Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Fisyonun Keşfi
Kuramsal
fizikteki üstün başarıları sonucu, henüz 28 yaşındayken İtalyan Kraliyet
Akademisi'ne üye seçildi. Akademi'nin en genç üyesiydi. 1934 yılının başlarında
çevresine topladığı bir grup fizikçiyle deneysel fiziğe yöneldi.
Çekirdek bombardımanında o zamana dek alfa parçacıkları kullanılıyordu.
Alfa parçacıkları, ağır kütlesi ve çifte elektrik yükü nedeniyle katı maddeye
nüfuz etkisi küçük kalıyordu. Fermi, iki yıl önce keşfedilen nötronu,
bombardıman mermisi olarak seçti. Nötron, elektrikçe yüksüzdü ve ayrıca kütlesi
alfa parçacıklarının dörtte biri kadardı. Herhangi bir itme ile karşılaşmadan
maddenin içlerine girebilirdi. Roma'dan zafer çığlıkları çok çabuk
yükseldi. Fermi ve arkadaşları önüne gelen elementi nötronla bombardıman ederek
bir dizi radyo izotop elde ettiler. Sıra uranyuma geldi. Görünürde değişen bir
şey yoktu. Nötronla bombardıman edilen uranyum, beta yayan çekirdeklere
dönüşüyordu. Beta olayının açıklamasını yapan Fermi'nin kendisiydi. Beta
yayan bir çekirdekte bir nötron bir protona dönüşüyor, yani atom numarası 1
artıyordu. 1934'te Fermi, Emilio Segre ve daha üç arkadaşının imzasıyla şu
haberi yayınladılar:Uranyumun nötronlarla bombardımanından en az 4
radyoaktif madde oluşmaktadır. Bunlardan ikisi, uranyumdan daha ağır 93. ve 94.
elementlerdir.Haber, bilim dünyasında bomba gibi patladı. Roma basını da
uranyumötesi elementlerin bulunduğunu yazıyordu. Aslında yanılmışlardı. Beta
yayıcılar uranyumötesi elementler değil, uranyumun yaklaşık ikiye bölünmesinin
ürünleriydi. Fermi ve arkadaşları fisyonla oynuyorlardı.O sırada bu
olasılıktan sadece Alman kimyacı Ida Noddack sözetmişti. Renyum elementinin
keşfeden kişi olan 38 yaşındaki Bayan Noddack şöyle diyordu:Bilinmeyen
radyoaktiflerin, periyodik tabloya dahil elementlerin hiçbirisine ait
olmadıkları, tek tek kanıtlanmadan, onlara yeni element demek doğru
olmazO zaman fizikçiler ve kimyacılar şöyle bir olguya koşullanmıştı:
nükleer bombardımana tutulan bir element ancak yakın komşularına
dönüşebilir.Fermi, yıllar sonra şöyle dedi:Uranyumda diğer
elementlerden farklı olarak bir olayın olabileceğini düşünecek kadar hayal
gücüne sahip değildik. Ayrıca oluşan radyoaktiviteleri ayrıştırabilecek kadar
kimya bilmiyordukHaberin büyüklüğü, devrin en ünlü radyokimyacısı olan
Otto Hahn'ın ilgisini çekti. 30 yıl sonra bir madalya töreninde ABD Atom
Enerjisi Komisyonu Başkanı G. T. Seaborg, Otto Hahn'a dönerek şöyle
diyecekti:Genç bir radyokimyacı olarak beni Nobel kazanmaya götüren
çalışmalarımda, sizin Uygulamalı Radyokimya kitabınız, elimden bırakmadığım,
sanki bir mukaddes kitaptı. Öğretmenine unutulmaz bir ödül vermenin güzel bir
örneği.1933 yılında, Nasyonal Sosyalist Parti ve onun lideri Adolf
Hitler, Almanya'da iktidarı -demokratik yolla, seçimle- ele geçirmişti. Faşizmin
dişlerini göstermeye başladığı bu yıllarda Otto Hahn (1879-1968), Berlin'de
Keiser Wilhelm Enstitüsü'nün radyokimya bölümü başkanıydı. Aynı enstitünün
nükleer fizik bölümü başkanı da bayan Lise Meitner'di. (1878-1968)Otto
Hahn ve Lise Meitner, 28 yıldır ortak çalışma yapan iki dosttular. Lise Meitner,
Almanya'nın Madam Curie'si diye de tanınır. Tarihin ilginç bir cilvesi olsa
gerek bu iki bilim kadını, Birinci Dünya Savaşı sırasında birbiriyle çarpışan
Fransa ve Avusturya Ordularında, karşı cephelerde röntgen uzmanı olarak hizmet
vermişlerdir.Roma'dan büyük haberlerin yayımlandığı günlerde Hahn ve
Meitner, Rusya seyahatinden dönüyorlardı. Onları karşılayan arkadaşları şöyle
takılırlar: Fermi'nin bombası uykunuzu kaçırmadı mı?1935'lerde Roma
fizikçi grubu dağılmıştı. Fisyonun bayrağı artık Berlin ekibinin elindeydi.
Ekip, Otto Hahn, Lise Meitner ve genç kimyacı Fritz Strassmann üçlüsünden
kuruluydu. Ekip nötronla bombardıman ettikleri uranyum tepkimesi sonucunda
yarıömrü farklı 9 element bulunduğunu gördüler (Fisyon tepkimesi sırasında 200
kadar radyoizotop oluştuğunu bugün artık biliyoruz). Berlin çalışmaları
sonucunda sadece 93. ve 94. değil, 94. ve 95. elementlerin oluştuğu açıklandı.
1937 yılında Fermi, Nobel Ödülü'ne aday gösterildi. Tam bu sırada
Paris'te, Iren Joliot-Curie ve Pavel Savitch ikilisi de aynı konuya ilgi duydu.
Onlar da nötronla uranyumu bombardıman etti. Bulunan elementler hakkında bir
kararsızlıktan sonra lantana çok benzeyen uranyumötesi bir element oluştuğunu
açıklarlar. Koşullanmışlık bir kez daha ayakucunda duranı uzaklara
savuruyor. Buldukları lantanın ta kendisiyiydi. Eğer bu tanıyı yapabilselerdi,
fisyonun keşfini Fransa yapmış olacaktı. Lantan (La), atom numarası 57 olan,
yaklaşık onun yarısı ağırlıkta bir elementtir ve uranyumun bölünme ürünleri
arasında olduğu bilinmektedir. Roma'dan sonra Paris de fisyonun keşfini
müjdelemekten mahrum oldu. Lise Meitner, 1907 yılından beri Berlin'de yaşıyordu
ve Avusturya pasaportu taşıyordu.1937'de Adolf Hitler, Avusturya'yı
işgal etti. 1938'de Avusturya'da artık Musevilere yaşam hakkı yoktu. Lise
Meitner, 1938 Temmuzunda apar topar Stockholm'e kaçmak zorunda kaldı. 10 Kasım
1938 günü ve ertesinde Berlin'de Musevilere ait ev ve işyerleri faşistlerce
yakılıp yıkıldı; kırılan camlar, caddeleri kristal bir örtü gibi
kaplamıştı.O gecenin adı 'Kristal Gece'ydi. Paris ekibinin çelişik
bildirileri O. Hahn ve F. Strassmann ikilisine incelemeye değer geldi. Hahn ve
Strassmann, 40 yıl önce Madam Curie'nin ayrımsal kristallendirme yöntemini
kullandılar. Önlerine baryum klorür çıktı. Fakat basiretleri bağlıydı. Baryum
olamayacağını düşündüler. Sonra radyoizotop karışımını yeniden ayırmaya
çalıştılar.Sonunda 17 ve 19 Aralık 1938'de gerçeği kabul eden sonuçlar
aldılar: 22 Aralık 1938'de makaleyi Doğal Bilimler Dergisi'ne ulaştırdılar.
Makale kısaltılarak 6 Ocak 1939'da yayımlandı. Uranyum, nötronla bombardıman
edilince yaklaşık eşit ağırlıkta ikiye bölünüyordu. Atomos, bölünemez demekti.
Demokrit'ten 2300 yıl sonra atomu insaoğlu bölmüştü.Yıllar sonra Otto
Hahn şöyle diyecekti:Nükleer fizikçiler bizi koşullandırmışlardı. Ne
zaman onların etkisini kafamızdan sildik ve bir kimyacı gibi düşündük, işte o
zaman gerçeği görebildik.19 Aralık 1939 Pazartesi günü Otto Hahn, kadim
dostu Lise Meitner'e uzun bir mektup yazdı. Şu ana kadar atomun
parçalanabileceğine hiç ihtimal vermedik. Öyleyse baryum nasıl doğuyor? Mevcut
fizik kanunlarına göre bunu açıklayabilir misin? diyordu.Lise Meitner
de bunun olabileceği şekline bir yanıt verdi. Lise Meitner'e, İsveç Bilimler
Akademisi Fizik Enstitüsü'nde profesörlük verilir. Yeğeni Otto R. Frisch ise
Kopenhag'da Niels Bohr'un yanındadır. Meitner ve Frisch, onun enerji yönünü
sezinlediler. Hesapla ve deneyle fisyon sonunda büyük bir enerji açığa çıktığını
gösterdiler.Canlı hücrenin bölünerek çoğalmasından esinlenerek, olaya
fisyon (bölünme) adını verdiler ve 16 Ocak 1939'da olayın mükemmel bir
açıklamasını, İngiliz Doğa Dergisi'ne gönderdiler. Lise Meitner ve Otto Robert
Frisch, olayı çekirdeğin sıvı damlası modeline ve maddenin enerjiye dönüşümüne
dayanarak açıklıyorlardı.Yalnız, olayın nötronla ilgili boyutunu
anlayamamışlardı. Onun açıklaması da Mart 1939'da Paris'ten geldi: Hans Von
Halban, Frederic Joiot ve Lew Kowarski üçlüsünün imzasını taşıyan ve Doğa
Dergisi'ne postalanmış mektup, olayda fazla nötron açığa çıktığını ve ardışık
bir zincir tepkimesi oluştuğu açıklanıyordu. Otto Hahn engin bir alçak
gönüllülükle şöyle der:Zaman, keşif için olgunlaşmıştı. Buna, Berlin'de
ulaşılması bizim talihimizdi.Fisyon olayı, 1939 yılında Avrupa'da
çözülmüştü. Ama İkinci Dünya Savaşı'nın alevleri de Avrupa'yı yakmaya
başlamıştı. Avrupa'daki savaş yangını, atom yarışında bayrağın, kıta
değiştirmesine yol açtı. Şans bir kez daha Amerika Birleşik Devletleri'ne güldü.
Avrupa'daki bilim adamlarının kaçtığı/göçtüğü/sığındığı iki ülke oldu: Amerika
ve Türkiye.Bu konularda pek sesi soluğu çıkmayan Amerika, inanılmaz bir
atak yaparak başa geçti. Avrupa'da faşizmin egemen oluşu, bilim adamlarını
Amerika'ya yığmıştı. Türkiye'ye gelenler de 1933 Üniversite Reformu'nun
mimarları oldular. (Türkiye, 1990'larda Sovyetler Birliği'nin çöküşünden
yararlanabilirdi; ama bu atılımı yapacak iktidar yoktu.)1940'larda,
bilimin önündeki soru şuydu: Fisyon yapan uranyum izotopu hangisidir?
Uranyum-235 mi, uranyum-238 mi? Doğadaki 1.000 uranyum atomundan yalnızca 7 si
uranyum-235, 993 tanesi ise uranyum-238 idi.Mart 1940'da Amerika'lı J.
R.Dunning, uranyum-238'in fisyona katılmadığını gösterdi. Bu, ciddi bir sorundu.
Çünkü doğada çok olan değil de, eser miktarda denebilecek olan uranyum-235 işe
yarıyordu. Kısacası, fisyon olayı için 1.000 atomdan 993 tanesi safra
durumundaydı; işe yaramıyordu.Uranyum-238, gerçi nötron yutuyordu ama
fisyon yapmıyordu. Bir de nötronların hızına ve tasarrufuna bakmak gerekiyordu.
Fisyonda hızlı nötronlar değil, yavaş nötronlar daha etkin ateşleyiciydi. Yani
zincir tepkimesi için yalnız uranyum değil, aynı zamanda nötron yavaşlatıcısı
bir madde de gerekiyordu.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |