Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kaçırılma Raporu 15 Carol büyük cismin yanında ondan daha küçük bir aracın daha olduğunu
gördü. Küçük nesne balık biçiminde, ışıksız ve mat metalden yapılmıştı.
Boşlukta, havada öylece asılı duruyordu. Carol ışık saçan büyük
nesnenin hemen sağ tarafında beş altı kişilik bir gurubun toplandığını
gördü. Aralarında bir kadın; ceket ve blucin pantolon giymiş bir de
adam vardı. Adam küçük bir çocuğu elinden tutuyordu. Daha küçük bir
çocuğu ise kucağına almış, göğsüne bastırmıştı. Arkadan vuran ışıkta
yüzlerini seçmek, bu insanların yaşları hakkında fikir yürütmek kolay
değildi.Grup Carol'un yaklaştığını fark etti. Carol bu devasa garip cismin
belki de bir endüstri makinesi olabileceğini ve gruptakilerin de
herhangi bir inşaat işi için burada toplanmış oldukları düşüncesini
geçirdi aklından... Ancak daha yakından baktığında üzerinde pencereleri
de bulunan metalik yüzeyli nesnenin inşaat makinesi olamayacağı
kararına vardı. Daha çok bir binaya benziyordu. Arabasının içinden bile
cisimden yayılan rahatsız edici ısıyı hissedebiliyordu. Bu belki de
görmemesi gereken gizli bir araştırmaydı...Carol geri dönmeye karar verdi. Arabayla yakındaki tepeye tırmandı ve
bu defa cismi yukarıdan izledi. Çevreye yayılan ışık hala güçlüydü ve
uzaktan baktığında Carol cismin dev bir muza benzediğini düşündü. Az
sonra cisimden etrafa garip bir ses yayılmaya başladı. Işık nabız gibi
atıyordu. Ses giderek yükseldi, Carol gözlerini kapattı. Yeniden
açtığında cisim yerinde yoktu.Az önce gördüğü şeyin bina olmadığından emindi artık. Bu onun şuurlu
halde yaşadığı ilk UFO fenomeniydi. Daha doğrusu o böyle
zannediyordu... Daha sonra yapılacak ipnoz seansları unuttuğu pekçok
anıyı ortaya çıkartacaktı...Örneğin 5 Eylül 1991 tarihinde de olduğu gibi...Söz konusu tarihte Carol yine arabasıyla şehir dışında ilerliyordu...
Her zamanki gibi Hagerstovvn'a giden 70 numaralı Interstate yolunda
idi. Daha sonra 26 numaralı Route yoluna kıvrıldı ve bir virajı
dönmekte olduğu sırada yolun kenarındaki siluet dikkatini çekti...
Arabayı durdurup aşağı indi. Pek emin değildi ama gölgenin kısa boylu
Grilerden birine ait olduğunu sezmişti...Carol varlığı gördü, ona doğru ilerledi ve yanına geldiğinde ikisi
birlikte yere otuz derecelik açı yapacak şekilde havada süzülmeye
başladılar. Küçük Gri biraz daha öndeydi. Carol vücudunu
taşıyamayacağı kadar ağırlaşmış gibi hissediyordu. Midesi bulandı,
gözlerini kapatmak istedi ancak bunu başaramadı. Çok geçmeden büyük ve
karanlık görünüşlü cisme yaklaştıklarım fark etti. Bu, cisimden çok,
siyah bir bulutu andırıyordu. Gri Varlık ve Carol bulutumsu nesneye
girdiler. Carol cismin uzunluğunu yaklaşık yüz metre kadar tahmin
ediyordu. İçeride ışık yoktu, ortam sisli ve karanlıktı.Carol sert köşeler ya da belirgin bir kapının varlığını bile
saptayamamıştı. Gri varlık artık yanında değildi. Carol geldiği şekilde
yine süzülerek ilerledi ve şimdi bir koridordaydı. Neyse ki burayı
aydınlatan bir ışık vardı. Yere bir tür sembol çizilmişti. Desen beyin
dalgalarını gösterir gibiydi.Daha sonra Carol hemen karşısındaki gri renkte, soğuk ve sert yüzeyli
duvara itildi. Duvar taş bloktan yapılmış gibiydi, yavaşça aşağı indi
ve şimdi Carol yüzüstü bu taş blok üzerinde yatıyordu. Kıpırdayamıyordu
ama yine de sol tarafında iki kişinin varlığını sezdi. Üzerlerinde gri
üniformalar vardı. Sonra birden metal görünümlü yumuşak madde Carol'un
üzerine örtüldü.Yavaş ve yumuşak hareketlerle, Carol'un üzerini kaplayan ikinci bir
deri gibi bedeninin her yanını sarmıştı. Madde sanki yaşayan, hafif ve
sünger yumuşaklığında yapıya sahipti. Nasıl olduğunu anlayamadan
üzerinde yattığı taş blok ters döndü ve zemine girerek kayboldu. Carol
yine üzeri o yumuşak maddeyle kaplı olarak bu defa sırt üstü yatıyordu.Yanındaki varlıklardan birinin uzun boylu Gri olduğunu gördü. İri,
siyah gözlerinde parıltı ya da anlam yoktu. Carol'a yaklaşırken elinde
çift iğneli bir şırınga tutuyordu. Carol aklından onun Doktor Gri
olduğunu geçirdi. İğnelerden her birinin ucunda birer tüp vardı. Gri
Doktor tüplerin içindeki yeşilimsi altın renkli sıvıyı Carol'un baş
parmağından enjekte etti. Carol konuşamıyordu ama zihninden sürekli
bunu durdurmasını ve canının acıdığını tekrarlıyordu.Gri Doktor telepatik olarak canının acımayacağını söyledi. Carol
ısrarla iğneleri istemediğini düşünüyordu. Gri: Hayır canım
yakmam... dedi. Sana asla zarar vermedim. Sonra elini Carol'un
alnına koydu ve bütün ağrıları sona erdi.Ardından da, Carol'a kendisini nasıl hissettiğini sordu. Carol oradan
gitmek istiyordu. İğneyi geri çektikten sonra gidebileceğini söyledi.
Carol geldiği yoldan geri dönerken üzerini kaplayan yumuşak gümüş
renkli maddenin yok olduğu fark etti. Anne ve babasının evine
geldiğinde ise, blucin pantalonu nedensiz yere , ıslanmıştı. Annesi baş
parmağındaki yara izlerini sordu. İğnelerin girdiği yerde iki derin iz
vardı. Yılan ısırığı gibi görünüyordu. Carol az önce yaşadıklarım
hatırlamadığı için kesin cevap veremedi... Yaşadıkları hafızasından
silinmişti...Bu olaydan üç gün sonra Carol yeniden Griler tarafından kaçırıldı...
Gemiye alındığında kendisiyle ilgilenen Doktor Griyi gördü ve
iğneleri yapanın o varlık olduğunu anladı. Ancak bu deneyimi yaşadığı
sırada öncekileri tamamiyle unuttuğu için bilinci parçalanmış ve
anıları birbirine karışmış durumdaydı.Kendi kendisine oraya neden getirildiği ve bu yabancıların kim
olduklarını soruyordu. Gri Doktor Carol'a değiştirileceğini söyledi.
Varlık anlatmaya devam etti, bu deneyleri yapmak zorunda olduklarını ve
daha sonra açıkladığında Carol'un her şeyi anlayacağını söyledi. Gri
Doktora göre yapılacaklar çok önemliydi. Carol ısrarla sormaya devam
etti, ancak Gri Doktor şimdilik bunları bilmesinin gerekli olmadığı
cevabını verdi.Grilerde pek de fazla bilgi vermek istemeyen ve kendini üstün gören
bir tavır hep gözlenmiştir. İnsanlara sanki bir deneyin parçası ve
kobayıymış gibi davranıyorlar hatta onları sosyal hayvanlar yerine
koyuyorlardı. Bu kaçırılmada Carol'a Griler tarafından enjeksiyon
yoluyla iki farklı sıvı daha verildi. Biri altın renginde diğeriyse
yeşildi. Bu defa Gri Doktora CaroPın asistan adını verdiği bir başka
Gri Varlık daha eşlik ediyordu. Üçüncü iğne o büyük şırıngayla
yapılacaktı ve Carol zihninden canının acıyacağını geçirdi. Gri
Doktor yine telepatik olarak canının yanmayacağı cevabını verdi.Ardından Griler Carol'un giysilerini çıkarttılar. Carol varlıkların
karşısında çıplak kaldığı için öfkeliydi ve utanıyordu, üstelik
üşüyordu da... Bu defa göbek deliğinden içeri yapılan bir iğneyle
karnına kızıl-portakal renkli sıvı enjekte edildi. Bu defa acısı çok
büyüktü ve Carol düşünceleriyle çığlık atıyordu. Gri Doktor yeniden
elini Carol'un alnına değdirdiğinde acı kayboldu. Sonra Carol'a daha
önce de bu iğneyi yaptıklarını ama önceki seferlerde acıdan şikayet
etmediğini söyledi.Çok kısa bir anda, Carol karşısındaki varlığı üç gün öncesindeki
kaçırılmadan değil de, yıllar öncesinden tanıdığı hissine kapıldı...
Daha sonra varlıklar Carol'ı test etmeleri gerektiğini söyleyerek
odadan çıkıp onu yalnız bıraktılar. Carol çıplak olmasına rağmen artık
üşümüyordu. Ancak vücudu hala felcin etkisi altında ve kaskatıydı... Griler yeniden döndüklerinde Carol'un sol kolundaki damardan kan
aldılar. Carol neden kan aldıklarını sorduğunda, Gri Doktor bunu
bilmesinin o kadar da önemli olmadığı cevabını verdi. Carol ısrarla
bilmek istediğini söylüyordu. Doktor Gri her şeyin yolunda gidip
gitmediğini kontrol etmeleri gerektiğim açıkladı. Ve sonra Carol'a
artık değiştirildiğini söyledi...Carol bütün bunlara anlam veremiyordu ve defalarca değişikliğin ne
anlama geldiğini sordu. Gri Doktor artık sadece sığır eti yemesi
gerektiğini söyledi. Carol itiraz etti, kırmızı etten hoşlanmaz, beyaz
eti tercih ederdi. Hayatım boyunca sığır etiyle beslenemem dedi. Biz
insanlar değişik besinler tüketiriz.Gri Doktor artık değiştiği için farklı şekilde besleneceği konusunda
ısrarlıydı. Carol nasıl bir değişimden geçtiğini asla öğrenemedi...Her şey çocukluk yıllarında başlamıştı...Carol'un Grilerle tanışması çocukluğuna rastlıyordu. Henüz dört
yaşındaydı. Bir gece kardeşi Mary ile paylaştıkları yatak odasında
aniden uyandı. Pencereye baktığında kendisini daha önce de ziyaret eden
iri kedilerin yeniden geldiklerini gördü!... Korkuyordu ve mevsim yaz
olmasına rağmen çok üşümüştü... Seslenip babasını çağırmayı denedi. Ama
kendini zorlamasına rağmen ağzından tek hece bile çıkmıyordu. Mary'i
uyandırmayı denedi ama sesini ona da duyuramadı.Carol daha önce de pek çok defa gördüğü Gri Ziyaretçileri kedi
zannediyordu... Pencerenin dışında dikkatle Carol'u izleyen gözler
vardı. Sonra kediler ya da Griler odaya girip Carol'a yaklaştılar.
Carol onları istemiyordu, defalarca gitmelerini söyledi. Kısa bir süre
sonra odaya parlak, mavi ışık doldu. Griler o gelişlerinde kulağına
garip bir şey yerleştirmişlerdi...Ancak o bunu çok daha sonra hatırlayabilecekti... O anda canı acıyordu
ve kulağına bırakılan yabancı maddeyi görememişti bile. Griler odayı
terk ettiklerinde, Carol her zaman yaptığı gibi giysi dolabına
saklandı. Carol ağlayarak babasını bekliyordu. Gece korktuğu zaman
odasına gelip teselli eden daima babası olurdu.Bir defasında da minik Carol, babasıyla beraber gemiye alındı. Küçük
kız hala dört yaşındaydı ve gece ziyaretçisi Gri Varlık, yarı
karanlıkta oda kapısında durup ona bakıyordu... Konuşmuyor ve yüzündeki
ifade asla değişmiyordu. İnce yapılı, saçsız, bedeni tüysüz klasik
Grilerden biriydi...Carol yatağından kalktı ve ikisi birlikte pencereden dışarı çıkıp
yürüdüler. Sonra Carol, babasının da yanlarına geldiğini gördü. Çatı
penceresinden aşağıya doğru süzülüp, çimenlerin üzerinde bekleyen uzay
gemisine yaklaşıp içeri girdiler. Gemide başka insanlar da vardı.
Değişik yaş guruplarından pek çok çocuk gördü. Bazıları pijamalarıyla,
bazıları da günlük kıyafetlerle gelmişlerdi. Çocuklar sessizce,
olacakları bekler gibi hareketsiz duruyorlardı. Yetişkinlerin sayısı
ise o kadar kalabalık değildi.Getirildikleri odada beyaz renkli bir kaç muayene masasından başka eşya
yoktu. Carol etrafı seyrederken bazı büyüklerle çocuklar odadan dışarı
çıktılar. Babasına neden gittiklerini sormak istedi ama konuşamıyordu.
Sonra baba ve kız dairesel koridor boyunca havada süzülerek, yüksek
tavanlı odaya getirildiler.Odanın merkez noktasında camdan yapılmış asansörlere benzeyen uzun,
şeffaf tüpler vardı. Cam kabinler o kadar yüksekti ki, Carol üst
kısımlarım göremiyordu. Sonra bütün çocuklar birer birer cam odalara
geçip yerlerini aldılar. Sıra Carol'a geldiğinde, camın ardından
babasının ağladığını gördü. Kızının yanına gitmesine izin verilmemişti.Cam kabinin içinde kar benzeri bir madde yağmaya başladı ama bu gerçek
kar değildi. Beyaz taneler kuru ve sıcaktı. Üzerine yapışmıyor,
geceliğinde iz bırakmadan bedeninden aşağı akıp gidiyordu. Kar
durduğunda Gri Varlık Carol'a telepatik olarak seslendi ve gözlerini
kapatmasını istedi.Carol gözlerini kapatmak istemiyordu ama Gri aynı emri tekrarladı. Bu
defa daha farklı bir madde yağmaya başladı. Limon kokulu yapışkan
madde, öncekinin tersine yakıcıydı ve arı sokması gibi bir etki
bırakıyordu. Carol gözlerini kapattığında acı hissi sona erdi. Varlık
Carol'a artık gidebileceğini söyledi. Küçük kız gözlerini açtığında
karşısında yeniden babasını gördü. Babası az öncekinin tersine şimdi
biraz daha sakindi.Carol, babası ve diğer çocuklarla büyükler sessizce uzay gemisinden
çıktılar. Açık havada Carol yürümekte zorlandığını ve kulağının
ağrıdığını hissetti. Eve girdiklerinde babası sanki aralarındaki gizli
bir anlaşmaya uyarmış gibi Carol'u elbise dolabının içine bıraktı.
Ertesi gün ikisi de hiç bir şey hatırlamayacaktı...Sayısız defalar gemiye alınan ve geri gönderilen Carol, Grilere ait
minik bebekleri görmüş, onları kucağına almıştı. İnsan çocuğuna
benzemiyorlardı. Sessiz, beyaz tenli ve neredeyse ölü bir beden kadar
hareketsiz bebeklerin gerçek olduğuna inanmak zordu. Üstelik Carol
onların kağıt kadar da hafif olduklarını hissetmişti.Nuh'un gemisi gibi!...Tüm yaşamı boyunca süren kaçırılmalarda, Carol'u odasından gelip alan
hep aynı Gri Varlıktı. Carol onu iyi tanıyordu. İpnoz seansı
sırasında Carol, Gri varlığın yapay dölleme yoluyla kendisini pek çok
defa hamile bıraktığını anlattı. Uzay gemisinin içi yüzlerce yeni
doğmuş bebekle doluydu. Melez bebekler doğumdan hemen sonra dünyalı
anneden alınıyordu. Ancak gemi sadece insan melezi bebekleri değil,
yavru atları, yavru kanguru, fare ve akla gelebilecek her tür canlının
yavrularıyla da doluydu...Yıllar sonra Carol'un John adını verdiği bir oğlu oldu. Çocuk dört
yaşına geldiğinde, geceleri ağlayarak uyanıyor ve pencereden kendisine
bakan kedilerden korktuğunu söylüyordu... Kısa bir süre sonra Carol
oğlu John ile birlikte gemiye götürüldü. Kontrol sırasında Gri Varlığa
oğlunun canını acıtmamasını söyledi. Varlık çocuğu muayene etmek
istediğini tekrarlıyordu. Carol itiraz etti ve oğlunu alıp eve götürmek
istediğini belirtti. Varlık: O tamamiyle senin değil, yalnız bir
parçasıyla senin. O bizim çocuğumuz... cevabım verdi. Sonra John'dan
kan ve deri örnekleri aldı, annesiyle eve dönmesine izin verildi...Ertesi sabah küçük John, annesine geceki kabuslarını anlatırken,
yaşadıkları evden nefret ettiğini, çünkü bu evde çok sayıda kediler
olduğunu söylüyordu... John yetişkin bir erkek olup evlendiğinde, Stacy
adında bir kızı doğdu. Stacy 4 yaşındayken uzay gemisi resimleri çizip
bunlarla seyahat ettiğini anlatıyordu...Bugüne dek kaçırılma olaylarında ön plana, çıkan ve vurgulanması
gereken bir nokta da; birbirini tanıyan, arkadaş olan ya da akrabalık
bağına sahip kişilerin aynı zamanlarda kaçırılmalarıdır. Örneğin
Carol'un sadece kendisi değil, babası, oğlu ve oğlunun çocuğu bile sıkı
bir takibe alınmıştır. Bunların arasında Carol'un en yakı arkadaşı
Alice de vardı...Alice'nin uzaylı bebeği...Alice, Alabama-Tuskegee'de arkadaşlarıyla geçirdiği hafta sonunun
ardından, arabasıyla Tallahassee'ye doğru yola çıktı. Kasabadan
ayrıldığında saat 16.30'u gösteriyordu. Ancak bir süre sonra, aşırı hız
yaptığı için trafik polisi tarafından durduruldu. Bütün bunlar olurken,
Alice kendini yorgun ve sanki nezle olacakmış gibi hissediyordu. Aynı
gece saat 22.30'da Tallahassee'ye ulaştı ve bir otele yerleşti. Kendini
hala iyi hissetmiyordu, alışkın olmadığı halde soğuk duş yaptı ve
yattı...Ertesi gün uyandığında tam anlamıyla iyileşmemişti ve özellikle de
midesinden rahatsızdı. Normalde 3.5 saat sürmesi gereken yolculuk, bu
sefer anlayamadığı şekilde neredeyse 6 saat sürmüştü. Bu kadar zaman
içinde neler olduğunu ve ne yaptığını hatırlayamıyordu...Kayıp zaman diliminde olanları, Budd Hopkins'in ipnoz seanslarında yeniden hatırlayacaktı...Budd Hopkins, Alice'e uyguladığı ipnoz seansları boyunca, onun kişisel
hayatı ve çocukluğu hakkında da bazı bilgiler edindi. Alice henüz küçük
bir çocukken anne ve babası tarafından terk edilmiş, onlar tarafından
hiç sevilmemişti. Hatta terk edilmeden önce subay olan babası
tarafından sık sık da dövülüyordu. İlk gençlik yıllarında bazı fobileri
oluştu. Örneğin lise yıllarında bebeklerden korkuyordu. Bebeklere
dokunamıyor, hatta onlara bakamıyordu bile ve tiksiniyordu... Bu panik
sadece minik bebekler için geçerliydi.Bebeklerle ilgili fobisi onu asla hamile kalmamak için tüplerini
bağlatmaya kadar itmişti. Arkadaşlarının yeni doğmuş çocuklarından uzak
kalmaya çalışıyor ve bir çocuk ancak 45 yaşına geldikten sonra onu
görmeye tahammül edebiliyordu...12 yaşındayken babasıyla gittiği bir balık avı sırasında babası
tarafından tecavüze uğradığını düşünüyordu ancak bundan tam olarak emin
değildi!... Hopkins ipnozla geriye dönüş sırasında Alice'i kayıp zaman
dilimini yaşadığı, araba yolculuğuna geri götürdü. Alice uyanıkken
hatırlayamadığı tüm ayrıntı ve olayları ipnoz altında yeniden yaşamaya
başladı...Tallahassee oto yolunda herhangi bir problem yaşamadan hızla
ilerlerken, arabası anlayamadığı nedenlerle durdu... Alice üşüdüğünü
hissediyordu. Etraf soğuktu ve arabada beklemeye başladı. Sonra aniden
sol tarafındaki camdan kendisine bakan yüzü fark etti. Bu uzun yüz, bir
insana ait değildi!... Kendisini dikkatle izleyen varlığın yüzü, cilt
rengi tamamiyle griydi...Alice şuursuz şekilde arabadan indi, dışarı çıktı. Sonra o Gri
yabancıyla birlikte havada süzülmeye başladılar. Az ileride dev bir
deniz anasına benzeyen, ışıklı cisim duruyordu. Sekiz köşesi vardı ve
Alice onun eski tip gaz lambalarına benzediğini düşündü. Gri Varlık
ve Alice dev araca girdiler. Alice etrafa tatlı bir yumuşaklığın hakim
olduğu beyaz renkli odaya götürüldü. Ancak burada yalnız değildi.
Kendisini izleyen üç ya da dört çift gözün olduğunu hissetti.Alice'in hatırladıkları arasında boşluklar vardı... Birden kendini
yerde uzanır halde buldu... Üşüyordu ve giysileri çıkartılmıştı...
Sonra kendisiyle ilgilenen korkunç görünüşlü yabancıyı tarif etmeye
başladı... Canavara benziyordu ve gözlerinin üzerinde Alice'in
tanımlamakta zorluk çektiği bir şeye sahipti.Alice geri dönmek istiyordu ancak onu gemiye getiren varlıklar
yapılması gereken işler olduğunu ima ettiler. Bu arada Alice karnının
hemen alt kısmında, rahim bölgesine yakın yerde korkunç bir acı duydu.
Sancı giderek artıyor ve dayanılmaz hal alıyordu. Dışarıdan gelen baskı
ve içten hissettiği ağrıların şiddeti giderek artıyordu. İnanılması
zordu ama Alice o anda doğum yaptığını hissetti.Gözlerini açıp bebeğine baktı. Onu nasıl tanımlayacağını bilmiyordu.
Kendisine ait hissedemedi. Minik yaratık neredeyse armut
büyüklüğündeydi. Pembe cildi iyice kırışmıştı. Ağlamadı, herhangi bir
ses çıkartmadı. Doğumdan hemen sonra Gri Varlıklar bebeği alıp
götürdüler. Bebek artık onlarındı...Budd Hopkins'in ipnoz seansı sırasında Alice, Griler tarafından nasıl
hamile bırakıldığım da hatırladı. Bu doğal bir ilişki ile değil, yapay
döllenme türündeki uygulamayla gerçekleşmişti. Şırınga benzeri küçük ve
elastik bir tüp kullanmışlardı. Tüpün içinde beyaz bir sıvı vardı.
İpnozla geriye gidildikçe Alice çocukluğundan beri Gri Varlıklar
tarafından kaçırıldığını ve bazı tıbbi testlerden geçirildiğini
hatırlıyordu... 9 yaşındayken gemiye götürülmüştü. Yanında kendisinden
daha küçük bir kız daha vardı. İki çocuk birbirlerini önceki
kaçırılmalarda da görmüşlerdi.Diğer kaçırılmada ise, Alice henüz 12 yaşındaydı. Babasıyla balık
tutmaya gittiği gün, Alice Grilerle olan temasında büyük bir korku
yaşadı. Babasından yardım istedi. Ancak babası çaresiz halde, adeta
felç olmuşçasına, kenarda duruyor ve kızına yardım edemiyordu...Griler Alice'in canını acıtıyorlardı. Kalem büyüklüğünde bir cismin
içine girdiğini ve daha sonra kanama başladığını net olarak hatırladı.
Dünya Dışı Varlıklarla yaşadığı bu tatsız olay, sonraki yıllarda
babasına duyduğu öfkeyi arttırmıştı.Yıllar sonra kim bilir kaçıncı kez yeniden Grilerle beraberdi... Ve
bu defa onların çocuğunu doğurmuştu... Minik bebek alındıktan sonra
Gri Varlıklar Alice'i yıkadılar. Alice çocuğu görmek istemiyor hatta
ondan nefret ediyordu... Gemiye gelişleri sırasında daha büyük çocuklar
da görmüştü. Sayıları otuz ya da kırk kadardı. Artık
yürüyebiliyorlardı. Ancak tuhaf görünüşlüydüler ve insan çocuğuna hiç
benzemiyorlardı... Başları büyük, bedenleri ise yetişkin Grüere
kıyasla biraz daha şişmandı... Konuşmuyorlar ancak bazı sesler
çıkartıyorlardı... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |