NEFES ALMA ÇEŞİTLERİ

Nefes Alma Çeşitleri

Doğru nefes alma bütünsel nefes dediğimiz ciğerlerin tamamının kullanılması ile oluşmasına rağmen ayrı ayrı incelendiğinde üç farklı tipte nefes alış verişi

görülür.

A) Ciğerlerinin sadece üst kısmını kullanarak,

B) Ciğerlerinin orta kısmını kullanarak,

C) Diyaframı kullanarak.

Ciğerlerin üst kısmını kullanmak;

Bir sandalyeye oturun. Mümkün olduğunca göbeğinizi ve göğsünüzü hareket ettirmeden nefes alıp vermeye çalışın. Sürekli korselerle dolaşanlar bu nefes

tipini mecburen kullanırlar. Bu ciğerlerin üst kısmından nefes alıp vermedir. Bu nefes alışverişinde köprücük kemiklerinizin hareket ettiğini hissedebilirsiniz,

çünkü ciğerler yukarı doğru genişlemeye çalışarak nefes alırlar. Yukarı da fazla yer olmadığından en sığ nefes alışveriş bu şekildedir.

Ciğerlerin orta kısmını kullanmak;

Şimdi, elinizi göğsünüze koyun ve nefesinizi sadece göğsünüzü şişirerek alıp vermeye başlayın. Artık, sadece göğsünüz şişsin. Bu ciğerlerin orta kısmından

nefes almadır. Bu nefes alış veriş esnasında, ciğerler ileri doğru genişleyerek havayla dolar. Ama kaburgalardan dolayı ciğerlerin genişleme kapasitesi sınırlıdır.

Bu yüzden diyafram nefesi ile karşılaştırıldığında, daha az hacim sebebiyle sınırlı bir kapasiteye ulaşabiliriz.

Bir çalışma egzersizi;

Derin bir nefes aldıktan sonra tek bir nefes üzerinde kesik, kesik darbelerle ya da adeta lokomotifcilik oynayan çocuğun çıkardığı çuf çuf sesleri gibi minik

itmelerle nefesinizi vereceksiniz. Yanan bir mumu söndürürken iki dudağınızı büzerek füflemenizde aynı tesiri yaratacaktır. Başlangıçta tek bir nefes üzerinde

30 adet itme daha sonra 60 adet itmeye kadar yükselebilirsiniz. Bu çalışma mide adalesini nefesinizle çalıştırmayı sağlar.

Ciğerlerin alt kısmını kullanmak

Bunun için, bir sandalyenin ön tarafına nerdeyse düşecekmiş kadar kenarına oturun ve bacaklarınızı açın. Bacaklarınızın arasında aşağıya doğru ellerinizi

sarkıtarak bütün vücudunuzla mümkün olduğunca eğilin. Bu duruşu muhafaza ederek nefes almaya çalıştığınızda sadece diyafram dediğimiz göbek hizasından

bir çember şeklinde genişleyerek nefes alabildiğinizin farkına varacaksınız. İşte bu bizim istediğimiz diyafram nefesidir. Bu duruşun özelliği; Eğilmemiz sebebi

ile akciğerlerimizin üst bölümden genişleyecek yer bulamaması ve genişlemenin sadece diyafram dediğimiz ciğerlerin en alt bölgesinden yapılmasını zorunlu

kılmasıdır.

Biraz sonra doğrulduğunuzda, bu pozisyonu ve bu pozisyon da aldığınız nefesi alma şeklini hatırlamanız ve bu duruşta aldığınız nefesin aynısını almanız

istenecektir. Bu duruşta bu nefes alma şeklinin kolaylığını bilinçli bir şekil de algılayıp bir kaç kez daha nefes aldıktan sonra doğrulun. Şimdi biraz önce

eğildiğiniz pozisyonu hatırlayarak, o pozisyon da aldığınız gibi nefes almaya çalışın. Biraz evvelki duruşun avantajını kaybettiğinizden, aynı nefes alışını

gerçekleştirmeniz çok kolay olmayacaktır. Bu yüzden, tekrar bacaklarınızın arasına eğilip bu pozisyonda nasıl nefes aldığınıza dikkat ederek, doğrulduğunuzda

pozisyonu unutmayacağınızdan emin oluncaya ve gerçek anlamda diyafram nefesini aldığınızdan emin oluncaya kadar çalışmaya nefes alıp vermeye ve

nefesinizi takip etmeye devam etmelisiniz.

Bir başka diyafram hissetme egzersizi;

Üzerinizde rahat kıyafetler varken, yere sırtüstü uzanın ve elinizi göbeğinizin üzerine koyun. Kendinizi rahat bırakın, karnınızı sıkmadan derin nefes alıp

vermeye başlayın. Doğal olarak göbeğinizin şişip indiğini göreceksiniz. Bu diyafram nefesidir. Diyafram nefesinde ciğerler aşağı doğru genişler. Ciğerler alt

kısmında ki karın boşluğun da genişleyecek yer bulduklarından alt tarafta bir genişleme mümkün olmaktadır.

Yani normal bir kişi özel bir eğitim almadığında birinci ve ikinci tip nefes alış verişi uygulamaktadır. Diyafram nefesini en çok kullananlar ise, henüz nefes alış

verişi bozulmamış çocuklar, nefes alıp vermeyi teknik olarak öğrenmiş sporcular ve doğru nefes tekniği eğitimi alarak şarkı söyleyen ve konuşan sanatçılardır.

Birde derin uykuya geçtiğimiz de diyafram nefesleri alıp veririz. Bu zihnin devrede olmadığı korku ve endişelerin en aza indiği için mümkün olabilmektedir.


mustafa kartal