Geçmişe Kapatilan Kapi Ve Ardindakiler: Unutmak! Çekim başladı, söylediği soruları
sorup, yanıtları aldı. Bitti sanırken daha önce bahsetmediği bir soru daha
sordu. Doğal olarak ben de yanıta evet, bunu unuttum diye başladım. Sonradan
izleyen herkes bunun bir espri olduğunu düşündü. Oysa ben yanlış kullandığım
kelimeye takılmıştım. Unuttum... Unutmam için önceden belirlemem, bilmem,
planlamam gerekti. Ben unutmamıştım. O gün iki şeye karar vermiştim. Biri, bir
daha asla hiçbir programda önceden soruları konuşmadım; her şey doğal akışıyla
gitti. Diğeri ise unutma, unutulma, unutkanlık gibi sözcükleri kullanırken
anlamlarını hiç unutmadım.
´´HER ŞEYİ UNUTUYORUM!´´
Unutma üzerine edebiyatlar, unutma üzerine savaşlar, unutma üzerine
intikamlar, hayatlar kurulmuş. Kimi zaman unutulmaktan, unutmaktan yakınmışız,
kimi zaman unutamamaktan. Kimi zaman unuttuk diye suçlanmışız, kimi zaman
unutamadık diye. Kimi zaman unutacağım diye haykırmışız, kimi zaman
unutmayacağız, unutturmayacağız diye. Bazen unutmuş olmak zavallılık olmuş,
aşağılanmış, bazen de unutamamış olmak. Doktorlara gitmişiz kimi kez her şeyi
unutuyorum yakınmalarıyla, yine doktorlara gitmişiz unutamıyorum
yakınmalarıyla ve her defasında hasta saymışız kendimizi.
Oysa hafıza son derece fizyolojik bir işlemdir: Beynimizin bir fonksiyonu. Ne
kalbimize uzanır yolu, ne de siyasi düşüncemize, kişiliğimize. Yakınıyla,
uzağıyla hafıza bir beyin fonksiyonudur işte. Beyni etkileyen önemli
hastalıklarda istemesek de, dirensek de kaybolabilen; sıkıldığımızda,
üzüldüğümüzde tüm karşı koymamıza, direnmemize karşın işleyen bir fonksiyon. Hafıza yakın ve uzak geçmişi doğru olarak anımsayabilme yeteneğidir. Bazı
hastalıklarda aşırı artma görülebilir. Bir düşünün hiçbir şeyi unutamamak, her
şeyi hemen anımsamak hoş olmasa gerekir.
Bazı hastalıklarda ise tamamen yitirebiliriz: Yani hiçbir şey anımsamama.
Hatta kim olduğunuzu bile. Hafıza yitimi bazen geriye doğru olur ve geçmişi
unutursunuz. Sanki ardınızdaki kapıyı kapatıverirsiniz. Ama hep kapının ardında
ne olduğunu merak ederek. Bazen ileri doğrudur hafıza kaybı, yani eskileri
anımsarsınız ama yeni öğrendiğiniz her şey hemen uçar gider belleğinizden.
Kimi zaman hastalar hafızalarındaki boşlukları doldurmak için uydururlar ve
uydurduklarına inanırlar. Kimi zaman hastalık hafızanızda belli yerlerde
boşluklar yaratır sadece. Ve yaşlanmanın, demansın belirtilerinden biridir
unutma. Geçmiş parlarken, bugün anımsanamaz bir türlü. Depresyonda olduğu gibi,
dikkat eksikliğinde olduğu gibi öğrenilenler çabucak unutulabilir.
Bunların tümü hastalık göstergesidir. Bazı durumlarda güzel şeylerin tadını
unutmaktan yakınırız. Demli çayın, güzel havanın, yaşamanın... Oysa unutmayı
yanlış kullanırız. Tatları unutmamışızdır, sadece o denli üzgün, sıkıntılı ve
depresyondayız ki o tatları alamaz olmuşuzdur. Unutulmaktan korkarız çoğu kez.
Habire ardımızda bizi anımsatacak, unutturmayacak bir şeyler yaratmaya,
bırakmaya çalışırız. Öncelikle ailemiz, dostlarımız sonra tüm dünyanın bizi
unutmamasını arzularız. Aşık Veysel gibi bir
gücümüz varsa, alır sazımızı elimize dostlar bizi hatırlasın deriz. Ama böyle
bir becerimiz yoksa içimizden sessizce diler ve çabalarız. Bir yandan birçok
şeyi unutmaya çalışırken, yaşamımızdaki bir çok insanı unutmayı arzularken
unutulmamaya çalışırız.
Unutmak da aynı oranda korkutur bizi. İnsanları, öğrendiğimiz bilgileri,
yapmamız gerekenleri unutmaktan. Unutkanlıktan yakınırız, geçirmeye çalışırız,
anımsamayı başarı sayarız ve yine de unutmaya çalışırız. Hafızamızdan mucize
bekleriz. İstemediklerimizi siliversin hemen ve istediklerimizin altını çizsin.
En çok da biten sevdalarda ve yapılan hatalarda arzularız bunu. Oysa hatalar
unutulmamalıdır. Unutulmamalıdır ki tekrarlanmasın, ders alınsın, daha doğrusu
yapılsın.
Yazan: Prof.Dr Bengi Semerci Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |