Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| James Watt Buhar makinesinde teknik kendine
düşeni yapıp bitirmişti. Bundan sonra gelişme ancak bilimin başarabileceği bir
işti. Çünkü şu ya da bu parçanın geliştirilmesi değil, makinenin bütünüyle
bilimsel yönden ele alınıp gözden geçirilmesi gerekmekteydi.Bilimin bu
tür bir icada karışması, şimdiye kadar anlattıklarımızdan da anlaşılacağı gibi,
sık görülen bir olay değildi. Çünkü rasyonel yöntem, bilimin bir dalından
ötekine ağrr ağır geçiyordu. Eski Yunanda geometri bilimi, etkisini mimaride
hemen göstermişti. Akropol bunun en açık örneğidir. Kepler, Galile ve Newton
zamanında astronomi bilimi etkilerini büyük coğrafi keşiflerde ve bunların
getireceği siyasal, ekonomik ve toplumsal değişimlere yol açan gemicilikte
gösterdi, işte şimdi bilim üçüncü defa etkisini göstermek üzereydi: Galile,
Toricelli, Pascal, Otto von Gerioke, Boyle ve Mariotte ile 'gazların dinamiği'
bilimi doğuyordu.Bilimsel düşüncenin bu üçüncü icadı, uygarlık alanında
ötekilerden de büyük bir devrim yaratacaktır. Çünkü birincisinin sanatı ve
Hellen düşüncesini geliştirmesine, ikincisinin okyanuslararası geniş çapta
ticareti ve İngiltere'nin üstünlüğünü sağlamasına karşılık, üçüncüsü, sanayi ve
mekanik uygarlık çağını açacak, kapitalist burjuvaziye ve bilimsel düşünceye
yepyeni bir hız verecektir. 1756'dan beri Glasgow Üniversitesinde bir
kimya ve tıp dersleri vermekte olan Joseph Black (1728-1799), o tarihte tanınmış
bir bilim adamıydı. Doktora tezi, ilk keşfinin karbonik gazın tanıtımı
olmuştu. Konferansında o gün, başka bir keşfinden, ısı ve gazdan söz ediyordu.
Toricelli'den Mariotte'a kadar birçok fizikçiler sayesinde gaz
teorisinin geliştiği o günlerde ısı üzerine henüz pek az şey bilinmekteydi.
Buz neden erir? Su ısındıkça neden buharlaşır? Maddeler katı, sıvı ya da gazken
neden durum değiştirirler? O güne kadar rasgele cevaplar verilen sorulardı
bunlar. İlk akla yakın düşünceyi ileri' süren Fransız fizikçisi
Guillaume Amontons (1668-1705) oldu. Amontons'a göre bütün maddelerde kalorik
denilen ve ölçülemeyen bir akışkan madde bulunmaktaydı Maddelerin değişmeleri,
bu 'kalorik'in az ya da çok miktarda bir araya gelmesinden oluşuyordu. Bu
ölçülemeyen esrarlı akışkanlığa bugün rahatça 'saçma' diyebiliriz; ama bunun
verimli deneylere yol açan bir varsayım olduğunu da unutmamalıyız. Gerçekten de,
Amontons'un kalorik hakkındaki bu varsayımı, altmış yıl sonra Black'in
deneylerine temel olacak ve Watt makinesini icat eder etmez de uygulama alanına
girecektir. Black'in ilk gözlemi şu oldu: Belli miktardaki bir kısım
maddelerin sıcaklığını bir derece yükseltmek için değişmeyen bir miktarda ısı
vermek gerekmektedir. Bu, o maddenin özgül ısısıdır. Black bundan sonra o
derecede buz ve sıvı suyun 'özgül ısı'sını oranladı. Buzu eritmek için verilecek
ısının, sıvı suyun ısısını bir derece yükseltecek sıcaklıktan 79.5 kat fazla
olduğunu gördü. Bu da, buzun sıvı sudan çok daha fazla ısı depo ettiğini, katı
hale gelirken bu ısıyı salıverdiğini kanıtlıyordu. Bilgin, daha sonra su
buharında da buna benzer bir oluşumun varlığını gözlemledi. 99 derece suyu, 100
dereceye yükseltmekle buharlaştırmak aynı şey değildi. Birincisi için 1 derece
ısı yeterliyken, ikincisi için, 537 derece ısı gerekmekteydi. Başka bir deyimle,
bir gram suyu 1 dereceden 100 dereceye getirmek için 100 kalori yeterken, 100
dereceden, buhar haline getirmek için 537 kalori vermek gerekiyordu. Bu da,
buhar elde etmenin ısıtmaktan kat kat pahalı olduğunu göstermekteydi.
Prof. Black, bunları Glasgow Üniversitesinde anlatırken, sıralardan
birinde oturan James Watt adlı bir. işçi de;, harıl harıl not
alıyordu.James Watt, Üniversitenin ve doğrudan Prof. Black'ir koruması
altındaydı. Durumu, aynı zamanda ortaçağ loncalarının ayrıcalıklarını XVII.
yüzyılda bile hâlâ nasıl savunduklarına tipik bir örnektir. James Watt, 19 Ocak
1736'da İskoçya'da, Glasgow'dan 30 km uzakta, Greenock'da doğmuştu. Çocukluktan
babasının atölyelerindeki gemicilikle ilgili kronometre, pusula, oktan ve
sekstan gibi araçlara ilgi duymaya başladı Bu hevesi, büyüdükçe arttığından
ailesi' onu ayarlı araçlar yapımcılığını öğrenmesi için Londra'ya' göndermeye
karar verdi. Loncalardan 'protesto' sesleri ta o zamandan yükselmeye
başladı. Watt'ın bağlı olduğu lonca, çıraklarını üyeleri arasından alır ve yedi
yıllık bir çıraklık dönemini gerekli sayardı. Bu, Watt'ın işine gelemezdi, çünkü
ailesinin mali durumu, bir an önce hayata atılıp para kazanmasını
gerektiriyordu. Bir yıllık bir çalışmadan sonra Glasgow'a döndü; ve ayarlı
araçlar satan bir dükkân açmaya karar verdi. Loncalar ikinci defa
karşısına dikildiler; mesleğin bütün aşamalarından geçmemiş bir kimsenin dükkân
açmaya hakkı yoktu. Üniversite ona yardım elini uzatmasaydı genç adam açlıktan
ölmeye mahkûmdu. Üniversite onu matematik araçlar yapımcılığına atadı.
Şimdi Watt'ın hayatı yepyeni bir düzene girmişti. Bir yandan fizik
laboratuvarındaki araçların onarılmasıyla uğraşıyor, öte yandan da, büyük ilgi
duyduğu Prof. Black'in konferanslarını izliyordu. Böylece 1763'te ilk olarak
Newcomen'in makinesiyle karşılaştı. Makineyi onardıktan sonra fizik
laboratuvarına geri vermeden önce işleyişini bir süre şaşkın seyretti. Makine
kesik kesik çalışıyor. Birkaç hareketten sonra bütün buharı harcadığından
duruyor, kazan yeniden buhar yapıncaya kadar çalışmadan kalıyordu. Üstelik çok
buhar harcıyordu. Genç İskoçyalı, böylesine obur bir makinenin ne kadar
masraflı olduğunu görünce bunun nedenini bulmayı aklına koydu Prof. Black'in
derslerinin ve kendi kişisel deneylerinin ışığı altında araştırmalara girişti.
İşe, belirli miktarda kömürün ne hacimde buhar sağladığını bulmakla başladı.
Böylece Black'in dediği gibi, masrafın büyük kısmı, suyun 100 dereceye
yükseltilmesinden değil, buharlaşması için gereken 537 kat fazla kaloriden ileri
geliyordu. Önce kömür gibi pahalı bir maddenin israf edilmesinin önüne geçmek,
sonra da ısının kaybolmasını önlemek gerekiyordu. Watt işe, kazan,
silindir ve boruları da içine almak üzere bütün makinenin ısısını saklayıcı
tedbirler almakla başladı. Ancak, bu tedbirlerin beklediği sonucu vermediğini
hemen gördü. Her piston hareketinde silindirin içine soğuk su fışkırıyor ve
bunun sebep olduğu ısı düşüşü yetmiyormuş gibi, sıvılaşma da tam olmuyordu.
Sıvılaşmadan sonra su 75 derece dolayında duruyor, silindirde pistonun düşmesini
engellemeye yetecek kadar, yarım atmosferlik bir buhar basıncı kalıyordu.
Dolayısıyla kaybedilen güç yüzde elliyi buluyordu. Bunun tek çaresi,
buharı mümkün olduğu kadar sıcak ve sıvılaştırıcı suyu da mümkün olduğu kadar
soğuk tutmaktı. Watt, bu işlemler için iki ayrı kabın kullanılması gerektiğini
düşündü. Silindiri kalorifüj (ısıyı koruyan) tedbirlerle sıcak tutmaya,
sıvılaşacak buharı da kondansör (soğutucu) adını verdiği özel bir kaba
göndermeye ve orada rahatça soğutmaya karar verdi. Silindirin bir
tarafının açık olmasının da soğumayı hızlandırdığını gördü. Bunu önlemek için,
pistonun iki tarafının da kapatılarak yalnız piston kollarının geçmesine
yarayacak kadar delikler bırakmak gerekiyordu. Ancak, bu yeniliğin de bir
sakıncası vardı; pistonun iki yanının da kapatılması sonucu içeri hava
girmediğine göre, pistonun itilmesi konusunda hava basıncına güvenilemezdi. Genç
mucit, bu sakıncayı, hava basıncı yerine pistonun her iki yanma da buhar alarak
giderdi. Basınç, böylece ortadan kaldırılıyor, piston denge düzenleyicisinin
öteki koluna asılı tulumba kollarının ağırlığı tarafından itilerek harekete
geçiyordu. Watt'ın getirdiği başlıca değişiklik, icadının bir hava
makinesi değil, bir buharlı makine olmasaydı. Hava burada hiçbir rol
oynamıyordu. İtici güç buhardı ve Newcomen'in makinesindeki yarım atmosfere
karşılık, bir buçuk atmosferlik bir güç yaratmaktaydı. Watt, maden
ocaklarından su boşaltmaya yarayan makinesinin ilk 'prototip'ini 1769'da meydana
getirdi. Gerekli sermayeyi Birminghamlı bir sanayici olan Doktor Roebuck
vermişti. İlk makineye tek etkili dendi; çünkü iki piston hareketinden yalnız
biri itici güce sahipti. Bununla birlikte makine, yıllar süren çabaların
ürünüydü, Watt bu uğurda bütün varını yoğunu tüketmiş, üstelik Black ve
başkalarına da 300.000 frank borçlanmıştı. Uzun, acılı ve umutsuz bir dönemden
sonra Birminghamlı sanayici, Matthew Boulton'la (1728-1809) tanışması Watt'ın
hayatının bütün gidişini değiştirdi. Bu adam dinamik ve açıkgözdü, üstelik iyi
hesaplanmış ve kâr getirmesi beklenen bir iş oldu mu tehlikeyi göze almaktan
çekinmezdi. Watt'ın ateşli tulumbasının Newcomen'inkinden daha güçlü ve
ekonomik olması nedeniyle ona üstün gelmesi gerektiğini hesaplayarak Watt'la
ortak olup bunların yapımına girişti. Böylece, 1775 Mayısında Sanayi Devrimi'nin
de kaderi belirlenmiş oldu. Önsezisi Boulton'u aldatmadı. Maden ocakları
işletmeleri yeni makinenin satışındaki uygun şartların da yardımıyla, art arda
ısmarlamaya başladılar. Watt böylece borçlarını ödeyebildi ve üç-beş kuruş para
sahibi oldu. Ortağı onu yeni bir tasarıyla etkilememiş olsaydı hayatından
memnun, eseriyle yetinip kalacaktı. Watt'ın ateşli tulumbası
madenlerden su çekmek için meydana getirilmiş makinelerin, kuşkusuz, en
mükemmeliydi ama, başka alanlara da uygulanmaz mıydı? Denge düzenleyicisinin
hareketleri tulumba kolundan başka bir şeyi de harekete getirebilir miydi?
Wilkinson makinesini dökümhane körüğüne uygulamıştı. Onlar da bir mekanik
testere, bir hadde makinesi, dokuma tezgâhı ya da bir değirmene bağlayamaz
mıydı? Kısacası ateşli tulumba hayvan gücü, hidrolik çark ya da yel değirmeni
gibi, hatta onlardan daha geniş alanlarda uygulanan bir motor sistemi haline
getirilemez miydi? Bunun için, önce bu tulumbanın belli başlı bir
kusurunu gidermek gerekiyordu. Makine, ancak piston indiği zaman itici güç
meydana getirmekteydi. Bu durumuyla düzensiz işleyen bir araçtı. Madenlerden su
çıkartma işinde büyük bir sakınca olmamakla birlikte, bir araç-makinede büyük
bir kusurdu bu. Yani Boulton'un önerdiği alanlarda kullanılabilmesi için
pistonun her iki hareketinin de itici güç doğurması gerekmekteydi. Watt,
1780'de yeniden işe koyuldu. Çözüm ilke olarak kolaydı: Buharın, pistonun her
iki yanına da etki yapmasını sağlamak gerekiyordu. Watt, pistonun iki yanına da
buhar göndermeye ve kullanılmış buharı kondansöre itmeye yarayacak bir aygıt
düşündü. Hareketlerin düzenli ve sürekli olması için demirden ağır bir
düzenteker ekledi. Buharın her iki yana eşit dağılımını sağlayacak bir bilyalı
regülatör koydu. Bu regülatör günümüze kadar 'ters tepkili' makinelerde
kullanılmaktadır.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |