Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

1923-1980 Türkiye Ekonomisi

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler 1923-1980 Türkiye Ekonomisi Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Birinci İktisat Kongresi'nin düzenlendiği 17 Şubat 1923 tarihinde, Kurtuluş Savaşı'ndan galip olarak çıkan Türkiye, iktisadi açıdan Osmanlı İmparatorluğu'ndan devraldığı Duyunu Umumiye ile karşı karşıya kalan, halkın büyük çoğunluğu fakir ve eğitimsiz, sanayi kuruluşları yok denecek kadar az ve sermaye birikiminden ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

1923-1980 Türkiye Ekonomisi

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 11:46 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart 1923-1980 Türkiye Ekonomisi

Birinci İktisat Kongresi'nin

düzenlendiği 17 Şubat 1923 tarihinde, Kurtuluş Savaşı'ndan galip olarak çıkan

Türkiye, iktisadi açıdan Osmanlı İmparatorluğu'ndan devraldığı Duyunu Umumiye

ile karşı karşıya kalan, halkın büyük çoğunluğu fakir ve eğitimsiz, sanayi

kuruluşları yok denecek kadar az ve sermaye birikiminden yoksun, geri kalmış bir

ülke konumundaydı. Bu kongrenin ortaya konulan fikirler açısından o dönemin

Türkiye ekonomisini yeniden inşa etmede büyük katkıları olmuştur.1981

yılında düzenlenen İkinci İzmir İktisat Kongresi ise, iktisadi ve siyasi

bunalımların gözlendiği, iktisadi olarak içe dönük sanayileşmenin yarattığı

bunalımların biriktiği ve hemen ardından bu alanlarda büyük değişimlerin

gözlendiği bir dönemde düzenlenmiştir.21. yüzyıla girmekte olan dünyada

gözlenen siyasi ve teknolojik değişim rüzgarları içerisinde, 1992 yılında

düzenlenen Üçüncü İzmir İktisat Kongresi, bu değişim ortasında olan ve coğrafi

açıdan etrafında siyasi çalkalanmaların gözlendiği Türkiye için, iktisadi açıdan

gelecek yüzyıla hazırlanmada, hedefleri belirlemede, kamu ve özel kesimin

fikirlerini ortaya koymada önemli bir yere önemli sahiptir.Birinci Dünya

Savaşı'ndan 5 yıl sonra, dünyanın kendine bir düzen vermeye çalıştığı

uluslararası konjonktürde toplanan Birinci İktisat Kongresi, daha çok içerdeki

dengeleri tesis etmeye ve iktisadi yapıyı oluşturmaya yönelikti. Kongrede

sanayici, tüccar, çiftçi, işçi murahhaslarının oldukça çekişmeli ve kulisli

bir çalışma ortamından sonra, ana sektörler itibariyle belirlenen Misak-ı

İktisadi Esasları başlığı altında bütünleşmeleri, bir ittifak arayışının kanıtı

olarak sayılabilir.Bu çerçevede, Kongre kapsamı içinde, siyasi

bağımsızlığın iktisadi bağımsızlıkla birleştirilmesi ve Türk girişimcisinin

güçlendirilmesi en temel hedeflerdi.Kongre'de milliyetçi ve liberal

politikaların temelleri benimsenmişti. Gerçekten, 1923-29 dönemi, tüm dünyada

görüldüğü gibi liberal politikaların uygulandığı bir dönem olmuştur. Bunun

nedeni, uygulanan politikaların, özel girişim öncülüğünde ve dışa açık bir

ekonomik yapı içinde gelişmesiydi.Dışa açık politikaların

benimsenmesinin bir diğer nedeni ise Lozan Antlaşması'nın iktisadi hükümleriydi.

Antlaşmanın eki olan ticaret sözleşmesi, 1916 yılında Osmanlı gümrük

tarifelerinin 5 yıl daha yürürlükte kalmasını ve yeni yasaklar getirilmemesini

öngörüyordu. Bu nedenle, 1929 yılına kadar gümrük tarifelerinde artışlar

gerçekleştirilememiştir.1923-29 yılları arasında devlet özel girişimi

teşvik etmek için yoğun çaba harcamıştır. Bu amaçla yapılanların başında, devlet

tekelleri kurularak daha sonra bunların işletmesini özel sektöre devretmek

gelmektedir. Ayrıca, bu dönemde, milli sanayii geliştirmek için Teşvik-i Sanayi

Kanunu ile birlikte çeşitli hammaddelerin ithalatını kolaylaştıran gümrük

tedbirleri alınmıştır.Milli bankalar kurularak (İş Bankası, Tütüncüler

Bankası. Sanayi ve Maadin Bankası), İstanbul Ticaret ve Tahıl Borsası

açılmıştır. Bu dönemde anonim şirketlerin kurulmaları da

kolaylaştırılmıştır.Madenler ve sigara üretimi devletleştirilerek milli

üretime dönük bir biçimde işletilmeye başlanmış, şeker fabrikaları için teşvik

kanunu çıkartılmıştır. Ancak, bu dönemde, devletin en az düzeydeki müdahaleci

tutumuna rağmen, özel sektör istenilen gelişmeyi sağlayamamıştır.Tüm

dünyayı iktisadi açıdan büyük bir çıkmaza sokan 1929 dünya ekonomik bunalımı ise

liberal iktisat politikalarını izleyen ülkemizi de etkilemiştir. Bu dönemde,

Türk parasının değerinin düşmesi sonucu, tarım ürünlerimizin dünya piyasalarında

fiyatları düşmüştür.1924-1929 döneminde GSMH yılda ortalama %10,9, sınai

üretim ise %8,5 oranında artış kaydetmiştir. Bu sonuç, üretim kapasitesine

yapılan ilavelerden çok, geçmişte meydana gelen kapasite boşluklarının

kullanılmasının bir sonucudur. Bu dönemde tarımsal üretimde görülen hızlı artış

ise, aktif nüfusun savaş sonrasında toprağına geri dönmesinden

kaynaklanmıştır.1930 yılından sonra tüm dünyada, devletçi, müdahaleci ve

korumacı politikalara yönelinmeye başlanmıştır. Türkiye de bu doğrultuda hareket

ederek, bunalımdan çıkmak ve iktisadi genişlemeyi sağlamak amacıyla çeşitli

tedbirler almıştır. Öncelikle, 1930 yılında Merkez Bankası kurulmuş ve Türk

Parasını Koruma Kanunu TBMM'de kabul edilmiştir. 1931 yılında ise ithalata kota

konulması ve ihracatın denetlenmesi hakkında çıkan kanunla, korumacılığın ilk

adımları atılmıştır. Yine aynı yıl, Sanayi Kongresi düzenlenmiş, bunu takiben,

1932 yılında iktisadi hayatta devletin denetimini artıran bir dizi kanun

çıkarılmıştır.1933 yılında ise, Sümerbank'ın kurulması ve Mevduatı

Koruma Kanunu ile Ödünç Para Verme İşleri Kanunlarının kabul edilmeleri başlıca

iktisadi olaylardır. Devlet. bu tarihte ilk defa faiz oranlarını belirlemeye

başlamıştır.Devletin iktisadi hayata girişi, doğrudan doğruya devlet

işletmeciliğine başlaması, 1934-1938 yılları arasında uygulanan Birinci Beş

Yıllık Sanayi Planı ile başlamaktadır. Bu plan döneminde, öncelikle, büyük kısmı

yabancıların elinde bulunan demiryolları, Tramvay, Tünel Şirketi, Zonguldak

Kömür Şirketi, İzmir Telefon Şirketi millileştirilmiş ve

kamulaştırılmıştır.Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı döneminde toprak

reformu yapılarak tarıma teşvik sağlanmış ayrıca hammaddesi yurtiçinde bulunan

malları işleyecek sanayi kuruluşları ile devletçe finanse edilmesi mümkün olan

kuruluşların kurulmasına öncelik verilmiştir.Birinci Beş Yıllık Sanayi

Planının başarılı uygulaması ve hedeflere ulaşılması üzerine 1938 yılında İkinci

Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmıştır. Bu planın uygulanacağı yıllarda II.

Dünya Savaşı'nın başlamış olması, devletin savaş ekonomisine uygun bazı

tedbirler almasına yol açmıştır. II. Dünya Savaşı dönemine, olası bir tehlikeye

karşı savaş ekonomisi uygulanmıştır. Bu çerçevede, hükümete, olağanüstü

koşullarda fiyat saptama, özel işletmelere el koyma, zorunlu çalıştırma gibi

araçlarla, ekonomiye doğrudan müdahale yetkisi veren 1940 Milli Koruma Kanunu

ile, devlet gelirlerini artırmak için Varlık Vergisi Kanunu çıkarılmıştır.

Varlık Vergisi Kanunu 1942 yılında gördüğü yoğun tepkiler nedeniyle yürürlükten

kaldırılmıştır.Savaşın bitmesi ve tüm dünyada liberal politikaların

etkin olmaya başlamasıyla birlikte Türkiye'de de bazı değişiklikler olmaya

başlamıştır. Çok partili sisteme geçişle birlikte başlayan liberal akım,

1945-1950 yılları arasında, Türk ekonomisinde devlet müdahaleciliğinin belirli

sınırlar içinde tutulması ve daha liberal bir ekonomi uygulanması yolundaki

girişimleri ön plana çıkarmıştır.1946 yılında yapılan devalüasyon ile

TL'nin değeri %53,6 oranında düşürülerek 1 Amerikan Doları karşılığı 2,80 TL

olarak kur sabitlenmiştir. Bu dönemde yapılan devalüasyonun nedeni, savaş

sonrası uluslararası fiyat düzeylerine ve yeni ekonomi politikalarına uyum

sağlayarak ihracatı artırmaktır. Ancak bu devalüasyon. istenilen sonuçları

vermemiş, ithalattaki aşırı artışlar, birikmiş olan döviz rezervleri ve daha

sonra dış yardımlarla finanse edilerek 1953 yılına kadar sürmüştür.Türk

ekonomisini dar kalıplardan ve kısır kaynaklardan kurtarmak için 1947 yılında

liberal karakterde bir Kalkınma Planı (1948-1952) hazırlanmıştır. Bu planda özel

kesime büyük önem verilmiştir. Planın 1948-1952 dönemi için öngördüğü toplam

harcama miktarında en büyük payı %44 ile ulaştırma almıştır. Bu dönemde

ulaştırma sektöründe ağırlık verilen kesim demiryollarından ziyade karayolları

olmuştur.Tarım ve tüketim malları sanayine önem veren, özel girişimin

öncülüğünü savunan ve dış ticaret ile kambiyo rejimlerinde serbestleşmeyi

öngören bu stratejiler, 1947 yılında üye olunan IMF ve Dünya Bankası gibi

kuruluşların görüşleriyle de uyumlu idi. Yine de, 1947 yılından itibaren askeri

ve 1948 yılından itibaren ekonomik yardımlar alan Türkiye'nin 1945-1950 yılları

arasında reel GSMH'sinde istenilen büyüme sağlanamamıştır.1950-1953

döneminde gerek tarımda gerekse sanayileşmede önemli gelişmeler sağlanmıştır.

Tarımın makineleşmesi, kredi imkânları ve tarım için belirlenen yüksek fiyat

politikası ile birlikte iklimin elverişli olması, bu dönemde tarım üretimini

artırmıştır. Aynı zamanda, yabancı sermaye girişini kolaylaştırıcı uygulamalar,

para arzının artırılması, ithalatın sınırlandırılması ve dış krediler ile

yardımlar sayesinde de hızlı bir gelişme gözlenmiştir. Bu dönemde, büyük kamu

yatırımlarına ağırlık verilmiştir.1954'den sonra plansız yatırımların

yapılması nedeniyle artan ithalatın finansmanında, dış yardımlara paralel olarak

döviz rezervlerinin kullanılması sonucu zorluklarla karşılaşılmıştır. Dış

ticaret hadleri aleyhimize gelişirken, fiyatların hızla artması ile birlikte

ekonomik büyüme geçen 4 yıla göre aynı oranda olmamıştır.Bankaların

tarım ve sanayi sektörüne açtığı kredilerin yükseltilmesi yanında plansız

yatırımların yapılması ve 1956 yılında Milli Koruma Kanunu'nun yeniden yürürlüğe

konulması sonucunda, fiyatlar üzerinde suni bir baskı yaratılmış, enflasyon

körüklenmiştir.1958 yılında tekrar ekonomik istikrarı sağlamak için sıkı

para ve maliye politikaları ve ihracatı teşvik tedbirleri gibi bir takım

ekonomik tedbirler alındıysa da enflasyonist gidiş önlenememiştir. Bu ekonomik

koşullarda, siyasi bunalımla birlikte 1960 yılında yeni bir Anayasa

hazırlanarak, uzun vadeli bir ekonomik planın yapılması çalışmalarına yeniden

başlanmıştır. Bunun için ilk önce 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı

kurulmuştur. Ayrıca, 1958 yılında alınan istikrar önlemleri, 27 Mayıs 1960'dan

sonra eskisinden daha sıkı bir biçimde uygulanmaya devam etmiştir. 1962 yılında

ise, bir yıl süreli bir plan hazırlanmış ve planın başarılı olması üzerine,

bundan sonra, beş yıllık planlar hazırlanmaya başlanmıştır.1963-1967

yılları arasındaki Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile 1968-1972 yıllarını

kapsayan İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, ekonomik ve siyasi bunalımların

sonunda istikrarlı bir büyüme hızı ve kalkınma sağlanması amacıyla 15 yıllık bir

perspektif içinde hazırlanmıştır. Bu iki dönem içinde 10 adet yıllık program da

uygulanmıştır. Bu 15 yıllık perspektif içinde başlıca hedefler şöyle

sıralanabilir:Yılda %7'lik bir büyüme sağlanması.

İstihdam sorunun

çözümlenmesi.

Dış ödemeler dengesinin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması. Her alanda yeterli sayıda ve üstün nitelikli bilim adamı ve teknik eleman

yetiştirilmesi.

Bu hedeflerin sosyal adalet ilkesiyle uyumlu bir biçimde

sağlanması.

Bu hedefler çerçevesinde ele alınan Birinci Beş Yıllık Kalkınma

Planı'nın yürürlüğe konulmasıyla, ithal ikameci sanayileşme de yeni bir evreye

girmiştir. Sıkı maliye ve para politikaları, kaynakların tam olarak

kullanılmasına ve en iyi biçimde tahsisine engel olan enflasyonist ve

deflasyonist eğilimlerin gelişmesini önleyecek biçimde tespit

edilmiştir.Kamu yatırımlarının, vergiler, kamu teşebbüslerinin

yaratacağı fonlar ve dış alemden sağlanacak kaynaklar gibi gerçek tasarruflarla

finanse edilmesi öngörülmüştür. Ayrıca, para ve kredi politikaları, özel sektör

yatırımlarının gerçek kişi ve kurum tasarrufları ile finansmanını mümkün kılacak

biçimde tespit edilmiştir. Bu planın öngördüğü dönem sonunda Türk ekonomisinde

şu gelişmeler olmuştur:Sanayi için yıllık %12,3 gelişme hızı öngörülmüş,

bu oran %10,6 olarak gerçekleşmiştir. Dış finansman kaynaklarının

hedeflenen ölçüde sağlanamamış olması ve tarım kesiminin gelişiminin büyük

ölçüde hava şartlarına bağlı bulunması nedeniyle %7'lik büyüme hızına

ulaşılamamış, yılda ortalama %6,5 oranında büyüme gerçekleştirilmiştir.

Toplam yatırımların GSMH içindeki payı başlangıç yılı olan 1963'te %18'e

yükselmiştir. Kamu gelirleri artmış olmakla birlikte öngörülen seviyeye

ulaşılamamış; bu da kamu harcamalarının kısılması sonucunu doğurmuştur. Ödemeler

dengesi açığı ise, ihracatın düşünülen seviyenin üstünde gerçekleşmesi nedeniyle

plan hedefinin altında kalmıştır. Bu plan döneminde yatırımları ve

ihracatı teşvik amacıyla bazı kanunlar çıkarılmıştır. Yatırımları teşvik

amacıyla Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen bazı maddelerle kalkınmada öncelikli

yörelerde daha yüksek oranlarda yatırım indirimi uygulamasına başlanmış ve Vergi

Usul Kanunu'na eklenen bir madde ile hızlandırılmış amortisman yöntemine

geçilmiştir.Yatırımlarda kullanılacak hammaddelerin ithalatını

kolaylaştırıcı gümrük indirimleri gibi kolaylıklar sağlanmıştır. İhracatı teşvik

için ise, ihracatta vergi iadesi uygulaması başlatılmıştır.1968-1972

yılları arasında uygulaması gerçekleştirilen İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planını

birinci plandan farkı çok kesimli olmasıdır. Tarım, madencilik, imalat sanayi,

inşaat, hizmetler ve kamu kesimi tek tek ele alınırken, plan ulusal ve

uluslararası kesim olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu planın amacı, Türk

ekonomisinde hızlı bir gelişme sağlamak ve bu gelişmeyi sürekli hale

getirmektir. Ayrıca, bu planın birinci plandan farklı olarak sanayi sektörüne

özel bir önem verdiği görülmektedir.İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda

sanayi sektörü, ekonomik büyüme için sürükleyici sektör konumuna geçmektedir.

Bu plan döneminde, bir taraftan ithalat yerine yerli üretim ikame edilirken,

diğer taraftan ara mallar üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca, vergi iadesi,

döviz tahsislerine öncelik tanınması gibi ihracat teşviklerine önem verilmiş,

ihracatçı birlikleri kurulmuştur.Birinci ve ikinci planda öngörülen

kalkınma hızları eşit olmakla birlikte, Birinci Plan'da hizmetler kesimi için

öngörülen kalkınma hızı %7,2'den %6,8'e indirilmiştir. Her iki planda temel

sektörlerin payları öngörülen yönde gelişmekle birlikte beklenenden daha düşük

seviyede olmuştur.Yatırımların sektörlere dağılımına baktığımızda,

ikinci planın imalat sanayi, ulaştırma ve turizm yatırımlarına ağırlık verdiği

görülmektedir. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1973-1977 yıllarını kapsamakta

ve 15 yıllık uzun dönemli bir perspektifin üçüncü kısmını

oluşturmaktadır.Türkiye ile AT arasında 1963 yılında imzalanan Ortaklık

Anlaşması'nın 1 Ocak 1973 yılında kanuni olarak yürürlüğe girmesi ile birlikte

gümrük indirimlerinin gerçekleşmesi ve geçen on yıllık dönem içinde ulaşılan

sonuçlar ve karşılaşılan sorunlar, özellikle sanayide hedeflenen artış hızının

gerçekleştirilememesi, belirli bir yapısal değişikliği zorunlu kılmıştır. Bu

yüzden plan 15 yıllık bir perspektif içerisinde değil, yeniden hazırlanan ve 22

yılı kapsayan yeni bir stratejinin ilk dilimi olarak hazırlanmıştır. 1973-1995

yıllarını kapsayan bu yeni stratejiyle ulaşılmak istenen başlıca hedefler

şunlardır:GSMH'nin yılda ortalama %9 dolayında artması.

Sanayinin milli gelir içindeki payının %23'ten %40'a çıkarılması, buna

karşılık tarım kesiminin payının %28'den %10'a indirilmesi. Toplam

çalışanlar içinde sanayi kesiminin payının %11'den %22'ye yükseltilmesi, tarım

kesiminin payının ise %60'tan %20'ye düşürülmesi. Üçüncü Beş Yıllık

Kalkınma Plan döneminin belirgin niteliklerinden birisi, başta altyapı olmak

üzere, ekonominin darboğazlara girmesidir. Bunun temelinde 1960-1973 döneminde

kesintisiz büyümeyi sağlayan ithal ikameci stratejilerin bulunduğu

görülmektedir. İthal ikameci politikalar. dayanıksız tüketim mallarına (işlenmiş

gıda ürünleri, tekstil gibi) yönelik olduğu sürece büyüme devam etmiş, fakat

1960'ların ortalarından itibaren ithal ikameci politikalar dayanıklı tüketim

malları (taşıtlar, beyaz eşya gibi) ve ara mallar (çelik, rafine edilmiş

ürünler, petrokimya ürünleri gibi) hedef alındığında elde edilen sonuçlar tatmin

edici olmaktan uzak kalmıştır.Sınırlı iç piyasa ve ihracata yönelmedeki

yetersizlik, sermaye yoğunluğu daha yüksek yatırımlardaki artış ve sınırlı

kapasite kullanımları, büyüme hızının sürdürülmesini gittikçe daha yüksek

maliyetli hale getirmiştir.1973-1974 yılları arasında dört katına çıkan

petrol fiyatları Türkiye'yi derinden etkilemiştir. Ardarda gelen hükümetler,

birinci petrol şokundan önce yavaşlama eğilimine giren ekonomik büyüme hızını

artırmak için, en azından başlangıçta, genişletici politikalar izlemişlerdir.

Kamu sektörü yatırımları hızla büyümüştür. Ancak, aynı dönemde tüketim

sınırlanamadığından, bu politika, reel olarak %8 gibi bir büyüme sağlanmasına

rağmen istikrarsızlığa sebep olmuştur.1970'lerin sonuna doğru ulusal

tasarruflar ve yatırımlar arasındaki uçurum genişlemiştir. İthalat, durgun

ihracat karşısında hızla büyümüştür. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin dengesi

çarpıcı bir şekilde bozulmuştur. Bunun sonucunda bütçe açığı büyümüş ve

enflasyonda hızlı bir artış olmuştur. Cari işlemler dengesi önemli ölçüde açık

vermiştir. Bu açık, 1977'de GSMH'nin %8'ine ve döviz gelirlerinin %92'sine

ulaşmıştır. Bu açıklar özel yabancı sermaye ve rezervlerle finanse edilmiştir.

Fakat bu finansman şekli, dış borçların artması, borçlanma yapısının bozulması

ve konvertibl döviz rezervlerinin azalması şeklinde üç alandakötüleşmeye neden

olmuştur. Bu ekonomik dengesizlikler sonucunda 24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar

Kararları alınmıştır.



Afyon Jeotermal Merkezi Isıtma Sistemi, Ekonomisi Ve Hava Kirliliğini Önlemedeki KatkKserofitlik Ve Su Ekonomisi ÖkofizyolojisiFloresanların EkonomikliğiVarlık Vergisi1987-1993 Türkiye Ekonomisi1983-1987 Türkiye Ekonomisi1980-1982 Türkiye Ekonomisi19 Şubat KriziSermaye Piyasası Kurulu (SPK)İMKB PazarlarıİMKB'de Kote İşlemiMilli Korunma KanunuAltın Kurallar5 Nisan KararlarıElliot Dalga KuramıDow KuramıDirectional MovementDikdörtgen FormasyonuDestek ve DirençBollinger Bands

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


1923-1980 Türkiye Ekonomisi

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler 1923-1980 Türkiye Ekonomisi Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Birinci İktisat Kongresi'nin düzenlendiği 17 Şubat 1923 tarihinde, Kurtuluş Savaşı'ndan galip olarak çıkan Türkiye, iktisadi açıdan Osmanlı İmparatorluğu'ndan devraldığı Duyunu Umumiye ile karşı karşıya kalan, halkın büyük çoğunluğu fakir ve eğitimsiz, sanayi kuruluşları yok denecek kadar az ve sermaye birikiminden ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:54 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.