Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

Akupunktur Nedir

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Akupunktur Nedir Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız İnsan vücudundaki belirli akupunktur noktalarına iğneler sayesinde yapılan uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir. Bu iletişim, akupunktur noktasını oluşturan hücrelerden lokal hücresel uyarıların sinir terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır. Beyin de bu uyaranı gerekli organlara ulaştırır ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Akupunktur Nedir

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 12:23 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Akupunktur Nedir

İnsan vücudundaki belirli akupunktur noktalarına iğneler sayesinde yapılan

uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir.

Bu iletişim, akupunktur noktasını oluşturan hücrelerden lokal hücresel

uyarıların sinir terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır. Beyin de bu

uyaranı gerekli organlara ulaştırır ve ilgili organ ve uzuvlardaki enerji

dengesi düzelir. Dolayısıyla hastalık da ortadan kalkmış olur.Lazerle

akupunktur

Lazer bir ışıktır. Bildiğimiz, kullandığımız ışığın konsantre edilmiş hali

olduğu söylenebilir. Bazı hastalıkların tedavisinde ya da kimi zaman hastanın

tercihi doğrultusunda iğne yerine lazer kullanılmakta, iğne batırılarak uyarı

yapılacak noktaya lazerle uyarı verilmektedir. Özellikle ameliyatlar ve kazalar

sonrası kalan izlere karşı lazerle akupunktur son derece etkili sonuçlar

vermektedir. Ayrıca, çocukların tedavisinde iğneye alternatif olmaktadır.

Nasıl iğne?

Eskiden Çinliler sivri taş parçaları kullanmaktaydı. Bangkok?ta ise bu amaçla

bambu kamışının kullanıldığı biliniyor. Akupunktur yöntemi ile tedavide önceleri

altın kullanılmıştır. Altının elektirik potansiyel farkını alışı ve düzeltişi

çok önemlidir. Bu yüzden altınla tedavi uygulanan hasta çok daha kolay ve çabuk

iyileşme göstermektedir. Ancak bütün bu olumlu özelliklerine karşın altının

oldukça pahalı ve yumuşak bir madde olması dolayısıyla akupunktur sırasında

vücuda uygulanması, gereken noktalara batırılması zor olmaktadır. Buna bir çözüm

yolu bulmak amacıyla, altını iğne haline getirirken içine bazı metaller

konmuştur. Altının pozitif bir etkisi vardır. Gümüş de çok iyi bir akupunktur

iğnesi olmasına rağmen, biraz negatifliğe yönelik bir özellik göstermektedir.

Günümüzde ise, dünyada altın ya da gümüş iğne kullanılmamaktadır. Elektriği

altın kadar iyi ileten standart bir çeliğin üretilmesi ile bütün dünyada bu yeni

metal kullanılmaya başlanmıştır.

AKUPUNKTURDA KULAĞIN ÖNEMİ

Kulakta bedenin hemen hemen her uzvuyla ilgili bir akupunktur noktası

bulmaktadır. Örneğin, insanın bağırsağı, kalbi, karaciğeri ile ilgili noktalar

kulağında mevcuttur. Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücutla beraber veya tek

başına kulaktaki noktalar kullanılmaktadır. Öte yandan kulağın bu özelliği,

hastalığın belirlenmesine, deteksiyona yardımcı olmaktadır.

AKUPUNKTUR VE ZAYIFLAMA

Şişmanlık

Şişmanlık Nedir?

Dünyada şişmanlık

Neden kilo almak/vermek istediğimizde zorlanırız?

Vücut-Kitle indeksi nedir?

Akupunktur ve Zayıflama

Akupunkturla neden daha kolay ve kalıcı zayıflanır?

Şişmanlık (Obezite)

Şişmanlık, vücutta yağ dokusunun normalden fazla olmasıyla karakterize bir

hastalıktır.

Şişman bir kişi ayrıntılı tetkiklerden geçirildiğinde, bazen hiçbir

anormalliğe rastlanmayabilir. Bazen fiziksel olarak da bir belirti yoktur.

Ancak, diğer yandan tip II şeker hastalığı tanısı konmuş hastaların % 60?ı

şişmandır. Yine, vücuttaki yağ dokusunun artması ile, hormonal-metabolik

hastalıkların ve kalp-damar hastalıklarının ortaya çıkması ya da ağırlaşması

arasında doğrudan bir ilişki olduğu bilinmektedir.

Pekiyi, öyleyse neden gereğinden fazla besin tüketiriz? Şişmanladığımızı göre

göre neden buna devam ederiz? Bu soruların yanıtları araştırılmış ve obez

kişilerin yemek yeme konusunda daha çabuk uyarıldıkları, damak tatlarının daha

gelişmiş olduğu, daha geç doydukları ve yemek yeme işinin günlük yaşamları

içinde kafalarını daha fazla meşgul ettiği gözlenmiştir.

Genetik, metabolik, hormonal ve sinirsel birçok karmaşık sistem şişmanlığın

oluşmasında rol oynar. Aile yapısı, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı,

psikolojik sorunlar bu karmaşık sistemin herhangi bir basamağında etkili olarak

şişmanlığa giden yolu açar.

Obezite bir hastalık olduğu için, bir diyet uygulayıverip bırakmakla ortadan

kaldırılamaz. Yeni beslenme alışkanlıkları ve yeni bir yaşam şekli gerektirir.

Obezitenin de, şeker hastalığı ya da yüksek tansiyon gibi, yaşam boyu takip

edilmesi gerekir.

Şişmanlık sıklığı dünyada gittikçe artmaktadır. Ortalama sıklık % 25 olarak

verilmektedir; bu yüzdeye şişman olmayıp ideal kilosunun üzerinde olanlar da

katılınca oran % 50?ye ulaşmaktadır.

Obezite sıklığının artmasının nedenleri:

- Sosyo-kültürel faktörler,

- Biyolojik faktörler,

- Davranışsal faktörler,

- Gıda çeşit ve alımının artması ve kolaylaşması,

- Alkol tüketiminin artması,

- Teknolojinin ilerlemesi ile günlük eneji tüketiminin azalması,

- Özellikle çocukluk çağında bilgisayar ve televizyon karşısında geçerilen

zamanın artması ile yağlı ve katkılı yiyecek tüketiminin artması.

Yenilen besinler, vücudumuzda metabolik olaylar sonucunda yakılır ve bu

yanmadan elde edilen ısı ve eneji, hayatsal fonksiyonların işlemesi için

kullanılır. Metabolizma hızını, vücut kendisi ayarlar; Yani vücut az ya da çok

enerji harcayabilme yeteneğine sahiptir. Ancak, harcanacak eneji miktarı vücudun

alışık olduğu kilosunu korumaya yönelik olarak ayarlanmıştır. Bu nedenle kilo

vermek amacıyla az kalori alındığında, metabolizma hızı düşer ve bünye kilo

kaybetmemek için kendini korumaya çalışır. Vücudumuz, kendi alışık olduğu

kilosunu koruma çabasındadır.

Diyet yapan birçok kişi çok az yedikleri halde, çok yavaş zayıfladıklarından

yakınırlar ve çoğu zaman da sabredemeyerek diyete son verirler. Bundan sonra da

eskisi gibi yemeye başlayınca, verilen kilolar çok daha hızlı bir şekilde geri

alınır ve eski kiloya ulaşılınca kilo artışı durur.

Bunun benzeri bir durum kilo almak isteyenlerde de görülür; günlük gıda

miktarlarının iki veya üç katını yeseler bile çok az kilo alabilirler.

Vücudun kilo vermeye gösterdiği bu direnç, insanoğlunun binlerce yıllık

geçmişinde yaşadığı doğal afetler, savaşlar, hastalıklar nedeniyle aç kalmaktan

ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki, 20. yüzyılın sonunda bile dünyada açlık çeken

bölgeler vardır.

Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz:

Kilo vermek için çok aceleci olmamak gerekir. Haftada 15 kg. verdiren mucize

diyetler son derece sakıncalıdır ve bu derece hassas çalışan bir metabolizmayı

bozmaktan başka işe yaramaz. Günlük 1000 kalori altındaki diyetler kalp kasında

hasarlara neden olacak ölümlere yol açabilir. Haftada 0.5-1 kg. vermeyi sağlayan

diyetler güvenli olduğu kadar, kalıcı sonuçlar da sağlar. Daha hızlı kilo vermek

isteyenler, bunu biraz egzersiz yaparak gerçekleştirebilirler.

Pratikte şişmanlığın ölçümü için kullanılan çok basit iki yöntem vardır:

1. BMI (Beden Kitle İndeksi) = Vücut ağırlığı (kg.) / boy² (m²)

<19

zayıf

19-25

normal

25-30

fazla kilolu

30-40

şişman (obez)

>40

çok şişman (morbid obez)

2. Bel çevresi ölçümü: Erkeklerde 102 cm., kadınlarda 88 cm. üzeri riskli

görülmektedir.

Beden kitle indeksi ve bel çevresi ölçümü arttıkça, ortaya çıkacak tıbbi

sorunların en önemlileri şunlardır:

- Kalp-damar hastalıkları

- Tip II şeker hastalığı

- Hipertansiyon

- Safra taşları oluşumu

- Karaciğer yağlanması

- Uyku ve solunum problemleri

- Eklemlerde dejeneratif değişiklikler; özellikle bel, diz, kalça gibi vücut

yükünü taşıyan eklemlerde kireçlenme.

Akupunktur ve Zayıflama

Bilindiği gibi akupunktur alışkanlık tedavilerinde kullanılır. Kilo verme de

beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile mümkün olduğuna

göre, bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük

kolaylıklar sağlar.

İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır.

Mide asiditesi kontrol altına alınarak, mide kazınması, yanması gibi sorunlar

engellenir.

Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlik önlenir.

Metabolizma hızını düzenler. Akupunkturla tedavi gören hasta, kendi kendine

yaptığı diyetlerden daha kolay kilo vermeyi başarır.

Akupunktur tedavisi sırasında, vücutta serotonin ve endorfin seviyeleri

artmaktadır. Bu hormonlar diyet yapan kişiye huzur verir, sedasyon sağlar.

Böylece diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı

huzursuzluk ve tedirginlik yaşamaz.

30-40 kg. fazlası olan hastaların tabii ki uzun bir zaman diyet yapmaları

gerekir. Ancak, çoğu insanda böyle bir sabır olmadığı için, her pazartesi

başlanan diyetler, her cumartesi sona erer. Böylece sık sık yapılan diyet

denemeleri sonucu her geçen günkilo vermek daha da zorlaşır. İşte, bu gibi

hastalarda akupunktur inanılmaz başarılar sağlar ve hasta 1 yıla kadar uzanan

bir zaman diliminde onlarca kilo verebilir. Hastanın uzun süre diyete

dayanabilmesinin nedeni, akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan etkiden

dolayıdır. Ayrıca hasta kilolarının eridiğini gördükçe daha çok motive olup, bu

işe dört elle sarılmaktadır.

AKUPUNKTUR VE SİGARA BIRAKMA

Akupunkturla Sigara Bırakma Tedavisi

Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?

Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?

Akupunktur ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?

Sigarayı Neden Bırakalım?

Sigara neden zararlı?

Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?

Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?

Sigarayı bırakma yolları nelerdir?

Sigarayı bırakmak isteyenlerin yaşadığı tipik kaygı ve sorunlar nelerdir?

Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?

Yapmanız gereken tek şey sigarayı bırakmaya karar vermektir. Bu, insanın

yaşamında alabileceği en önemli kararlardan biridir. Bu kararı verdikten sonra,

akupunktur, size sigarayı bırakmanızda büyük kolaylık sağlayacaktır.

İnsanlarda serotonin ve endorfin adı verilen iki madde vardır. Bunlar beyinde

bulunur ve rahatlık, hoşluk, keyif ve huzur gibi duygular ile ilgilidirler.

Normalde insanlarda kahkaha atınca, mutlu bir haber alınca ya da çikolata veya

güzel bir tatlı yiyince, bir yeriniz acıyınca serotonin ve endorfin düzeyi

yükselir. Ancak sigara içenlerde serotonin - endorfin salgılama işini sigara

üstlendiğinden vücut otonomisini kaybetmiştir. Hani keyiflenince de, dertlenince

de sigara içilir ya, işte, açıklaması budur.

Sigarayı bırakanlarda ilk hafta beyin serotonin salgılama işini

gerçekleştiremediğinden vücut oldukça zor anlar yaşar. Beyin ancak 72 saat sonra

eski görevini yapmaya başlar.

Bu 72 saatlik süre içinde, hastanın yoksunluk belirtileri önlenirse, sigarayı

bırakması çok kolaylaşır. Akupunktur ile tedavi, kişinin sigara içmemekten

dolayı oluşabilecek şikayetleri ortadan kaldırır. Böylece sigara içmemeye karar

vermiş olan kişi, bunu hiç zorlanmadan başarır; çünkü, akupunktur tedavisi beyni

yeniden sigaraya gerek duymadan serotonin ve endorfin salgılaması için uyarır ve

bundan sonra da beyin eski otonomisini kazanır.

Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?

Üç gün üst üste 20 dk.lık 3 seans tedavi uygulanır. Toplam 1 saat süren bir

tedavidir. Böylece 72 saatlik en zor geçen dönemde vücut kontrol altındadır.

Daha sonra hastanın bağımlılık derecesiyle bağlantılı olarak ek seanslar

yapılabilir, ama genellikle buna gerek kalmaz. Tedavi süresince tek bir sigara

bile içilmemesi ve nikotin preparatları kullanılmaması gerekir. Aksi halde,

başladığımız noktaya geri döneriz.

Akupunktur tedavisi ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?

%90 - 95 gibi yüksek bir başarı oranı vardır.

Sigara neden zararlı?

Tütün kullanımı yaklaşık 200 yıl öncesine kadar gidiyor. İlk zamanlarda

tütünün sağlığa iyi geldiği düşünülüyordu. Sigaranın zararları 1950?li yıllara

kadar çok fazla bilinmiyordu. Ancak, daha sonraki yıllarda yapılan araştırmalar,

sigaranın insan sağlığına gerçekten zararlı olduğunu ortaya çıkardı. Sigara

dumanında sağlık açısından zararlı yüzlerce (bu sayı abartılmamıştır) madde

bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse, bunların en çok bilinenlerinden birkaç

tanesi ; amonyak, terebentin, kadmiyum, insektisitler, naftalin, aseton,

arsenik, formal, hidrojen siyanür, radon, polenyum, deterjanlar?

Bunların bir çoğu kanserojendir. Ayrıca tütün ve sigaranın sarıldığı kağıdın

yanmasından dolayı açığa çıkan maddeler ve katran da yine konserojen maddeler

arasındadır.

Kalıp - Damar sağlığı açısından özellikle tehlikeli olan maddeler ise nikotin

ve karbonmonoksittir. Nikotin kalp artışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir,

kan pıhtılaşmasını arttırır. Yani kalbin yükünü ve oksijen ihtiyacını arttırır.

Bütün yanma olaylarında açığa çıkan zehirli bir gaz olan karbonmonoksit ise,

kandaki oksijen ile birleşerek kanda bulunan oksijen miktarını düşürür. Sonuç

olarak nikotin nedeniyle oksijene gereksinimi artmış olan kalp, kanda yeterli

oksijeni bulamaz ve işi çok daha zorlaşır.

Sigara kullanımı ile doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlanmış hastalıkları şöyle

sıralıyalım: Ağız kanserleri, sindirim sistemi kanserleri, solunum sistemi

kanserleri, akciğer hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, ülser, mesane

kanseri.

Dünya Sağlık Örgütü?ne göre dünyada 1 milyar 100 milyon insan sigara içiyor.

Erkekleri %47si, kadınların %12?si sigara tiryakisi. Ayrıca, son yıllarda sigara

içen kadınların sayısında nispeten daha fazla bir artış olduğu

gözlemlenmektedir. Bu da dünyaya yeni gelecek nesillerin sağlığını direkt olarak

etkileyecektir. Son rakamlara göre, dünyada yılda 3 milyon kişi sigaraya bağlı

hastalıklar nedeniyle ölmektedir.

Şimdi hemen yeri gelmişken önemli bir konuya değinmek gerekiyor. Örneğin;

akciğer kanserinin sigaraya bağlı olarak meydana geldiği heryerde söyleniyor.

Fakat siz daha geçen ay akciğer kanserinden ölen bir tanıdığınızın hiç sigara

içmediğini biliyorsunuz ve uzmanların biraz fazla abarttığını düşünüyorsunuz.

Bunun açıklaması şöyle: Akciğer kanserinin 4 türü vardır; hatta bunların da alt

grupları vardır. Bunların içinde sigara kullanımı ile doğrudan ilgili olanlar

(%60) zaten en sık görülen kanser türleridir. Sigara ile ilgisi olmayan ise, çok

daha az oranda görülen bir kanser türüdür.

İngiltere?de yapılan bir araştırmaya göre günde 20 sigara?dan fazla içenlerin

%40?ı, daha emeklilik yaşına gelmeden ölmektedir. Oysa sigara içmeyenlerde bu

oran %15?dir.

Bir de pasif içici kavramı var. Sigarayı içen kişi, eğer filtreli sigara

içiyorsa, bu filtre bir miktar zararlı maddenin geçişini engelleyebilir. Halbuki

sigaranın ucundan havaya karışan duman hiçbir süzgeçten geçmediği için daha

tehlikelidir. Yani uzun süre bu dumana maruz kalan ve pasif içici denilen

kişiler de tehlike altındadır. Ayrıca unutmamak gerekir ki, sigarayı içen kişi

de havaya yayılan bu dumanı yine solumaktadır. Sigara içilen evlerdeki küçük

çocuklarımız bronşit ve zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına daha sık

yakalanırlar. Pasif içici olduklarından akciğer kanseri açısından risk

grubundadırlar ve ileride sigara içmeye daha çok eğimli olurlar.

Özellikle gelişmiş ülkelerde kamuoyuna yansıyan bu sonuçlar ve alınan

tedbirler sonucunda sigara kullanımı %50 ye varan oranlarda azaltılmıştır. ABD,

İngiltere, Kanada bu konuda başarılı ülkeler arasındadır.

Öte yandan, aynı zamanda sigara üreticisi olan bu ülkeler, gelişmekte olan

ülkelerde edindikleri pazarlarını büyütme çabası içindedirler.

Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?

20 dk sonra tansiyon ve nabız normale döner.

8 saat sonra vücut kendini yenilemeye başlar. Kan oksijeni normal düzeye

çıkar.

24 saat sonra kalp krizi riski azalmaya başlar. 1 yıl sonra yarıya düşer.

48 saat sonra duyu organları iyi çalışmaya başlar. Tat ve koku duyusu

düzelir. Cilt kendini yeniler.

72 saat sonra Akciğer kapasitesi artar, solunum rahatlar.

2 hafta sonra efor kapasitesi artar (Yürüme, merdiven çıkma?).

1-9 ay içinde akciğer hücreleri yenilenir. Akciğer hastalıkları (zatürre

gibi) riski azaltır. Öksürük, nefes darlığı düzelir.

5 yıl sonra ağız, boğaz, yemek borusu kanserleri riski %50 azalır.

Pankreas, mesane, rahim kanseri riski azalır.

Sindirim sistemi ülseri riski azalır.

Sigara gebelikten önce ya da gebeliğin ilk 3 ayında bırakılırsa erken doğum

riski ve düşük doğum kilolu bebek doğurma riski, içmeyenlerdeki düzeye iner.

Koroner kalp hastalığı riski sigaranın bırakılmasından 15 yıl sonra sigara

içmeyenlerin düzeyine iner.

Aynı evde yaşayan küçük cocuklar ve bebeklerin, solunum yolu hastalıklarına

yakalanma riski azalır.

Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?

Sigaraya bağlı bir hastalığın ortaya çıkması.

Fiyatın pahalı gelmesi.

Sigaranın zararları hakkındaki yayınlar.

Çevresi tarafından bırakmaya yönelik teşvik, kınama.

Kapalı yerlerde sigara içiminin yasaklanması.

Gelişmiş ülkelerde sigaranın zararları hakkındaki yazılar, sigaranın fiyatı,

kınama ve yasaklamalar etkili olmaktadır; ancak, bizim insanımızı bir hastalığın

ortaya çıkması daha çok etkilemektedir. Örneğin, kalp krizi geçirmiş veya

by-pass ameliyatı olmuş hastaların sigarayı bırakma oranları yüksektir ve

başarılıdır.

Sigarayı bırakma yolları nelerdir?

Akupunktur,

Grup Terapisi,

Hipnoz,

Kişisel çaba ile bırakma,

Farmokolojik tedavi.

Sigarayı bırakmak isteyenlerin yaşadıkları tipik kaygı ve sorunlar

nelerdir?

Sigarayı azaltmak mı, tamamen bırakmak mı? Yoksunluk belirtilerinin daha uzun

sürmesine neden olur. Çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. Sigara miktarı yine

arttırılır.

Ara ara sigara içmek: Vücuda tekrar nikotin etkisini hatırlatır. Zamanla

düzenli olarak içmeye dönüşür. Halbuki sigara içilmemesine alışmak daha

kolaydır.

Çevre baskısı: Sigarayı bırakanların çoğu çevresi tarafından adeta tekrar

içmeye zorlanır. Bu, sigara içenlerin bir kişiyi daha kaybetmelerinden

kaynaklanan ilginç bir psikolojik durumdur. Ancak kısa bir zaman içinde

arkadaşlarınız da sigara içmediğinizi kabullenip sizi rahat bırakacaklardır.

Katran ve nikotin düzeyi düşük (light) sigara içmek: Bu durumda genellikle

günlük sigara adedi arttırılarak eski nikotin düzeyi tutturulmaya çalışılır.

Zaten ?tehlikesiz sigara? yoktur.

Sorumluluğu başkasına yıkmak: Çoğu kişi sevdiği birisi onu desteklemezse

sigarayy bırakmaktan kaçar. Hatta deneyip de başarısız olursa başkasını suçlar.

Oysa sigarayı bırakmak öncelikle kişisel bir sorundur, mutlaka kendinize

güvenmeyi başarmalısınız.

Şişmanlama korkusu: Gerçekte sigarayı bırakanların sadece 1/3?ü kilo alır ve

bu fark gerçekte 3-4 kg. kadardır. Bundan daha fazla alınan kilolar kendine

güvensizlikten kaynaklanan, sigarayı elde ve ağızda tutmak alışkanlığının yerini

alan, abur cubur atıştırma alışkanlığıdır. Oysa, gerçekte sigarayı bırakmaktan

dolayı ilk günlerde açılan iştah, kısa bir süre sonra normale döner.

Yoksunluk belirtileri: Şiddetli nikotin arayışı, gerginlik, kızgınlık,

huzursuzluk, sinirlilik, uyku kalitesinin bozulması, iştah artışı ve benzeri

belirtiler olabilir. Bu belirtiler geçicidir ve vücudun kendini onardığını

gösterir. Örneğin, öksürük ve balgam artışı, solunum yollarındaki titrek

tüylerin zehirli maddeleri atmak için görevlerini yerine getirmeye başlamasından

kaynaklanır. Yoksunluk belirtileri sigara bırakanların 2/3?ünde görülür.

Belirtiler, ilk 72 saat içinde şiddetlidir. 7-10 gün içinde azalarak ortadan

kalkar.



Insulin Vücutta Nasil İş Görür?Diyabet TipleriTip 1 Diyabetin Nedenleri[img]images/smilies/biggrin.gif[/img]aha Fazla Posa Yiyin.Hangi Yiyeceklerde Yağ Vardır?Hangi Yiyeceklerde Protein Vardır?Nişastalı Yiyecekleri Yerseniz Ne Olur?Şeker Yerseniz Ne Olur ?Tip I DiyabetYiyecek DeğişimiDeğişim ListeleriKalp Sağlığını Korumak İçin Ne Yapmalıyız?Daha Az Tuz TüketinYapay TatlandırıcılarUygun Zamanlarda BesleninTip II diyabetYürüyüş Yapmanın FaydalarıDoğru Olan Fiziksel Aktiviteyi SeçmekEgzersize Başlamadan ÖnceFiziksel Aktiviteler

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Akupunktur Nedir

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Akupunktur Nedir Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız İnsan vücudundaki belirli akupunktur noktalarına iğneler sayesinde yapılan uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir. Bu iletişim, akupunktur noktasını oluşturan hücrelerden lokal hücresel uyarıların sinir terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır. Beyin de bu uyaranı gerekli organlara ulaştırır ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:58 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.