Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Akupunktur Nedir İnsan vücudundaki belirli akupunktur noktalarına iğneler sayesinde yapılan
uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir.
Bu iletişim, akupunktur noktasını oluşturan hücrelerden lokal hücresel
uyarıların sinir terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır. Beyin de bu
uyaranı gerekli organlara ulaştırır ve ilgili organ ve uzuvlardaki enerji
dengesi düzelir. Dolayısıyla hastalık da ortadan kalkmış olur.Lazerle
akupunktur
Lazer bir ışıktır. Bildiğimiz, kullandığımız ışığın konsantre edilmiş hali
olduğu söylenebilir. Bazı hastalıkların tedavisinde ya da kimi zaman hastanın
tercihi doğrultusunda iğne yerine lazer kullanılmakta, iğne batırılarak uyarı
yapılacak noktaya lazerle uyarı verilmektedir. Özellikle ameliyatlar ve kazalar
sonrası kalan izlere karşı lazerle akupunktur son derece etkili sonuçlar
vermektedir. Ayrıca, çocukların tedavisinde iğneye alternatif olmaktadır.
Nasıl iğne?
Eskiden Çinliler sivri taş parçaları kullanmaktaydı. Bangkok?ta ise bu amaçla
bambu kamışının kullanıldığı biliniyor. Akupunktur yöntemi ile tedavide önceleri
altın kullanılmıştır. Altının elektirik potansiyel farkını alışı ve düzeltişi
çok önemlidir. Bu yüzden altınla tedavi uygulanan hasta çok daha kolay ve çabuk
iyileşme göstermektedir. Ancak bütün bu olumlu özelliklerine karşın altının
oldukça pahalı ve yumuşak bir madde olması dolayısıyla akupunktur sırasında
vücuda uygulanması, gereken noktalara batırılması zor olmaktadır. Buna bir çözüm
yolu bulmak amacıyla, altını iğne haline getirirken içine bazı metaller
konmuştur. Altının pozitif bir etkisi vardır. Gümüş de çok iyi bir akupunktur
iğnesi olmasına rağmen, biraz negatifliğe yönelik bir özellik göstermektedir.
Günümüzde ise, dünyada altın ya da gümüş iğne kullanılmamaktadır. Elektriği
altın kadar iyi ileten standart bir çeliğin üretilmesi ile bütün dünyada bu yeni
metal kullanılmaya başlanmıştır.
AKUPUNKTURDA KULAĞIN ÖNEMİ
Kulakta bedenin hemen hemen her uzvuyla ilgili bir akupunktur noktası
bulmaktadır. Örneğin, insanın bağırsağı, kalbi, karaciğeri ile ilgili noktalar
kulağında mevcuttur. Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücutla beraber veya tek
başına kulaktaki noktalar kullanılmaktadır. Öte yandan kulağın bu özelliği,
hastalığın belirlenmesine, deteksiyona yardımcı olmaktadır.
AKUPUNKTUR VE ZAYIFLAMA
Şişmanlık
Şişmanlık Nedir?
Dünyada şişmanlık
Neden kilo almak/vermek istediğimizde zorlanırız?
Vücut-Kitle indeksi nedir?
Akupunktur ve Zayıflama
Akupunkturla neden daha kolay ve kalıcı zayıflanır?
Şişmanlık (Obezite)
Şişmanlık, vücutta yağ dokusunun normalden fazla olmasıyla karakterize bir
hastalıktır.
Şişman bir kişi ayrıntılı tetkiklerden geçirildiğinde, bazen hiçbir
anormalliğe rastlanmayabilir. Bazen fiziksel olarak da bir belirti yoktur.
Ancak, diğer yandan tip II şeker hastalığı tanısı konmuş hastaların % 60?ı
şişmandır. Yine, vücuttaki yağ dokusunun artması ile, hormonal-metabolik
hastalıkların ve kalp-damar hastalıklarının ortaya çıkması ya da ağırlaşması
arasında doğrudan bir ilişki olduğu bilinmektedir.
Pekiyi, öyleyse neden gereğinden fazla besin tüketiriz? Şişmanladığımızı göre
göre neden buna devam ederiz? Bu soruların yanıtları araştırılmış ve obez
kişilerin yemek yeme konusunda daha çabuk uyarıldıkları, damak tatlarının daha
gelişmiş olduğu, daha geç doydukları ve yemek yeme işinin günlük yaşamları
içinde kafalarını daha fazla meşgul ettiği gözlenmiştir.
Genetik, metabolik, hormonal ve sinirsel birçok karmaşık sistem şişmanlığın
oluşmasında rol oynar. Aile yapısı, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı,
psikolojik sorunlar bu karmaşık sistemin herhangi bir basamağında etkili olarak
şişmanlığa giden yolu açar.
Obezite bir hastalık olduğu için, bir diyet uygulayıverip bırakmakla ortadan
kaldırılamaz. Yeni beslenme alışkanlıkları ve yeni bir yaşam şekli gerektirir.
Obezitenin de, şeker hastalığı ya da yüksek tansiyon gibi, yaşam boyu takip
edilmesi gerekir.
Şişmanlık sıklığı dünyada gittikçe artmaktadır. Ortalama sıklık % 25 olarak
verilmektedir; bu yüzdeye şişman olmayıp ideal kilosunun üzerinde olanlar da
katılınca oran % 50?ye ulaşmaktadır.
Obezite sıklığının artmasının nedenleri:
- Sosyo-kültürel faktörler,
- Biyolojik faktörler,
- Davranışsal faktörler,
- Gıda çeşit ve alımının artması ve kolaylaşması,
- Alkol tüketiminin artması,
- Teknolojinin ilerlemesi ile günlük eneji tüketiminin azalması,
- Özellikle çocukluk çağında bilgisayar ve televizyon karşısında geçerilen
zamanın artması ile yağlı ve katkılı yiyecek tüketiminin artması.
Yenilen besinler, vücudumuzda metabolik olaylar sonucunda yakılır ve bu
yanmadan elde edilen ısı ve eneji, hayatsal fonksiyonların işlemesi için
kullanılır. Metabolizma hızını, vücut kendisi ayarlar; Yani vücut az ya da çok
enerji harcayabilme yeteneğine sahiptir. Ancak, harcanacak eneji miktarı vücudun
alışık olduğu kilosunu korumaya yönelik olarak ayarlanmıştır. Bu nedenle kilo
vermek amacıyla az kalori alındığında, metabolizma hızı düşer ve bünye kilo
kaybetmemek için kendini korumaya çalışır. Vücudumuz, kendi alışık olduğu
kilosunu koruma çabasındadır.
Diyet yapan birçok kişi çok az yedikleri halde, çok yavaş zayıfladıklarından
yakınırlar ve çoğu zaman da sabredemeyerek diyete son verirler. Bundan sonra da
eskisi gibi yemeye başlayınca, verilen kilolar çok daha hızlı bir şekilde geri
alınır ve eski kiloya ulaşılınca kilo artışı durur.
Bunun benzeri bir durum kilo almak isteyenlerde de görülür; günlük gıda
miktarlarının iki veya üç katını yeseler bile çok az kilo alabilirler.
Vücudun kilo vermeye gösterdiği bu direnç, insanoğlunun binlerce yıllık
geçmişinde yaşadığı doğal afetler, savaşlar, hastalıklar nedeniyle aç kalmaktan
ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki, 20. yüzyılın sonunda bile dünyada açlık çeken
bölgeler vardır.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz:
Kilo vermek için çok aceleci olmamak gerekir. Haftada 15 kg. verdiren mucize
diyetler son derece sakıncalıdır ve bu derece hassas çalışan bir metabolizmayı
bozmaktan başka işe yaramaz. Günlük 1000 kalori altındaki diyetler kalp kasında
hasarlara neden olacak ölümlere yol açabilir. Haftada 0.5-1 kg. vermeyi sağlayan
diyetler güvenli olduğu kadar, kalıcı sonuçlar da sağlar. Daha hızlı kilo vermek
isteyenler, bunu biraz egzersiz yaparak gerçekleştirebilirler.
Pratikte şişmanlığın ölçümü için kullanılan çok basit iki yöntem vardır:
1. BMI (Beden Kitle İndeksi) = Vücut ağırlığı (kg.) / boy² (m²)
<19
zayıf
19-25
normal
25-30
fazla kilolu
30-40
şişman (obez)
>40
çok şişman (morbid obez)
2. Bel çevresi ölçümü: Erkeklerde 102 cm., kadınlarda 88 cm. üzeri riskli
görülmektedir.
Beden kitle indeksi ve bel çevresi ölçümü arttıkça, ortaya çıkacak tıbbi
sorunların en önemlileri şunlardır:
- Kalp-damar hastalıkları
- Tip II şeker hastalığı
- Hipertansiyon
- Safra taşları oluşumu
- Karaciğer yağlanması
- Uyku ve solunum problemleri
- Eklemlerde dejeneratif değişiklikler; özellikle bel, diz, kalça gibi vücut
yükünü taşıyan eklemlerde kireçlenme.
Akupunktur ve Zayıflama
Bilindiği gibi akupunktur alışkanlık tedavilerinde kullanılır. Kilo verme de
beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile mümkün olduğuna
göre, bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük
kolaylıklar sağlar.
İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır.
Mide asiditesi kontrol altına alınarak, mide kazınması, yanması gibi sorunlar
engellenir.
Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlik önlenir.
Metabolizma hızını düzenler. Akupunkturla tedavi gören hasta, kendi kendine
yaptığı diyetlerden daha kolay kilo vermeyi başarır.
Akupunktur tedavisi sırasında, vücutta serotonin ve endorfin seviyeleri
artmaktadır. Bu hormonlar diyet yapan kişiye huzur verir, sedasyon sağlar.
Böylece diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı
huzursuzluk ve tedirginlik yaşamaz.
30-40 kg. fazlası olan hastaların tabii ki uzun bir zaman diyet yapmaları
gerekir. Ancak, çoğu insanda böyle bir sabır olmadığı için, her pazartesi
başlanan diyetler, her cumartesi sona erer. Böylece sık sık yapılan diyet
denemeleri sonucu her geçen günkilo vermek daha da zorlaşır. İşte, bu gibi
hastalarda akupunktur inanılmaz başarılar sağlar ve hasta 1 yıla kadar uzanan
bir zaman diliminde onlarca kilo verebilir. Hastanın uzun süre diyete
dayanabilmesinin nedeni, akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan etkiden
dolayıdır. Ayrıca hasta kilolarının eridiğini gördükçe daha çok motive olup, bu
işe dört elle sarılmaktadır.
AKUPUNKTUR VE SİGARA BIRAKMA
Akupunkturla Sigara Bırakma Tedavisi
Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?
Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?
Akupunktur ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?
Sigarayı Neden Bırakalım?
Sigara neden zararlı?
Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?
Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?
Sigarayı bırakma yolları nelerdir?
Sigarayı bırakmak isteyenlerin yaşadığı tipik kaygı ve sorunlar nelerdir?
Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?
Yapmanız gereken tek şey sigarayı bırakmaya karar vermektir. Bu, insanın
yaşamında alabileceği en önemli kararlardan biridir. Bu kararı verdikten sonra,
akupunktur, size sigarayı bırakmanızda büyük kolaylık sağlayacaktır.
İnsanlarda serotonin ve endorfin adı verilen iki madde vardır. Bunlar beyinde
bulunur ve rahatlık, hoşluk, keyif ve huzur gibi duygular ile ilgilidirler.
Normalde insanlarda kahkaha atınca, mutlu bir haber alınca ya da çikolata veya
güzel bir tatlı yiyince, bir yeriniz acıyınca serotonin ve endorfin düzeyi
yükselir. Ancak sigara içenlerde serotonin - endorfin salgılama işini sigara
üstlendiğinden vücut otonomisini kaybetmiştir. Hani keyiflenince de, dertlenince
de sigara içilir ya, işte, açıklaması budur.
Sigarayı bırakanlarda ilk hafta beyin serotonin salgılama işini
gerçekleştiremediğinden vücut oldukça zor anlar yaşar. Beyin ancak 72 saat sonra
eski görevini yapmaya başlar.
Bu 72 saatlik süre içinde, hastanın yoksunluk belirtileri önlenirse, sigarayı
bırakması çok kolaylaşır. Akupunktur ile tedavi, kişinin sigara içmemekten
dolayı oluşabilecek şikayetleri ortadan kaldırır. Böylece sigara içmemeye karar
vermiş olan kişi, bunu hiç zorlanmadan başarır; çünkü, akupunktur tedavisi beyni
yeniden sigaraya gerek duymadan serotonin ve endorfin salgılaması için uyarır ve
bundan sonra da beyin eski otonomisini kazanır.
Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?
Üç gün üst üste 20 dk.lık 3 seans tedavi uygulanır. Toplam 1 saat süren bir
tedavidir. Böylece 72 saatlik en zor geçen dönemde vücut kontrol altındadır.
Daha sonra hastanın bağımlılık derecesiyle bağlantılı olarak ek seanslar
yapılabilir, ama genellikle buna gerek kalmaz. Tedavi süresince tek bir sigara
bile içilmemesi ve nikotin preparatları kullanılmaması gerekir. Aksi halde,
başladığımız noktaya geri döneriz.
Akupunktur tedavisi ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?
%90 - 95 gibi yüksek bir başarı oranı vardır.
Sigara neden zararlı?
Tütün kullanımı yaklaşık 200 yıl öncesine kadar gidiyor. İlk zamanlarda
tütünün sağlığa iyi geldiği düşünülüyordu. Sigaranın zararları 1950?li yıllara
kadar çok fazla bilinmiyordu. Ancak, daha sonraki yıllarda yapılan araştırmalar,
sigaranın insan sağlığına gerçekten zararlı olduğunu ortaya çıkardı. Sigara
dumanında sağlık açısından zararlı yüzlerce (bu sayı abartılmamıştır) madde
bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse, bunların en çok bilinenlerinden birkaç
tanesi ; amonyak, terebentin, kadmiyum, insektisitler, naftalin, aseton,
arsenik, formal, hidrojen siyanür, radon, polenyum, deterjanlar?
Bunların bir çoğu kanserojendir. Ayrıca tütün ve sigaranın sarıldığı kağıdın
yanmasından dolayı açığa çıkan maddeler ve katran da yine konserojen maddeler
arasındadır.
Kalıp - Damar sağlığı açısından özellikle tehlikeli olan maddeler ise nikotin
ve karbonmonoksittir. Nikotin kalp artışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir,
kan pıhtılaşmasını arttırır. Yani kalbin yükünü ve oksijen ihtiyacını arttırır.
Bütün yanma olaylarında açığa çıkan zehirli bir gaz olan karbonmonoksit ise,
kandaki oksijen ile birleşerek kanda bulunan oksijen miktarını düşürür. Sonuç
olarak nikotin nedeniyle oksijene gereksinimi artmış olan kalp, kanda yeterli
oksijeni bulamaz ve işi çok daha zorlaşır.
Sigara kullanımı ile doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlanmış hastalıkları şöyle
sıralıyalım: Ağız kanserleri, sindirim sistemi kanserleri, solunum sistemi
kanserleri, akciğer hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, ülser, mesane
kanseri.
Dünya Sağlık Örgütü?ne göre dünyada 1 milyar 100 milyon insan sigara içiyor.
Erkekleri %47si, kadınların %12?si sigara tiryakisi. Ayrıca, son yıllarda sigara
içen kadınların sayısında nispeten daha fazla bir artış olduğu
gözlemlenmektedir. Bu da dünyaya yeni gelecek nesillerin sağlığını direkt olarak
etkileyecektir. Son rakamlara göre, dünyada yılda 3 milyon kişi sigaraya bağlı
hastalıklar nedeniyle ölmektedir.
Şimdi hemen yeri gelmişken önemli bir konuya değinmek gerekiyor. Örneğin;
akciğer kanserinin sigaraya bağlı olarak meydana geldiği heryerde söyleniyor.
Fakat siz daha geçen ay akciğer kanserinden ölen bir tanıdığınızın hiç sigara
içmediğini biliyorsunuz ve uzmanların biraz fazla abarttığını düşünüyorsunuz.
Bunun açıklaması şöyle: Akciğer kanserinin 4 türü vardır; hatta bunların da alt
grupları vardır. Bunların içinde sigara kullanımı ile doğrudan ilgili olanlar
(%60) zaten en sık görülen kanser türleridir. Sigara ile ilgisi olmayan ise, çok
daha az oranda görülen bir kanser türüdür.
İngiltere?de yapılan bir araştırmaya göre günde 20 sigara?dan fazla içenlerin
%40?ı, daha emeklilik yaşına gelmeden ölmektedir. Oysa sigara içmeyenlerde bu
oran %15?dir.
Bir de pasif içici kavramı var. Sigarayı içen kişi, eğer filtreli sigara
içiyorsa, bu filtre bir miktar zararlı maddenin geçişini engelleyebilir. Halbuki
sigaranın ucundan havaya karışan duman hiçbir süzgeçten geçmediği için daha
tehlikelidir. Yani uzun süre bu dumana maruz kalan ve pasif içici denilen
kişiler de tehlike altındadır. Ayrıca unutmamak gerekir ki, sigarayı içen kişi
de havaya yayılan bu dumanı yine solumaktadır. Sigara içilen evlerdeki küçük
çocuklarımız bronşit ve zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına daha sık
yakalanırlar. Pasif içici olduklarından akciğer kanseri açısından risk
grubundadırlar ve ileride sigara içmeye daha çok eğimli olurlar.
Özellikle gelişmiş ülkelerde kamuoyuna yansıyan bu sonuçlar ve alınan
tedbirler sonucunda sigara kullanımı %50 ye varan oranlarda azaltılmıştır. ABD,
İngiltere, Kanada bu konuda başarılı ülkeler arasındadır.
Öte yandan, aynı zamanda sigara üreticisi olan bu ülkeler, gelişmekte olan
ülkelerde edindikleri pazarlarını büyütme çabası içindedirler.
Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?
20 dk sonra tansiyon ve nabız normale döner.
8 saat sonra vücut kendini yenilemeye başlar. Kan oksijeni normal düzeye
çıkar.
24 saat sonra kalp krizi riski azalmaya başlar. 1 yıl sonra yarıya düşer.
48 saat sonra duyu organları iyi çalışmaya başlar. Tat ve koku duyusu
düzelir. Cilt kendini yeniler.
72 saat sonra Akciğer kapasitesi artar, solunum rahatlar.
2 hafta sonra efor kapasitesi artar (Yürüme, merdiven çıkma?).
1-9 ay içinde akciğer hücreleri yenilenir. Akciğer hastalıkları (zatürre
gibi) riski azaltır. Öksürük, nefes darlığı düzelir.
5 yıl sonra ağız, boğaz, yemek borusu kanserleri riski %50 azalır.
Pankreas, mesane, rahim kanseri riski azalır.
Sindirim sistemi ülseri riski azalır.
Sigara gebelikten önce ya da gebeliğin ilk 3 ayında bırakılırsa erken doğum
riski ve düşük doğum kilolu bebek doğurma riski, içmeyenlerdeki düzeye iner.
Koroner kalp hastalığı riski sigaranın bırakılmasından 15 yıl sonra sigara
içmeyenlerin düzeyine iner.
Aynı evde yaşayan küçük cocuklar ve bebeklerin, solunum yolu hastalıklarına
yakalanma riski azalır.
Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?
Sigaraya bağlı bir hastalığın ortaya çıkması.
Fiyatın pahalı gelmesi.
Sigaranın zararları hakkındaki yayınlar.
Çevresi tarafından bırakmaya yönelik teşvik, kınama.
Kapalı yerlerde sigara içiminin yasaklanması.
Gelişmiş ülkelerde sigaranın zararları hakkındaki yazılar, sigaranın fiyatı,
kınama ve yasaklamalar etkili olmaktadır; ancak, bizim insanımızı bir hastalığın
ortaya çıkması daha çok etkilemektedir. Örneğin, kalp krizi geçirmiş veya
by-pass ameliyatı olmuş hastaların sigarayı bırakma oranları yüksektir ve
başarılıdır.
Sigarayı bırakma yolları nelerdir?
Akupunktur,
Grup Terapisi,
Hipnoz,
Kişisel çaba ile bırakma,
Farmokolojik tedavi.
Sigarayı bırakmak isteyenlerin yaşadıkları tipik kaygı ve sorunlar
nelerdir?
Sigarayı azaltmak mı, tamamen bırakmak mı? Yoksunluk belirtilerinin daha uzun
sürmesine neden olur. Çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. Sigara miktarı yine
arttırılır.
Ara ara sigara içmek: Vücuda tekrar nikotin etkisini hatırlatır. Zamanla
düzenli olarak içmeye dönüşür. Halbuki sigara içilmemesine alışmak daha
kolaydır.
Çevre baskısı: Sigarayı bırakanların çoğu çevresi tarafından adeta tekrar
içmeye zorlanır. Bu, sigara içenlerin bir kişiyi daha kaybetmelerinden
kaynaklanan ilginç bir psikolojik durumdur. Ancak kısa bir zaman içinde
arkadaşlarınız da sigara içmediğinizi kabullenip sizi rahat bırakacaklardır.
Katran ve nikotin düzeyi düşük (light) sigara içmek: Bu durumda genellikle
günlük sigara adedi arttırılarak eski nikotin düzeyi tutturulmaya çalışılır.
Zaten ?tehlikesiz sigara? yoktur.
Sorumluluğu başkasına yıkmak: Çoğu kişi sevdiği birisi onu desteklemezse
sigarayy bırakmaktan kaçar. Hatta deneyip de başarısız olursa başkasını suçlar.
Oysa sigarayı bırakmak öncelikle kişisel bir sorundur, mutlaka kendinize
güvenmeyi başarmalısınız.
Şişmanlama korkusu: Gerçekte sigarayı bırakanların sadece 1/3?ü kilo alır ve
bu fark gerçekte 3-4 kg. kadardır. Bundan daha fazla alınan kilolar kendine
güvensizlikten kaynaklanan, sigarayı elde ve ağızda tutmak alışkanlığının yerini
alan, abur cubur atıştırma alışkanlığıdır. Oysa, gerçekte sigarayı bırakmaktan
dolayı ilk günlerde açılan iştah, kısa bir süre sonra normale döner.
Yoksunluk belirtileri: Şiddetli nikotin arayışı, gerginlik, kızgınlık,
huzursuzluk, sinirlilik, uyku kalitesinin bozulması, iştah artışı ve benzeri
belirtiler olabilir. Bu belirtiler geçicidir ve vücudun kendini onardığını
gösterir. Örneğin, öksürük ve balgam artışı, solunum yollarındaki titrek
tüylerin zehirli maddeleri atmak için görevlerini yerine getirmeye başlamasından
kaynaklanır. Yoksunluk belirtileri sigara bırakanların 2/3?ünde görülür.
Belirtiler, ilk 72 saat içinde şiddetlidir. 7-10 gün içinde azalarak ortadan
kalkar.
Insulin Vücutta Nasil İş Görür?Diyabet TipleriTip 1 Diyabetin Nedenleri[img]images/smilies/biggrin.gif[/img]aha Fazla Posa Yiyin.Hangi Yiyeceklerde Yağ Vardır?Hangi Yiyeceklerde Protein Vardır?Nişastalı Yiyecekleri Yerseniz Ne Olur?Şeker Yerseniz Ne Olur ?Tip I DiyabetYiyecek DeğişimiDeğişim ListeleriKalp Sağlığını Korumak İçin Ne Yapmalıyız?Daha Az Tuz TüketinYapay TatlandırıcılarUygun Zamanlarda BesleninTip II diyabetYürüyüş Yapmanın FaydalarıDoğru Olan Fiziksel Aktiviteyi SeçmekEgzersize Başlamadan ÖnceFiziksel Aktiviteler Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |