Kayıt ol Yardım Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Uyarılar

Birincil Güdüler

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Birincil Güdüler Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Birincil güdülerin bazıları açlık, susuzluk gibi, vücutta bilinen bazı fizyolojik değişikliklerden kaynaklanır ve genellikle fizyolojik dürtüler (physiological drives) olarak adlandırılırlar. Bu alt bölümde ilk olarak bunlar ele alınacaktır. Daha sonra da bildiğimiz bir fizyolojik temeli olmayan, duyusal uyarılma ve sevecenlik ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Birincil Güdüler

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 12:09 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Birincil Güdüler

Birincil güdülerin bazıları

açlık, susuzluk gibi, vücutta bilinen bazı fizyolojik değişikliklerden

kaynaklanır ve genellikle fizyolojik dürtüler (physiological drives) olarak

adlandırılırlar. Bu alt bölümde ilk olarak bunlar ele alınacaktır. Daha sonra da

bildiğimiz bir fizyolojik temeli olmayan, duyusal uyarılma ve sevecenlik gibi

öğrenilmemiş güdüler yer almaktadır.Açlık ve SusuzlukAçlık ve

susuzluk fizyolojik dürtüleri birbiriyle yakından ilişkilidir. Çünkü su, vücudun

yiyecekten yararlanması için sindirim ve diğer biyokimyasal işlemlerde

kullanılmak üzere vücutta tutulur. Gerçekte, organizmanın su alımının yaklaşık %

90'ı bu fizyolojik amaç içindir. Bir diğer anlatımla, yiyecek yoksunluğu çeken

insan ya da hayvanlar sadece, düzenli olarak yedikleri zamankinin yaklaşık %

10'u kadar su içerler.Genel açlıkAçlık yaşantısının zamandan

zamana veya kişiden kişiye değiştiği görülmektedir. Her zaman olmasa da, açlık,

midenin kasılmaları şeklindeki açlık kramplarıyla birlikte olabilir. Ancak,

bunlar açlığı hissetmek için kesinlikle zorunlu değildir (Morgan, 1965). Bazen

bir baş dönmesi anlatılır, fakat yine, insanlar böyle bir hissi duymaksızın da

son derece aç olabilirler. Böylece düzenli olarak açlığa eşlik eden, kuvvetli

bir yeme isteğinden başka bir yaşantı yoktur.Beynin çeşitli bölgeleri

açlık ve yemek yeme faaliyetlerini düzenler. En önemlisi olan hipotalamus, beyin

tabanında yer alır. Burada iki merkez vardır ve birine beslenme merkezi diğerine

doyma merkezi denir (bkz. Şekil 8.4). Bunlar kan dolaşımındaki koşullardan

etkilenirler (Teitelbaum ve Epstein, 1962). Beslenme merkezi faal olduğu zaman

insan ya da hayvanın acıkmasına ve yemesine neden olur. Doyma merkezi ise

yeterli yiyecek alındığında yeme isteğini durdurur.Beslenme ve

tercihlerÇocuklar ve hayvanlar, eğer tercihlerine bırakılırlarsa,

yiyecekleri şeyi seçme eğilimindedirler. Böylece bir süre dengeli olarak

beslenebilirler (Rozin, 1967). önceleri bunu, özgül açlıklarını (specific

hunger) ayırdedebildikleri ve bu açlıklarını doyuran belirli şeyleri yedikleri

için yaptıkları düşünülürdü. Günümüzde ise bu inancın genellikle doğru olmadığı

bilinmektedir. Öyle görünüyor ki, bu görüş, tuz ve belirli minerallere (daha

önce söz edilen tuz gereksinimi olan çocuk vakasında olduğu gibi) uygulanabilir,

ancak diyetteki bütün elementler için doğru değildir.Şekil 8.4

Beslenme ve doyma merkezleri hipotalamusta yer alır. Uyarılma (zigzag çizgiler)

ve tahripler (çarpılar) yeme davranışını etkilerler. (Sanford ve Wrightsman,

1970).Daha doğrusu eğer olanak olursa tercihlerle de dengeli bir diyeti

sürdürürüz. Çünkü bir çeşit yiyecekten bıkar ve bir diğerine geçeriz. Başka bir

deyişle, yiyecekte yenilikten hoşlanırız ve yemekte olduğumuzdan daha değişik

şeyler yeme eğilimindeyizdir. Ayrıca, B vitamini gibi bir şeyi eksik bırakan bir

diyet uygularsak, diyet doyurucu olmaz. Böyle bir diyeti tercih etmeyiz ve eğer

yapabiliyorsak yeni bir yiyecek seçeriz. Bu yolla sağlığımız için gerekli olan

elementleri içeren yiyecekleri alma şansımız vardır.SusuzlukSu

sürekli olarak akciğerler, derinin ter bezleri ve böbrekler yoluyla kaybedilir.

Fakat vücut belirli bir miktar suyu, kanda ve dokularda tutmaya gereksinim

duyar, işte bu gereksinim susuzluk dürtüsü ile yansıtılır.Günümüzde

susuzluğun fizyolojik mekanizması iyi anlaşılmıştır (Corbit, 1969). Açlık gibi,

susuzluk da beynin çeşitli kısımları, öncelikle de hipotalamus tarafından

kontrol edilir. Bu merkezde hafif derecede su kaybına özellikle duyarlı sinir

hücreleri yer alır. Bunlar kandaki suyun azalması üzerine faaliyete başlayarak

organizmanın su aramasına ve içmesine neden olurlar.Psikolojik

etkenlerAçlık ve susuzluk birincil olarak iç fizyolojik etkenler

tarafından kontrol edilir. Fakat dış psikolojik etkenlerin de bunlar üzerinde

etkisi vardır. Bazen fizyolojik bir gereksinim duymadan da tadı güzel olduğu

için su içeriz (örneğin, susamadığımız halde sadece tadı için meşrubat

içtiğimiz gibi). Bu gibi psikolojik kökenli bir su içme davranışı, yiyecek elde

etmek için iş yapmak zorunda bırakılan, ancak yiyeceği aralıklı elde eden

ratlarda ortaya çıkarılabilir. Sonraki yiyeceği beklerken vücutlarının

gereksinmesinden daha fazla su içerler.Dış psikolojik ipuçları açlıkta

da çok önemli olabilir. Bunlar özellikle insanlardaki aşırı şişmanlık (obesity)

vakalarında kuvvetle etkili görünmektedir (Schachter, 1971a, 1971b). Obes

olmayan insanlar besin almalarını hemen hemen tümüyle iç açlık durumlarıyla

düzenlerler. Eğer iç olarak aç değillerse yiyeceğe pek dikkat etmezler. Fakat

obes bir kişi pastahane vitrininin önünden geçerken önleyemediği bir tahrik

duyar. Aynı şekilde, böyle bir kişi buzdolabındaki yiyecekleri atıştırmaktan

kendini alıkoyamaz ve uzak durmayı da başaramaz. Bunun nedenlerini henüz kesin

olarak bilmiyoruz, fakat bildiğimiz tek şey, obes insanların dış yiyecek

ipuçlarına aşırı tepki göstererek şişmanladıklarıdır.Cinsellik ve Analık

Dürtüleriinsandan daha alı düzeydeki hayvanlarda cinsellik ve analık

dürtülerini (maternal drive), kandaki hormonlara bağlı olduklarından, fizyolojik

dürtüler olarak düşünüyoruz. Erkeğin testislerince salgılanan androjenler,

cinsel yönden erkeğin faal olmasını sağlar. Dişinin erkeği kabule hazır hale

gelmesini (kızışma) sağlayan estrojenler de dişinin yumurtalıklarından

salgılanır. Genel olarak dişinin bu kızışma dönemi, yumurta, yumurtalıktan rahme

inerken ya da indiğinde ortaya çıkar. Bunun ardından, hayvanlarda cinsel

faaliyeti hamilelik dönemi izler.Hamileliğin sonuna doğru diğer

hormonlar etkili olmaya başlar. Rahimde fetüsün varlığı hipofiz bezinin

prolaktin üretimini arttırır. Prolaktin de yavruyu besleyecek sütü salgılayan

meme bezlerini uyarır. Prolaktin aynı zamanda annelerde analık davranışlarına

neden olur. Bakire bir sıçan, prolaktin enjekte edilip, süt çağındaki bebek

sıçanların arasına konulduğunda tıpkı gerçek anne gibi davranmaktadır. Sıçan,

kedi, köpek gibi hayvanlarda bu hormonun analık davranışını uyandırdığına ve

diğer hormonların hipotalamustaki sinir hücrelerine doğrudan etki ederek cinsel

davranışı oluşturduğuna inanmamız için yeterli nedenler vardır.Cinsellik

ve analık dürtülerinin hormonal açıklaması insanlara uygulanabilir mi? Yanıt,

koşullu bir hayırdır. Alt düzeydeki hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da

cinsel güdülenmeyi hormonların başlattığını biliyoruz. Hormonların salgılanması

cinsel dürtünün (sex drive) ortaya çıkmasıyla ilişkilidir. Diğer taraftan,

hormonlar cinsel dürtünün sürdürülmesi için gerekli değildir. Örneğin, birçok

kadında yaş dönümünden (menopoz), yumurtalıkların östrojen salgılanması

durduktan sonra da bu dürtü devam eder. Benzer olarak, erkekler de, bazı diğer

erkek hayvanlarda olduğu gibi iğdiş edilip erkeklik hormonlarını yitirseler de

cinsel faaliyetlerine devam ederler. Ayrıca, cinsel dürtü zayıf olduğu zaman,

cinsel hormon vermekle bunun artırılabileceğine ilişkin hiç bir kanıt yoktur.

Böylece hormonlar cinsel dürtünün ortaya çıkışında rol oynamakta, bundan sonra

dürtü hormonlar olmaksızın da sürmektedir. Bu da, fizyolojik temelin sona

ermesinden sonra psikolojik güdülenmenin sürdüğüne bir örnektir.Analık

davranışı söz konusu olunca hormonların ne insan ne de hayvanlarda zorunlu

olmadığı bilinmektedir (Rosenblatt, 1967). Hayvanlarda bebekle birlikte olma

yaşantısı hemen hemen hormonlar kadar önemlidir. Örneğin, bakire sıçanlar ve

hamsterler prolaktin enjekte edilmeden, sadece bebeklerle birkaç hafta birlikte

kaldıklarında oldukça tipik analık davranışları göstermişlerdir. Bebekle

birlikte olmak hormonla hemen hemen aynı etkiyi yapmaktadır. Hormonun işlevi,

analık güdüsünün, bebekle yaşanacak sonraki dönemde değil de, doğum anında işler

durumda olmasını sağlamaktır.Merak ve Duyusal UyarılmaHayvan ve

insanların gündelik davranışlarına bakacak olursak, bazılarının şimdiye dek

tartışılan fizyolojik güdülerden kaynaklandığını görürüz. Diğer yandan,

birçoklarına da fizyolojik güdülerin neden olmadığı gerçektir, insanların sadece

gazete, kitap, TV, spor olayları, doğa v.b. için harcadıkları zamanı, maçlar,

kayak, dağcılık, avcılık ve gezilerdeki faaliyetlerini düşünelim. Güdülenme

olmasaydı insanlar bunları yapamazdı. Fakat bu güdülerin fizyolojik türden

olmadıkları

çok açıktır.İnsanları duyusal uyarılmadan yoksun

bırakmanın (sensory deprivation) etkileri üzerine bir deney yapılmıştır (Bexton,

1964). Üniversite öğrencilerine, fizyolojik gereksinimleri için ayrılan

sürelerin dışında, 24 saat rahat bir yatağa yatmaları için, günde 20 dolar para

ödenmiştir. Her biri havalandırma aygıtının sesinin dışında hiçbir gürültü

bulunmayan küçük bölmelere yerleştirilmişlerdir. Görsel uyarılmayı en aza

indirmek için yarı saydam gözlük, dokunsal uyarılmayı azaltmak için de eldiven

ve kolluklar takmışlardır. Kendilerinden başka herhangi bir şey yapmaları

istenmemiştir.Bu kolay bir para kazanma yolu gibi görünse de, deneklerin

çoğu kısa bir süre sonra bunu dayanılmaz bulmuşlardır, iki üç gün sonra ise tek

istekleri bölmeden çıkmak olmuştur. Yatakta yatmaları sırasında varsanılar

(hallucination) başlamış, zaman ve uzay yönelimleri (orientation) bozulmuş, açık

seçik düşünme yeteneklerini yitirmişler, herhangi bir şeye uzun süreli olarak

dikkatlerini yoğunlaştıramaz olmuşlardır. Kısaca, zihinsel bozukluğu olan

insanlara benzemişler ve belirtilerin çoğu bölmeden çıktıktan sonra bir süre

daha sürmüştür. Daha değişik şekilde düzenlenen bazı hayvan çalışmaları bu

konuyla ilişkili başka bir noktayı ele almıştır (Butler, 1954).Maymunlar

iki kapılı kutulara yerleştirilir. Her kapının, arasıra öteki kapınınkiyle

değiştirilebilen ayırdedici bir işareti vardır. Kapılardan belli bir işareti

olanı itmeyle açılırken, diğeri açılmaz. Maymunlar kutuda etrafı kurcalayarak

dolaştıkları için kısa sürede tesadüfen doğru kapıyı açarlar. Maymun, kapıyı

açınca kutudan odaya bakabilir (bkz. Şekil 8.5). ilk rastlantısal başarıdan

sonra, hayvan doğru işareti taşıyan kapıyı iterek açmasını çok çabuk öğrenir. Bu

ayırdedici öğrenmede tek ödül dışarıya bakma olanağıdır. Kapıyı itme sıklığı, bu

güdünün gücünün bir ölçüsü olarak kullanılır. Eğer dışarıda ilginç bir görünüm

varsa (örneğin, bir başka maymun veya hareket eden oyuncak bir tren) hayvan

doğru kapıyı, dışarısı boş olduğu zamankinden daha sık iter.Bu ve diğer

deneyler duyusal uyarılmayı (sensory stimulation) hedef alan bir güdünün

varlığını açıkça gösterir. Daha doğrusu, güdü, duyusal uyarılmayı değiştirmek

içindir. Bir süre sonra aynı duyusal durumdan bıkar, farklı bir uyarıcı kurulumu

ararız. Bu şekilde ifade ettiğimiz güdü için merak (curiosity) terimi

kullanılır. Eğer çevremize yeni bir şey katılırsa genellikle dikkatimizi ona

çeviririz. Bu da yeniliğe davranım (response to novelty) olarak bilinmektedir.

Merak ve yeniliğe davranım terimlerinin ikisi de duyusal uyarılma ve uyarıcı

değişikliği temel güdüsünü ifade ederler.Faaliyet ve

KurcalamaBedensel faaliyeti (activity) hedef alan benzer bir güdü

vardır, insanlar ve hayvanlar gözlenen hiçbir neden olmaksızın hareket etmeye

büyük zaman harcarlar. Nitekim, insanlar, evcil fare ve hamsterlerine

döndürmeleri için birtakım oyuncak tekerlekler alırlar. Bu hayvanlar da

tekerlekleri her gün yüzlerce hatta binlerce kez döndürürler.Şekil 8.5

Bir maymunun aygıttan dışarı bakması merak güdüsünü ölçmek için kullanıldı.

Maymun doğru kapıyı ittiği zaman, dışarıya bakmasına birkaç saniyeliğine izin

verilerek ödüllendirildi. Pekiştirilmeyen davranışın sıklığı azalırken,

pekiştirilen davranışınki arttı. (H. F. Harlow, Primate Laboratory, Wisconsin

Üniversitesi, 1953.)Bu faaliyet, sadece bir faaliyet gereksinimi ile mi

güdülenir, yoksa fizyolojik bir temeli mi vardır? Yanıt her ikisi de dir.

Fizyolojik dürtüleri değiştirdiğimiz zaman eğer faaliyet de kaydediliyorsa ikisi

arasında bir bağlantı görebiliriz. Bir hayvan aç ya da susuzsa faaliyeti artar.

Faaliyet gerçekte, aç veya susuz hayvanın gereksinim duyduğu şeyi bulmasını

sağlayan doğal bir yoldur. Aynı şekilde, dişi ratm cinsel dürtüsü yükseldiğinde

faaliyet de büyük ölçüde artar. Bu da dürtünün doyurulma şansını arttıran doğal

bir tepkidir. Böylece bazı faaliyetler fizyolojik dürtülerden

kaynaklanır.Ancak bütün faaliyetler bu yolla ortaya çıkmaz. Hayvanlar

fizyolojik anlamda, oldukça doyum bulsalar da hâlâ etrafta dolanırlar. Hatta bu

faaliyetlerin, bir güdünün hedefi olduğu da gösterilebilir. Bu noktayı gösteren

iki deney vardır. Birinde (Hill, 1956) bir hayvan belirli bir süre için dar bir

alanda tutulmuş ve sonra da bir tekerleği döndürmeye bırakılmıştır. Hayvanın

kapalı tutulma süresi uzadıkça, tekerleği döndürme süresi de uzamıştır. Bu

sonuç, bir tür yoksunluk etkisidir, bu etki de bir süre yiyeceksiz kalmanın

etkisine benzemektedir. Her iki durumda da daha büyük yoksunluğun ardından daha

güçlü güdülenme gelir. Bir diğer deneyde (Kağan ve Berkun, 1954) deneklerin

tekerlekte dönme olanağını elde edebilmeleri için bir manivelaya basmaları

gerekmekteydi. Bu ödülü kazanmak için manivelaya basmayı, aynı işi yiyecek elde

etmek için öğrendikleri kadar çabuk öğrenmişlerdir. Faaliyetin kendi başına bir

hedef olduğundan kuşku yoktur.Burada söz edilen güdü kaba beden

hareketleriyle sınırlandırılmış değildir. Tıpkı kedi yavrusunun iple oynaması

gibi nesnelerin elle yoklanmasını da içerir. Maymun ve insan gibi daha gelişmiş

hayvanlar her tür nesneyi kurcalarlar (manipulate). Maymun ve şempanzeler

nesneleri ellemekten özellikle hoşlanırlar. Oyuncaklarla oynama olanağı dışında

bir ödül verilmese bile maymunlara ayırdetme (örneğin kırmızı ile yeşili

birbirinden ayırdetme) öğretilebilmiştir (Harlow ve McClearn,

1954).Yeterli Olma GüdüsüYukarıda sözünü ettiğimiz merak ve

faaliyet araştırmalarında bir ilke arayacak olursak, bütün bunların ardında bir

genel güdünün olduğu sonucuna varabiliriz. Bu güdü de yeterli olma (competence)

güdüsüdür. Bu alandaki öncü psikologlardan biri de aynı sonuca varmıştır (White,

1959). White'a göre, insan ya da hayvan organizması, görebildiklerini görmeye ve

yapabildiklerini yapmaya güdülenmiştir. Başka bir deyişle, tüm gizilgüçlerini

kullanma güdüleri vardır (Maslow, 1968) ve gizilgüçlerini kullanmaktan da doyum

sağlarlar. Görmek ve yapmak kendi başlarına birer ödüldür (Dember ve Jenkins,

1970).Ayakta durmaya hazır olacak kadar olgunlaşmış bir bebeği

gözlersek, ayakta durmak için aşırı çaba sarfettiğini görürüz. Bunu yaptığı

zaman çok zevklenir, güler, sevinç çığlıkları atar ve seyredildiğini bilse de

bilmese de bunu yapar. Açıkça, bebeğin güçlü bir ayakta durma isteği vardır ve

bundan da büyük doyum sağlar.Özet

Birincil güdüler doğuştan var olan

ya da olgunlaşmayla ortaya çıkan öğrenilmemiş güdülerdir. Bazılarının fizyolojik

temeli vardır, diğerlerinin yoktur. Açlık ve susuzluk, fizyolojik kökenli

birincil güdülerdir. Cinsel güdü ve analık güdüsü hayvanlarda hormonlarla

düzenlenirken, insanlarda hormonların önemi daha azdır, insan ve hayvanlarda

duyusal uyarılma, ayrıca faaliyette bulunma ve nesneleri kurcalama birincil

güdüleri de vardır. Genelde organizma yeterli olma güdüsüne sahiptir, yani tüm

yeteneklerini kullanmaya çalışır.



Dr.charles V.ford ..yalan, Yalan, Yalan, Yalancılığın PsikolojisiSosyal Kuralların Psikolojisi (Muzaffer Şerif)Diyabetik Hastada Psikolojik SorunlarPsikolojik Cilk HastalıklarıYaratıcılıkYapısalcılıkSürrealist YaklaşımPragmatik YaklaşımKişisel Modernlik Yaklaşımlarıİşlevselcilikİnşacı YaklaşımFenomenolojik YaklaşımDiferansiyel YaklaşımPsikodinamik YaklaşımDavranışçı YaklaşımBiyolojik YaklaşımBilişsel Öğrenme YaklaşımıVroom'un Beklenti TeorisiTutkulu Aşk TeorisiSosyal Karşılaştırma Teorisi

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

« İletişim | Nesne Algılama »

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Birincil Güdüler

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Birincil Güdüler Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Birincil güdülerin bazıları açlık, susuzluk gibi, vücutta bilinen bazı fizyolojik değişikliklerden kaynaklanır ve genellikle fizyolojik dürtüler (physiological drives) olarak adlandırılırlar. Bu alt bölümde ilk olarak bunlar ele alınacaktır. Daha sonra da bildiğimiz bir fizyolojik temeli olmayan, duyusal uyarılma ve sevecenlik ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:37 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.