Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Hafızanızı Test Edin Öyle bir
çağdayız ki, bilgiler ışık hızıyla değişiyor. Hatta o kadar ki bu bombardıman
yüzünden birçoğumuz ´hafıza yetersizliği´ içinde kıvranır olduk. Bunu biz değil, araştırmalar söylüyor. Amerikan Newsweek dergisinde
geçtiğimiz günlerde yer alan bir araştırmaya göre, milyonlarca Amerikalı
hafızasını güçlendirmek konusunda paniğe kapılmış durumda... İlaçlar, hormon ve
vitamin takviyeleri, hafızayı güçlendirecek kitaplar ve oyunlar kapış kapış
satılıyor. İnsanlar, daha güçlü bir hafızaya sahip olmak için çabalarken, bilim
adamları, nörologlar, psikologlar ve biyologlar da bu konuda elele vermiş
durumda. Bu güne kadar açıklanamayan ´hafıza sırları´nı gözler önüne sermek için
çaba harcıyorlar. Neler ispatlayabileceklerini zaman gösterecek. Ancak biz sizi,
bu konuda bu güne kadar gelinen aşamaya götürmek istiyoruz. İşte GATA (Gülhane
Askeri Tıp Akademisi) Nöroloji Bölümü´nden Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ´ın verdiği ve
küçük bir araştırmayla toparladığımız bilgilerin ışığında hafıza... Öğrenme ve unutma
Prof. Tanrıdağ, öncelikle Hafıza aynı zamanda ve
doğal olarak, içinde unutmayı da taşıyor diyor. Yani hiç kimsenin hafızası ya da hafızasının gücü, sadece öğrenilen yeni
şeylerin aritmetik toplamından oluşmuyor. Gerçek hafıza, öğrenilenlerle
unutulanların arasında bir yerde. Önemli olan bu yerin hangi etkenlerle
belirlendiğini anlamak. Bu etkenler çerçevesinde, ibre öğrenme tarafına dönükse,
kişi ne kadar unutursa unutsun hafızası zayıflamıyor. Buna karşın, eğer
yeterince öğrenemiyorsa, unutkanlığı az olsa bile hafıza bozukluğu için zemin
hazırlanmış demek. Özetle, hafızanın dengesindeki ana faktör, unutmaya
hayıflanmak yerine, öğrenmeye çaba harcamak. İşte bazılarımızın hafızasını
diğerlerimize göre daha kuvvetli kılan en önemli etken de bu. Yaşa bağlı değil
Hafıza konusundaki yanılgılardan bir diğeri de, onun
gücünü sadece bir-iki faktör çerçevesinde değerlendirmek. Prof. Tanrıdağ, buna
bir örnekle açıklama getiriyor: Yaşlanan insanların daha çok unuttuklarına
inanılır. Fakat doğru olan, yaşlanan insaların daha çok değil, daha sık
unuttuklarıdır diyor. Oysa, sık sık unutmasına rağmen, kişi öğrenmeyi
sürdürüyorsa, düşüncelerini farklı sembollerle ifade edebildiği sürece, hafıza
gücünün düşmesi problem olmayacaktır. Fakat şu da bir gerçek ki, beyin yapısında öğrenmeyle unutmanın dengesini
belirleyen temel faktör, zaman içinde herhangi bir organ gibi beyinin de
yaşlanmasıdır. Çocukluktan beri beyine giren yeni bilgiler doğrultusunda yeni
bağlantılar kurulduğundan, sürekli öğrenen bir beyin, kendini sınırlı da olsa
yenileme şansına sahip olur. Yani, bilgilenme sürecinin yoğunlu ve süresi, beyin
yaşlanması kavramıyla çok yakından ilişkilidir.
Genler etkili
Hafızanın güçlü veya güçsüz olmasında, kişinin doğuşta
sahip olduğu genetik ve biyolojik özellikler, içinde bulunduğu toplumsal yapı,
gördüğü eğitim, öğrendiklerini uygulama çeşitliliği ve yeni şeylere merakı da
etken. Yani, bazı yetenekler ya da hastalıklar gibi hafıza da kalıtım yoluyla
kuşaklara aktarılıyor. Eğer çocuk unutkanlığın fazla görüldüğü bir aileden
geliyorsa, gelecekte onun da unutkan olma ihtimali yüksek. Prof. Tanrıdağ, bunun
gibi toplumsal bir kalıtımdan, daha doğrusu evrimden sözedilebileceğini
belirtiyor: Nasıl ilkçağlardaki insanların beyin kapasiteleriyle bugünkü bir
değilse, beynin geçen zaman içinde gelişmesi, hücre sayısının artması, daha
fazla merkezinin kullanılması, çağlar boyu öğrenilen bilgilerin genlerle yeni
kuşaklara aktarılması, insan hafızasını daha komplike, daha geniş ve kullanılır
hale getirdi. Bu bilgiler doğrultusunda kişiler arasındaki hafıza farklılığını
da açıklayabiliriz. Beyin sadece bir öğrenme değil, aynı zamanda unutma organı. Beyinde ne
öğrenmeyle, ne de hatırlamayla ilgili ayrı ayrı merkezlerin olduğu söylenemez.
Çünkü, beyinde öğrenmeyle ilgili birden fazla alan var. Aynı durum, hatırlamak
için de söz konusu. Beynin sağ ve sol yarılarının bile öğrenme türleri
birbirlerinden farklı. Genel olarak beynin sağ tarafı, daha çok uzay-mekan
ilişkilerini, duygulanım farklılıklarını, melodik bilgileri öğrenirken, sol
tarafı beceri gerektiren işlevleri, dili ve sayısal işlemleri depoluyor.
Öğrenmeyle ilgili beyin alanlarıysa, her iki yarıyı da kapsıyor. Farklı merkezler
Hatırlanması gereken bilgiler bu şekilde alındığından
dolayı, bellek ve hatırlama da beyinde benzeri bir organizasyona sahip. Sağ
beyin, bazı bilgilerin belleğine daha fazla sahipken, sol beyin de diğer
bilgilerin belleğinde daha güçlü. Yani, hafızayı beyinde tek bir merkez
yönetmiyor. Çünkü öğrenme tek bir merkezde gerçekleşmiyor. Hafıza, bu farklı
merkezler tarafından öğrenilen bilgileri, yine bu merkezlerin içine kaydediyor.
Ancak iki beyin yarısı arasında iyi bir iletişim ağı olduğundan, bu bilgileri
birarada kullanıyoruz. Beynin her iki yarısında rol oynayan özel alanlar var. Bunlardan en
önemlisi, beyinin derinliklerinde (daha çok şakak lobunun iç derinliğinde) yer
alan ´Hipokampus´ isimli çekirdeksi yapı. Bu bölgeye iki yanlı birşey olursa,
kişiler yeni bilgileri öğrenemiyorlar. Dolayısıyla, o bilgilerle ilgili olarak
hafızaları da oluşmuyor. Ancak, bu kişiler eskiden öğrendikleri bilgileri
kullanmaya devam edebiliyorlar. Nasıl güçlenir?
Peki, kişi kendi çabalarıyla hafızayı güçlendirebilir
mi? Bu konu, gitgide para kazandıran bir sektör haline dönüşmüş durumda. Peki bu
yöntemler ne derece yararlı? Bunlara tek tek değinmeden önce şunu hatırlatalım:
Hafızada yıkım oluşmaya başladıysa, bunu tedavi etmek mümkün olmuyor. Uygulanan
tedaviler sadece bu gidişi yavaşlatmayı amaçlıyor...
Egzersizler: Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, hafızayı kuvvetlendirici tek bir
egzersiz olmadığını savunuyor. Burada önemli olan kişinin kendi kendine en çok
neyi unutuyorum?, hangi alanda daha çok unutuyorum? gibi sorular sorması.
Böylece kişi hangi alandaki hafızasının daha zayıf olduğunu anlayabiliyor. Kimi
insanlar yüzleri iyi hatırlarken isimleri, kimileri isimleri iyi hatırlarken
numaraları hatırlayamayabilir. Yani herkes her alanda başarılı olamadığı gibi,
hafızası da her alanda kuvvetli olmayabiliyor. Ama önemli olan nokta kişinin
hafızasının zayıf olan kısımlarını farketmesi. Sonraki aşama bu alanda
aktivitelerini artırıp kendini kuvvetlendirmesi. İlaçlar: Yapılan çalışmalar, hastalıklarda öğrenmeyle ilgili kimyasal madde
olan ´asetil kolin´ maddesi yıkıma uğradığı ve bunu üreten çekirdekler dejenere
olduğu için, bu maddenin hastaya dışarıdan verilmesini kapsıyor. Diğer bir
görüş, östrojen tedavisinin unutkanlık konusunda çok iyi sonuçlar verdiği... 40
yaş sonrasında menopoza giren kadınların östrojen tedavisini uygulamalarının
Alzheimer hastalığını geciktirdiği tıp dünyasında neredeyse kabul edildi.
Özellikle damar hastalığı olan kişilerin kullandığı kan sulandırıcılarının ve
damar açıcı ilaçların dolaylı yoldan geciktirici özelliği olduğu savunulan bir
başka görüş. Buna dayanarak aspirin, kanı sulandırdığı, beyini beslediği ve yeni
pıhtı oluşumunu engellediği için önerilen bir ilaç.
Beslenme: Beslenmenin hafızayı doğrudan etkilediği yolunda kanıtlanmış
veriler yok. Ancak E vitamininin hafızayı kuvvetlendirdiği üzerinde duruluyor.
Alzheimer hastalığına yakalanmış kişilerde düşük E vitamini düzeyi tesbit
edilmiş. Bu nedenle, bu vitamin açısından zengin yiyeceklere yönelmek faydalı
olabilir: Bitkisel yağlar, soya fasulyesi, ayçekirdeği, badem, yer fıstığı,
ceviz bu açıdan zengin kaynaklar. Nisbeten daha fakir olmalarına rağmen, tüketim
oranı artırıldığında yumurta, süt ve süt ürünleri, tahıllar, sebze ve meyveler
de tercih edilebilir.
Hafıza hastalıkları
Beyinde gelişen hastalıklar ya kısmen ya da genel
olarak öğrenme ve hatırlamayı, kısacası hafızayı etkileyebiliyor. Hastalığın
oluştuğu beyin dilimine göre, sorunlar değişebiliyor. Örneğin sol beyin
hastalandığında kelime hafızası etkilenirken, sağ beyin hastalandığında yönlerin
unutulması, müzik duygusunun kaybolması söz konusu olabiliyor. Ancak beyinin bir
tarafı hastayken, diğer sağlıklı tarafta bir hafıza kaybı söz konusu olmuyor.
Beyinin her iki yarısını da etkileyen bazı hastalıklarda daha genel ve derin bir
hafıza problemi oluşuyor. Bunama adı verilen bu geniş grup içinde, birçok
sınıflama var. Bunları: * Pick: Hafıza kaybından önce, dil ve konuşma bozukluğuyla başlıyor. Sonra
hafıza bozukluğu oluşuyor.
* J.C. (Jacob Cruisel) Hastalığı: Bu
rahatsızlığa virüsler yol açıyor. Virüs vücuda girdikten 6 ay kadar sonra,
bellek ve davranış yıkımına neden oluyor.
* Düşük basınçlı hidrosefali:
Hastalık beyin suyunun dolaşımını engelliyor. Hastalık artarsa idrar kaçırma,
unutma, denge bozuklukları yaşanabiliyor.
* Vasküler demans: Beyin
damarlarında tıkanma ve yüksek kolesterol nedeniyle ortaya çıkan damar
hastalıklarının sonucunda, şiddetli bunama olarak görülüyor.
* Travmalar:
Çarpma, kazalar gibi travmalar sonucunda beyinin zedelenmesi, birçok alanda
olduğu gibi hafızada da bozukluklar meydana getiriyor. Alzheimer´dan etkilenen merkezler
1 Hipokampus: Merkezde oluşan
tahribat hafıza kaybına yol açıyor.
2 Parialtal lob: Başın arka kısmında
bulunan lob his merkezi. Hipokampusla iletişiminde problem olursa, duyularda
bozukluk, yüzleri hatırlayamama, konuşma ve okumada sorunlar oluyor.
3
Motor kortex: Hareket merkezi olan beynin dış kabuğu, hipokampusla bağlantısında
problem olduğunda hislerde sorun yaşanıyor. Ayrıca öğrenmeyi ve hafızayı direkt
olarak etkiliyor. Alzheimer gerçeği
Genelde 70´li yaşlardan sonra başlayan Alzheimer´ın
nedeni tam olarak bilinmiyor. Beyin hücrelerinin ve bağlantılarının yıkımı,
kimyasal maddelerin oranlarının azalmasıyla şekilleniyor. Ne yazık ki,
durdurulması mümkün değil. İleri yaşlarda ortaya çıkmasına rağmen, hastalığın
tek nedeni yaşlılık değil. Genetik ve çevresel etkenlerde söz konusu.
Çocuk ve hafıza
Küçük yaşlardan başlayıp çocuğunuzun hafızasını
güçlendirebilirsiniz. Bunun için: * Çocuğunuzun önüne birkaç tane (4´ten fazla olmayacak) oyuncak koyun.
Sonra ona gözlerini kapatmasını söyleyin ve bir tanesini saklayın. Çocuk
hatırlamak için hafızasını çalıştıracaktır.
* Ona beraber yaptığınızişlerin
sıralamasını sorun. Mesela giyinmeye hangi kıyafetten başladığını, masayı hangi
sırayla kurduğunuzu akıldan saymasını isteyin. Böylece çocuk belleğini daha
fazla kullanmayı öğrenecektir.Tuba Türker Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |