Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cinsellik Bazı türlerde, evrimsel olarak ayrı ayrı eşeyler gelişmiş olmasına
karşın iki ayn eşey aynı bireyde bulunabilir. Erdişilik
(hermafroditlik) denen bu çifteşeyli durum, yassı ve yuvarlak
solucanlar, sümüklüböcekler, midyeler gibi bazı canlılarda kendi
kendini dölleme olanağı yaratırsa da, genellikle bundan kaçınılır ve
çapraz döllenme yeğlenir. Ayrıca bak. üreme. İnsanlarda da kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen, üremeye yönelik cinsel
kalıplar vardır; toplumsal yapı, bu kalıpların yaşama aktarılmasını
kendi kurallarıyla yönlendirir. İnsan, cinselliği öğrenen tek canlıdır.
İnsanda doğal olarak cinsel uyarım yaratan her durum, yaşanan kültürün
izin verdiği ölçü ve biçimler çerçevesinde ele alınır. Günlük yaşamda
kişiler arası ilişkiler, iletişim araçları, reklamlar ve benzer
yollardan, kişi sürekli-olarak cinsel uyaranlarla karşı karşıyadır. Ama
her cinsel uyarı cinsel eyleme yol açmaz; kişi, uyarıyı eyleme dökmek
ile baskılamak arasında denge kurmak durumundadır. Bu konuda toplumun
koyduğu sınırlar ye koşullar belirleyici rol oynar. Toplum içinde
erkeklik ve kadınlık rolleri, beklentiler, yaşantılar, öğrenme ye
özdeşle-şim yoluyla bu sınırlar belirlenir. Çocukluk cinselliği içindeki oyunlar, cinsel uyanış ve ilgi, ergenlik
çağındaki cinsel yönelişler, evlilik kurumu ve evlilik dışı cinsel
ilişkilere yönelik tutumlar kültüre bağlı olarak değişir. Örneğin,
yaşadığı çevrede başka yoldan cinsel doyum olanağı bulamayan gençlerin
hayvanlarla cinsel ilişki kurması bazı kültürlerde yaygındır ve olağan
karşılanır; evlilik öncesi ilişki bazı toplumlarda tümüyle
yasaklanmışken, bazı toplumlarda evliliğe hazırlık amacı taşıdığında
hoş görülebilir. Bu konuda tekeşlilik-Çokeşlilik seçimi, erkek-kadın
rolleri, dinsel inanışlar ve gelenekler belirleyici olur, Bir davranışın cinsellik taşıyıp taşımadığı amacına bağlı olarak
değişir. Genelde cinsel çağn anlamı taşıyan soyunma, tıbbi amaçla
yapıldığında ya da çıplaklar kampında aynı çağrışımı yaratmaz. Öpme,
cinsellik dışında bir yakınlık duygusu (annenin çocuğunu öpmesi), bir
saygı ya da törensel bir eylem (Papa'nın elinin, yüzüğünün öpülmesi)
anlamı taşıyabilir. Kişiler bu amacı kestirme konusunda oldukça
duyarlıdır; bir selamlaşma öpücüğünün biraz uzamasına ya da bedensel
yakınlaşmanın biraz ileri gitmesine hemen cinsel anlam yüklenir. Bireyin gelişimi ve ruhsal yaşamı açısından, cinsellik yalnızca üreme
organlarına bağlı bir etkinlik ve doyum olarak görülmez. Psikanaliz
cinselliğe çok daha geniş bir yer verir; cinsellik, yalnızca bir amaç
(cinsel birleşme) ya da bir nesne (cinsel eş) doğrultusunda boşalım
gösteren bir dürtü değildir ve üreme içügüdüsüne indirgenemez.
Bebeklikten başlayarak, açlık, dışkılama gibi temel gereksinimlerin
doyumundan öte haz veren birçok uyarım ve eylem, cinsel olarak
nitelenir ye bunlar ileride cinsel sevginin bileşenlerini oluşturur. Bu
bağlamda tüm yaşamsal enerji bir cinsel enerjidir (libido).
Psikanalitik gelişme kuramında cinsellik bebeklikten başlar; libido,
ağızcıl, dışkıl ve fallik dönemlerde değişik haz bölgeleri ve ruhsal
kipler üzerinde yoğunlaştıktan sonra, yeterli bedensel olgunlaşmaya
ulaşıldığında üreme üzerinde odaklanır. Yaşamın ilk yılında çocukluk cinselliği ağız bölgesinin çevresinde
yoğunlaşmıştır. Ağız yalnızca beslenme yolu değil, dünyayı tanıma, duyu
ve haz alma organıdır. Sonraki dönemde anüs ve dışkılama işlevi önem
kazanır; çocuk, içte tutma ve bırakma kiplerini dış çevrenin
isteklerine uyarlar. Bu denetim kaçınılmaz olarak utanç ve özerklik
duygularının gelişmesine yol açar. Ana babalar, akranlar ve bütün
toplum, çocuğu cinsellik konusunda koşullandırır ve eğitir; örneğin
çocuk, bedeninin her yanına dokunabilir, ama cinsel organlarıyla
oynadığında elini çekmesi için uyarılır. Bu süreç içinde çocuk, önce
kendine bir cinsel kimlik edinir: Kendisini kız ya da erkek olarak
algılar ve başkalarına bu kimliğe uygun olarak davranır. Ayrıca bak.
cinsel kimlik; cinsel rol. Yeni doğmuş bebeklerde yalnızca dokunma yoluyla alman uyaranlara cinsel
tepki verme yetisi .vardır. Çocuk giderek öbür uyaranları algılama,
tepki verme, dişi ya da erkeklere karşı çekicilik kazanma, cinsel olan
ve olmayan uyaranları anlamlandırma yetilerini kazanır ve kendi cinsel
tepkilerini yönlendirip denetlemeyi öğrenir. Bunu izleyen dönem, aşın cinsel istek ve dürtülerle uyarılmış olan
üreme organlarım yitirme korkusuyla yaşanır ve çocuğun ana ya da
babasıyla özdeşleşmesiyle sonuçlanır (bak. iğdiştik korkusu; Oidipus
karmaşası). Ergenlikte, toplumsal roller arasında kendi kimliğini
sınama çabasına giren gençte cinsel kimlik büyük ölçüde yapılanır ve
yakınlık kurma, eş bulma arayıştan gelişir. Bu arayışın amacı, karşı
cinsten, sevilen bir eşle karşılıklı haz almaya (orgazm) ve döl vermeye
yönelik cinsel bir uyum kurmaktır. Bu süreçteki herhangi bir aksaklık
cinsel işlev bozukluğuna( )
yol açabileceği gibi, cinsel yönelim ve haz alma, bastınlamayan bir
tutku biçiminde, toplumun onaylamadığı doğrultuda gelişebilir. Ayrıca
bak. cinsel sapma. Bütün toplumlar, cinsel ilişkiyi denetleme yolunda çeşitli kısıtlama ve
düzenlemeler getirmiştir. Batı toplumlarındaki düzenlemelerin temeli,
Eski Yunan ve Roma kültürlerinin üstünde gelişen Musevilik ve
Hıristiyanlık etkisine dayanır. Özellikle Hıristiyanlık, cinselliği,
öbür dünyanın nimetlerine kavuşmayı engelleyen dünyevi bir zaaf olarak
görmüştür. Ne Tanrı'nın eşi vardır, ne de Hz. isa'nın; cinsellik ancak
evlilik içinde ve döl vermek için katlanılması gereken üzücü bir
zorunluluktur. Hıristiyanlıktaki bu cinselliğe karşı tutum özellikle
kadınlar üzerinde yoğunlaşmış, Âdem'e yasak elmayı sunarak ilk günaha
kışkırtan Havva'nın soyundan gelen kadınlar dünya zevklerine kapılan
zayıf yaratıklar olarak görülmüştür. Cinsellik olgusuna benzer biçimde yaklaşan İslam dini de yalnızca
evlilik içi cinsel ilişkiye izin vermiş, bunun dışındaki her tür
ilişkiyi önlemek için kadınların örtünmesi (tesettür), günlük yaşamda
kadın ite erkeğin bir arada bulunmaması, evlilik dışı cinsel ilişkide
taşlayarak öldürme (recm) cezası gibi çok sert kurallar koymuştur. Toplumlarda cinselliği denetleme konusunda dört ana eğilim
gözlenmiştir. Bunlardan ilki, insanları sürekli eş arama sıkıntısından
kurtararak başka etkinliklere yöneltmek üzere evlilik kurumunun
desteklenmesidir. İkincisi, toplumda saldırganlık, kin ve öfkenin
önlenebilmesi için, zor kullanımına dayanan cinsel ilişkinin kesinlikle
denetim altına alınmasıdır. Üçüncüsü, her toplum evlenecek ya da eş
seçecek adaylar üzerinde belli bir denetim uygulama eğilimindedir. Aynı
toplum içinden seçilmiş bir eşle evlenme (endogami) birliği
güçlendirir, ama grubun yalıtılmasına ve siyasal gücünün kısıtlanmasına
yol açar; toplum dışından seçilmiş bir eşle evlenme (egzogami), bireyin
kendi toplumuyla bağlarını azaltmakla birlikte, toplumu genişletir ve
yeni ilişkilerle gücünü artırır. Hemen her toplumda karma bir
endogamiegzogami bileşimi görülür, ama kan bağı olan kişilerle cinsel
ilişki kurmayı (ensest) bütün toplumlar yasaklamıştır. Bunun temelinde
akraba evliliğinin genetiksel sakıncaları değil, büyük olasılıkla
toplumsal yapının getirdiği zorunluluklar (bireyler arası hak, ödev,
yükümlülük, miras konulannı düzenleyebilme kaygısı) yatar. Dördüncü
eğilim, boşanma, belli koşullarda bazı akrabalar arası (baldız,
kayınbirader) evliliklere izin verme gibi kaçamak yollarla bireyler
üzerinde denetim kurmaktır. Aynca bak. evlilik; evlilik hukuku. Tarih ye antropoloji açısından bakıldığında, değişik kültürlerde çok
geniş bir cinsel davranış yelpazesi gözlenir. Birçok toplum, döl
vermeye yönelik olmadığı için özdoyu-rumu onaylamaz, ama yasaklamaz da.
Cinsel düşler, bazı kültürlerin inanışına göre, geceleri insanların
koynuna giren cinlerin işidir. Öpüşme de evrensel bir olay değildir;
birçok toplum, yemek yemeye yarayan ağzın duygusal yaklaşımlar için hiç
de uygun bir organ olmadığını düşünür. Bazı kültürlerde kadın memesi
erotik bir uyaran olarak görülürken, bazılarında, örneğin, Çinlilerde
hemen hiçbir önem taşımaz. Antropolojik araştırmalar, evrensel
denebilecek bir cinsel davranış biçiminin tanımlanamayacağını
göstermiştir; her cinsel davranış o toplum içinde değerlendirilmelidir.
Hatta aynı toplumun değişik sınıflan arasında bile aynm-lar olduğu,
Avrupa ve ABD'de en üst ve en alt sınıfların daha hoşgörülü, orta
sınıfların daha tutucu olduğu saptanmıştır. Günümüzde kitle iletişim
araçlarının etkisiyle bu aynm giderek azalmaya başlamıştır. Ekonomik yapıdaki değişiklikler, özellikle yoğun sanayileşme ve hızlı
nüfus artışı, giderek çekirdek aile yapısının benimsenmesi, kadının iş
dünyasına atılması, çocukların bakımını ev dışında sürdürme
zorunluluğu, başka kültürleri tanıma olanağının artması, cinsellik
anlayışında çarpıcı değişikliklere yol açmıştır. Kadının, kendisine
yakıştırılan cinsel rolden uzaklaşarak özgürleşmesine ortam hazırlayan
bu hızlı değişim, değer yargılarında da önemli dönüşümlere yol açmış,
cinsel özgürlük ve cinsel sapmalar karşında daha hoşgörülü denebilecek
tutumlar gelişmeye başlamıştır. Aynca bak. eşcinsellere özgürlük
hareketi; feminizm. Cinsellik alanındaki ilk yasal düzenlemelere İÖ 2000 yılında
Yakındoğu'da rastlanır. Tektannlı dinlerin etkisiyle değişim gösteren
bu yasaların özünde şu ilkeler yatar: Kişinin cinselliğinin korunması;
onayı olmaksızın cinsel ilişkiye zorlamanın ve karar veremeyecek
durumda olan (zihinsel özürlü ve ruhsal sorunlu) kişilerle cinsel
ilişkiye girmenin suç sayılması; topluluk içinde açık cinsel ilişki ve
gösterilerin yasaklanması; evlilik dışı cinsel ilişki, fahişelik ve
cinsel sapma konulannı ele alan özel hükümlerle cinsel ahlakın yasal
yoldan düzenlenmesi. Son yıllarda Avrupa ve ABD'de birçok tıbbi, yasal
ve dinsel kurum, yasal düzenlemelerdeki ahlaki hükümlerin kaldırılması
yolunda çaba göstermektedir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |