Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Eskiçağ'da Bilim Çin uygarlığı, genellikle, kapalı bir uygarlık olarak
nitelendirilmiştir. Ancak Türklerle ve Hintlilerle yakın ilişki içinde oldukları
bilinmektedir. Bu etkileşim sonucunda Türklerin kullandıkları On İki Hayvanlı
Türk Takvimi'ni benimsemişlerdir. Hint uygarlığından ise, özellikle matematik
konusunda etkilendikleri bilinmektedir. On ikinci yüzyıldan itibaren yapılan
seyahatler sonucunda, matbaa ve barut gibi teknik buluşlar, Avrupa'ya Çin'den
götürülmüştür.Çin'de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca,
işlem yapmalarını kolaylaştıran, abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı basit
aletler de kullanmışlardır. Diğer uygarlıklardan farklı olarak Çin'de daha çok
aritmetik ve cebir bilimleri gelişme göstermiş ve hatta geometri problemleri
bile bu iki disiplinden yararlanılarak çözülmeye çalışılmıştır. Çin
astronomisi, diğer uygarlıklardan bazı temel farklılıklar gösterir; takvim
hesaplamalarında, diğer uygarlıkların Güneş veya Ay'ı esas almalarına karşın,
Çin uygarlığında yıldızlar esas alınmıştır ve diğer sistemlerde yıllık
hesaplamalar kullanılırken, burada günlük hesaplamalar kullanılmıştır. Ayrıca
Çinlilerin, temel koordinat düzlemi olarak ekliptik düzlemi yerine ekvator
düzlemini benimsedikleri görülmektedir.Çin astronomisi, bu
açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, bir yıldız astronomisidir ve gözle
görülebilen yıldızların yanında, kuyruklu yıldızlar ve kutup yıldızı hakkında
ayrıntılı bilgiler içermektedir. Teknik açıdan da devrine nispetle oldukça
gelişmiş bir düzeyde bulunan Çin astronomisinde, Galilei'den önce Güneş lekeleri
konusunda bilgi verildiği görülmektedir (M.Ö. I. yüzyıl). Ayrıca astronomi
metinlerinde, meteor ve meteoritler ile nova ve süpernovalar hakkında kayıtlara
da rastlanmaktadır.Çin tıbbı, evren, doğa ve insan arasında sıkı bir
ilişkinin bulunduğu anlayışına dayanır. Çinli düşünürler, evrenin sürekli bir
oluşum içinde olduğuna inanırlar; onlara göre, bu sürekli devinim daima bir
başlangıca dönüşü içerir. Evrensel sistemin bir parçası olan insan, ikilem
gösteren yin ve yang ilkesinin (iyilik ve kötülük, hastalık ve sağlık gibi)
etkisi altındadır. Geleneksel Çin tıbbının tedavi şekillerinden olan masaj ve
akupunktur yöntemleri günümüzde de kullanılmaktadır.B. Hindistan'da
BilimHindistan'daki bilimsel etkinliklerin başlangıcını M.Ö. 5000'lere
kadar geriye götürmek mümkündür; ancak bilim gibi düzenli bir bilgi topluluğunun
oluşumu için yaklaşık M.Ö. 2500'leri beklemek gerekmiştir. Erken dönemlere
ilişkin bilgileri Vedik metinlerden ve nispeten daha geç tarihli olan
Siddhantalardan edinmek olanaklıdır. Hindistan'da kullanılan sayı
sistemi, on tabanlı (yani desimal) olup, erken tarihlerden itibaren konumsal
rakamlandırma yönteminin benimsendiği görülmektedir. Sıfırı ilk defa Hintli
matematikçiler kullanmıştır. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme,
aritmetiğin gelişim hızını büyük ölçüde etkilemiştir.Daha sonra
Pythagorasçılara mal edilecek olan Pythagoras Teoremi'nin çözümü ile ilgili
erken çözüm örneklerine Hintlilerin geometrik metinlerinde rastlamak
mümkündür.
Cebir alanında birinci ve ikinci derece denklem çözümleriyle
ilgilenmişler ve trigonometri alanında ise, sinüs ve kosinüs fonksiyonlarını
kullanmışlardır. Daha sonra Hintlilerin aritmetik, cebir ve trigonometri
konusundaki bilgileri Sanskrit dilinden Arapça'ya yapılan çeviriler yoluyla
İslâm Dünyası'na aktarılacak ve buradaki bilimsel uyanışta önemli bir rol
oynayacaktır; on ikinci yüzyıldan itibaren Arapça'dan Latince'ye yapılan
çeviriler sonucunda ise, Hıristiyan Dünyası bu bilgilerle
tanışacaktır.Hintlilerin evreni Yer merkezlidir ve astronomiden söz eden
metinlerde Ay ve Güneş'in hareketleri ve tutulmaları, Yer, Merkür, Venüs, Mars,
Jüpiter ve Satürn'ün hareketleri, Yer ve Güneş'in birbirlerine uzaklıkları
hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir. M. S. beşinci ve on ikinci yüzyıllar
arasında konuyla ilgili yapmış oldukları çalışmalarda ise, trigonometrik
oranları da dikkate almak suretiyle, Güneş-Yer, Ay-Yer uzaklıklarını, Güneş, Ay
ve diğer gezegenlerin konumlarını ve dolanım periyotlarını hesaplamaya
çalışmışlar ve bunlarla ilgili sayısal değerleri içeren eserler bırakmışlardır.
Bunlardan Aryabhata adındaki bir astronom ilk defa Yer'in kendi etrafındaki
hareketinden söz etmiştir.Hint tıbbı, başlangıcından itibaren Hint
felsefesi ve kozmolojisiyle iç içe gelişmiştir. Onlara göre, canlı varlıklar
evrenin küçük bir modelidir ve doğadaki diğer varlıklar gibi, toprak, su, hava,
ateş ve eterden meydana gelmiştir. M.Ö. üçüncü yüzyıldan itibaren gelişen tıpla
ilgili sistemler konuya yeni bakış açıları getirmiştir. Bunlardan Yoga Okulu,
sağlıklı olabilmek için beden disiplinin yanı sıra, zihin disiplinini de şart
koşarken, yine aynı dönemlerde ortaya atılan bir başka görüş, beden yapısının
temelde kimyasal esaslara dayandığını, dolayısıyla tedavinin de aynı esaslara
dayanması gerektiği tezini savunmuştur. Hint uygarlığındaki bilimsel
uğraşlar, bilimin gelişimi üzerinde oldukça etkili olmuştur. Bu etki ilk
dönemlerde tacirlerin, seyyahların ve askerlerin yardımlarıyla gerçekleşirken,
daha sonraki dönemlerde, doğrudan doğruya bilginler ve çevirmenler yoluyla
gerçekleşmiştir.C. Orta Asya'da BilimOrta Asya bilim tarihi M.Ö.
8000'lere ve hattâ çok daha eskilere kadar götürülmektedir. Arkeologlar
tarafından bugün de sürdürülmekte olan kazılarda, taş devrinden kalma çanak ve
çömleklere, çakmak taşından ve taştan yapılmış topuz veya kargı biçimindeki
silahlara, buğday ve arpa yetiştirildiğine ilişkin izlere
rastlanmıştır.Daha sonra, demir kullanılıncaya kadar geçen süre içinde
hayvanlar evcilleştirilmiş, bakır ve kurşundan çeşitli eşyalar yapılmıştır. İlk
defa alaşım olarak bronzu kullanan TürklerdirDemir devrinden sonra,
iklim koşullarının bozulması nedeniyle, Türklerin güneye doğru göç ettikleri
görülmektedir. Orta Asya'da atı evcilleştirmişler ve M.Ö. 2800 yılı sıralarında
arabayı icat etmişlerdir.Türkler, evrenin bir kubbe biçiminde olduğunu
düşünüyorlardı. Bu kubbe, altın veya demirden bir kazık, yani Kutup Yıldızı
çevresinde, muntazam bir hızla dönüyordu. Burçları taşıdığı düşünülen ekliptik
çarkı ise buna dik olarak yerleştirilmişti. Gökteki bu düzen, Yeryüzü'ne de
yansımıştı. Kutup Yıldızı'nın tam altında, Yeryüzü'nün yöneticisi olan hakanın
oturduğu kent bulunuyor ve Ordug adı verilen bu kentin plânı da göksel düzeni
yansıtıyordu. Merkezde kesişen iki ana yol vardır. Nasıl gök, kutup yıldızının
çevresinde dönüyorsa, toplumdaki işler de hükümdarın çevresinde
döner.Bilinen ilk Türk yazılı anıtı Göktürk devleti (552-745) döneminden
kalma Orhun Yazıtları'dır. Göktürkler On İki Hayvanlı Türk Takvimi'ni
kullanmışlardır. Takvimde her yıla bir hayvanın adı verilmiştir. Bunlar sıçan,
öküz, kaplan, tavşan, ejder, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuzdur.
On iki yıl süren her devreden sonra aynı adları taşıyan ikinci bir devre başlar.
Devreyi teşkil eden hayvanlar devrederken ait oldukları yılların özelliklerini
de belirliyordu. Bir gün on iki eşit kısma ayrılır ve her birine çağ denirdi.
Yani bir çağ iki saate karşılık geliyordu. Bu çağlara da yine on iki hayvanın
adı veriliyordu. Gün gece yarısı, yıl da ilkbahar başlangıcı ile başlardı. Dört
mevsim vardı. Yıl, altmış günlük altı haftaya ayrılmıştı. Bu on iki hayvanlı
takvim daha sonra, on üçüncü yüzyılda da kullanılmıştır.D. Mısır'da
BilimNil nehri civarında gelişen Mısır uygarlığı M.Ö. 2700 yıllarından
itibaren matematik, astronomi ve tıp konularındaki etkinliklerle parlamıştır.
Mısırlılar matematiklerinde, kullandıkları on tabanlı hiyeroglif rakamlarıyla,
sayıları sembollerle ifade etme safhasına ulaşmışlardır. Bu rakamlarla çeşitli
matematik işlemlerini yapabilmişler ve cebir işlemlerine çok benzeyen ve diğer
uygarlıklarda da görülen aha hesabı adlı bir hesaplama yöntemi
geliştirmişlerdir. Bu hesaplamada yanlış yoluyla çözüm tekniği
kullanılmıştır.Geometrilerinde ise alan ve hacim hesapları yapıyorlardı.
Mimari alanında Mısırlılardan kalan eserler arasında en önemli yeri piramitler
tutar; onlar birer mimari harikasıdır. Mısırlılar gökyüzü olaylarını dinî açıdan
yorumlamışlardı. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gök yüzündeki
olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı; yani astronomileri
dinî öğelerle iç içe idi. Takvimleri Güneş takvimi idi ve yıl uzunluğu 365 gün
olarak kabul ediliyordu. Günümüzde kullanılan takvimin temelinde Mısır takvimi
yer alır. Günün 24 saate bölünme geleneğini de Mısırlılara borçluyuz.E.
Mezopotamya'da BilimDicle ve Fırat deltası, Asya, Afrika ve Avrupa
arasında köprü vazifesi gören bir kavşak bölge olarak büyük bir uygarlığın
gelişmesine çok elverişli bir yerdi. Burada gelişen Mezopotamya uygarlığının
başlangıcı M.Ö. 3000 yıllarından öncesine gider. Bu uygarlığı Sümerliler,
Akadlılar ve Babilliler ortaya koymuştur. Bilimsel faaliyetler olarak daha çok
zaman ölçme, alan hesaplama, sulama kanallarını organize etme, değiş-tokuş gibi
günlük yaşamın gereklerine uygulanan astronomi ve matematik bilgileri ile
karşılaşılır. Modern astronominin temelinde Mezopotamya astronomisi
bulunur. Onlar mitolojiye ve dinî inançlara dayanan astronomiden laik ve
matematiksel astronomiye geçmeyi başarabilmişlerdir. Evrenin, Yer, gök ve ikisi
arasında bulunan okyanustan oluştuğuna inanıyorlardı. Merkür, Venüs, Mars,
Jüpiter ve Satürn gezegenlerini ve on iki takım yıldızını tanıyorlardı. Söz
konusu beş gezegenin tutulma düzlemi yakınında dolaştığını
saptamışlardı.Ay yılına dayanan takvimleri daha sonraki dinî takvimlere
ve İslâm Dünyası'ndaki hicrî takvime temel oluşturmuştur. Günü 12 saate, saati
60 dakikaya, dakikayı da 60 saniyeye bölmüşlerdi. Güneş, Ay ve beş gezegene
bağlı olarak bir hafta 7 gün olarak kabul edilmiş, ve bu 7 günlük hafta
Romalılar vasıtasıyla Avrupa'ya geçmiş ve oradan da bütün dünyaya yayılmıştır.
Ay ve Güneş tutulması tahminlerini yapabilecek düzeyde astronomi bilgisine
sahiptiler.Mezopotamyalılar cebirin kurucusudurlar. Gelişmiş bir rakam
sistemine sahip olmaları cebir konusunu da ilerletmelerine yol açmıştır. Birinci
ve ikinci derece denklemlerini belirli gruplar halinde sınıflamışlar ve her grup
için ayrı çözüm formülleri vermişlerdir. Geometrileri analitik idi. Yani,
geometri problemlerinin çözümü genellikle cebir yoluyla ele alınmaktaydı. Thales
Teoremi'ni dik üçgenler için bulmuş, ve kullanmışlardır. Pythagoras Teoremi'ni
de biliyor ve kullanıyorlardı. Daireyi 360 dereceye bölen de
Mezopotamyalılardır.F. Anadolu'da BilimCoğrafi konumu çeşitli
bölgelerle bir köprü niteliğinde olan Anadolu yarımadasından ilk uygarlıkların
tarihi M.Ö. 8000'lere kadar götürülmekte olup, bu uygarlığın bugünkü Aksaray ili
civarında olduğu belirlenmektedir. Daha geç tarihli olanlar arasında ise Hitit,
Urartu, Firig ve Lidya uygarlıkları sayılabilir.Hititlerin Mezopotamya
kökenli şekel ve mina adlı ağırlık birimlerini kullandıkları, en çok bakır
ve tunçtan eşyalar yaptıkları, çivi yazısı ve hiyeroglif yazı olmak üzere iki
çeşit yazıları oldukları bilinmektedir. Van gölü civarında gelişen Urartu
uygarlığında ise çivi yazısı ve resim yazısı kullanılmış, yapmış oldukları
kapların üzerine, onların hacimlerini yazmışlardır.En önemli merkezleri
Gordion ve Midas olan Firigya uygarlığının Fenike alfabesinin Batı'ya
yayılmasında önemli rolü olmuştur. Ayrıca, Kybele adı verilen ana tanrıça kültü
de bu uygarlıktan Yunanlılara geçmiştir. Bakır-kalay alaşımı olan tunçtan
eşyalar yapmışlar, bazı müzik aletlerini icat etmişler (simbal, flüt gibi),
kilim dokumuşlardır. Kilim için kullandıkları tapetes adı bugün Fransızcada
tapis biçimini almıştır. Batı Anadolu'daki Lidya uygarlığının en büyük
başarısı ise parayı icat etmiş olmasıdır. Böylece o dönemin ekonomik hayatında
büyük gelişme sağlanmış, modern ekonominin temelleri atılmıştır.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |