güzel hediyesiydi...oglum simdi 24 kizim da 18 yasinda:-))
Her anne oldugumda biraz daha büyüyor ve olgunlasiyordum, annelik duygusunu tarif etmek olanaksizdir ama iyi tanimlayabildigim sey, gerçek anlamda sabirli ve hosgörülü olmayi ögrenmek ve bambaska bir sevgi türünün daha tadina varmak diyebilirim...
Her sey tozpembe degildi elbette, ufak tefek pürüzler olmasi çok dogaldi, oluyordu da....ama önemli olan saygi ve sevgi diyorduk ya !... Sonunda o ufak pürüzler üst üste yigilinca bir dag olusturuveriyorlarmis :((
Aslinda buna “uyanis” “kendini tanima” veya “benlik arayisi” da diyebiliriz...
Bir ömür hep vermek, hem de herkese....üstelik karsilik beklemedigini söyleyerek, daha dogrusu beklemedigini sanarak vermek, sonunda yalniz ve kendine aciyan zavalli biri olarak duvara tosladigini görmek... iyi bir anne, iyi bir es ve iyi bir arkadas oldugunu ama hepsinin bittigini anlamak nasil bir duvara çarpmaktir ögrendim....
Çok genis bir çevrem vardi ve sevilen biri oldugumu saniyordum, iste bu en büyük yanilgim oldu, “beni seviyor, bana gülümsedi” diyerek sinirsiz karsilik verdigim tüm insanlar, en aci ama bir o kadar da güzel hayat dersim oldular... megerse ben karsiliksiz ve kosulsuz verdigimi sandigim zamanlar hep bir seyler beklemisim...bunu anladigimda yasamim alt üst olmustu, isimiz, ailemiz, tüm güzel seyler, tüm degerler dengesini yitirmisti ve ben kendine aciyan, sanssiz oldugunu düsünen, beklenti içinde, zavalli bir depresyon hastasiydim...
Aslinda depresyona girmeden 1 yil önce 1998 yilinda REIKI ile tanismis, 1 ve 2 . asama egitimi almistim, her seyin zamani var sözünün anlamini da simdi ögrendim, çünkü o zaman Reiki’yi de hayatima tam anlamiyla sokamamistim, kullaniyordum ama sanirim felsefesini tam anlami ile kavramadan, 5 prensibini günlük yasamima uygulamadan...... simdi biliyorum ki öyle olmasi gerekiyormus....
Yasadigim olumsuzluklarin hepsi bana simdi ki gücümü gösterdi, kendi gücümü görmemi ve beklentisiz sevmeyi ögretti...
Eskiden son derece aktif ve sosyal olan ben, depresif haldeyken içine kapanmis, evden çikmayan, kimseyle görüsmek istemeyen biri haline gelmistim, bu dönemde bilgisayara ilgi basladi, sadece bilgisayar basinda mutlu oluyordum, ne okuma sevgisi, ne de baska bir seye ilgim kalmamisti, Reiki’nin “R” si bile aklima gelmiyordu... üstelik çevremde Reiki bilen kimse yoktu, kimse adini bile duymamisti, ilgili insanlar bulma, bir grup olusturma ve ilk ögrendigim 1 yil her pazartesi evine toplantilara gittigim arkadasim gibi toplantilar yapma çabalarim sonuçsuz kalmisti, çünkü gittigim yer çok uzakti ve o zaman arabam vardi, isler ters gidip her seyimizi yitirdigimiz için artik o toplantilara da gidemez durumdaydim...
Sonra minik minik güzellikler olmaya basladi, berbat bir yil geçirdikten sonra evimize minnak bir karakedi geldi:)) ilk ilacim, Allah'in bana hediyesiydi o tüylü yaramaz.... bilgisayarim ve kedimle çok mutluydum, yavas yavas toparlanmaya ve tekrar dis dünyaya merhaba demeye basladim...
Bu gün biliyorum ki hayatimizda karsimiza çikan hayvanlar da birer mesaj veren kaynakmis.
Çünkü kediler sezgileri güçlü ve dogal sifaci varliklardir, evimize aldigimiz kedinin de bana mesaji “sezgilerine güven” ve “en kisa sürede sifalanacaksin” di... Simdi ise gerçekten olaganüstü sekilde sezgilerim güçlüdür ve bu da benim hayatimi hem derinden etkileyen hem de kolaylastiran bir yenilik....
Sifalanacaksin mesaji da tam anlamiyla gerçeklesti diyebilirim.
Bu arada Reiki kitaplarimi ve ilk hocamin verdigi yazilari okumaya basladim, kendime yeniden Reiki terapileri yapiyor ve internette bilgi topluyordum, bu arada bir de bir arkadasin mail grubuna uzun bir mail yazdim, “lütfen bana yardim edin, yeniden basliyorum, Reikici dostlarla görüsmek, bilgi paylasmak istiyorum” diye... varligi için, destegi için, hayatima kattiklari için Gülüm’e ve onu karsima çikarttigi için de Allah’a sonsuz tesekkürler.... o günü asla unutamam, mükemmel bir dayanisma örnegi gösterdi herkes,
Pek çok destek maili ve bulusma teklifi aldim...ve ondan sonrasi rüya gibi....
Bu arada kizimi bile Reiki’ye baslattim.... kizimin egitmenligini yaparken de bu isi baskalarina da ögretebilecegimi düsünmeye basladim ve kendimi daha çok ögrenmeye, daha çok çalismaya adadim diyebilirim....
Iste ne zamandir hayalini kurdugum sey gerçeklesmisti, nihayet pek çok Reikici dostum olmustu, artik Reiki’yi bilenlerin ve benim bilgileri paylasabilecegim, Reiki yapabilecegim insanlarin sayisi hizla artiyordu... ama en önemlisi benim sagligim düzeliyordu ve kendi gücümü görmeyi, beklentisiz, kosulsuz sevmeyi ve vermeyi, hiçbir seyin tesadüf olmadigini, önyargilardan arinmayi, empati gelistirmeyi ama sempatiyle karistirmamayi, yeniden ögreniyordum... sözün kisasi fiziksel, duygusal ve ruhsal bir temizlenme süreci yasiyordum...
Ve.... dersler....yasadikça bitmeyen dersler.... bir yenisi daha karsima çikan dersler...
Bir yil kadar önce bir yakinim sayesinde Adsiz Alkolikler Dernegi ile tanistim....
Bir baska hayat, bir baska bakis açisi, yepyeni bir pencere diye tarif ettigim tüm A.A’ li dostlar....
Ben de en köklü degisimi baslatan, en önemlisi de Reiki'nin 5 prensibini yasam biçimi yapmamda etkisi olan Adsiz Alkolikler Dernegine ve oraya gitmeme vesile olan alkolige çok sey borçluyum.... Hatta diyebilirim ki keske herkesin yolu oraya düsse ve herkes orada uygulanan 12 basamakli Ruhsal ve Duygusal gelisim programini ögrense... ama tabi ki alkolik olmadan.... artik tesadüf olmadigini bildigim bir ilahi nedenle benim de yolum bir sekilde A.A ‘ dan geçti ve Allah’a sükrediyorum... orada çok sey ögrendim, A.A yasadigim onca yildan ve tanidigim bir çok insandan ögrenebileceklerimden çok daha fazlasini verdi bana....
Aci çeken tüm alkolikler için dua ediyor ve bir an önce kurtulmalarini diliyorum...
Bundan böyle o dernek için aktif bir üyeyim, elimden geldigince yardim etmeye ve A.A. mesajlarini insanliga iletmeye gayret sarfedecegim....
Simdi çok iyi biliyorum ki bu 5 prensibi ben gerçekten uyguluyorum, BU GÜN SADECE BU GÜN diyerek güne baslamanin anlamini yürekten biliyor ve hissediyorum...
A.A. bana en zor olani da ögretti ; KABULLENME ve BAGISLAMA
1. Bugün özellikle bugün kizma.
2. Bugün özellikle bugün endiselenme.
3. Hayatini dürüstçe kazan.
4. Yasayan herkese saygili ol.
5. Bugün sükran duygusu içinde yasa.
Reiki'nin prensiplerini tam olarak hayatimiza yansitir ve uygularsak, degisimin hayatin dogal yasasi oldugunu kabullenir ve kendimizi her türlü zihinsel degisime hazirlariz. Degisime önce kendimizden baslar, hiçbir zaman baskalarini degistirmeye ugrasmayiz.
Çünkü biz her zaman kendi kendimizleyiz. Huzurlu ve mutlu olmak için sadece ve sadece kendimizi degistirebilir ve de egitebiliriz.
A.A ‘nin her gün toplantiya baslarken ve bitirirken söyledikleri duayi hemen hepimiz mutlaka duymusuzdur,
TANRIM;
DEGISTIREMEYECEGIM SEYLER IÇIN HUZUR,
DEGISTIREBILECEKLERIM IÇIN CESARET ve
IKISININ ARASINDA KI FARKI KAVRAYABILMEM IÇIN AKIL BAGISLA......
Olumsuz düsüncelerimizi degistirip, hayatin bize getirdiklerini sevgiyle kabullenir, yasamla savasmak yerine onunla uyum içinde olmayi seçebiliriz. Önce kendimizi oldugumuz gibi sevip, bugüne kadar bilerek veya bilmeyerek yaptigimiz tüm hatalarimiz için kendimizi affedebiliriz. Affetmek bizi özgürlestirir ve hafifletir. Kendimizi çok iyi, güçlü ve huzurlu hissederiz. Sonra hayatimizda, kirgin, öfkeli oldugumuz tüm insanlari affeder, özgür birakir, onlarla aramizdaki tüm negatif baglari kopaririz.
INANIN Dünya BÖYLE çok daha güzel ve sevgi dolu oluyor. Hayatimizda ne tür bir iyilesme istenirse istensin, tek çözüm daima “SEVGI, BAGISLAMA ve KABULLENME “DIR.....
Simdi artik her güne “YENI BIR GÜN” diye basliyor, her gece yatarken de “SÜKREDIYORUM”...
Kendime bir sükran listesi yaptim ve sürekli bu listeye yeni maddeler ekliyorum....
Hayat karsima hep dogru insanlari çikardi diye düsünüyorum. Beni çok incitenler bile dogruydu çünkü yasadigimiz her olay ve tanidigimiz her insan bize mutlaka bir armagan verir, bunu “her ser de bile bir hayir vardir” sözümüz çok iyi anlatir . Bizim bu gibi durumlarda yapmamiz gereken yalnizca “farkindaligimizi artirmak, almamiz gereken dersi görebilmek” tir.... Hosuma gitmeyen durumlarda bile gülümsemeyi, bana iyi davrananlar kadar kötü davrananlar da ögretti. Hepsi iyi ki vardi. Bana “AYNA” lik yaptilar....
Onlardan hem onlari hem de kendimi affetmeyi ögrendim.
Kendimi Reiki ögretmeni olmaya hazir hissettigim de “EN ZORLU YASAM SINAVLARIMDAN BIRI”ni verdigim dönemi yasiyordum... Ayni günlerde Ra-Sheeba egitimimi de almis master olmustum....
Sizin anlayacaginiz arinma, temizlenme tam gaz devam ediyordu yani:-)
Ve Reiki Master olmami saglayan, bana bu yolu açan sevgili Petek Kitamura ile yollarimizin kesismesi de tesadüf degildi tabi ki...
Onu karsima çikardigi için de bu gün Allah'a sükrediyorum.
Reiki ögretmeni olmayi seçmekle ne kadar isabetli bir karar verdigimi bu gün geldigim noktada hem ben hem de çevremde ki herkes ve tüm Reiki ögrencilerim biliyoruz...
Çünkü ben kendini iyilestirmeyi basarmis, Reiki’yi ve prensiplerini kullanmayi bilen biriydim ve zor günlerimde baskalarina bu ögretiyi anlatmak, onlarin da iyilesmelerine yardimci olmak, dünyanin en mucizevi, en yeni kesfedilmis ilaci gibi bir etki yapiyordu bana....
Her yardim ettigim kisi, her ögrettigim ögrenci bana bir ilaç aliyormusum gibi geliyordu.
Bir de 9 Eylül 2002 de baslattigim, her pazartesi aksami evimde yapilan Reiki toplantilari vardi, hala süren, hiç aksamayan bu toplantilarin da yepyeni bir insan olmam da katkisi anlatamayacagim kadar çoktur...
Evime gelenlerin yaydigi pozitif enerjinin yardimini ifade edecek sözcükleri bulmakta inanin zorlaniyorum....
Yasadigim son birkaç yilda pek çok zor karar aldim ve uygulamaya koydum, eski BEN bunlarin altindan kolay kalkamazdi, hatta belki de simdi yasamiyordu bile, ama ben ciddi destek aliyor ve tüm zorluklar karsisinda güçlü bir sekilde ayakta kalmayi basariyor ve sagligimi kaybetmiyorum...
Bu destekler önce Allah’a olan inancim ve güvenim, Reiki’nin gücü, Reiki’nin felsefesi, Reikici dostlarim ve A.A’ nin ögrettikleriydi...
Simdi hayata siki siki sarildim, yasamayi seviyorum, bedenimin her zerresinden çevreme huzur ve sifa yaymaya çalisiyorum....
Ve....sadece BU GÜN’ ü yasiyorum, ne düne ne de yarina bakip kaygi ve endise duymuyorum, SADECE BU GÜN için yasiyor ve sükrediyorum...
Yasamimi her gün yeniden sunulan bir sölene benzetiyorum ve inanin artik diledigim her sey gerçeklesmeye basladi, Reiki ile olan arkadasligim derin dostluga dönüstükçe sezgilerim de müthis güçlendi...
“Bir bilgiyi bilmek o bilgiyi idrak etmek degildir, bir bilginin idraki ancak o bilginin yasanilarak “öz bilgi” halinde ruhun yüksek suuruna aktarimiyla olanaklidir; parmagi sobadan yanmamis çocuga parmagini sobaya degdirmesi halinde çekecegi aci sözle izah edilebilirse de, çocuk ancak parmagi yandiktan sonra bu aciyi idrak edebilir” diye bir yazi okumustum bir yerde,
bu açidan bakilirsa ben bildiklerimi/ögrendiklerimi yasayarak ÖZ BILGI haline getirdim ve kesinlikle hiç kimseye sözle bir seyi ögretemeyiz, ancak yasamasi gerekir ki idrak edebilsin...
Son söz olarak; ben sevgi olmayi, sevgi dagitmayi ve sadece sevgi almayi seçiyorum.
Varmisiniz bir olmaya, hadi gelin hep birlikte yürüyelim....
Sevginin isigi daima tüm insanlarla olsun.
Selma Candan
NLP & Reiki Master
selma@candan.tr.tc
Yazıyı Ekleyen : Selma CANDAN
http://www.candanreiki.com