Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kadın ve Erkek Beyinleri Son 10 yıldır bu davranış farklılıklarının minimum düzeyde
seyrettiği ve büyük bir olasılıkla ergenlik çağından önceki yaşam
deneyimlerinden kaynaklandığı görüşü hakimdi. Oysa son yapılan bilimsel
araştırmalar, seks hormonlarının beynin gelişimini büyük ölçüde etkilediğini ve
bu şekilde farklı bir gelişim çizgisi izleyen kadın erkek beyinlerinin yaşam
deneyimleri karşısında farklı tepkiler verdiğini ortaya çıkarttı. Bu bağlamda,
deneyimleri fizyolojik yapıdan bağımsız bir şekilde ele almanın ne denli yanlış
olduğu anlaşılmış oldu.Diğer taraftan, beyindeki ve davranışlardaki
cinsiyet farklılığının nedenleri, nörolojik, endokrinolojik ve psikolojik
araştırmalar ilerledikçe netlik kazanmaya başladı. Yalnızca gözlemlerimize
dayanarak, insanlarda ve hayvanlarda erkeklerin daha saldırgan olduğunu, genç
erkeklerin fazla düşünmeden kendilerini tehlikeye attığını, dişilerin yavruların
bakımıyla daha fazla ilgilendiğini biliriz.Bunun yanısıra erkekler,
genel olarak mekânsal ve yön bulma konularında daha yeteneklidir. Peki bunlar ve
diğer cinsiyet farklılıkları nasıl meydana geliyor? Cinsiyet farklılıklarının
nasıl oluştuğuna ilişkin bilgiyi çoğunlukla hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen
deneylerden elde ederiz. Bu çalışmalardan edindiğimiz bilgilere göre kadın ve
erkek farklılaşmasına yol açan en önemli faktör, yaşamın ilk evrelerinde etkisi
altında kaldığımız değişik seks hormonlarıdır. Aralarında insanların da
bulunduğu pek çok memeli türünde gelişmekte olan organizma, erkek ya da dişi
olma potansiyeline sahiptir. Erkeğin oluşumu karmaşık bir işlemdir. Y
kromozomunun bulunması durumunda testisler (erbezi) oluşur. Testislerin oluşumu
erkekliğe giden yolun en kritik evresidir. Y kromozomunun bulunmaması durumunda
ise otomatik olarak overler (yumurtalık) gelişir. Testisler, androjen
adı verilen erkeklik hormonlarını üretir. En önemlisi testosteron olan bu
erkeklik hormonları yalnızca genital organların (tenasül uzuvları) oluşumundan
sorumlu değildir; aynı zamanda yaşamın ilk dönemlerinde gelişmeye başlayan
erkeksi davranışların düzeninden de sorumludur. Wisconsin Üniversitesi'nden
ürolog Robert W. Goy, erkeklik hormonlarının bulunmaması durumunda, otomatik
olarak dişi genital organları ve kadın davranışlarının ortaya çıktığını
belirtiyor. Genital organları fonksiyonel durumda olan bir kemirgende
doğumdan hemen sonra androjenleri bloke edilirse (hadım edilerek ya da androjen
üretimini durduran bir bileşim verilerek) dişisi ile çiftleşmek gibi erkeksi
davranışları sekteye uğrar ve cinsel temas sırasında lordoz (omurganın
konveksliği öne bakacak şekilde arkaya bükülmesi, kamburluk) gibi daha kadınsı
davranışlar sergilemeye başlar. Aynı şekilde, dişilere doğumdan hemen
sonra androjen verilmeye başlanırsa, yetişkin çağında daha erkeksi davranışlar
sergiler. Küçük yaşta seks hormonlarına maruz kalmanın sonucunda ortaya çıkan ve
yaşam boyu süren etkiler ''yapısal'' olarak nitelendirilir, çünkü bu etkiler
doğumdan önce veya doğumdan sonraki kritik gelişim dönemlerinde beynin
fonksiyonlarını geriye dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirir. Aynı seks
hormonlarına daha ileri yaşlarda maruz kalmak beyni bu şekilde etkilemez ve
kalıcı etki yapmaz. Beyinde üreme davranışlarından sorumlu olan bölge
hipotalamustur. Beynin alt tarafında yeralan bu minik yapı, ana endokrin bezi
hipofize bağlıdır. Erkek farelerde hipotalamusta bir bölgenin dişilere oranla
daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Ve bu boyut farkı hormonların kontrolu
altındadır. Bilim adamları, insan beyninde bir sinir hücresi kümesinde buna
benzer bir cinsiyet farklılığı tespit ettiler.Ayrıca seksüel eğilim ile
hipotalamustaki anatomik farklılık arasında yakın bir ilişki vardır. 1991
yılında, San Diego'da biyolojik araştırmalar için kurulan Salk Enstitüsü'nden
Simon Levay, erkeklerde normal durumda kadınlara oranla daha büyük olan ön
hipotalamustaki doku arası çekirdeğinin, homoseksüel erkeklerde heteroseksüel
erkeklere oranla daha küçük olduğunu tespit etti. Aynı şekilde Hollanda
Beyin Araştırmaları Enstitüsü'nden Jiang-Ning Zhouve ekibi, hipotalamusta bir
bölgenin transseksüel erkeklerde (kadından erkeğe dönen) normal erkeklere
oranlara daha küçük olduğunu tespit etti. Bütün bu bulgular seksüel eğilimlerin
biyolojik bir yönü olduğu iddiasını güçlendiriyor.Hormonlar ve
ZekâEntelektüel fonksiyon açısından kadın ve erkek arasındaki fark
bugüne dek pek çok araştırmaya konu olmuştur. Başta Kuzey İrlanda Ulster
Üniversitesi'nden Richard Lynn olmak üzere bazı araştırmacılar, erkek IQ'sunun
kadınlara göre biraz daha yüksek olduğunu ileri sürmüştür. Oysa bugün
biliniyor ki en önemli fark, zekâyı bütün olarak ele alan IQ kavramından çok,
yetenek çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır. Yetenek çeşitliliğine örnek olarak,
bazı kişilerin sözcükleri daha zekice kullanmalarını, bazı kişilerin ise uzamsal
konularda daha becerikli olmalarını gösterebiliriz. IQ'su aynı olan iki kişinin
farklı yeteneklere sahip oldukları sıklıkla rastlanılan bir durumdur.
Problem çözümünde cinsiyet farklılıkları konusunda yetişkinler üzerinde
laboratuvar ortamında sistematik olarak yapılan çalışmalarda, ortalama olarak
uzamsal yetenek testlerinde erkekler kadınlardan daha başarılı sonuçlar elde
eder. Erkekler, özellikle ekseni üzerinde döndürülen nesneler üzerine kurulu
testlerde kadınlara önemli ölçüde fark atarlar. Erkekler, ayrıca matematiksel
muhakeme ve belirli bir rota üzerinde yön bulma konularında kadınlardan
üstündür.Kadınlar, ortalama olarak, sözcük hatırlama veya özel harflerle
başlayan sözcükleri bulma konularında erkeklerden daha başarılıdır. Ayrıca
aralarında benzerlikler bulunan parçaların eşleştirilmesi üzerine kurulu
testlerde kadınlar erkeklerden daha yeteneklidir. Belirli bir rota
üzerinde yön bulma konusunda erkek ile kadın arasındaki farklılığı ölçmek üzere
tasarlanan testlerden birinde, araştırmacılar deneklerin önüne harita koyarlar.
Testin sonunda erkeklerin daha az sayıda deneme ve daha az sayıda hata ile ile
yollarını buldukları görülür. Ancak kadınların da işaretleri tanıma
konusunda erkeklerden üstün olduğu anlaşılır. Bu ve benzeri deneylerde ortaya
çıkan sonuçlara göre, kadınlar günlük yaşama uyum sağlama sürecinde stratejik
açıdan işaretlere daha fazla başvuruyor. Eskiden erkek ile kadın
arasında problem çözme konusunda ortaya çıkan farklılıkların, ergenlik dönemine
kadar kendini belli etmediği sanılıyordu. Oysa son yıllarda bilişsel ve yetenek
farklılıklarının ergenlikten önce ortaya çıktığı anlaşıldı. Örneğin, son
yıllarda yapılan araştırmalara göre, 3 ve 4 yaşlarındaki erkek çocuklar hedefi
vurmaya yönelik oyunlarda kızlardan daha yetenekli. Ancak buluğa erişmemiş
kızlar sözcük dizilerini anımsamakta daha becerikli. Duke
Üniversitesi'nden Christina L. Williams, kritik dönemlerde hormonlara müdahale
etmek suretiyle davranışların değiştirilebileceğini ortaya çıkarttı. Yeni doğan
erkek sıçanların seks hormonlarını hadım yoluyla bloke ederek veya dişilere
hormon takviyesi yaparak, dişi ve erkeklerin ileri yaşlarda normal olarak
sergileyecekleri davranış biçimlerinin tümüyle tersine döndürülebileceğini
kanıtladı. Hormonlarına müdahale edilen erkekler dişi gibi davranırken, aynı
müdahaleye maruz kalan dişiler de erkek davranışları
sergilediler.İnsanlarda hormonların yol açtığı davranış farklılıkları
bazı hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkar. ''Congenital adrenal
hyperplasia'' veya kısaca ''CAH'' denilen, genetik bir bozukluk sonucu doğumdan
önce veya doğum anında anormal düzeyde androjene maruz kalan kız çocuklarında
görülen hastalık buna en iyi örnektir. Androjen salgısı ilaç tedavisiyle
kesilebildiği, genital organlardaki ''erkeksileşme'' ameliyatla düzeltilebildiği
halde, beyinde doğum öncesinde oluşan değişiklik ne yazık ki tersine
döndürülemez.Hormonal İniş Çıkışlarİnsanlarda zihinsel
faaliyetlerin seyri, ömür boyu hormonal değişikliklere bağlı olarak farklılık
gösterir. Western Ontario Üniversitesi'nden Elizabeth Hampson, kadınların iş
performanslarının, adet dönemlerindeki östrojen iniş çıkışlara paralel olarak
değiştiğini ortaya çıkarttı. Hampson'a göre hormon düzeyi yükseldiği zaman
uzamsal yetenek dibe vururken, manuel ve konuşma yetenekleri en yüksek düzeye
çıkıyor. Beyinlerin bir yarısı hasar görmüş kişiler üzerinde sürdürülen
çalışmalardan elde edilen bilgiler, beynin değişik bölgelerinin işlevleri
konusunda çok değerli ipuçları içerir. Pek çok kişide sol yarıküre konuşma
işlevinden, sağ yarıküre ise uzamsal ve algılama işlevlerinden sorumludur.
Cinsiyet farklılıklarını işleyen bilim adamları, erkeklerde sol ve sağ
yarıkürelerinin simetrik olmadığını; kadınlarda simetrinin daha belirgin
olduğuna inanıyor. Pek çok araştırma bu görüşü destekliyor. ''Korpus
Kallosum'' denilen ve iki yarıküreyi birleştiren ana nöral sistem kadınlarda
daha geniştir. Bu da iki yarıküre arasında daha iyi bir iletişim kurulduğunu
gösterir. Normal fonksiyonlarını sürdüren beyinlerden alınan görüntülere göre
kadınlarda iki yarıküre arasındaki simetri erkeklerden daha fazladır.
Dolayısıyla beyinlerinin bir yarısı hasar gören kadınların beyinsel
fonksiyonları, erkeklere oranla daha az etkilenir.Cinsler arasındaki bir
diğer beyinsel farklılık konuşma ve el becerileri konusunda ortaya çıkar.
Kadınlarda ''afazi''denilen, konuşma ve konuşmaları algılama yeteneğinin
bozulması şeklinde kendini gösteren hastalık, beynin ön kısmının bir darbeye
maruz kalmasıyla ortaya çıkar. Oysa erkeklerde konuşma bozukluğu beynin arka
kısmında meydana gelen hasarlar sonucu oluşur. Ayrıca sol yarıküreleri
zarar gören erkeklerde afazi hastalığının görülmesi, kadınlara oranla daha büyük
bir olasılıktır. Bu da erkeklerin konuşma yeteneği konusunda sol yarıkürelerine
daha fazla yüklenmek zorunda kaldıklarını gösterir.Tarihe
BakışKadın ile erkek beyninin farklı yönlerini araştırırken modern
yaşamın getirdiği yükümlülükleri bir kenara bırakıp, 50,000 yıl öncesine
dönmekte fayda vardır. Evrim tarihine bir gözatarsak, kadın ile erkeğin
yüklendiği farklı sorumlulukların beynin gelişimini etkilediğini anlayabiliriz.
Erkekler birlikte yaşadığı grubu düşmanlara ve vahşi hayvanlara karşı
korumak, avlanmak, silah yapmak ile yükümlüyken, kadınlar barındıkları mekanın
düzenini korumak ve çocuklara bakmak zorundaydı. Bu iş bölümünün, doğal
seleksiyon yoluyla kadın ve erkeği fizyolojik açıdan büyük ölçüde etkilediği
düşünülüyor. Seks hormonlarının insan davranışlarını nasıl etkilediği
konusunda bugüne dek gerçekleştirilen araştırmalar henüz pek çok soruyu
yanıtlayamıyor. Laboratuvar hayvanları üzerinde sürdürülen bu araştırmalar, ne
yazık ki insanlar üzerinde denenemediği için gerçekleri ne denli yansıttığı
bilinmiyor. Görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler ve beyni hasar gören
kişilerde gözlenen davranış bozuklukları zaman içinde pek çok soruya yanıt
getirecek.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |