Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

Küreselleşme

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Küreselleşme Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Küreselleşme, ekonomiden siyasete, sosyal politikadan kültüre, hemen hemen yeryüzünün her alanındaki değişimi ifade etmek için kullanılan sihirli bir sözcük haline gelmiş; ünlü sosyolog Peter Burger'ın deyimiyle, Alman kömür endüstrisindeki gerilemeden, Japon gençlerinin cinsel alışkanlıklarını açıklamaya kadar geniş bir alanda kullanılan ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Küreselleşme

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 11:42 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Küreselleşme

Küreselleşme, ekonomiden siyasete,

sosyal politikadan kültüre, hemen hemen yeryüzünün her alanındaki değişimi ifade

etmek için kullanılan sihirli bir sözcük haline gelmiş; ünlü sosyolog Peter

Burger'ın deyimiyle, Alman kömür endüstrisindeki gerilemeden, Japon gençlerinin

cinsel alışkanlıklarını açıklamaya kadar geniş bir alanda kullanılan klişeye

dönüşmüştür.Burger'ın görüşlerine paralel bir biçimde adeta geçmiş ve

geleceğin kapılarını açacak anahtar bir kavram olarak görülen küreselleşmeyi

Bauman'da parolaya dönüşmüş moda bir deyim olarak değerlendirmektedir. Kavram

olarak küresel (global) sözcüğünün kökeni, 400 yıl öncesine gitse bile

küreselleşme (globalization), oldukça yenidir. İlk olarak 1960'larda ortaya

çıkan küreselleşme kavramı, 1980'lerde ise sıkça kullanılmaya başlanmıştır.

1990'lara gelindiğinde de bilim adamlarının önemini kabul ettiği anahtar bir

sözcük haline gelmiştir.Amatör bir kameranın tespit ettiği bu

çatışma…, Uydu tarafından ekranlara yansıyan alınmış olan bu fotoğraf…,

Batık denizaltından ilk görüntüler… Artık sıkça duyduğumuz bu ifadeler,

ekranları başındaki kitleleri heyecanlandırmakla, gündelik hayatlarını doğrudan

etkilemekle kalmıyor, daha önemlisi, uluslararası ilişkileri de şekillendiriyor

bugün.Artık bugün, yerel (milli) meselelerin yol açtığı küresel etkiler,

çözüm arayışlarında uluslararası konjonktür gerçeğini dikkate alma zorunluluğunu

da beraberinde getiriyor. Piyasa güçlerine daha fazla dayanan ve ekonomi

yönetiminde devletin rolünün azalması olarak tanımlanan uyum süreci üzerine

küresel ve bütünleşik bir perspektif geliştirme amacını gütmektedir. Burada

sunulan savın özü yapısal uyumun, küreselleşme süreci ile karşılıklı bağımlılık

ve birbirini güçlendirme ilişkisi içinde bulunan dünya çapında bir olay

olduğudur.Küreselleşme sürecinden kast edilen dünya ekonomilerinin artan

bütünleşmesidir. Uyum ve küreselleşme süreçleri geniş kapsamlı sosyo-politik

sonuçlara yol açmışlardır. Değişik mekanizmalar aracılığıyla, bu süreçler

ülkeler içindeki ve arasındaki eşitsizliğin ve yoksulluğun yoğunlaşmasına ve

dolaylı olarak bir dizi sosyal probleme katkıda bulunmuştur.Sadece

ulusal birlik ve dayanışma adına değil, gelecekteki büyüme için de gerekli bir

yatırım olarak sosyal problemlerin ele alınması gerekmektedir. Dolayısıyla

1990'ların karşımıza çıkardığı sosyal sorunlara meydan okuyacak kurumsal

düzenlemelerin ve sosyal konfigürasyonları incelemek büyük önem

taşır.Globalleşme ya da Küreselleşme son yıllarda çok sık kullandığımız

kavramlardan birisi. Globalleşme, iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda

bazı ortak değerlerin yerel ve milli sınırları aşarak dünya çapında yayılmasını

ifade ediyor. İktisadi alanda hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde

benimsenen iktisadi sistem ve buna bağlı olarak uygulanan iktisat politikaları

giderek benzerlik gösteriyor.Reel sosyalizmin çöküşü ile birlikte

dünyada liberal ekonomik düzen, yani serbest piyasa ekonomisi giderek

globalleşiyor. Tüm dünyada kamu ekonomisinin görev ve fonksiyonları yeniden

tanımlanmaya çalışılıyor. Devletin sınırlanması ve küçültülmesi ve bu şekilde

piyasa ekonomisine işlerlik kazandırılması görüşleri önem kazanıyor. Dünya

ticareti giderek serbestleşiyor.Gerçek anlamı tamamıyla anlaşılmadan ve

tartışılmadan, bütün dünyada olumlu veya olumsuz tepkilere yol açan bir sözcük

olan küreselleşmenin bir şanssızlığı da, Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından,

dünyada bu kelimeyi sıkça kullanmaya başlayan siyasetçilerin izledikleri

politikalarla özdeşleştirilmiş olmasıdır. Bu yaklaşımın doğal sonucu olarak,

küreselleşmenin ne anlam ifade ettiği tam anlaşılmadan, hakkında olumlu veya

olumsuz değer yargıları oluşmuştur.Küreselleşmeyi savunanlar da,

eleştirenler de kendi görüşlerinin haklılığını ortaya koyacak gelişmeleri ve

istatistik bilgileri sıkça kullanmaktalar. Küreselleşmenin faydaları konusunda

bir görüş birliği olduğunu söylemek mümkündür. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma,

yükselen yaşam standartları, teknolojik ilerleme ve bilginin daha hızlı

yayılması, küreselleşmenin en belirgin faydaları arasında

sayılmaktadır.Öte yandan, küreselleşmeyi sadece ekonomik alandaki

faaliyetleri etkileyen bir unsur olarak görmek de sınırlı bir bakış açısını

yansıtmaktadır. Bu çerçevede, malların ve sermayenin serbestçe dolaşımının yanı

sıra, insanların daha sık seyahat etmeleri, bilgi-iletişim teknolojilerindeki

hızlı gelişmeler ve Internet kullanımının giderek yaygınlaşması, küreselleşmenin

önde gelen itici güçleri arasında bulunmaktadır.Saydamlık da,

küreselleşmenin ön plana çıkardığı kavramlar arasında yer almaktadır. Gelir

dağılımının daha hakça olması, yolsuzlukların azalması, hatta siyasi

özgürlüklerin ve insan haklarına saygının artması, küreselleşmeyle doğru

orantılı gelişen unsurlar arasında sayılmaktadır.Bir diğer ifadeyle

aşırı küreselleşmecilere göre, piyasalar artık devletlerden daha güçlüdür.

Devletlerin otoritesindeki bu gerileme ise, diğer kurumlar ile birliklerin ve

yerel/bölgesel otoritelerin artarak yaygınlaşması şeklinde görülebilir.

Radikal/aşırı küreselleşmeciler, dünya toplumunun, geleneksel ulus devletlerin

yerini almakta olduğunu (ya da alacağı) ve yeni toplumsal örgütlenme

şekillerinin belirmeye başladığı düşüncesindedirler. Ancak bu grup içinde yer

alanlar, homojen bir görünüm arz etmemektedirler.Örneğin neo-liberaller,

devlet gücü üzerinde piyasanın ve bireysel otonominin başarısını memnuniyetle

karşılarken, aynı grup içinde yer alan neomarksistler (ya da radikaller), çağdaş

küreselleşmeyi, baskıcı küresel kapitalizmin temsilcisi olarak

değerlendirmektedirler. Fakat bu ideolojik yaklaşımlardaki farklılıklara rağmen,

bugün giderek artan bir biçimde bütünleşmiş küresel bir ekonomin mevcut olduğuna

ilişkin düşünceyi de paylaşmaktadırlar.KÜRESELLEŞMENİN TARİH SONUCU

ANALİZİKüreselleşme olgusunun dünya üzerinde yayılma hızı, 1980 yılından

itibaren artan bir ivme kazanmıştır.Ekonomik alanda küreselleşmenin ivme

kazandırdığı unsurlar genel hatlarıyla;sermaye ve finans çevrelerinin artan

serbest dolaşım hızı, demografik yapının gelişmiş ülkeler aleyhine değişmesiyle

ortaya çıkacak emek piyasalarının seyyaliyeti ve üretimdeki rolü, dış ticaretin

yaygınlaşması ve gittikçe birbirine bağlı hale gelmesi şeklinde

sınıflandırılabilir.Soğuk Savaş döneminin sona ermesi ve küreselleşme,

üzerinde tartışılan ve uğruna mücadele edilen kavramları sorgulamamıza zemin

hazırlamış, aynı zamanda bizi, yitirilenler yerine ikame değerlere yönelmeyi

zorunlu kılmıştır. Ülkeler;yakın bir gelecekte yürüttükleri sömüren ve

sömürülen, ezen ve ezilen kavgalarını gündemlerinden tamamen kaldırarak,

ülkelerine yönelik yabancı sermaye akışını artırmak gayreti içersine

girmişlerdir.Ülkelerin sermaye transferine yönelik çalışmaları, karlı

projelerin üretilmesi ile sınırlı olmayıp;makro ekonomik dengeleri sağlayan

reformların ve yapısal dönüşümlerin ülke içerisinde hayatiyet kazandırılması

çabalarını da kapsamaktadır.Uluslararası piyasalardan sağlanacak sermaye

akışı;yatırımların artırılması, mevcut teknolojinin modernize edilmesi ve/veya

ileri teknoloji transferinin sağlanması, üretimin ve istihdamın artırılması,

ihracatın geliştirilmesi ve tüm bunlara bağlı olarak büyümenin hızlandırılması

sonucunu temin edecektir.21. yüzyıla girerken, dünya ekonomisine

damgasını vuran olgulardan birisi olarak kabul edilen küreselleşmeyi,

işgücünün, sermayenin teknolojinin ve mal piyasalarının uluslararası nitelik

kazanması şeklinde tarif etmek mümkündür. Bugüne kadar ekonomik boyutu ön plana

çıkan küreselleşmenin gelecek yüzyılda siyasi, sosyal ve değer yargıları

boyutları da gündeme gelecek ve tüm dünya için geçerli normların oluşturulması

ile küreselleşme nihai hedefine ulaşacaktır.Aralık 1996 ayında

Singapur'da düzenlenen DTÖ Bakanlar Konseyi toplantısında; iş standartları,

rekabet politikaları, devlet ihaleleri, rüşvet ve ayrımcılık gibi uygulamaları

dünya ticareti kapsamında değerlendirmeye alınması küreselleşmenin tek bir

dünya sistemi yaratmaya yönelik olduğu konusunda önemli ipuçları

vermektedir.1980'li yılların ikinci yarısında başlayan Küreselleşme

olgusu, 1990'lı yıllarda dünya ekonomisindeki en önemli gelişme oldu.

Küreselleşme için çok farklı tanımlar yapılmaktadır. İdeolojik açıdan

değerlendirildiğinde kapitalist sistemin kendini devam ettirebilmesi için daha

çok üretmek ve daha çok mal ve hizmet satmak ihtiyacını karşılamak amacıyla

dünya pazarında serbestleşme ve sınırların kaldırılması olarak tarif edilebilir.

Küreselleşme ile birlikte dünya tek bir pazar haline

gelmektedir.Gelişmekte olan ülkeler ise küreselleşmeden hem olumlu hem

olumsuz etkilenmektedir. Gelişmekte olan ülkeler ekonomik kalkınma ve beşeri

gelişmişlik sorunlarını çözmeden uluslararası rekabet ile karşı karşıya

kalmaktadır. Küreselleşme 21.yüzyılda demokrasi, piyasa ekonomisi, bireysel

özgürlükler ve girişimcilik kavramlarını daha da

güçlendirmektedir.Teknolojik gelişim ve bilgi dünyası küreselleşmeyi

hızlandıran iki unsurdur. Bu iki unsur üretim faktörlerinde de değişme yol

açmaktadır.21.yüzyıl küresel rekabetinde insan ve bilgi unsuru sermayeden daha

önemli hale gelmektedir. Bu bağlamda iş koşulları iş hukuku ve sendikacılık

kendilerine yeni tarifler aramaktadır.Günümüzde küreselleşme-globalizm

kavramı Parmenides'ten buyana küreye yüklenen anlam taşımaktadır. SSCB'nin

dağılmasından sonra dünyanın toplumsal ve siyasal bakımdan çelişmesiz durgun ve

hareketsiz hale geldiği öne sürülmüştür. Sınıfların ortaya çıkmasından buyana

tarih sahnesine çıkan her sistem kendini ebedi, insanlığın keşfettiği son ve

idealist sistem olarak ilan etti.Tarihteki ilk büyük imparatorluk olan

Roma İmparatorluğundan başlayarak belli başlı büyük imparatorluklar, toplumsal

bir sistem olma iddiasındaki Hıristiyanlık ve Müslümanlık ile kendilerini bu

dinlerin yayıcısı ilan eden imparatorluklar kendileri ile birlikte artık

tarihin sonuna gelindiğini iddia ettiler. Kendilerinden öncekilerin ve kendi

dışındakilerin barbar, kafir, batıl, terörist ilan edip kendilerini insanlığın

en son ve en ileri temsilcisi olarak gösterdiler. Dolayısıyla kendi

egemenliklerinde dünyanın ebedi bir barışa, refaha, adalete kavuşacağını ilan

ettiler.Roma İmparatorluğu, sonra Katolik kilisesi merkezli

Hıristiyanlık, arkasından İslam İmparatorlukları ve Osmanlı İmparatorlukları hep

bir cihan sistemi, cihan imparatorluğu olma, bu günkü deyimiyle dünyayı

kendi egemenlikleri altında küreselleşme peşinde

koştular.KÜRESELLEŞMENİN ORTAYA ÇIKARDIĞI OLUMLU- OLUMSUZ

SONUÇ*Serbest ticaret örneğinde olduğu gibi küreselleştirme bazı

durumlarda taraflara ekonomik yararlar da sağlamaktadır gerçekte ise hem sürecin

kendisi, hem de destek gördüğü ekonomik rejimler bir çok bakımdan insanlığın

huzuru, refahı ve barışı için ciddi tehditler oluşturmaktadır ve her platformda

karşı çıkılmalıdır. Bunu gerçekleştirmek ise son derecede güç

görünmektedir.Süreci ve kavramı destekleyenler olumlu yönleri üzerinde

yoğunlaşarak ve egemen güçleri de arkalarına alarak direnilemez bir momentum

yaratmakta ve karşı çıkanlara ütopyacı saf idealistler gözü ile bakılmaktadır.

Fakat çoğunluğun çıkarları ile ters düşen bütün süreçler gibi küreselleştirme de

karizmatik görünümünün arkasında sırıtan kusurları taşımaktadır. Bütün

propagandalara karşılık, küresel ekonomideki gelişmeler savunulduğu ve

beklenildiği gibi değildir ve dramatik krizlerle

sarsılmaktadır.Günümüzde küreselleşmenin ivme kazandırdığı bilgi ve

iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, uluslararası ticaret ve

kalkınmanın canlanması konusunda çok önemli bir rol oynamaktadır. Yine de, bilgi

ve iletişim teknolojilerinin sunduğu olanaklardan yeterince faydalanıldığını

söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Bilgi ve teknolojiye ulaşım konusunda hem

ülkeler hem de bölgeler arasında belirgin bir eşitsizlik

bulunmaktadır.Bilgi iletişim teknolojileri ve Internet kullanımında

gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olanlar arasındaki mevcut farklılığı vurgulamak

üzere kullanılan dijital bölünme (dijital divide) kavramının, küreselleşmeyle

birlikte giderek dijital uçurum (dijital abyss) haline dönüştüğü eleştirileri

son yıllarda sıkça yankı bulmaktadır. Gerçekten, günümüzde dünya nüfusunun yüzde

80'inin en temel haberleşme olanaklarından yoksun olduğu ve Afrika kıtasında

yaşayanların sadece yüzde ikisinin telefon hattına sahip bulundukları

unutulmamalı.Küreselleşme son yıllarda üzerinde en fazla tartışılan ve

hakkında en çok kitap yayınlanan konuların başında geliyor. Küreselleşmenin

zararlarına dikkat çeken ve gerek ülkeler gerek bölgeler arasındaki esasen

mevcut olan dengesizlikleri daha da artıran etkilerini vurgulayan yayınların

yanı sıra, özellikle son yıllarda, küreselleşmenin olumlu yönlerine dikkat

çekilen eserler de yayınlanmış bulunuyor.Thomas Friedman'ın The Lexus

and the Olive Tree, John Micklethwait ve Adrian Wooldridge'in A Future

Perfect ve Pascal Zachary'nin The Global Me adlı kitapları, artık herkes

tarafından teslim edilen olumsuz yönlerine değinmekle birlikte, esas itibariyle

küreselleşmenin savunmasını yapan ve olumlu yönlerini vurgulayan eserler olarak

dikkat çekiyor. Bütün bu eserlerdeki ortak nokta, küreselleşmenin sanayi

devriminden bu yana dünyayı değiştiren en büyük güç olduğu ve yeni bir

uluslararası sistem olarak kendisini kabul ettirdiğidir.Uyum ve

küreselleşme süreçleri geniş kapsamlı sosyo-politik sonuçlara yol açmıştır.

Değişik mekanizmalar aracılığıyla, bu süreçler ülkeler içindeki ve arasındaki

eşitsizliğin ve yoksulluğun yoğunlaşmasına ve dolaylı olarak bir dizi sosyal

probleme katkıda bulunmuştur.Küreselleşmenin, ulus devletin uluslararası

alandaki gücünü sınırlayan ve çokuluslu şirketlerin, hükümet dışı örgütlerin,

araştırma ve düşünce kuruluşlarının ve medya kartellerinin uluslararası alandaki

güçlerini artıran etkisi sonucunda, sivil toplum kuruluşlarının, bilim

adamlarının, yazarların, akademisyenlerin, başka bir deyişle bireylerin

uluslararası ilişkileri etkileme ve yönlendirme olanağı da eskiye oranla

artmıştır.Elde ettikleri büyük servetin bir bölümünü, geçmişte

ülkelerindeki eğitim, sağlık gibi alanlara harcayan, klasik olarak

adlandırabileceğimiz yardımseverlerin yanı sıra, küreselleşmenin etkisini iyice

hissettirdiği son yıllarda, çevrenin korunması, yoksulluk ve hastalıklarla

uluslararası alanda mücadele gibi küresel planda faaliyet gösteren yeni

kuruluşlar da ortaya çıkmıştır.Kapitalizm tarihin sahnesine çıktığında

bir yandan feodal parçalanmışlıklara son verdi. Diğer devletleri şekillendirdi.

Sermaye ise uluslar arası karakterinden dolayı hiçbir sınır tanımadan dünyada

kapitalizmin bir dünya sistemi olma iddiasına önemli bir yer verdi. Sömürgecilik

kapitalizmin küreselleşme denemesinin ilk aracı olarak

uygulandı.Tekeller de kapitalizmin uluslar arası olma niteliğinin somut

ifadeleri olarak biçimlendi. Ulus ve ülke çıkarı tanımayan tekeller kar peşinde

koşarken ulus, din, dil, mezhep ve milliyet farkı gözetmediler. Bu uluslar arası

olma özelliği, dünyanın bütününe egemen olma isteği, dünyanın yeniden

paylaşımını gündeme getirdi.Küreselleşmenin kime yaradığı irdelendiğinde

zenginler ve yoksullar arasında açılan uçurumun son yıllardaki geometrik büyüme

hızı ve üretim tekelleşmesinin kalkınmakta olan ülkeler için hayati önem taşıyan

üretim dallarında yaşanıyor olması bize fikir verecektir. 1960 yılında dünyanın

en yoksul ve en zengin beşte biri arasındaki gelir oranı 1'e 30 iken, bu oran

1990 da 60'a, 1997'de 74'e çıktı.Zengin-yoksul uçurumunun bu denli

büyümesi, başlı başına düşündürücüdür. Bu çarpıklık küreselleşme sürecinin ortak

değerler üzerine kurulu olup olmadığı konusunda ciddi endişeler doğurmaktadır.

Üretim alanlarında yaşanan olumsuzluklar bu endişeleri daha da körüklemekte,

Dünya üretiminin tümünü neredeyse topu topu 10 çok uluslu şirket

yönlendiriyor.Örneğin tarım ilaçlarının % 85'i sanayileşmiş ülkelerde

yerleşik toplam 10 firma tarafından üretiliyor. Birçok ülkede yaşanan

yoksulluğun bu sektördeki fiyat politikalarına bağımlı olduğu bir gerçek.

Küreselleşme sürecinin yücelttiği ekonomik etkinlik ve verimlilik prensipleri,

açlık veya yoksulluk gibi endişeler taşımıyor. Son on yılda artan gelir ve

üretim çarpıklıkları, Birleşmiş Milletler Kalkınma Raporundan ve ona ilişkin

bazı yazılardan bir takım veriler aktaralım;· Gelişmekte olan ülkelerde

1 milyar 300 milyon kişi temiz sudan yoksun,

· 840 milyon insan açlık

sınırında,

· 1,5 milyar insanın günlük geliri 1 dolardan az,

· 80'den

fazla ülke 10 yıl öncesinden daha az kişi başına gelire sahip,

· İlkokul

çağındaki 7 çocuktan biri okulsuz,

· Dünyada en varlıklı 200 kişinin serveti,

dünya nüfusunun % 41'nin toplam gelirinden fazla.



Afyon Jeotermal Merkezi Isıtma Sistemi, Ekonomisi Ve Hava Kirliliğini Önlemedeki KatkKüreselleşme-yeni Dünya DüzeniKserofitlik Ve Su Ekonomisi ÖkofizyolojisiZoraki KabulZihniyetZevk-Gerçeklik İlkesiYansımalı DüşünceYafes ve Sam KompleksiVücut ŞemasıVerbalizmVaroluşun EstetiğiÜst İletişimUyuz Keçi EtkisiUyumUlyses MetaforuTutum ÖlçekleriTutum DeğişimiTutumTutuklular İkilemiTransaksiyonel Süreç

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Küreselleşme

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Küreselleşme Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Küreselleşme, ekonomiden siyasete, sosyal politikadan kültüre, hemen hemen yeryüzünün her alanındaki değişimi ifade etmek için kullanılan sihirli bir sözcük haline gelmiş; ünlü sosyolog Peter Burger'ın deyimiyle, Alman kömür endüstrisindeki gerilemeden, Japon gençlerinin cinsel alışkanlıklarını açıklamaya kadar geniş bir alanda kullanılan ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:37 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.