Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Bilgi Ve İletişim Teknolojilerindeki Gelişmelerin Finansal Piyasa Üzerine Etkileri
Bu
süreci analiz etmek için en iyi yol teknolojik ilerlemelerin finansal
piyasaların yapısını belirleyen işlem maliyetleri (transaction cost) ve
asimetrik bilgi (asymmetric İnformation) olguları üzerindeki etkilerini
araştırmaktır. Bu durumda, ilk olarak,yeni teknolojiler finansal bilgilerin
elektronik kanallar ile aktarımını mümkün kılan araç ve yöntemlerin
geliştirilmesine imkan tanıyarak işlem maliyetlerini düşürdüğü
gözlemlenmektedir. Böylece finansal piyasaların alan ve hacimlerini
genişlettikleri tespit edilmektedir. Diğer yandan, kredi derecelendirme ve diğer
veri analiz tekniklerinin artan oranda kullanılması ile birlikte piyasadaki
güvenilir bilginin sistematik olarak arttığı belirlenmektedir. Bilişim
teknolojilerini ağırlıklı olarak kullanan kredi derecelendirme kuruluşları
eskisine göre çok daha geniş bir bilgiyi fon sağlayıcılara sunmaktadır. Bu süreç
asimetrik bilgiyi hafifleterek ters seçim ve ahlaki tehlike sorunlarından
kaynaklanabilecek potansiyel kayıpları azaltmaktadır. En sonunda, bilişim
teknolojisindeki gelişmelerin finansal sistemin etkin işleyişinde belirleyici
güç olduğu sonucuna varılmaktadır. Abstract THE EFFECTS OF IMPROVEMENTS CONCERNING INFORMATION TECHNOLOGIES ON THE
STRUCTURE OF FINANCIAL MARKET
We have experienced significant improvements in the field of information
technologies nowadays. These technologies have enabled the ability to collect,
store, process and communicate large amount of information effectively. Given
the fact that financial markets is the most informationally sensitive markets in
the economy, it can be argued that significant improvement in information
technology has affected the structure of financial market deeply. To analyse
this process, it is the best way to research the effects of technological
improvement on transaction cost and asymmetric information that determine the
basic structure of the financial market. On the one hand, new technologies have
led to new means of delivering financial services electronically and reduced the
transaction cost arising from collecting data. Thus, the scope and volume of
financial market have expanded tremendously. On the other hand, using credit
scoring and other data mining have resulted in increased availability of
systematic reliable information in the market. For example, infomediaries, like
rating agencies that used information technology mostly, can distribute more
information than ever before to lenders. This process mitigates the asymmetric
information and reduces the potential loss from moral hazard and adverse
selection. Finally, it can be concluded that improvements in information
technology has been a driving force the efficiency of the financial system. Teknolojik gelişmelerin ekonomik sistemin daha etkin çalışmasına yönelik
katkıları günümüzde iyice belirginleşmiştir. Özellikle bilgi ve iletişim
teknolojileri gibi genel amaçlı teknolojiler ( general purpose technologies ),
ekonomik yaşamın bir çok alanını derinden etkilemektedir [1] . Bilgi ve iletişim teknolojileri birlikte
"bilişim teknolojileri" şeklinde ifade edilebilmekte ve bilginin toplanması,
işlenmesi, stoklan ması ile aktarılmasına ilişkin yöntem ve araçların tümünü
kapsamaktadır [2] . Günümüzde,
bilgisayar ile yeni ürün ve üretim süreçlerinin geliştirilmesi ve yaratılan
değerlerin Internet yolu ile pazarlanması iyice yaygınlaşmıştır. Böylece,
bilişim teknolojisindeki gelişmelerin bütün sektörlerdeki şirket ve piyasa
yapılarına büyük bir refah artışı sağlayacak şekilde dönüştürdüğü
belirlenmektedir.
Bilişim teknolojisindeki gelişmelerin en önemli katkıyı sağladığı alanların
başında finansal sektör gelmektedir. Çünkü finansal sektör diğer sektörler ile
karşılaştırıldığında çok daha yoğun biçimde bilgiye dayalı olarak işlemektedir [3] . Bu durum finans şirketlerinin
yatırım stratejileri içinde bilişim teknolojilerine yönelik yatırımların aldığı
ağırlıklı payda açıkça görülmektedir. Örneğin, ABD' de yapılan son dönem piyasa
analizlerinde, finansal sektörün telekomünikasyon harcamalarına diğer sektörlere
oranla ortalama %29 daha fazla bütçe ayırdıkları belirlenmiştir [4] . Diğer taraftan, ülkedeki toplam bilişim
teknolojisine yapılan harcamalar içinde tek başına finans sektörünün payı %35
olarak hesaplanmıştır [5] . Böylece,
bilgi yoğun bir işleyiş yapısına sahip olmaları nedeni ile, bilişim
teknolojilerinden en fazla yararlanan ve dolayısıyla bu alandaki hızlı
gelişmelerden en çok etkilenen ekonomik alanların başında finansal piyasalar
gelmektedir.
Yukarıda belirlenen çerçeveden hareketle, çalışmamamızda bilişim
teknolojisindeki hızlı gelişmelerin finansal piyasalardaki etkileri analiz
edilmeye çalışılacaktır. İşlem maliyetleri (transaction cost) ve asimetrik
bilgi" (asymmetric information) olguları finansal piyasanın yapısını ve dolayısı
ile de işleyişindeki etkinliği belirleyen önemli unsurlar olarak kabul
edilmektedir [6] . Buradan
hareketle, ilk olarak, bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin işlem maliyetleri
daha sonra ise asimetrik bilgi üzerindeki etkileri araştırılacaktır. Sonuçta
bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin söz konusu yapısal unsurlarda yarattığı
etki dolayısıyla piyasalarda oluşan dönüşümün niteliği belirlenmeye
çalışılmaktadır. İŞLEM MALİYETLERİ VE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ
Piyasa sisteminde işlemleri gerçekleştirmek için gereken bilgilerin
sağlanması belirli bir maliyet (transaction cost) doğurmaktadır. Özellikle
finansal piyasalarda işlem maliyetlerinin önemli bir kısmını ihtiyaç duyulan
bilgilere ulaşmak için yapılan harcamalar oluşturmaktadır. Bu anlamda piyasadan
bilgi edinme sürecinde yapılan harcamaların yüksek olması işlem maliyetlerini
artırmaktadır. Böylece yüksek işlem maliyetleri ise açıklık koşulunun aksamasına
bağlı olarak piyasa sisteminin işleyişini bozmaktadır. Bu durumda, fon arz ve
talep edenler piyasalardaki bilgilere yüksek işlem maliyeti nedeni ile
ulaşamadıklarından işlemleri gerçekleştiremezler. Yüksek işlem maliyetine
katlanıldığı durumda ise toplam maliyetler ve fiyatlar artacağı için piyasa
talep yapısı oldukça daralacaktır. Örneğin, borç almak isteyen bir kişi piyasaya
çıkarak istediği miktarda ve faizde para bulmak için elinde fon fazlası
bulunanlar arasında bir araştırma yapmak ve bilgi toplamak zorundadır. Bir an
için finansal aracıların olmadığını ve üstelikte bu araştırmayı ülke çapında
yaptığını varsayalım. Açıktır ki, araştırma için harcanacak zaman ve maliyetin
büyüklüğü kişiyi bu işten vazgeçirecektir. Her ne kadar araştırmanın dar bir
bölge ile sınırlandırılması bir çözüm gibi görünse de, bu durumda ancak çok
büyük miktardaki borçlanma faaliyetleri işlem maliyetlerine katlanabilecektir.
Üstelik, araştırma alanı ne kadar kısıtlanırsa en iyi seçimin gerçekleşmesi
ihtimalide o kadar azalmaktadır. İşlem maliyetlerinden kaynaklanan bu durum aynı
şekilde borç vermek isteyenler içinde kısıtlar oluşturmaktadır. Böylece, işlem
maliyetlerinin piyasadaki arz ve talep güçlerini belirleyen önemli bir unsur
olduğu ortaya çıkmaktadır. Daha açık bir ifade ile, katlanılmak zorunda kalınan
yüksek işlem maliyetleri arttıkça borç verenlerin daha az getiri elde etmelerine
neden olurken, borç alanlar açısından da daha çok faiz ödemek anlamına
gelmektedir. Bu durumda piyasadaki arz ve talep güçlerini sınırlandırarak
optimum miktar ve fiyatta dengeye gelmelerini yani piyasa etkinliğini
engellemektedir.
Ancak gelişen zaman süreci içerisinde yukarıda belirlenen problemler finansal
sistem içerisinde finansal aracılık kurumlarının gelişmesi ile azaltılmıştır.
Öyle ki, borç almak ve vermek isteyenler, teker teker hareket etmek yerine,
isteklerini bir finansal aracıya yansıttıkların da, araştırma sürecinden
kaynaklanan işlem maliyetlerini katlanılabilir bir seviyeye
indirebilmektedirler. Çünkü, bir çok isteği kendisinde toplayan finansal
aracılar ölçek ekonomilerinden kaynaklanan avantajlar sayesinde araştırma
maliyetlerini borç almak ve vermek isteyenler için uygun bir seviyeye
çekebilmektedirler. Diğer bir deyişle, finansal aracılar bireylerin tek
başlarına yapmaya kalktıklarında işlem maliyetleri nedeniyle ortaya çıkan
problemleri, isteklerin kendilerinde toplanması sonucu doğan ölçek ekonomisinin
sağladığı avantajlar ile çözümleyen birimler olmaktadır. Böylece aracı kurumlar
hem borç verenler ve hem de borç alanların araştırma işlemlerini tek elden
yaparak ölçek ekonomilerinin yarattığı avantajlardan yararlanmakta ve finansal
piyasaların işlevini yürütmesinde çok önemli bir rol oynamaktadırlar [7] .
Öte yandan, günümüzdeki bilişim sektörüne ait gelişmeler finansal
piyasalardaki işlem maliyetlerini, finansal aracıların sağladığı avantalar ile
karşılaştırıldığında, çok daha büyük bir oranda düşürmüştür. Öyle ki, fon arz ve
talep edenler artık finansal arıcılara bu anlamda ihtiyaç duymamakta söz konusu
kurumlarda fonksiyonlarını yeniden tanımlamak zorunda kalmaktadırlar [8] . Gerçektende, bilişim teknolojilerindeki
gelişmeler finansal piyasalara ait bilgilerin en etkili bir biçimde doğrudan
elde edilebilmesi için gerekli araç ve yöntemleri sunmaktadır. Özellikle
kablosuz Internet'e dayalı iletişim sistemindeki gelişmeler – WAP gibi (wireless
application protocol) – finansal hizmetlerin en etkin ve ucuz bir biçimde
sağlamaktadır. Bugün şube bankacılığı yöntemleri ile belirli bir miktar bilginin
elde edilmesinde katlanılan harcamalar ile karşılaştırılamayacak kadar küçük
bedeller ile sınırsız miktardaki bilgiye hızlı ve sürekli bir biçimde
ulaşabilmekteyiz. Öyle ki, artık finansal piyasalardaki işlemlerin gerçekleşmesi
için ihtiyaç duyulan bilgiler Internet yardımı ile dünyanın dört bir yanından ve
bir tuşa basacak kadar geçecek zaman içinde elde edilebilmektedir. Diğer bir
deyişle, bilişim teknolojisindeki gelişmeler ile birlikte, finansal bilgi
aralıksız olarak günün 24 saatinde dünya üzerinde oldukça düşük bir maliyet ile
akabilmektedir [9] . Sonuçta bilişim
teknolojisindeki gelişmeler işlem maliyetlerini düşürerek finansal piyasaların
etkin çalışması önündeki engelleri kaldırmaktadır.
Bilişim teknolojilerindeki gelişmelerden finans sektörünün büyük avantajlar
sağlaması sonucu finans şirketleri ile bilgi ve iletişim şirketlerinin gittikçe
artan oranda stratejik işbirliğine yöneldikleri görülmektedir. Örneğin, bilişim
sektöründe Portal'lar, telekomünikasyon şirketleri ve finans kurumları arasında
ortaklıklar hızla artmaktadır (Bank of East Asia ile Yahoo, ve Lycos ile
Telefonica gibi). Öte yandan, finans şirketleri, finansal bilgilerin en etkin ve
ucuz bir biçimde derlenmesi, işlenmesi ve aktarılması üzerinde bilgisayar
programları geliştirmeye çalışan yazılım şirketlerine de önemli yatırımlar
yapmaktadır. Bilgi, iletişim ve finans sektöründeki bu işbirliği sayesinde
finansal piyasalar elektronik bir yapıya kavuşarak önemli bir dönüşümü
gerçekleştirmektedir. Günümüzde, finansal piyasada işlem yapmak isteyen
birimler, öncelikle, bilgisayar, televizyon ve telefon gibi kişisel araçlar ile
Internet ortamında Portal' lara ulaşabilmektedirler. Daha sonra buradan sağlanan
imkanlar ile çok geniş finansal bilgi ve analizlerin bulunduğu bilgi aracıları
(infomediaries) ile bağlantı kurabilmektedirler. En sonunda gerekli gördükleri
işlemleri aynı yollar ile en etkili bir biçimde yapabilmektedirler [10] . Özetle, bilişim ve finansal sektörü
arasındaki işbirliği sonucu, bilgi ve iletişim sektöründeki hızlı gelişim
finansal piyasalara büyük oranda yansımakta, bu durumda işlem maliyetlerini
düşürerek piyasa yapılarını daha büyük bir etkinlik üretecek biçimde
dönüştürmektedir.
Yukarıda belirlenen çerçevede finansal bilginin hızlı ve düşük bir maliyet
ile elde edilmesi öncelikle piyasa alanlarını ve dolayısı ile hacimlerini hızla
genişletmiştir. Öyle ki, bilişim teknolojilerindeki gelişim sonucu oluşturulan
"Elektronik İletişim Ağı" ( Electronic Communication Network) ile borsa
işlemleri artık global düzeyde gerçekleştirilebilmektedir. Örneğin, ABD' deki
NASDAQ İndeksi esas olarak Connecticut'tan yönetilmekle birlikte, sahip olduğu
Internet ağı sayesinde dünyadan her yerinden yapılabilecek işlemlere açıktır.
Yani işlem merkezi ABD'deki bir eyalette olduğu halde bu piyasa üzerinde işlem
yapan kişiler bütün dünyaya yayılmışlardır. Diğer taraftan, Londra ve New York
borsaları da yine kurdukları iletişim ağları ile faaliyet alanlarını dünya
yüzeyinde genişletmişlerdir. Tokyo, Toronto gibi diğer gelişmiş borsalarında
elektronik iletişim ağları ile faaliyet alanlarını gittikçe geliştirdikleri
görülmektedir. Finansal piyasaların bilişim teknolojilerinin sağladığı imkanlar
ile faaliyet alanları genişlerken, doğal olarak, işlem hacimleri de
büyümektedir. NASDAQ'ın 2000 yılı itibari ile ortalama günlük işlem hacmi 42.5
milyar Dolardır. Bu oran New York Borsasında 35.0, Londra Borsasında ise 13.5
milyar Dolar olarak hesaplanmıştır
[11] .
Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ile bilginin çok uzak mesafeler
arasında hızlı ve ucuz bir biçimde aktarılması ile finansal piyasalardaki
bilgilere ulaşmak için katlanılması gereken işlem maliyetlerinin düşmesi,
finansal aracılık yapan kurumlarında fonksiyonlarını etkilemiştir. Fon arz
edenler ve talep edenler elektronik ortamda bilişim teknolojisinin kendilerine
tanıdığı imkanlar ile sağlanan düşük işlem maliyetleri ile gerekli bilgileri
elde edebilmektedirler. Böylece, aracıların ölçek ekonomilerinden sağladıkları
avantaj ile bilgi edinilmesi için harcanacak işlem maliyetlerini düşürmelerine
ihtiyaç kalmamıştır. Şimdi fon arz ve talep edenler bankaların aracılığına
ihtiyaç duymadan işlemlerini yapmaktadırlar. Örneğin, fona ihtiyaç duyan
şirketlere ait bilgilerin artık kolaylıkla ve ucuz bir biçimde elde
edilebilmesi, finansal piyasalarda fon sahiplerinin şirketler kesimine açtığı
doğrudan kredileri artırmıştır. Bir başka deyişle, kendilerine ait bilgileri fon
sahiplerine doğrudan ve etkin bir biçimde iletebilme imkanlarının gelişmesi
sonucu, şirketler için bankaları kullanmak yerine menkul kıymet çıkararak
sermaye piyasalarından fon sağlama imkanları geliştirmiştir. Amerika Birleşik
Devletlerinde özel şirketlerin tahvil yolu ile fon sağlama hacmi 1990'lı yıllara
kadar bankalardan sağlanan kredi hacminin altında kalırken bu yıllardan sonra
üstüne çıkmıştır [12] . Öte
yandan, büyük şirketlerin doğrudan uluslar arası fon piyasalarından aldıkları
kaynak 1980'lerin başında yaklaşık 100 Milyar Dolar iken 1990'larda bu oran
yaklaşık beş kat artarak 500 Milyar Dolara çıkmıştır [13] .
Finansal piyasalarda bilgi edinilmesine ilişkin işlem maliyetlerinin düşmesi
yerel finans kurumlarının bölgesel pazarlarda üstünlüklerine de son vermiştir.
Bu anlamda bölgesel piyasalara işlem maliyetlerinden kaynaklanan giriş engelleri
ortadan kalkarak rekabet koşulları gelişmiştir. Eskiden ulusal bankalar yerel
bazda fon talep eden birimlerin kredi isteklerini, uzun ve maliyetli bir
değerlendirme süreci gerektirdiğinden, karlı bulmayarak işleme alamıyorlardı.
İmkanlarını zorladıklarında ise, yakın olmaları nedeniyle değerlendirme
sürecinde önemli avantajlara sahip yerel bankalar ile önemli bir rekabete girmek
durumundaydılar. Ancak, bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, ulusal bankalar
ile karşılaştırıldığında, bölgesel bankaların yerel birimlere fon sağlama
konusunda sahip oldukları üstünlükleri azaltmıştır. Öyle ki, artık borç veren
ile alanın arasındaki mesafe bilişim sektörünün sağladığı imkanlar ile iyice
uzamıştır. Örneğin, ABD'de ulusal bankalar ile borç verdiği şirketler arasındaki
mesafe 1970'lerde ortalama olarak 51 milden 1990'larda 161 mile çıkmıştır [14] . Diğer taraftan, gelişen
bilişim teknolojileri ile birlikte ulusal finans kurumları yerel piyasalara
girmelerinin yanında, faaliyetlerini uluslar arası alanda da genişletebilmiştir.
Böylece finansal piyasalara girişi engelleyen işlem maliyetlerinin bilişim
teknolojisindeki gelişmeler ile önemini yitirmesi, sadece ulusal düzeyde değil
uluslar arası düzeyde de rekabet ortamını artırmıştır. Örneğin, 1970'li
yıllardan 1990'lı yıllara kadar olan süreçte yabancı banka sayısı ABD'de 3 kat,
İngiltere'de 4 kattan fazla, Japonya'da 3 kat ve Almanya'da 4 kat artmıştır [15] . Bu şekilde yabancı banka
temsilcilikleri sayısının bütün ülkelerde artmasında, bilişim teknolojisinin
sağladığı imkanlar sonucunda bilginin mesafe tanımaksızın hızlı ve ucuz bir
biçimde aktarılması önemli bir rol oynamıştır. ASİMETRİK BİLGİ VE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ
Piyasadaki mevcut bilgilere yeterli miktar ve zamanda ucuz bir biçimde
ulaşmanın önündeki sorunlar yanında, bilginin ekonomik birimler arasında eşitsiz
dağılımı da ( asymmetric information ) piyasa etkinliğini belirleyen önemli bir
faktördür. Öyle ki, bir tarafın ötekinden daha değişik bir bilgiye sahip olması
piyasadaki işleyişi tamamen kendi lehine ve ötekilerin aleyhine
yönlendirebilmesine imkan tanımaktadır. Bu durun şüphesiz piyasa sistemini
aksatarak, işleyişindeki etkinliği bozmaktadır. Asimetrik bilgi olgusunun iki
tür probleme yol açması nedeni ile fonksiyonlarını yerine getirememektedir.
Bunlardan ilki ters seçim (adverse selection) ikincisi ise ahlaki tehlike (moral
hazard) durumudur [16] .
Ters seçim piyasada işlem gerçekleşmeden önce asimetrik bilgi olgusunun
yarattığı bir sorunudur. Örneğin, piyasada borç bulmak isteyen kişiler fon
bulmalarını engelleyeceğini düşündükleri bazı olumsuz özelliklerini saklayabilir
veya daha farklı gösterebilirler. Böylece istedikleri miktardaki fonu hem de
risk primi ödemeden düşük maliyetle elde edebilirler. Finansal piyasadalar da
böyle bir durumun varlığı, fon sağlayıcıların borç verme konusunda oldukça
isteksiz davranmalarına yol açabilir. Ya da yanlış bilgilendirilmeleri
ihtimaline karşı risk primi talep ederek fonlarını oldukça yüksek maliyet ile
arz edebilirler. Bu durumda ise, piyasada gerçekten iyi özelliklere sahip bir
biçimde borç arayan kimseler kendilerini diğerlerinden ayıramadıklarından, hak
etmedikleri halde söz konusu olumsuzluklardan etkilenmektedirler. Öyle ki, bu
kişiler, genel olarak borç isteyen kişilerin bilgilerine güvenilmediği için, ya
fon bulamaz ya da bulsalar bile risk primlerinin artırdığı yüksek maliyetlere
katlanmak zorunda kalırlar. Böylece daha makro düzeyde bakıldığında da
piyasadaki fon maliyetlerinin optimum seviyeden oldukça yüksek bir miktarda
oluşması iki önemli nedene bağlı olarak açıklanabilir. Birinci olarak, fon arz
edenlerin asimetrik bilgi tehlikesi karşısında piyasaya sürdükleri fonları
sınırlandırmaları, toplam fon miktarını azaltarak fiyatların artmasına neden
olmaktadır. İkinci olarak, asimetrik bilgi sorununa rağmen fon sunmaya karar
veren birimlerin yüksek risk pirimi istemeleri nedeni ile fon fiyatları
yükselmektedir. Görüldüğü gibi olumlu özelliklere sahip borç talep eden kişiler
de haksız yere yüksek fiyat ödemek zorunda kalmaktadır. Bu durum iyi özelliklere
sahip borç arayanları piyasadan uzaklaştırabilir. Böylece piyasadaki kötü
nitelikli borçluların oranı artacaktır. Sonuçta piyasada fon arz edenlerin iyi
nitelikli kişiler yerine kötü nitelikli kişilere kredi sağlama yani "ters seçim"
olasılıkları artmaktadır. Piyasaların bu şekilde "kötü"nün pazarlamasını yapar
duruma düşmesi fonksiyonlarını yerine getiremediği anlamına gelmektedir.
Piyasalarda belirli bir işlem gerçekleştikten sonra asimetrik bilgiye bağlı
olarak ortaya çıkan sorun ahlaki tehlike şeklinde ifade edilmektedir. Bu
durumla, bir işlem sonucunda belirli bir ilişki içerisine giren ekonomik
birimlerden bir tarafın diğer tarafa, hiçbir biçimde belirlenemeyecek ve
dolayısı ile tazmin edilemeyecek şekilde zarar verme tehlikesi anlatılmak
istenmektedir. Bu tehlikenin gerçekleşmesi zarara yol açan tarafın
dikkatsizliğinden veya açıkça kurallara aykırı bir şekilde davranmasından
kaynaklanabilir. Öyle ki, finansal piyasadaki borçlu kişi borç verenin
istemediği ve fakat hiçbir şekilde belirlemeyeceği ve engelleyemeyeceği bir
biçimde bazı haksız davranışlara girerek borcun ödenmesini tehlikeye sokarak fon
sahibine zarar verebilir. Örneğin, borç alan kişi elde ettiği fonları gereğinden
fazla riskli işlerde kullanma eğilimine girebilir. Çünkü çok riskli işlere
girmesi ve projenin de gerçekleşmesi durumunda borç ödendikten sonra kendisine
büyük bir kazanç kalmaktadır. Ancak, bu seçim aynı zamanda borcun geri
ödenmesini de tehlikeye atarak borç verenin parasını alamama riskini
yükseltmektedir. Bu durumda, riskli proje gerçekleştiğinde borç veren önceden
belirlenmiş oranın dışında bir getiri sağlayamazken, gerçekleşmediği durumda
zarara katlanmak zorundadır. Yani borç alanın normal riskli ve çok riskli
yatırımı seçmesine göre borç verenin getirisi değişmezken, katlandığı risk
değişmektedir. Bunun için fon sağlayıcılar fon sağladıkları kişilerin hep normal
riskli yatırımlara yönelmelerini isterler. Ancak yukarıda belirlendiği gibi, çok
riski yatırımlar, borç alan kişiler için daha cazip olmaktadır. Bu durumda fon
sunanların verdikleri fonların kullanılıcılar tarafından daha fazla getiri amacı
ile çoğunlukla daha riskli alanlara yatırılarak batırılması tehlikesi yüksektir.
Böylece borç verenler yukarıda belirlenen tehlike nedeni ile fon sağlamada
isteksiz davranabilirler. Sonuçta, piyasadaki mevcut talep karşısında fon
miktarının kısıtlanması miktarın ve fiyatların optimum seviyede oluşmasını
engeller. Ayrıca, fon sahipleri ahlaki tehlikenin riskine karşı kendilerini
korumak için, tıpkı ters seçim riskinde olduğu gibi, risk primini artırarak fon
fiyatlarını normalin üzerinde yükseltebilirler. Ancak bu arada yine aldığı
fonları aşırı kar beklentisi dışında normal riskli yatırımlar da kullanmayı
planlayan iyi niyetli kişilerin fon bulma imkanları daraltılmıştır. Çünkü, ya
piyasadaki kısıtlı fonlardan kullanma imkanları olmayacak ya da yüksek fon
maliyetleri nedeni ile piyasadan çekilmek zorunda kalacaktırlar. Nihayetinde,
piyasa daha riski seçenekleri tercih eden yatırımcılara kalacağından, fon
sunanlar açısından ahlaki tehlike ile karşılaşma ihtimali oldukça yüksek bir
ihtimalle gerçekleşmektedir. Bu şekilde, büyük oranda kredilerin batırıldığı bir
ortamda piyasaların fonksiyonlarını yerine getirdiğini söylemek güçtür.
Görüldüğü gibi bilginin asimetrik dağılımı gerek ters seçim ve gerekse ahlaki
tehlike sorunlarına yol açarak finansal piyasalardaki işleyişi bozabilir. Ancak,
bilişim sektöründeki gelişmeler sayesinde geliştirilen çeşitli araç ve
yöntemler ile finansal piyasalardaki asimetrik bilgi sorunundan kaynaklanan
problemlerin hafiflediğini söylemek mümkündür. Gerçektende bilginin toplanması,
işlenmesi ve aktarılması alanındaki teknolojik gelişmeler, piyasalardaki bütün
birimler ve ilişkiler hakkında, ihtiyaç duyulan bilgilerin her aşamada etkin bir
biçimde sağlanabilme imkanlarını geliştirmiştir. Örneğin, bilişim
teknolojilerine dayalı olarak geliştirilen kredi derecelendirme (credit scoring)
sistemleri piyasalarda bilginin eşitsiz dağılımını engelleyen bir yöntem olarak
etkinliğini gittikçe artırmaktadır. Bu tür sistemler genel olarak şu şekilde
işlemektedir. Öncelikle piyasadaki ilgili birimlere ait mümkün olan tüm bilgiler
bilgisayar ortamına aktarmaktadır (computerized data). Daha sonra bütün bu
bilgiler üzerinde, insan gücü ile yapılması mümkün olmayan bir çok işlem kısa
zamanda yapılarak (computerized logic), türetilen yeni bilgiler ile çok daha
geniş bir bilgi stokuna ulaşılmaktadır
[17] . En sonunda piyasadaki birimlere ait bu bilgiler küçük bir bedel
karşılığı, herkesin kısa zamanda ulaşabileceği bir şekilde, Internet ortamında
yayınlamaktadır. Üstelik sistem içerisindeki veriler piyasayı yakından izleyen
teknikler sayesinde sürekli yenilenerek geliştirilmektedir. Böylece piyasada fon
sunmak isteyen birimlerin asimetrik bilgiden kaynaklanan kaygıları
hafifletilebilmiştir. Çünkü bu sistem, bir yandan, fon sağlayanlar adına borç
isteyen birimlerin niteliğine ilişkin geniş bir veri tabanına sahip olması
nedeni ile ters seçim sorununu hafifletmektedir. Diğer yandan ise, borç verme
işlemi gerçekleştikten sonra ahlaki tehlike sorununun doğmaması için etkin bir
monitör görevini yerine getirebilmektedir.
Finansal piyasalarda yukarıda belirlenen sistemleri işleten kredi
derecelendirme şirketlerinin sayısı ve etki alanı gittikçe artmaktadır. Örneğin,
Amerika'daki Dun and Bradstreet ( D&B ) derecelendirme şirketinde gözlem
altına giren şirketlerin sayısı 1973 ile 1993 yılları arasında her yıl ortalama
olarak yüzde 6.3 oranında artmıştır. Bu oran, söz konusu dönemde, ekonomideki
büyüme oranının iki buçuk katıdır [18]
. Bu gelişen süreç fon arz edenler için asimetrik bilginden kaynaklanan
problemlerden kaçınabilmek için ihtiyaç duydukları sinyallerin piyasa tarafından
daha fazla oranda sunulduğu anlamına gelmektedir. Böylece, fon arz edenler,
asimetrik bilgiden kaynaklanan tehlikelere ait şüphelerini azaltarak borç verme
konusunda daha istekli davranabilmektedirler. Sonuçta finansal piyasaların hızla
genişlemelerinde derecelendirme kuruluşları sayesinde asimetrik bilginin
azaltılmasının da önemli etkilerinin olduğunu ileri sürebiliriz. Burada tekrar
vurgulamak gerekir ki, bu tür kuruluşların piyasalardaki işleyişini artıracak
bir biçimde etkinlik sağlamalarının temelinde bilgi ve iletişim
teknolojilerindeki gelişmeler yatmaktadır. Gerçektende söz konusu
teknolojilerdeki hem donanıma dayalı (geniş kapasiteli bilgisayarlar ve uydu
iletişimine bağlı araçlar) ve hem de yazılıma dayalı (piyasadaki verilerin
çözümlenerek işlenmesine yarayan bilgisayar programları) teknolojilerdeki hızlı
gelişmeler sürecin temel dinamiğini oluşturmaktadır [19] .
Bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin piyasalardaki asimetrik bilgi
sorununu nasıl hafiflettiği küçük firmaların piyasalardaki finansman imkanlarını
geliştirme sürecinde açıkça görülmektedir. Eskiden küçük ölçekli firmaların
finansmanı büyük zorluklar altında gerçekleşebilmekteydi. Bir yandan,
büyüklüklerine göre maliyetli olması neden ile sermaye piyasalarından fon bulma
imkanları yoktu. Öte yandan, ulusal finans kuruluşları tarafından finanse
edilmeleri imkanları da kısıtlıydı. Çünkü sermaye piyasalarına açılmadıkları
için şirketlere ait bilgilerin kamuya yansıyan kısmı oldukça azdı ve ulusal
bankalar açısından bu şirketler hakkında bilgi toplamak, ülke çapında geniş bir
coğrafi alana yayıldıklarından oldukça güçtü. Öyle ki, bilgi toplama işlevinin
daha çok emek gücü kullanılarak yapılması nedeni ile araştırma süreci hem uzun
hem maliyetli olmaktaydı. Bu durum, küçük işletmeleri piyasadaki fon
sağlayıcılarının gözünde asimetrik bilgiden kaynaklanan tehlikeler açısından en
riskli grup haline getirmekteydi. Böylece, küçük işletmelerin finansman
ihtiyaçlarını karşılamak için sadece yerel finans kurumları kalmaktaydı. Çünkü
bu kurumlar küçük işletmeler ile yakın ve emek yoğun ilişkiler
kurabildiklerinden yeterli bilgiyi sağlayabiliyorlardı. Bu anlamda, yerel finans
kurumları yakın olmalarını nedeni ile küçük işletmelere ait "açık bilgileri"
(explicit knowledge) kolaylıkla sağlayabilirken aynı zamanda emek yoğun ilişki
kurdukları için kimi "örtük bilgileri" (tacit knowledge) de edinebiliyorlardı.
Sonuçta bu yerel kuruluşlara ulusal finans birimleri ile karşılaştırıldığında
büyük avantaj sağlamaktaydı. Böylece de küçük işletmeler için tek finansman
kaynağı yerel kurumların sağladıkları fonlar olmaktaydı. Diğer bir deyişle,
asimetrik bilgi sorununu çözebilecek sinyallere sadece yerel finans kurumları
sahip olduklarından, küçük işletmelerin finansmanında tek kaynak
konumundaydılar [20] .
Ancak zamanla bilişim teknolojisindeki gelişmelerin bilgi toplanması ve
aktarılmasında getirdiği yenilikler bu durumu değişmiştir. Bir yandan piyasada
kullanılan açık bilgi stoku artmıştır. Diğer yandan ise, program yazılımı
alanındaki gelişmeler ile, borçlulara ait yeni bilgilerin deşifre edilme
imkanları yani örtük bilgilerin açık bilgilere dönüştürülmesi süreci
gelişmiştir [21] . Artık ulusal
finans kurumları, daha az emek ama daha fazla teknoloji kullanarak ülkenin her
yerindeki işletmeler için bilgi toplayabilmektedir. Bu anlamda açık bilgilerin
edinilmesinde yakınlık, kimi örtük bilgilerin edinilmesinde ise insani ilişki
önemini yitirmeye başlamıştır. Örneğin artık bankaların çoğu bilişim
teknolojisinin sağladığı imkanları kullanarak, emek yoğun olmayan ilişkiler
sürecinde kredi kararlarını oluşturabilmektedirler. ABD ile ilgili yapılan bir
çalışmada sağlanan verilere göre, 1973-1979 yılları ortalaması olarak bankaların
%68'i kredi verdikleri müşteri ile kişisel ilişki kurarken bu oran 1990-1993
yılları arasında %34'e gerilemiştir
[22] . Bütün bu süreç yerel finans kurumlarının avantajlarını yitirmesine ve
ulusal kurumlarında yerel piyasalara kolaylıkla girebilmesine imkan vermiştir.
Böylece küçük işletmeler, kendilerine ilişkin bilgilerin yeterince elde edilmesi
ile fon sunanların gözünde asimetrik bilgiden kaynaklanan tehlikelere ilişkin
riskli grup olmaktan çıkmıştır. Sonuçta küçük işletmeler artık çok geniş
piyasalardan büyük miktarlarda borçlanabilme imkanı bulabilmektedirler. ABD'de
yapılan bir çalışmada, seçilen bir takım küçük firma grubunun 1995 yılından 1999
yılına kadar fon havuzunu 241 milyon dolardan on kat artırarak 2.3 Milyar Dolara
yükselttiği görülmektedir [23]
. SONUÇ
Bilişim teknolojilerindeki büyük ilerlemeler ekonomik sistemin bütününde
olduğu gibi finansa piyasalarda da önemli etkiler yaratmıştır. Gerçektende,
bilişim teknolojisindeki hızlı gelişmelerin finansal piyasalarda sağladığı
avantajlar ile piyasa yapısının önemli bir dönüşüm geçirdiği belirlenmektedir.
Finansal piyasaların etkin çalışmasında bilginin sağlanmasından kaynaklanan
işlem maliyetleri ile asimetrik bilgi olgusu önemli rol oynamaktadır. Bilginin
toplanması, işlenmesi ve aktarılmasındaki gelişmeler söz konusu unsurlarda
yarattığı olumlu etkiler ile finansal piyasalarda etkinliği artırıcı önemli
katkılar sağlamıştır. Bu bağlamda, bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin
sağladığı avantajlar ile, piyasalardaki işlem maliyetleri düşerken asimetrik
bilgi sorunu da hafiflemektedir. Piyasalarda büyük boyuttaki bilgilerin uzak
mesafeler arasında hem de çok ucuz bir biçimde aktarılması, bilgi sağlanma
sürecindeki harcamaları düşürerek, arz ve talep güçleri üzerinde işlem
maliyetleri nedeni ile oluşan kısıtları kaldırmıştır. Böylece finansal
piyasaların alanları ve işlem hacimleri gelişmiştir. Diğer taraftan, bilişim
teknolojisindeki gelişmeler kredi kararları oluştururken teknoloji yoğun
ilişikleri geliştirmiştir. Böylece açık bilgilerin edinilmesinde "yakınlık",
kimi örtük bilgilerin edinilmesinde ise "insani ilişki" nin önemini yitirmesine
neden olmuştur. Özellikle program yazılımındaki gelişmeler ile birimlere ait
bilgilerin deşifre edilme imkanlarının gelişmesi ile örtük bilgilerin açık
bilgilere dönüştürülme sürecide hızlanmıştır. Böylece, bilginin asimetrik
dağılımı sonucu ortaya çıkan ters seçim ve ahlaki tehlike sorunlarının
hafifletilmesi, bu tür riskler nedeni fon sunanlar üzerinde bulunan kısıtları da
ortadan kalkmıştır. Sonuçta, finansal piyasalarda, açıklık koşulunun etkin bir
biçimde sağlanmasına bağlı olarak, arz ve talep güçleri üzerindeki kısıtların
hafiflemesi ile optimum dengenin sağlanması imkanları gelişmiştir. Buna göre,
bilişim teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler ve finans sektörünün bu alandaki
gelişmeleri artan oranda içselleştirmesi süreci devam ettikçe, finansal
yapıların daha etkin sonuçlar verecek şekilde dönüşmesi süreci de devam
edecektir.
KAYNAKLAR ALLEN Franklin, James McAndrews, Phillip Strahan: " E – Finance: An
Introduction ", Wharton Financial Institution Center, Working Paper
(2001-36), University of Pennsylvania, October 2001. ALP Ali: " Finansın Uluslararasılaşması ", Yapı Kredi Yayınları
– 1337, Nisan 2000. CLAESSENS Stijn, Thomas GLAESSNER and Daniel KLINGEBIEL: "
Electronic Finance: Reshaping the Financial Landscape Around the World ",
Financial Sector Discussion Paper No: 4, World Bank, September 2000. CLEMONS, Eric K. and Lorin M HITT: " The Internet and the Future of
Financial Services: Transparency, Differential Pricing and
Disintermediation." Wharton Financial Institution Center, Working Paper
(2000-35), University of Pennsylvania, September 2000. DOMOWITZ, Ian: " Liquidity, Transaction Costs, and Reintermediation
in Electronic Markets " Financial E-Commerce Conference of the Federal
Reserve Bank of New York, April 2001. HERRING J. Richard: International Financial Integration: The
Continuing Process", Wharton Financial Institution Center, Working Paper
(94-23), University of Pennsylvania, Temmuz 1994 LIHUI Lin, Xianjun GENG and Andrew WHINSTON: " A New Perspective to
Finance and Competition and Challenges for Financial Institutions in the
Internet Era ", in Electronic Finance: A New Perspective and Challenges, BIS
Papers No: 7, November 2001. MISHKIN, S. Frederic, and Philip E. STRAHAN: " What Will Technology
Do To Financial Structure " NBER Working Paper No: 6892, January 1999. PETERSEN, A. Mitchell and Raghuram G. Rajan: " Does Distance Still
Matter? The Information revolution in Small Business Lending ", mimeo, March
2001.[1] Clemons. K. Eric, Lorin M.
Hitt ; " The Internet and the Future of Financial Services, Transparency,
Differential Pricing and Disintermediation" The Wharton Financial
Institution Center, September, 2000, s.4. [2] Mishkin S. Frederic, Philip
E. Strahan; " What Will Technology Do To Financial Structure " NBER
Working Paper 6892, January 1999, s.2.[3] Lin Lihui, Xianjun Geng,
Andrew Whinstan; " A New Perspective to Finance to Competition and Challenges
for Financial Institutions in the Internet Erea", içinde " Electronic
Finance: A New Perspective and Challenges, BIS Papers No: 6892, January, 1999.,
s 16. [4] Alp Ali, " Finansın
Uluslararasılaşması" Yapı Kredi Yayınları – 1337, Nisan 2000,
s.49.[5] a.g.e, s.57[6] Mishkin ve Strahan,
s.1.[7] a.g.e, s.2.[8] Domowitz. Ian, " Liqudity,
Transaction Costs and Reintermediation in Electronic Markets ", Financial
E-Commerce Conference of the Federal Reserve Bank of New York, April 2001, s13.
[9] Claessens Stijn, Thomas
Glaessner ve Daniela Klingebiel, " Electronic Finance: Reshaping the
Financial Landscape Around the World " World Bank Dicussion Paper No:4 ,
September 200, s.4.[10] a.g.e, s.2.[11] a.g.e, p.6.[12] Mishkin ve Strahan,
s.7.[13] Herring J. Richard, "
International Financial Integration; The Continuing Process", The Wharton
Financial Institutions Center, July 1994, s.3[14] Petersen A. Mitchell,
Raghurm G. Rajan; " Does Distance Still Matter? The Information Revolution in
Small Business Lending ", mimeo, Mart 2001, s.5.[15] Herring, s.5-6.[16] Mishkin ve Strahan,
s.3.[17] Petersen ve Rajan, s.
3.[18] A.g.e, s.22-23[19] a.g.e, s.21[20] Franklin Allen, James
McAndrews, Philip Strahan; " E – Finance : An Introduction ", The Wharton
Financial Institution Center, Eylül 2001, s.16. [21] a.g.e, s.12.[22] Petersen ve Rajan, s.
15.[23] Franklin, McAndrews,
Strahan, s.11. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |