Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| William Harvey
(1) Gerçeğin, kökeni hangi otoriteye dayanırsa
dayansın önyargılarda değil, nesnel gözlem verilerinde olduğu inancı;
(2) Dini inançlardan kaynaklanmış bile olsa her türlü bağnazlığa karşı
durma cesareti. Yaşadığı dönemde büyücülük, resmi yasağa karşın, halk
kesiminde yaygın bir uygulamaydı. O sırada yıkıma yol açan büyük bir deniz
fırtınasından hükümet büyücüleri sorumlu tutmuştu. Bu gerekçe ile yakalanan bir
grup savunmasız zavallı insanı ölüm cezasından Kral'ın başhekimi Harvey
kurtarır. Harvey'in, doğal yıkımlarlabüyücülük denen pratiğin bir ilişkisi
olmadığına başta Kral olmak üzere yetkilileri inandırması kolay olmamıştı,
kuşkusuz. İngiltere'de küçük bir kasabada l Nisan günü dünyaya gelen
William çocukluğu boyunca arkadaşlarının, Nisan Balığı sataşmalarına hedef
olmuştu. Varlıklı babası aynı zamanda kentin belediye başkanıydı. William on beş
yaşına geldiğinde üniversiteye girmeye hazırdı; sıkı bir sınavdan geçerek
Cambridge'e girmeyi başarır.Bilimin diğer kollarında olduğu gibi tıpta
da gözlem ve deneyin ağırlık kazanmaya başladığı dönemdi bu! Öyle ki,
üniversite'ye ilk kez, ölüm cezasına çarptırılan iki suçlunun cesetleri üzerinde
inceleme yapma izni verilmişti. William'ın tıp alanında yaşam boyu yoğunlaşan
ilgisi, işte teşrih masasındaki bu incelemeye katılmasıyla başlar.
Ortaçağ boyunca astronomi ile tıp ön planda tutulan başlıca iki
çalışmaydı. Astronominin büyük otoritesi Ptolemy, Aristoteles'çi düşüncenin
dokunulmaz simgesiydi. Tıp'ta ise öğretisi tartışmasız kabul edilen
otorite Bergamalı Galen (M.S. 131-201) idi. Roma imparatoru Marcus Auerius'un
hekimi olan Galen, özellikle anatomi alanındaki çalışmalarıyla ünlüydü. O zaman
insan cesedi üzerinde incelemeye izin yoktu. Galen ister istemez çalışmalarında
domuz, köpek, maymun gibi hayvan ölüleriyle yetinmek zorundaydı. Bu yüzden,
incelemeleri sınırlı kalmanın ötesinde birtakım yanlışlıklara düşmekten
kurtulamaz.Rönesans döneminde insan cesedi üzerinde inceleme serbest
bırakılmıştı. Ancak anatomi profesörleri teşrih işini asistanlarına bıraktıkları
için önemli bir ilerleme sağlanamıyor, Galen öğretisi etkisini sürdürüyordu.
Bu geleneği ilk sorgulayan bilim adamı Andreas Vesalius olur. Padua
Üniversitesi'nin 23 yaşındaki bu genç profesörü (1514-1561) teşrih çalışmalarını
kendisi üstlenir, inceleme yöntem ve araçlarını geliştirmede önemli adımlar
atar. İnsan Vücut Yapısı Üzerine adlı yapıtında gözlem ve bulgularını ortaya
koyan Vesalius, Galen öğretisinde saptadığı yanlışlıkları belirtmekten de geri
kalmaz.Anatomi gözlemsel bir bilim olma yoluna onunla girer. Ne var ki,
Vesalius fizyolojideki çalışmalarında aynı başarıyı gösteremez. O da geleneksel
öğretiye uyarak vücuda alınan besinin önce karaciğerde doğal ruh kazandığı,
sonra kalpte yaşamsal ruha, beyinde ise hayvansal ruha dönüştüğü
inancındaydı.Gerçek bir nesne olmaktan çok bir özellik saydığı hayvansal
ruhu, sinir sistemi aracılığıyla, bedensel devinim ve davranışları düzenleyen
bir güç olarak algılıyordu. Metafiziksel diyebileceğimiz bu tür saplantılarına
karşın, Vesalius'un bir gözleminin bugün de geçerliğini koruduğu söylenebilir:
Beynin yapısına gelince, şimdiye dek incelediğim maymun, köpek, kedi vb. dört
ayaklı hayvanların nerdeyse ayrıntılarda bile insanla benzerlik içinde olduğunu
gördüm. Harvey, Cambridge'de başladığı tıp öğrenimini, Vesalius ve
Galileo'nun adlarıyla ün kazanan Padua Üniversitesi'nde sürdürür. Ama genç bilim
adamı aradığını bulamaz: Vesalius'un açtığı çığır ölümünden sonra terk edilmiş,
Galen öğretisi yemden egemenliğini kurmuştu. Hayal kırıklığına uğrayan Harvey
duruma katlanır, diplomasını alıncaya dek tepkisini ortaya
koymaz.Ülkesine döndüğünde, öğrenimine ara verdiği üniversitesi onu
öğretim görevlisi olarak kabul eder. Esmer ve çelimsiz Harvey büyük bir istençle
koyulduğu çalışmasında sergilediği başarı ve üstün yeteneğiyle çok geçmeden öncü
konumuna gelir. Aynı zamanda Saray'ın başhekimidir. Kral Birinci Charles'ın
Cromwel karşısında yenilgiye uğrayıp idam edilmesine karşın, Harvey saygınlığını
yitirmez, araştırmalarını daha yoğun bir çabayla sürdürür. Şimdi sorulabilir:
William Harvey'i bilimin öncüleri arasına yücelten başarısı neydi? Bu
soruya vereceğimiz yanıt iki nokta içermektedir. İlk nokta Harvey'in titiz ve
sabırlı bir gözlemci olarak verdiği örnektir. Kalbin yapı ve işleyişine ilişkin
yerleşik öğreti önyargıya dayanan hatalarla yüklüydü. Örneğin, damarlardaki
kanın maviye çalması, arterlerdeki kanın ise açık kırmızı olması iki ayrı sistem
olarak algılanmıştı. Ancak kanın bir sistemden diğerine nasıl geçtiği bir
sorundu.Galen ve onu izleyenler geçişi, septum'un (kalbi ortadan ikiye
bölen dikey duvarın) ince gözenekli bir doku olduğu varsayımıyla açıklamışlardı.
Oysa septum hiç bir sızıntıya elvermeyen katı bir yapıya sahiptir. Düzeltilmesi
gereken bir başka hata da, kanın akışını sağlamak için kalple birlikte
arterlerin de genleştiği inancıydı.Değineceğimiz ikinci nokta, Harvey'in
inceleme yöntemidir. Hayvanları canlı olarak incelemeyi ilk kez Harvey
denemiştir. Göğüslerim açarak kalbin atışını doğrudan gözlemliyordu. Kalp
değişimli olarak atan ve duran bir işleyiş içindeydi. Eline aldığında kalbin
gene nöbetleşe sertleşip gevşediğini duyumsuyor; sertleştiğinde organın kasılıp
solgunlaştığını, gevşediğinde genişleyip kırmızılaştığını
görüyordu.Gözlemleri sonunda onu şöyle bir yargıya ulaştırır: Kalp içi
boşluk pompa gibi çalışan bir kastır; öyle ki, eyleme geçtiğinde iç boşluğu
daralmakta ve kan dışa yönelik akışa geçmektedir; gevşediğinde ise tam tersine
kan genişleyen iç boşluğa dönmektedir. Kalbin kasılmasıyla atar
damarların kan taşıma dışında nabız atışı da verdiğini belirleyen Harvey,
taşınan kanın miktarını da saptama yoluna gider. Kalbin her atışında yaklaşık 30
gram kan pompaladığını hesaplar (Bu, dakikada 72 vuruş olduğuna göre bir
dakikada yaklaşık 5 litre, bir günde 6200 litre demektir). Şaşırtıcı
bulduğu bu olguyu Harvey açıklamadan duramazdı. Bu kadar çok kanın pompalanması
ancak çevrimsel bir akışla olasıydı. Öyleyse, kan dolaşımı hipotezi açıklayıcı
tek seçenekti onun için. Bu açıklamada kalbin çalışması, her türlü gizemli
güçlerden uzak, salt mekanik bir işleyiş olarak algılanmıştır (Kan dolaşımı
hipotezinin olgusal olarak doğrulanması mikroskopun icadını bekler. İtalyan
bilgini Malpighi 1661'de mikroskopla kurbağa akciğerinde, atar damarlarla toplar
damarların, kılcal damarlar aracılığıyla biribirine bağlı olduğunu saptar).
Harvey incelemelerini daha ileri götürerek, damarların kanın akışına tek
yönlü geçit verdiğini belirler. Bu geçitler çek-valf işlevi gören kanatlarla
donatılmıştır. Kanatlar atar damarlarda kanın vücuda akışını, toplar damarlarda
kalbe dönüşünü sağlamaktadır. Harvey kan dolaşımına ilişkin buluşunu
1628'de Latince yazdığı küçük bir kitapta (Hayvanlarda Kalp ve Kan Devinimine
İlişkin Anatomik Bir Tez) ortaya koymuştu. 1651'de yayımlanan ikinci kitabı
embriyoloji konusunda Antik Çağdan o güne uzanan yaklaşık iki bin yıllık dönemde
yapılan en önemli incelemeyi içeriyordu. Gerçeği önyargılarda değil,
nesnel gözlem verilerinde arayan, kutsal da sayılsa dogmalara boyun eğmeyen
Harvey, bilimdeki başarılarının yanı sıra özgür araştırma geleneğinin
kurulmasında ödün vermez kişiliğiyle de bilim tarihinde saygın yerini almıştır.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |