29-12-2008, 11:29 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Küresel Isınma İnsanoğlunun yüreğine su
serpen bilgiler özetle şunlar: Fizik kurallarına göre Güneş ışınları Yeryüzü'ne
düştüğü zaman, Yeryüzü aynı miktarda enerjiyi Uzay'a geri yansıtır. Yeryüzü, bu
bağlamda kızılötesi ışınları atmosfer içinden geçirir. Burada molekül
kümelerinin oluşturduğu bir çeşit ''battaniye'' (başta karbon dioksit olmak
üzere), giden radyasyonu bir süre tutarak, Yeryüzü'nün ısınmasına neden olur.
Moleküller seralardaki cam gibidir. Bu nedenle bu olguya sera etkisi adı
verilmiştir. Sera etkisi, yeni bir olgu değil; Dünya'nın oluşumundan bu yana
hükmünü sürdürüyor. Sera etkisi olmasaydı, Dünya'nın yüzey sıcaklığı -20 derece
olurdu ve okyanuslar buz tutardı. Sonuçta Dünya'da yaşam olmazdı.
Böylece gelecek milenyumda sorulması gereken soru, sera etkisinin devam
edip etmeyeceği ile ilgili değil, fosil yakıtı kullanmaya devam eden
insanoğlunun atmosfere salacağı karbondioksitin sera etkisinde önemli bir
değişiklik yaratıp yaratmayacağı ile ilgili olmalı. Sera etkisine yol
açan etmenler bilindikten sonra, gelecek yüzyılda Dünya'nın ne kadar ısınacağı
konusunda bir tahminde bulunmak da çok zor olmayabilir. Ne yazık ki bu o kadar
kolay değil. Dünya, çok karmaşık bir gezegen; bu nedenle Yeryüzü'nü bir
bilgisayar modeline indirgemek o kadar kolay değil. Sera etkisiyle ilgili tüm
tartışmalarda, Gezegen'i tek bir modele indirgeyememenin getirdiği bilinmezlik,
kesin bir yargıya varmayı güçleştiriyor. Yine de herkesin birleştiği tek
nokta, atmosfere salınan karbondioksit miktarının giderek artması. Bugün günde
360 ppm (parts per million) olan karbondioksit miktarı, 1958 yılında 315 ppm;
Endüstri Devrimi'nden önce ise yaklaşık 270 ppm. olduğu sanılıyor. Buna
bağlı olarak Dünya'nın sıcaklığının da son yüzyılda 0.5 derece arttığı tespit
edildi. Bu arada yapılan ölçümlere göre 90'lı yıllar yakın tarihimizin en sıcak
10 yılı olarak kayıtlara geçti. Ancak bilimsel çevreler bu konuda çelişkili bir
tavır sergiliyor. Kaldı ki değişik cihazlarla yapılan son uydu kayıtları,
Dünya'da bir ısınma eğilimi olduğunu yalanlıyor. Eğer orta derecede bir
ısınma olduğu varsayımından yola çıkarsak, insanların bu olgudan sorumlu olup
olmadıklarını ve gelecekte Dünya'daki iklimlerin nasıl değişeceğini görmek için
bilgisayar modellerinden yararlanmamız gerekecek. Ne var ki modeller, Antartik
Bölgesi'ndeki buzullardan, Sahra Çöllerindeki kumların yapısına dek pek çok
değişkeni içerdiği için çok karmaşık bir görüntü veriyor. Bu elektronik
simülasyonlarda önemli bir yer tutan bulut veya okyanus akıntıları gibi etmenler
hata kaldırmıyor; en ufak bir hesaplama hatası geleceğe ilişkin tahminlerde çok
büyük yanılgılara yol açabiliyor. Geleceğe yönelik tüm bilimsel öngörülerde
olduğu gibi bilim adamları bu konuda da yetersiz verilere dayanarak önemli
kararlar almak zorunda kalıyorlar. Küresel ısınmaya ilişkin en güvenilir
tahminler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nden (IPP) gelmektedir. Bu
konsorsiyumda 2.000'den fazla iklim bilimcisi çalışmaktadır. Son yapılan
tahminlere göre, 2100 yılında Dünya'nın sıcaklığı 1 ile 3.5 derece arasında
artacak. En iyi tahminle artış 2 derece olacak. Tarihsel ısınma trendine
bir gözattığımız zaman M.S. 950 ile 1350 yılları arasında sıcaklığın bugüne göre
1 derece fazla olduğunu görürüz. Bilim adamlarına göre bu zaman dilimi tarihin
en düzgün, en zararsız hava rejimine sahipti. Oysa bundan 10.000 yıl önce, son
Buzul Çağı'nda sıcaklık bugüne göre 5 derece daha düşüktü. Geçmişte
yaşanan bu sıcaklık dalgalanmaları bugün yaşansa, bazı bölgeler sular altında
kalırken, bazı bölgeler kuraklıktan kırılacak ve sonuçta insanoğlu çeşitli
hastalıklarla uğraşmak zorunda kalacak. Uygarlık, geçmişte bu değişikliklere
maruz kalmış ve ayakta kalmış; ancak benzer değişiklikler bugün meydana gelse
etkileri daha hızlı ve daha yıkıcı olacak. IPP'nin tahminlerindeki bu
farklılık insanların havaya saldıkları karbondioksit miktarının bilinememesinden
kaynaklanıyor. Çünkü insanların küresel ısınmaya vereceği tepki bilinemiyor.
Büyük bir olasılıkla insanoğlu aşırı karbonu kontrol altına alabilecek bir
teknoloji üretecek. Bazıları karbondioksiti kontrol edebilmek için
bacalardan salınan gazı yeraltına vermeyi önerirken, kökten çözümden yana
olanlar en başta karbondioksit üretimini kontrol altına almanın en akılcı yol
olduğunu ileri sürüyor. Bu görüş 1997'de 84 ulus tarafından imzalanan
Kyoto Protokolu'nda dile getirildi. Ancak Amerikan Senatosu bu kararı
onaylamadığı için ABD'de arabaların, santrallerin ve fosil yakıtı kullanan diğer
kurumların ürettiği karbon miktarına yasal sınırlama getirilemedi.
Küresel ısınma konusuna aşırı tepki vermek ne kadar yanlışsa, gözardı
etmek de o kadar yanlış. Alternatif enerji kullanımı ve karbon emisyonunu
kontrol altına almak gibi sağduyulu politikaların geleceği garanti altına
alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu tür önlemlerin küresel ısınma tehdidini
ortadan kaldırıp kaldırmayacağı şimdilik bilinmiyor, ancak en azından
torunlarımız bu kararları aldığımız için bizlere teşekkür edecek.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |